Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
fethullah gülenin hafızlığı
Neden namaz kılmadığı sorulan birisi, “Namaza yaklaşmayın” mealindeki ayeti gerekçe göstermiş. Ayetin devamını oku, diyenlere de “hafızlığım oraya kadar” demiş işin içinden çıkmış. 15 Kasım tarihli Zaman gazetesinde Fethullah Gülen imzası ile yayınlanan;
“Diyaloğun karşısında üç zümre: Karmatiler, Hariciler, Anarşistler” başlıklı yazıyı okuyunca gayr–i ihtiyari bu fıkrayı hatırladım.
Hocaefendi, İslam’ı dejenere etmek, iki milyarlık Müslüman nüfusu, Haçlıların cinayetleri ve saldırıları karşısında pasifize etmek için Vatikan din devleti tarafından tatbikata koyulan “Dinlerarası diyalog” projesinin amansız savunucusu ve temsilcisi olduğu için karşı çıkanları şiddetle eleştiriyor. Hatta tarihin derinliklerinden deliller bulup çıkararak kendi aklınca diyalog karşıtlarını haricilerle, anarşistlerle aynı safa yerleştiriyor ve diyor ki:
“... Televizyonda seyrettiğim iftar sofraları, hoşgörü deyip bir araya gelen farklı düşünce temsilcilerinin el ele tutuşması ve artık birbirine “öteki” nazarıyla bakmayan insanların varlığı bana kundaklanan hoşgörü ve diyalog günlerini ve o güzel günlerin kundakçılarını bir kere daha hatırlattı...”
Hocaefendi’ye, papazlı hahamlı iftar sofraları, diyalog karşıtlarını hatırlatıyor da nedense aynı günlerde Felluce’de Haçlı birliklerinin mangalar halinde camilere dağılarak yaptıkları katliamı hatırlatmıyor... Bombardımandan her nasılsa yaralı kurtulmuş olan Müslümanları yakın plandan katletmeleri, diyaloga kimlerin kurşun sıktığı konusunda bir fikir vermiyor mu, yoksa Hocaefendi bu rahatsız edici görüntüleri izlemiyor mu?
Hocaefendi’nin hafızlığı herhalde buraya kadar. Vatikan’ın bir projesi olan “Dinlerarası diyalog”un karşıtlarına, sırtını Amerika’ya dayayarak parmak sallıyor, aba altından sopa gösteriyor, fakat aynı Amerikan askerlerinin mübarek Ramazan ayı boyunca Iraklı Müslümanları bombalamaları, Kadir gecesinde, “hayalet öfke” adı ile başlattıkları yoğunlaştırılmış Haçlı saldırıları ve bir gecede bin kişiyi katletmeleri Hocaefendi’yi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu konuda hiç bir fikri yok, çünkü görüş mesafesi, oraya kadar. Ama, sahibi bulunduğu ve yazı yazdığı Zaman gazetesi; “Irak yönetimi Felluce operasyonunu başarılı buluyor” manşetiyle Felluce katliamını alkışladığını ortaya koyuyor.
Ey aziz milletimin uyanık olanları ve papaz büyüsünden geçirilmemiş olanları!
Gerçekleri görebilmen için her gün önüne serilen binlerce fırsattan biri daha önünde, çok net olarak duruyor. Haçlı işgal ordularının tam da Kadir gecesinde “Hayalet öfke” adı ile başlattıkları saldırıların kanlı bir biçimde devam ettiği, kaçamayan binlerce kadının, çocuğun katledildiği günlerde, Conilerin cami cami dolaşıp kıpırdayanlara kurşun yağdırdığı günlerde, Zaman gazetesi: “Irak yönetimi Felluce operasyonunu başarılı buluyor” diye haber yapıyor, aynı gazetenin manevi sahibi Fethullah Gülen ise, Irak’ta işlenen cinayetlerden hiç söz etmeden, Amerika’da oturup diyalog karşıtlarına veryansın ediyor.
Bu durumda kimin anarşistlerin safında yer aldığı kimin de mazlumlardan yana tavır koyduğu ayan–beyan ortada.
Ya Hocaefendi hafızlığını biraz daha ilerletip, Haçlı zulmünü, diyaloga kimlerin bomba koyduğunu görecek, ya da biz bu gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.
