Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Ruh Cagirmak
Ruh Cagirmak
Insan ruh ve cesetten meydana gelmistir. Elektrikli aletler için cereyan ne ise,bedendeki azalar için de ruh odur. Sözgelimi bir ampulü parçaladigimizda ondaki cereyana bir zarar vermis olamayiz. Parçalanan ampul artik etrafiaydinlatamaz.Fakat onun parçalanmasi cereyanin varligini ortadan kaldirmaz.
Bu misal gibiölmüs insanlarin bedenleri zamanla dagilip ortadan kaybolsa bile, onlarin ruhlari müstakil olarak varliklarini devam ettirirler. Zira, beden ruh ile ayakta durur.Fakat ruhun devam ve bekasi bedene bagli degildir.
Bu durumda,"öldü" dedigimiz insanlarin sadece bedenleri ölmüstür.Ruhlari ise "berzah alemi" denilen bir alemde hayatlarina devam etmektedirler."Dünyanin eceli" demek olan Kiyamet kopuncaya kadar devam edecek bu alemdeki ruhlar, dünyada yaptiklari amellere göre "ya cennet bahçelerinden bir bahçede lezzet almakta, veya cehennem çukurlarindan bir çukurda azap çekmektedir." (1)
Acaba, ölmüs insanlarin ruhlariyla temasa geçmek, onlardan bilgi almak mümkün müdür? Dünyanin diger ucundaki insanlarla sesli veya görüntülü iletisim kurabildigimiz gibi,"berzah alemi" ile de irtibat kurup, o alemin sakinleriyle görüsebilir miyiz?
Bu tür sorular eskiden beri insanlari mesgul etmis, o alemle irtibata sevk etmistir. Eskiden kahinler bunu gerçeklestirmeye çalisirken, günümüzde medyumlar ayni seyi yapmaya çalismaktadir. Özellikle sosyete çevrelerinde "ruh çagirmak" yaygin bir adet haline gelmistir. Bu konuda, metafizik meseleleri derin bir vukufiyetle ele alan Bediüzzamanin su tesbitlerini nakilde fayda görüyoruz:
Bu mesele felsefeden ve ecnebiden geldigi için, ehl-i imana çok zararlari olabilir.Ve çok su-i istimalata mense olmakla beraber,içinde bir dogru olsa on yalan karisiyor.Cünkü, dogruyu ve yalani ayirdedecek bir mihenk,bir ölçü olmadigindan habis ruhlar ve seytana yardim eden cinnîlerin,bu vesile ile,hem onun ile mesgul olanin kalbine ve hem de Islemiyete zarar vermek ihtimali var.Cünkü, maneviyat namina,Islâmî hakîkatlere ve genel inanca aykiri haber vermeler oluyor.Habis ruhlar iken,kendilerini temiz ruhlar zannettirip,belki kendilerine bazi büyük veliler namini verip Islamiyetin esaslarina aykiri sözlerle zarar vermeye çalisabilirler.Hakikati degistirip,saf gönüllüleri aldatabilirler. (2)
Üstteki ifadelerden su esaslari çikarmak mümkündür:
1-Ruh çagirma olayi,bize distan girmis bir olaydir.Kaynagi din degil,felsefedir.
2-Kendilerini ölmüs bir insanin ruhu seklinde takdim eden ruh çagirma celsesinin misafiri,gerçekten o kisinin ruhu olmayip,ya habîs ruhlardan veya seytana yardim eden cinlerden biridir.
3-Celseye gelen meçhul misafir,gerçek disi beyanlarla hem oradakilerin,hem de onlardan duyacak saf kisilerin inancina zarar verebilir.Mesela,kendini Mevlananin ruhu seklinde takdîm eder.Sözüne itimadi saglamak için,Mevlanadan bir-iki beyit de okuyabilir.Fakat daha sonra,Islâm disi seyleri Mevlananin sözleriymis gibi takdîme ve telkîne çalisir.
