Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
BÖYLE BİRİ SEVİLMEZ Mİ??
Daima düşünceli idi.
Susması konuşmasından uzun sürerdi; lüzumsuz yere
konuşmaz konuştuğunda ne fazla, ne de eksik söz
kullanırdı.
Dünya isleri için kızmazdı. Kendi şahsi için asla
öfkelenmez ve öç almazdı.
Kötü söz söylemezdi.
Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı. Düşmanlarını
sadece affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de
verirdi.
Kendisini üç şeyden alıkoymuştu; Kimseyle çekişmezdi,
çok konuşmazdı, faydasız bos şeylerle uğraşmazdı.
Umanı, umutsuzluğa düşürmezdi; hoşlanmadığı bir şey
hakkında susardı.
Hiç kimseyi ne yüzüne karsı, ne de arkasından kınamaz,
ayıplamazdı, kimsenin kusurunu araştırmazdı. Kimseye
hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
Yanında en son konuşanı, ilk önce konuşan gibi
dikkatli dinlerdi.
Bir toplulukta bulunduğu zaman bir şeye gülerlerse O
da güler, bir şeye hayret ederlerse O da onlara uyarak
hayret ederdi.
Gerçeğe aykırı övmeyi kabul etmezdi.
Her zaman ağırbaşlıydı. Konuşurken çevresindekileri
adeta kuşatırdı.
Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve
berraktı. Yürürken beraberindekilerin gerisinde
yürürdü, ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki
yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir
yerden iner gibi öne doğru eğilir vakar ve sükunetle
rahatça yürürdü.
Kapısına yardim için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
Bir gün kendisinden yasça küçük bir dostunun
omuzlarından tutarak söyle demişti "Sen dünyada garip
bir kimse yahut bir yolcu gibi yasa!"
Her zaman hüzünlü ve mütebbessim bir haletle dururdu,
yüzünde daima ışıldayan bir parlaklık olurdu.
Adet üzere sarf edilen hiçbir kötü söz ağzına almadı.
Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.
Fakirlerle birlikte yerdi, öyle ki onlardan ayırt
edilmezdi.
Önüne ne konulursa yerdi. Sade kıyafetler giyer,
gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu
mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.
Sabahları evinden çıkarken söyle söylerdi: "İlahi
doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve
kandırılmaktan, haksizlik etmekten ve haksızlığa maruz
kalmaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa
uğramaktan sana sığınırım."
Sıradan değildi; Sıradan insanlar gibi yasadı.
İSTE O, PEYGAMBER EFENDİMİz SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM
Görmediğim Sevgiliye
Zamansızlık kıskacında bir akrep gibiyim,
Kendi kendini sokmak üzere olan.
Zamanı sana döndürebilmek isterdim sultanım…
Yanından bir an bile ayrılmak istemeyen ebuhureyre misal ayrılmazdım yanından.
Bana sensizlik yazıldı levh-ı mahfuzda.
Senden 1400 yıl sonra gelmek yazıldı dünyaya.
Zor zamanlara gönderildim ben…
Savaşlar değildi,zulüm değil,
Dalalet ve sapıklık içindeki bir toplumun içinde yaşamam değildi zor olan.
Sırf sensizlikti…
Sessiz gözyaşlarım hiç görmediğim aşkım için aktı.
Aşk anlamını adından aldı.
Muhabbetten geliyordu muhammet…
Sana olan muhabbet arttıkça,
Sana olan hasret arttı.
Hasretin dayanılmaz işkenceye döndü yokluğunda.
Bilal habeşi gibi kaçamadık yokluğundan.
Yokluğun her köşe başında bekliyordu adeta.
Aşkın en zor olanını yaşıyorum ben…
Ne ömrümce gördüm senin yüzünü,
Ne görebilme ihtimalim var gül sevgili….
NOT:ALİNTİDİR.......Yazanın yüregine saglık