ADIGÜZEL
sevgili bu yazıyı yazan kardes sana mail adresimi veriyorum kendi adresini gönderirsen bu konu hakkında bilgilerimi paylaşmak isterim
adı güzel kardeşim.bu ortamlarda bu tür konulara hiç girmesen.zaten hiç uygun bulunmuyo büyükler tarafından da.Bir tane güzel sitemiz var onu da kaybetmeyelim.kardeşin olarak rica ediyorum senden.eminim diğer kardeşlerimiz de benimle aynı düşüncededirler.Allah razı olsun...
Vuslat gibi nimet mi olur,
Ya Rab! nice sukredelim?
Hizmet gibi devlet mi olur,
Ya Rab! nice sukredelim?
****Bezledersen bu yolda canini,bir gün olur elbet bulursun cananini****
dediklerine katılıyorum kardeşim asya???
asya??? kardeşim senden bir ileti istiyorum güzel bir ileti olsun rica ediyorum.
mail adresini ver hkn adlı kardeşimde seninle konuşayım.
Dogru söylüyorsun Asya ablacıgım..Son günlerde bu tür konular baya arttı..Zaten Benim arkadaşlar bu yüzden dolayı iyice sogudu siteden..Tamam sitede siyasette konuşulur ama bu kadar da degil..Eskiden siteye girince yazılan kıssalara bakardım..Şimdi cogu siyasi oldu..Allah razı olsun..Bu konuya degindigin için..
""Din Nasihattir.""
""Anani Atani Say; Bereket büyüklerle beraberdir...""
""Kula bela gelmez hak yazmadıkca,
Hak bela vermez kul azmadıkca""
BENİMLE AYNI FİKİRDE OLAN KARDEŞLERİMİ NEDEN BURADA GÖREMİYORUM.LÜTFEN YORUMLARINIZLA KATKIDA BULUNUR MUSUNUZ???!!!!!!!
Vuslat gibi nimet mi olur,
Ya Rab! nice sukredelim?
Hizmet gibi devlet mi olur,
Ya Rab! nice sukredelim?
****Bezledersen bu yolda canini,bir gün olur elbet bulursun cananini****
1. olarak site içersinde bu tür konulara girmemenizi rica ediyoruz.. Silindigineceğini unutmayınız.
2. olarak abla abi ifadeleri ile cinsiyetinizi belirtici kelimeler kullanmayınız.
3. olarak forum içersinden birbirinizin mail yahut msn adreslerinizi vermeyiniz ve istemeyiniz.
4. olarak her sakallı dede değildir..!
2. olarak abla abi ifadeleri ile cinsiyetinizi belirtici kelimeler kullanmayınız.
bu benim için heralde Allah razı olsun uyardıgın için....Fakat bu karşıdaki insanı samimi gördigim içindi..Tekrar özür dilerim kusura bakmayın bidaha olmaz....
soğudu artık bu konular, konuşmanın bi anlamı yok
her şey okadar açık ki, bu saatten sonra dostu düşmanı tanımayana bir şey öğretemezsiniz...
Cahile laf anlatmak, havada demir dövmek gibidir...
4. olarak her sakallı dede değildir..!
:):):) anlaşıldı.....
2. olarak abla abi ifadeleri ile cinsiyetinizi belirtici kelimeler kullanmayınız.
Bu benim yüzümden oldu galiba özür dilerim.ben nickimi eskisi gibi hureyre yapmak istiyorum ama yapamadım.yardımcı olursanız bi daha böyle hadiseler olmaz inş. hancı kardeşim......
Vuslat gibi nimet mi olur,
Ya Rab! nice sukredelim?
Hizmet gibi devlet mi olur,
Ya Rab! nice sukredelim?
****Bezledersen bu yolda canini,bir gün olur elbet bulursun cananini****
evet arkadaşlar perhiz yapıyoruzderken kilo almayalım
fetullah gülen hakkındaki yazılarda yeni sakıncalı bulduğunuzu anlam veremedim.
ayrıca kimsenin yazdıklarıma bir tepkiside olmmaması sevindir di
konu sadece fetullah gülen yanı unu yazma e peki yayazının içindeki sizlerinde tepki göstermediği doğrular.
onlar ne olacak onlar nasıl dile getirilecek
ADIGÜZEL
ooo bu tartışma lamış başını gitmiş.herkes doğru ve faydalı olacağına inandığı bir yol tutmuş gidiyor. bi de hiç bir yere gidemeyenler var.onlara ne demeli..
niyetimiz salih olsun..