Bu meselede,su nokta da çok mühimdir: Sadik rüyada,habis ruhlar ve seytan, peygamber suretinde temessül edemez. Fakat ruh çagirmakta,habis ruhlar,belki Peygamberin lisanen ismini kendine takip,sünnet-i seniyyeye ve seriatin hükümlerine aykiri olarak konusabilir.Eger bu konusmasi seriatin hükümlerine ve sünnet-i seniyyeye muhalif ise,tam delildir ki,o konusan temiz ruhlardan degildir.Mümin ve müslüman cinnî de degildir.Habis ruhlardan olup, bu sekilde taklit etmektedir. (3)
Ruh çagirmanin bu tarz tehlikesine dikkat çeken Bediüzzaman, ruhlarla temasin nasil olmasi gerektigini de anlatir. Söyle ki:
"Seytanlari da Onun(Süleymanin) emrine bagli kildik. Onlardan kimi bina ustasi, kimi de dalgiç idi.Digerleri ise zincirlere vurulmustu." (4) "Seytanlardan da Onun(Süleyman)için dalgiçlik edenleri ve baska is yapanlari musahhar kildik"(5)ayetleriyle Cenab-i Hak bildiriyor ki: Yerin insandan sonra suurlu olarak en mühim sakinleri olan cinler,insana hizmetkar olabilir.Onlarla temas edilebilir. Seytanlar da düsmanligi birakmaya mecbur olup,ister istemez hizmet edebilirler ki,Cenab-i Hakk, emirlerine itaat eden bir kuluna,onlari itaat ettirmistir.Cenab-i Hak,manen su ayetin isari diliyle der ki: Ey insan! Bana itaat eden bir kuluma cin ve seytanlari ve serirlerini itaat ettiriyorum. Sen de benim emrime itaat etsen, çok varliklar,hatta cin ve seytan dahi sana itat edebilirler.
Iste insanligin sanat ve fennin imtizacindan süzülen maddî ve manevî fevkalade hassasiyetinden tezahür eden ispirtizma gibi,ruh çagirmak ve cinlerle haberlesmenin, su ayet, en son sinirini çiziyor ve en faydali suretlerini tayin ediyor ve ona yolu dahi açiyor.Fakat simdiki gibi, bazen kendine ölüler namini veren cinlere ve seytanlara ve habis ruhlara musahhar ve maskara olup oyuncak almak degil,belki Kuranin tilsimlariyla onlari itaat ettirmektir ve serlerinden kurtulmaktir. (6)
Hem, ruhlarin temessülüne isaret eden Hz. Süleymanin (a.s.), ifritleri celb ve teshirine dair ayetler; hem,"Ona (Meryeme) ruhumuzu (Hz. Cebraili) gönderdik de,kendisine düzgün bir insan seklinde temessül etti"(7) gibi bazi ayetler, ruhanîlerin temessülüne isaret etmekle beraber,ruhlarin celbine dahi isaret ediyorlar.Fakat isaret olunan temiz ruhlarin celbi ise, medenîlerin yaptigi gibi, hezeliyat suretinde bazi oyuncaklara,o pek ciddi ve ciddi bir âlemde olan ruhlara hürmetsizlik edip,kendi yerine ve oyuncaklara celbetmek degil; belki ciddi olarak ve ciddi bir maksad için,Muhyiddin-i Arabî gibi zatlar ki,istedigi vakit ruhlar ile görüsen bir kisim ehl-i velayet misüllü, onlara müncelip olup,münasebat peyda etmek ve onlarin yerine gidip âlemlerine bir derece yaklasmakla ruhaniyetlerinden manevi istifade etmektir. (8)
Demek ki Hz. Meryeme Hz.Cebrail bir insan seklinde görüldügü gibi,bunun benzeri baskalari için de mümkündür.Bu olaya,uzaktan yapilan bir yayinin kendi televizyonumuzda izlenmesi misaliyle bakabiliriz.Ekranimiza yansiyan bir görüntü oldugu gibi,görülen ruh dahi,Onun zati degil, temessülüdür.
Bir kimse uyanikken Hz.Peygamberin ruhaniyatinin temessülüne mazhar olsa ve Onunla sohbet etse,o sohbette Resulullahin söylediklerinin durumu nedir ? Kisi,bunu baskalarina nakledip,buna göre hareket etmelerini söyleyebilir mi ?
Hatira gelebilecek böyle bir soruya,Bediüzzaman su sekilde açiklik getirir: Nübüvvet hakîkati velayetten ne derece yüksekse,ispirtizma vasitasiyla veyahut terakkiyat-i ruhiye cihetiyle mazhar olunan sohbet ve muhabere dahi,hiçbir cihette hakîki peygamberle muhabereye yetisemiyeceginden, yeni ahkam-i seriyeye medar-i ahkam olamaz.(9) Yani,böyle bir sohbet,yeni bir takim dini hükümlere medar olamaz. Zira,"Bugün dininizi tamamladim"(10) ayetinin hükmüyle,Islam Dini ondört asir evvel tamamlanmistir.
Böyle bir sohbet,ancak dinin hakikatlerinin bir mütalaa ve müzakeresi seklinde olabilir.Sohbete mazhar kisi,elbette bunun neticesinde ruhen tefeyyüz edecek, marifet yönüyle inkisaf edecektir.
