Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Yüregini Yokla Ey Dost!!!

Yüregini Yokla Ey Dost!


Dur dostum, dur ve bak etrafina...
Ne görüyorsun?
Orada, karlar üzerinde yirtik pabuçlariyla okula giden çocuklar var. Önlüksüz, deftersiz, kitapsiz...
Orada dag yollarinda doguran anneler var...
Orada annesinin memesinden süt yerine kan emen bebeler var...
Orada, gözleri hep bir is umudunda sönen, evine her aksam ekmeksiz dönen, yüregi utanç mengenesine sikismis babalar var...
Orada çocuklarini avutmak için tenceresinde as yerine tas kaynatan anneler var.
Orada kapisini soguk rüzgarlardan baska kimsenin çalmadigi, açmadigi garipler var...
Yaslilar, dullar, yetimler, yatalak hastalar var.
Doktorsuz, ilaçsiz, mezar sessizligindeki evlerinde kusatilmis bir nice insan var orada...
Çöplüklerde ekmek arayanlar var...
Dur ve bak etrafina...
Isinamayanlar, aylarca et görmeyenler, bir lokma ekmek için çamurlara bulananlar var orada...
Gör onlari...
Önce gör!
Görmezsen mes'ulsün çünkü...
Bir beldede açliktan ölse bir kisi, tüm sehrin insanlari sorumlu tutulur onun ölümünden... diyor Allah'in Rasulü...
Gör, çünkü "komsusu açken tok sabahlayan bizden degildir" diyor.
Gör ve agla, Ömer bin Abdülaziz gibi:
"Ümmet içindeki açlarin, fakirlerin, hasta olup ilaç bulamayanlarin, sirtina giyecek elbisesi olmayanlarin derdine düsen, Ömer bin Abdülaziz.
Boynu bükük yetimlerin, yalnizliga terkedilmis dul kadinlarin, hakkini arayamayan mazlumlarin, küfür ve gurbet diyarlarindki Müslüman esirlerin acisini yüreginde duyan,
Kendisini, ihtiyaçlarini karsilayabilmek için çalismaya takati olmayan muhtaç yaslilardan, aile efradi kalabalik olan fakir aile reislerinden sorumlu hisseden...
Ömer bin Abdülaziz gibi agla ve sor:
"Ya yarin hesap gününde Rabbim bunlar için beni sorguya çekerse, Rasululllah bunlar için bana serzeniste bulunursa ben nasil cevap verecegim."
Çünkü sorulacaksin!
Gör ve ulas Fatih gibi kuytu sokaklarina sehrin...
Yikilmis hanümanlari bul, mahcub gönüllere var, vakif vakif tutustur sönmüs ocaklari...
Bezmi Alem, Gülnus Sultan ol, kanat ger, fukara hastaciklara, sebil ol, susuzluktan dudagi çatlamislara...
Gör onlari, çünkü "Beni kalbi kiriklarin yaninda ara" diyor Rabbin!
Rabbine bir yakinlik bulmak için gör!
Gör ve paylas!
Paylasacak neyin varsa...
Mal, mülk toplayip, üstüne oturanlari kiniyor Yaratan...
"Yaziklar olsun" diyor toplayip toplayip sayanlara...
Karunlasanlara yaziklar olsun!
Malini mülkünü putlastiranlara!
Karunlasanlar yerin dibine geçiyor Kur'animiza göre...
Elini sikip yalayanlara yaziklar olsun!
Yetimi itip kakanlara...
Muhtaçlara hor bakanlara...
Yaziklar olsun!
Unutma:
Bir melek iner her gün göklerden
Dua eder paylasanlar için... "Ihsan et Rabbim, yenisini ihsan et" diye...
Ve bir melek yönelir Rezzak-i Aleme, "telef et nesi varsa cimrilik edenin, telef et!" diye seslenir.
Kefenin cebi yok unutma...
Paylas!
Hiç olmazsa tebessümünü paylas!
Bir tebessüm birak geride. Yüreklerde...
Cömertliginden iz kalsin!
Sevinç tasi insanlarin yüregine, ümid tasi!
Ekmegini paylas...
Sofrani paylas!
Rizki veren pay ayirmis sofrandan.
Mahrum için, yetim için, esir için, yolda kalanlar için, borçlu olanlar için, can pazarina çikanlar için...