Nurculuk ve Fethullah Gülen Vakası
Bilindiği gibi, 31 Mart Vakası, Nakşilerin ve değişik kesimlerden yobazların destek verdiği bir "Gerici İsyanı" olarak tarihe geçmiştir. 31 Mart Vakası'nın gerici kahramanı(!) Derviş Vahdeti, Nakşibendi tarikatından idi. Derviş'in çıkardığı "Volkan" gazetesine Saidi Nursi(kürdi) de yazıyordu. 1924'te hilafet kaldırılınca, İngilizlerin organize ettikleri Şeyh Sait isyanı başladı(1925). Bu olayda Nakşiler, doğuda birçok Türkmen-Alevi köyüne baskın yapmış, yakıp yıkmıştır. 1930'da Menemen'de ayaklanan yobazlar da öğretmen-yedek subay Kubilay'ı şehit ederek başını kesip sokaklarda dolaştırdılar. Bu isyanın başındaki Derviş Mehmet de Nakşibendi tarikatındandı.
31 Martçı Saidi Nursi(kürdi), 1925'te Şeyh Sait isyanıyla mahkum olmuştu. Saidi Kürdi, Nakşiliğe dayanan Nurculuğu yaymaya çalışan bir laiklik ve cumhuriyet düşmanıydı. Aslında hareketin özünde Türk düşmanlığı yatmaktaydı.
İşte Saidi Kürdi’nin takipçisi Fethullah Gülen de bu ekolün devamcısıdır. Derviş Vahdeti ve Saidi Nursi(Kürdi)’nin üstlendiği misyonu(!), günümüzde AKP ve Nur cemaati üstlenmiş görünüyor...
Önüne böylesine büyük(!) bir hedef koyan ve amaç edinen Fethullah Gülen, 1957 yılında Erzurum'da talebelik yıllarında Bediüzzaman(!) Saidi Nursi'nin adamı Muzaffer Arslan'ın sohbetlerinde Risale-i Nurları tanır ve bir daha da bu sohbetlere katılmaktan geri kalmaz!.. F.Gülen, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında çeşitli görevlerde bulunur... M.Şevket Eygi, gibi kişilerle aynı kulvarda, dini alet ederek siyasi mücadele verir!..
11.03.1966'da Kırklareli'nden İzmir merkez vaizliğine tayin edilen Fethullah Gülen, kendi deyimi ile, izine ayrılıp “küçük bir Türkiye seyahati”ne çıkmış ve “çeşitli yerlerdeki dostlarını ziyaret etmiş”tir. Seyahati 40 gün kadar sürmüştür. Halbuki izin süresi 20 gündür!.. Bu süre içinde hocaefendi(!) neler yapmıştır?..Kendisinin bu "çeşitli yerlerdeki dostları" kimlerdir acaba?.. Ve 20 günlük resmi izin, 40 güne nasıl çıkarılmıştır?..
Nurcular ülkemizde bir asırdır örgütleniyorlar.Devleti ele geçirme sürecinde,şimdi sıra parçadan bütüne doğru gitmeye geldi!
Ve “Abant Platformu”
Gayet açıktır ki, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgede "ılımlı İslam" tasarımında Türkiye'nin "aktör" olmasını en iyi sağlayacak insan(!) Fethullah hocadır!.. ABD'nin planlarına göre; "Ilımlı islam" tasarımı, BOP'un marş motoru ve Fethullah Gülen de bu motorun anahtarıdır!
Washington'da düzenlenen Abant Platformunda Nakşiler, Nurcular ve Süleymancılar tarafından, M.Kemal ATATÜRK'ün kurduğu laik cumhuriyet tartışılmış(!) ve BOP çerçevesinde Afganistan'ın, Irak'ın, Mısır'ın, Özbekistan'ın, Azerbaycan'ın vb. ülkelerin örnek alacağı "din eksenli" cumhuriyete geçiş yolları aranmıştır! Yani onlara göre sorun, "laik Cumhuriyet"tir!.. Çünkü "Abant Grubu" denilen misyonun amacı da; "ABD'nin bölgedeki emperyalist çıkarlarına ideolojik bir destek sağlamak"la ilgilidir!
ABD'nin ve F.Gülen Hocaefendisinin kuklası olan Başbakan R.T.Erdoğan ise, ABD hakimiyetindeki Yeni Dünya Düzeni'nin "Büyük Ortadoğu Jandarma Komutanı" olmaya taliptir!
