Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Insan-seytanlar
Insan-seytanlar
Dini kaynaklardan ögrendigimize göre normal/siradan insanlarin göremedikleri suurlu bir varlik türü daha vardir ki,bunlara seytan denir.Yine görülmeyen suurlu varliklar olan meleklerden seytanlari ayiran en önemli fark, seytanlarin insanlari Allah rizasina uygun yoldan ve hayat tarzindan saptirmak için çalismalari,meleklerin ise insanlara,Allah rizasina uygun davranmalari konusunda yardimci olmalaridir.
Seytanlar iki çesittir; biri cin asilli seytanlar ki, iste bunlar gözle görülmezler, digeri insan-seytanlar ki bunlar diger insanlarla ayni yaratilis ve beser özelliklerini tasimaktadirlar,ancak ruhlarini seytana satmis,seytana uymus,seytanin vazifesini görev edinmislerdir.
Ilgili naslardan anlasildigina göre ezan okunurken seytanlar bundan rahatsiz olurlar ve isitmemek için sesin gelmedigi yere kadar kaçarlar.Kur'an okunurken bundan da rahatsiz olur,ilim,Kur'an ve zikir meclislerinden uzak durur, bunlarin yok olmasini isterler.
Ibadet ve tâatinda daim olan,insanlara iyilik etmek için çirpinan,her türlü kötülükten uzak durmak için elinden geleni yapan(cihad eden)müminlerden hiç hoslanmaz,bir gafletlerini,zaaflarini,gevsek yanlarini yakalayarak onlari yoldan çikarmak için pusuda beklerler…Ayni ülkeyi ve sosyal hayati paylastigimiz insanlara bakiyorum;
inananlari var, inanmayanlari var,inanip da amel etmeyenleri(dine uygun yasamayanlari)var, edenleri var,inanmadigi veya amel etmedigi halde kendisinden bu konuda farkli olanlardan rahatsiz olamayanlari,onlari engellemek gibi bir düsünceye sahip olmayanlari var,olanlari var.
Iste bu sonuncular “insan-seytanlar” dir,cin seytanlariyla –bilerek,bilmeyerek- isbirligi yapmakta, vazifelerini yerine getirmek için her firsati degerlendirmektedirl er. Aradaki benzerlik,bilenler ve inananlar için hiç de sasirtici degildir; insan seytanlar da.
Ezan sesinden rahatsiz olur,duymamak için tedbirler alirlar.
Kur'an'dan rahatsiz olur,onun okundugu yere gelmezler.
Inancindan dolayi örtünenlerden rahatsiz olur, onlarin örtüsünü açmak için uluslararasi çalisirlar.
Imam Hatip Okullarindan ve din derslerinden nefret eder, bunlari kapatmak ve kaldirmak için disaridaki yoldaslariyla isbirligi yaparak çalisirlar.
Dinin haram kildiklarindan uzak durmaya çalisan dindarlara nefretle bakar,mümkün olsa vücutlarini ortadan kaldirmak ve hepsini Akdeniz'e dökmek isterler.Dindar olan veya öyle görünen kimselerin günaha ve hataya düsmelerinden memnun olur, bunu etrafa yayar,kötü önekleri genellestirir, duruslarini mesrulastirmak için bunlari kullanirlar.
Basta cinsel arzu(sehvet)olmak üzere insanoglunun bütün zaaflarini en genis ölçüde tatmin edebilmeleri için modernlik ve özgürlük adina mesruiyet alanlari açar,dini ve ahlaki degerleri asindirirlar.Demokrasiden ve din özgürlügünden hazzetmezler,dini ve dindarlasmayi kontrol altina alan/engelleyen laikligi ön planda tutarlar…
Sevgili Peygamberimiz (s.a.),cin seytanlarinin serrinden kurtulmak,bunlari engellemek için güçlü iman,samimi ibadet ve Allah'a dayanip güvenme yaninda“Âyetü'l-kürsî”,“Felak ve Nâs”,“Fâtiha” ve bazi dualar okumamizi tavsiye ediyorlar.
Insan seytanlarinin kötülüklerini engellemek için de onlara islah ve hidayetleri için dua etmemiz,kötülüklerine iyilikle karsilik vermemiz,akil ve ilim nasil gerektiriyorsa öyle iliski kurmamiz,etkili sözlerle ögüt vermemiz ve müminlere yakisan edep,insaf ve sefkat erdemleri çerçevesinde onlarla tartismamiz ögütleniyor.
Hayrettin Karaman
Selametle
Sevgili hocamız Hayrettin Karaman ne güzel izah etmiş "insan-şeytanlar " ı.. Allah hocamızdan ve de Hacı Ali kardeşim Naklettigin için senden de razı olsun...
""Din Nasihattir.""
""Anani Atani Say; Bereket büyüklerle beraberdir...""
""Kula bela gelmez hak yazmadıkca,
Hak bela vermez kul azmadıkça""
Katkı Ümidiyle.....
Alıntı(Risale-i Nur Külliyatı
İblis'in en mühim bir desisesi: Kendini, kendine tâbi olanlara inkâr ettirmektir. Şu zamanda, hususan maddiyyunların felsefeleriyle zihni bulananlar, bu bedihî mes'elede tereddüd gösterdikleri için, şeytanın bu desisesine karşı bir-iki söz söyleyeceğiz. Şöyle ki:
İnsanlarda şeytan vazifesini gören cesedli ervâh-ı habîse bilmüşahede bulunduğu gibi, cinîden cesedsiz ervâh-ı habîse dahi bulunduğu, o kat'iyettedir. Eğer onlar maddî cesed giyseydiler, bu şerir insanların aynı olacaktılar. Hem eğer bu insan suretindeki insî şeytanlar cesedlerini çıkarabilse idiler, o cinî iblisler olacaktılar. Hatta bu şiddetli münasebete binaendir ki, bir mezheb-i bâtıl hükmetmiş ki: "İnsan suretindeki gâyet şerir ervâh-ı habîse, öldükten sonra şeytan olur." Malûmdur ki: Alâ bir şey bozulsa, edna bir şeyin bozulmasından daha ziyade bozuk olur. Meselâ: Nasılki süt ve yoğurt bozulsalar, yine yenilebilir. Yağ bozulsa, yenilmez, bazen zehir gibi olur. Öyle de: Mahlûkatın en mükerremi, belki en âlâsı olan insan, eğer bozulsa, bozuk hayvandan daha ziyade bozuk olur. Müteaffin maddelerin kokusiyle telezzüz eden haşasrat gibi ve ısırmakla zehirlendirmekten lezzet alan yılanlar gibi, dalâlet bataklığındaki şerler ve habis ahlâklar ile telezzüz ve iftihar eder ve zulmün zulümatındaki zararlardan ve cinayetlerden lezzet alırlar; âdeta şeytanın mahiyetine girerler. Evet cinî şeytanın vücuduna kat'î bir delili, insî şeytanın vücududur.