"Hepiniz fakirsiniz" diyor Yaratan...
Her sey bir varmis, bir yokmus O'nun nazarinda...
Yunus gibi bakarsan sayet
Mal da yalan mülk de yalan
Gel biraz da sen oyalan...
Sadece fakirler degil...
Herkes fakir... Sen, ben, o
Yaratan'i unutmazsan!
Yaratan'a bak, kendine bak!
Bir kader tablosundan baska nedir yasadigin?
Hayat imtihaninda iki insan;
Ya sen muhtaç olsaydin, ve muhtaç sen olsaydi!
Paylas ki yüregin büyüsün.
Fakirlige düsecegim diye korkmadan paylas.
Paylas ki Rabbin "sevilenler" kervanina katilasin!
Ver!
Ver çünkü,
"Ver" diye sesleniyor Yaratan...
"Ver" diye sesleniyor Kur'an...
Ver çünkü, "Ver" dedi sana her seyi veren... Nefes alip vermeyi, görmeyi, tutmayi, tebessüm etmeyi... Canini, malini... su nur yüzle bebeleri... su bag bahçeleri... su saray yavrusu evleri, apartmanlari, gökleri, yeri...
Kapat gözlerini, ne kadar fakirsin, gör!
Bir göz alabilir misin zenginliginle, ya bir kalb, ya bir akil, ya bir hafiza...
Nasil bulursun esinin ismini, nasil tanirsin çocugunun yüzünü, hafizan silinirse?
Ver çünkü "Allah bu dünyaya zayiflarin duasi sebebi ile yardim eder"diyor Rahmet Peygamberi...
Ver ve güzel ver!
Çünkü
"Sadakalari Allah alir" diyor Kelam-i Kadim!
Sadakalari Allah aliyor, sakin unutma!
Yaratan'a vermek nasil olursa öyle ver...
Edeble ver. Sükranla ver. Gözlerinin içi gülerek ver. Yüreklere sevinç tasiyarak ver.
Hakk'in rahmet nazarina ma'kes olarak ver.
Sag elin verdigini sol elin duymayacak kadar...
Sadaka taslarinin o essiz nezaketi içinde...
Yagmur gibi ver, günes gibi ver, toprak gibi ver...
Kibirsiz ol verirken..
Basa kakmadan ver!
Mihnet yüklemeden!
Asagilamadan, hor görmeden ver!
Kendini onun yerine koyarak ver... Duygularini paylasarak ver!
Allah'in lütfunu paylasan iki kul gibi ver.
Malinin içinde saklanmis hakki iade eder gibi...
Arinma duygusuyla ver!
Paran arinsin, bugdayin arinsin, malin mülkün arinsin, yüregin arinsin!
Bir Müslümanin yufka yüregi ile kusatircasina ver!
Sefkatle, sevgiyle, çaglayanlar gibi ver!
Bir mü'minin edebi içinde ver!
Rabbin buyruguna bütün kalbinle katilircasina ver.
Yarim hurma ile olsun atesten korunurcasina ver.
Sevdiklerinden ver.
Severek ver!
Iyiliklerle, güzelliklerle, Rabbin rahmeti ile bulusma niyetiyle, yüz aydinligi için ver, gönlünde sevinç piriltilari ile bulusmak için ver...
Kazalara belalara zirh olsun diye ver.
Kurtlanmis fasulyeyi verme, çürümüs domatesi, kokmus eti, atilacak elbiseyi verme...
Seni igrendirecek olani verme...
Yarin senin sofrana konulacak olani, üzerine giyecegin seyleri ver...
Verdiklerin ahiret azigin olsun...
Cennet sofrana konsun.
Erteleme ver!
"Erteleyenler helak oldu" diyor Kutlu Önder'in...
Yarin verecek zamanin olmayabilir...
Bak nasil da göçüp gidiyor ansizin kafileler...
Daglar gibi mali mülkü birakarak...
"Kisa bir süre ver Rabbim" diyecegin anlar gelecek, "sadaka verecek kadar, iyiler defterine geçecek kadar bir süre ver..."
Oysa ecelde pazarlik yok.
Dar zamana birakma hesabi, kitabi...
Derle, toparla, denklestir ve gönder göndereceklerini...
Bak etrafina bir...
Gör...
Görmemekten sorumlusun.
Ver
Vermemekten sorumlusun...

Altina ve gümüse kul olanlar helak oldu...
Unutma!


Ahmet Tasgetiren-Altinoluk Dergisi


Serbest Kürsü

MollaCami.Com