Türkiye, 24 Ocak 1980 kararları ile Liberalizme geçerken, 12 Eylül darbesi ile sistem buna uygunlaştırılır, 1990 yılından itibaren de "küresel"leşir, ABD destekli Gülen okulları ile de (sözde) "Türk Emperyalizmi" görüntüsü yaratılmaya çalışılır... İşte bu aldatmaca neticesinde bugün hala bazıları,"yahu ne istiyorsunuz bu hocaefendiden? Adam bizim misyonerliğimizi yapıyor,dünyanın her yerinde Türk(!) okulları açıyor" gibi bir safdillik, daha doğrusu gafillik içerisindeler...
"Çağdaş Roma İmparatorluğu" denilen ABD, BOP'u müslüman coğrafyasında hayata geçirmeye çalışırken, F.Gülen ve ekibinin himaye görmesi bir rastlantı değildir. F.Gülen ve cemaati yıllardır ABD tarafından desteklenmekte ve kullanılmaktadır. Bugün F.Gülen ABD'deki çiftliğinde(cemaate ABD tarafından tahsis edilmiştir), FBI'ın korumasında yaşamakta ve cemaatini yönetmektedir!
SON-ÜLKÜCÜ
**********************
EZANA BILAL GEREK...
-------------------------------
EKMEGE HELAL GEREK...
-------------------------------
GÖK YÜZÜNE BIRTANE YETER...
----------------------------
BIZE ÜC HILAL GEREK....
Büyük Ortadoğu Projesi(BOP):
Büyük Ortadoğu Projesi(BOP); ABD'nin batıda Fas, doğuda Moğolistan, kuzeyde Çeçenistan, güneyde Yemen'i içine alan geniş bir "islam coğrafyası" tasarısıdır. BOP'un üç boyutu vardır: Birincisi ekonomik olanıdır ki, G-7 ülkeleri içinde tartışılıyor. İkincisi siyasi boyutudur ki,ABD ve AB ülkeleri arasında tartışılıyor. Üçüncüsü ise askeri olanıdır ve bu da NATO Konseyi'nde ve komuta merkezinde tartışılmaktadır.
ABD'nin ve AB'nin hakimiyet kurmak için bir harman yerine çevirdiği Kıbrıs da bu projenin taşlarından birisidir!..
---Başbakan Erdoğan, Bush ile 28 Ocak 2004'te Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin ardından, "Türkiye'nin, sınırları genişleyen ve demokratik değerlerin yerleştirilmesi öngören bu projeye destek verdiğini, Türkiye'nin projede anahtar rol oynayacağını" söyledi!
---ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 1 Nisan 2004'te verdiği ropörtajda "Neden Türkiye gibi bir islam ülkesi, Türkiye'deki gibi bir demokrasi olmasın?" şeklindeki sözleriyle, Türkiye'yi "ılımlı islam"ın modeli olarak gördüklerini ifade etti!
ABD ve AB Emperyalizmi, sömürüsünü idame ettirmek amacı ile, “dünyada birlik ve barış” amacı göstermek için, "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" oluyormuşcasına, İbrahimi kökenli semavi dinler olan; Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık arasında uzlaşı sağlar gözükmektedir. Bu inançların dinsel simgeleri olan Davut yıldızı, kippa(bere), haç, türban(ki aslında İslamla bir alakası yoktur) gibi sembollerin istenen tarzda(kendi ülkeleri hariç) bulundukları bölgelerinde kullanımına hoşgörüyle bakılmıştır. "Davut Yıldızı-Haç-Hilal" ya da "Haç ve Gül" birlikte, emperyalizmin geleneksel birlik simgesi olarak kullanılmıştır.
Türkiye Türkleri’nin 1923'de Cumhuriyet ve Atatürk devrimleriyle başlattıkları uluslaşma süreci, bilhassa 1950'den itibaren inkitaya uğrar. O günden beri "karşı devrim" devam etmektedir. 2002 yılında AKEPE iktidarının işbaşına gelmesiyle, karşı devrim süreci hızlandırılmıştır. Bugün Türkiye, "Türk kimliği"nden ve "Cumhuriyet kimliği"nden "islami cemaat kimliği"ne çevrilmek istenmektedir!.. AKEPE Hükümeti, “Yeni Osmanlıcılık” ile Cumhuriyet sistemini karşı karşıya getirerek, İslam rejiminin rövanşını bu çatışmada almak istemektedir!
