Türkiye'de 524 Fransız şirketi var
'Soykırım' tartışmalarıyla gündeme gelen Fransa'nın ihracatında
Türkiye'nin payı yüzde 1.3 düzeyinde. Türkiye'de 524 Fransız sermayeli
şirket faaliyet gösteriyor.

FRANSIZ ŞİRKETİ OLAN RENAULT YERİNE TOYOTA TERCİH EDİLMEYE BAŞLANDI (%23
DÜŞÜŞ)

FRANSIZ ŞİRKETİ OLAN CARREFOUR YERİNE MİGROS TERCİH EDİLMEYE BAŞLANDI (%18
DÜŞÜŞ)

FRANSIZ ŞİRKETİ OLAN TOTAL YERİNE AKPET TERCİH EDİLMEYE BAŞLANDI (%45
DÜŞÜŞ)

Sizlerde Fransız girişimi olan tüm ürünlerde başka markaları tercih
ederseniz,

bizlerde böylelikle gerekli cevabı vermiş oluruz..



Bu yapacağınız uygulamayı bir gün değil yıllarca yaparak FRANSA bir daha
ülkemizin adını ağzına alırken 2 defa düşünsün

Ne Mutlu Türküm Diyene

Fi zamanina bir fert ayağına demir papuç giyse ömrü nuh yaşasa ruyi zemini dolaşsa Hazreti ALLAH tevfik etmedikce bu niğmete vasıl olmaz
(alıntı)

Fi zamanina bir fert ayağına demir papuç giyse ömrü nuh yaşasa ruyi zemini dolaşsa Hazreti ALLAH tevfik etmedikce bu niğmete vasıl olmaz
(alıntı)

bu konu için değil ama güzel bir söz...

ADIGÜZEL

işte osmanlının gücü gönül isterdiki onların zamanında yaşayabilsek .elinize sağlık kadeşim.
ecyad kardeşime laf yok arkadaşımı kollayayım değilmi ama?


Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülmez

Şimdi Kanuni Sultan Süleyman bizi ordan izliyor olsa idi kmikleri sızlardı herhalde.:( Çünkü artık başka bir yerde değil TÜRKİYE de DANS YARIŞMALARI yapılmakta. Ne giydikleri belirsiz olna bazı şeylerle karşımıza çıkan afedersiniz namuzsuz insanların nasılda birinci olmak için yarıştıklarını görmek istemezdi... Bugün zehirliok sitesinde ki slaytı izleyince içim sızladı. Bizler o yarışmaları eleştiriyorsak kumandmızada sahip çıkmalı; hm eleştirip hemde izlememeliyiz. Kardeşlerim Fransız mallarını boykot edelim ama lütfen gözümüze kulağımızada sahip çıkalım...

selametle..
güvercin


"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)

SELAMETLE OĞUL

Sene 1915 sonbaharın serin yağışlı günlerinden biri. Birinci Dünya harbi bütün cephelerde devam ediyor. Vatanın her tarafında barut ve kan kokusu. Yiğitlerin biri ölüyor, bini yetişiyor. İhtiyarı, genci savaşıyor, didiniyor, el açıp Allah’a dua ediyor, yurdumuza düşman çizmeleri basmasın diye. Cepheye durmadan takviye kuvvetler gidiyor. İşte o kuvvetleri götüren tren, Bilecik istasyonunda beklemektedir. Askerlerin hepsi sakin, belki bir daha geri dönmeyecekler. Ama şehit olmak inancı gönüllerine huzur veriyor. Sevkıyat subaylarından biri vagonların arasında sessiz, hareketsiz bir gölge görür. Merakla, şüpheyle yaklaşır. O anda çakan şimşeğin aydınlığında gördüğü manzara enteresan.
Ak saçlı, beli bükülmüş, soluk benizli, başı yazmalı ihtiyar bir Türk anası çakılmış gibi orada duruyor. Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen huşu içinde beklemekte. Anadolu’nun vefa timsali ve sabırlı anasına yaklaşan subayla şu konuşma geçiyor. — Valide! Yağmurun altında niye bekliyorsun?
— Trende oğlum var. Onu selametlemeye geldim.
— Oğlun kimdir, nerelidir?
— Söğüdün Akgünlü köyünden Mehmedoğlu Hüseyin.
— Onu görmek istermisin, çağırayım mı?
— Sana dua ederim. Ona söyleyecek tek bir sözüm var.
Hüseyin kısa zamanda bulunur. Elini öpen oğlunu bağrına basan ana son olarak şunları söyler.
‘Hüseyin’im, yiğit oğlum benim! Dayın Şıpka’da baban Dömeke’de, ağaların Çanakkale’de şehit düştüler. Bak son yongam sensin. Eğer, minareden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun. Öl de köye dönme. Yolun Şıpka’ya uğrarsa dayının ruhuna bir Fatiha okumayı unutma. Haydi oğul! Allah yolunu açık etsin!

Ülkeleri için herşeylerini feda eden ecdadımız bize olan haklarını helal edecekmi bu halimizle..
SELAMETLE..

يادadıgüzel kardeşim o benim imza olarak kullanmış oldugum ve çokda hoşuma giden bir sözdür bu yazıyla elbetteki hi,ç bir alakası ve
ilişkisi yoktur

ONLARLA GURUR DUYUYORUZ GERCEKTEN ..NERDE O OSMANLI TORUNLARI SIMDI.ALLAH MEKANLARINI CENNET ETSIN