Kanaatimizce,Bediüzzaman bu tarz sohbetlerin yabancisi degildir.Eserlerinde Üveysi bir sekilde Abdülkadir-i Geylanî,Imam- Gazali,Hz.Ali gibi zatlardan ders aldigini ifade etmistir. (11)
Sairler, hassas ruhlu kisiler olarak, ilhama açik insanlardir.Bu ilham Rahmani menseli olabilecegi gibi, seytani kaynakli da olabilir. Bunlardan birinin ruhlarla irtibatini örnek olarak vermek istiyoruz.Söyle ki:
Enis Behiç Koryürek,"bes hececiler" olarak anilan sairlerden biridir.1949da vefat eden bu zat,önceleri ruha inanmazken,1946da evinde yapilan bir ruh çagirma seansiyla dünyasi degisir.Cedikçi Süleyman oldugunu söyleyen seansin misafiri,iki yil boyunca seanslara devam eder.
(12)Dedigine göre,h.1112de Trabzonda vefat etmis olan bu zat,Enis Behice eski devrin ifadesiyle bir takim siirler yazdirir,hadisler verir,ayetler ezberletir.Farsça kitalar söyler,bazi kehanetlerde bulunur.(13) Bu esrarli misafir, önceleri Enis Behice tek tek harfleri söyler ve yazdirir. Ileriki günlerde dogrudan dogruya Onun diliyle konusur.Enis Behic,bunu söyle ifade eder:
" O sözler...Edasi,musikisi, manasi benim tarzimdan bambaska olan, fakat bu baskalikla beraber gene benden bir koku,bir gölge tasiyan o sözler... Evet,ömrümde hiç düsünmedigim ve söylemesini aklimdan hiç geçirmedigim o sözler,içimden, benim içerimin daha içerisinden birdenbire fiskirip çaglayan bir su gibi,emeksiz, engelsiz akiyor akiyordu...Bu adeta bir irtical mucizesiydi. (14)
Enis Behiç,iki yil devam eden bu sohbetlerde kendisine dikte ettirilen veya bizzat dilinden kaydedilen yazilari bir kitap halinde toplamistir. Kitap,tasavvufi siirler manzumesidir. Enis Behicin önceki eserlerinden üslub ve muhteva yönünden çok farklidir.
Ayni dönemlerdeki ruh çagirma seanslarinin meshur isimlerinden Bedri Ruhselmanin kitaplasan seans notlarinda ise,kayda deger bir bilgi görülmemektedir.
Ruhselman,kendini ruh olarak takdim eden misafire gayb alemi ile ilgili çok seyler sormustur.Verilen cevaplar; desteksiz, Islâmî esaslara dayanmayan bir takim mücerred iddialardan ibarettir.
Demek ki,ruhlarla temas mümkündür.Fakat, kendini ruh olarak takdim edenin,gerçekten o kisi olmasi lazim degildir.Gelen meçhul misafir,cinlerden biri veya habis ruhlardan biri olabilir.Arada söyledigi bazi dogrulari yem olarak kullanip, bu arada çok yalanlari kabul
ettirebilir.Sözgelimi, faili mechul bir cinayetin katili sorulsa ve seansin misafiri bir isim verse,o kisiye hemen katil nazariyla bakilamaz.
Bu meselede,"Ey iman edenler! Eger bir fasik size bir haber getirirse arastirin.Yoksa, bilmeyerek bir kavme satasirsiniz da,sonra yaptiginiza pisman olursunuz"(15) ayetinin verdigi ölçüyü unutmamak gerekir.Zira, insanlarin yalan haber getirmeleri görüldügü gibi,ayni durum cinler için de geçerlidir.
Kâmil müslümanlar,ruh çagirma seanslariyla gayb âlemini tanimaya çalismak yerine,Kuran vasitasiyla o âlemi bilmeye gayret ederler. ira Kuran, alem-i sehadette âlem-i gaybin lisanidir.(16) Bu arada,kuvvetli bir rabitayla,Islam büyüklerinin ruhaniyyatindan istifadeye çalisirlar.Fakat, -hatta peygamberin ruhaniyyatiyla bile olsa- böyle bir sohbetin,hiç bir zaman yeni dini hükümlere medar olamiyacaginin da farkindadirlar.
Kaynaklar:
1. Tirmizi, Sünen, Kiyamet, 26
2. Said Nursi, Emirdag Lahikasi, s. 404
3. Said Nursi, a.g.e, s. 405
4. Sad, 37-38
5. Enbiya, 82
6. Said Nursi, Sözler, s. 240
7. Meryem, 17
8. Said Nursi, Sözler, s. 241
9. Said Nursi,Emirdag Lahikasi,s. 404-405
10. Maide, 3
11. Bkz. Said Nursi,Emirdag Lahikasi s.64; Lemalar (osm). s. 863-864
12. Hekimoglu Ismail ve H.Hüseyin Korkmaz,Ilimler ve Yorumlar,s.420-422
13. Sinan Onbulak, Ruh ve Ruhlar Alemi,s.4
14. Enis Behiç Koryürek,Varidat-i Süleymaniye, s.7
15. Hucurat,6
16. Said Nursi,Sözler, s.339
Sadi Eren (Doç.Dr.)
Selametle