Başbakan Erdoğan'ın, laikliği "farklı inanç ve değerlere eşit mesafede olan devlet" diye tanımlamasından da anlaşılacağı üzere Erdoğan, şeriatçıların önündeki(eğitim alanında olsun,hukuk alanında olsun) engellerin kaldırılmasını istemektedir ve laikliği de bu çerçevede kullanmak istemektedir.
ABD'nin de Türkiye için istediği model; daha bireysel ve post modern, ılımlı bir İslami devlet ve laikliğin de olduğu bir sistemdir. Tabi bu laiklik, ABD'nin uygun gördüğü bir laikliktir! Tıpkı Tayyip Erdoğan’ın tanımlamasını yaptığı “laiklik” gibi…
8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Türk ekonomisini dünya tekellerine açması sayesinde "Anadolu kaplanları(!)"nın ortaya çıktığını ve şeriatçı sermayenin doğduğunu görmekteyiz. Bu yapı, "soft İslam" anlayışını da beraberinde getirmiştir. Anadolu kaplanları(!)nın ortaya çıkmasıyla, Anadolu'dan çıkan bu iş adamlarının, sadece sanayi ve ticaret alanında değil, şeriatçı faaliyetler gibi başka alanlara da finansman sağladıklarını görmekteyiz. AKEPE de "İslam, demokrasi, laiklik" konusunda, geçmişte Özal'ın(daha öncesinde de Menderes'in) açtığı yolda ilerleyerek “ABD'nin ileri karakolu olma” görevini yerine getirmektedir.
Washington'da düzenlenen Abant toplantısı da göstermiştir ki, ekonomi ve dış politikadan sonra laik cumhuriyet rejimi de ABD'de biçimlendirilmek istenmektedir!
Nurcular ve Fethullah Gülen'in Siyasi Etkisi:
F.Gülen'in "benzeme benzet" stratejisinde, geleneksel takiyyecilikten farklı olarak değişik alanlarda görev alacak nur cemaatinden bir kişi(ister kadın olsun,ister erkek), o alanda diğer çalışanlar gibi giyinip ve taktiksel olarak da onlar gibi davranmak zorundadır. Hoşgörülü ve uzlaşmacı gibi görünüp, zamana yayarak kendi görüşlerini empoze etmektedirler.
ABD, F.Gülen'in vasıtası ve AKEPE'nin kanalı ile dincileri,kürtleri ve kürtçüleri kullanmaktadır.
İslam coğrafyasında, ABD birinci dönem yayılmacılığını DP iktidarı ile yapmıştır. İkinci dönem yayılmacılığını da Özal ve onun devamında da Fethullah cemaati ve AKEPE iktidarı ile yapmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bölgede etkin rol alan ABD, daha sonra ise "Yeni Dünya Düzeni" ile hakimiyetini kurmuştur.
AKEPE'nin 03.11.2002'de hükümet olması, sadece siyasal islamcıların değil, ABD yanlısı bir blokun da iktidar olmasıdır! 19.yy başından beri ülkemizde ajanları vasıtasıyla faaliyette bulunan ABD, şimdi ise AKEPE iktidarı ve yerel yönetimleri ile F.Gülen cemaatinin de marifet(!)iyle, Özal'ın ve daha öncesinde de Menderes'in başlattığı "liberal-muhafazakar-demokrat"lığa uygun din anlayışının reformlarını bitirmeye çalışıyor. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de küreselleşmeye uygun olarak yeniden biçimlendiriyor!
ABD ile içiçe olan İngiltere ve İsrail'in de destekleyicisi olduğu, Türkiye’yi "eksen ülke" yapacak olan BOP'un hedefleri; "İsrail'i korumak ve kollamak, ABD'nin bölge ülkelerini sömürmesi ve petrolleri kontrol etmesi"dir!
Sonuç:
Aslında konunun özeti : "Emperyalist Batı(ABD,AB,İsrail)'nın Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da hegamonya kurma projesi olan BOP'un marş motoru ılımlı islam, bu motorun kontak anahtarı ise F.Gülen ve cemaatidir!"…
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
SON-ÜLKÜCÜ
**********************
EZANA BILAL GEREK...
-------------------------------
EKMEGE HELAL GEREK...
-------------------------------
GÖK YÜZÜNE BIRTANE YETER...
----------------------------
BIZE ÜC HILAL GEREK....