Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


HAKÎKÎ BIR MÜSLÜMÂN OLMANIN SARTLARI

HAKÎKÎ BIR MÜSLÜMÂN OLMANIN SARTLARI

Yukarida yazili hadis-i serifler,müslümanlarin birbirlerine karsi iyi huylu olmalarini,kardes gibi yasamalarini emretmektedir.Müslüman olmiyan kimseye(Kâfir)denir. Müslümanlarin kâfirlere karsi da iyi huylu olmalari,onlari incitmemeleri lâzim oldugu,yüzyedinci(107)sayfada bildirilmisti.Böylece,Islâm dîninin,iyi huylu olmayi, kardesce yasamagi,çalismagi emrettigi onlara da gösterilmis olur.Böylece iyiligi seven insanlar,seve seve müslüman olurlar.Cihâd etmek farzdir.

Cihâdi devlet,topla,kilinçla yapacagi gibi,soguk harp ile, propaganda,nesriyat ile de yapar.Her müslüman da,iyi huylari ile,iyilik yapmakla cihâd yapar.Cünkü (cihâd etmek),insanlari müslüman yapmaya dâvet etmek demektir. Görülüyor ki,kâfirlere karsi da,iyi huylu olmak,onlari incitmemek,cihâd etmek oluyor.Her müslümana farz oluyor.

Yukaridaki uzun mektûbu yazan Muhammed Mâsum Fârûkî,Islâm âlimlerinin büyüklerinden ve Evliyânin üstünlerinden biridir.Hicretin binyedi senesinde Hindistânda,Serhend sehrinde dogmus,1079 [m. 1668]senesinde orada vefât etmistir.Babasinin türbesinden birkaç yüz metre uzaktaki büyük türbede medfûndur.Sayisiz mektûblariyla Hindistândaki binlerce müslümana,devlet adamlarina,zamaninin pâdisâhi Âlemgîr Evrengzîb sultana nasihatlar vermis,kardeslik duygularini, iyi huylu olmayi,yardimlasmagi,dünyada rahat ve huzur içinde yasayip,âhirette de saadete kavusmalari için çalismistir.

[Sultan Âlemgîr,1118[m. 1707]de vefât etti.]Yüzkirkbinden fazla kimse,sohbetinde,derslerinde bulunarak,tasavvufun yüksek derecesine kavusmuslar,birer Velî olmuslardir.Bu seçilmis talebesinden baska,kendisinden dinleyip,ögrenip dînini ve ahlâkini düzeltenlerin sayisi yüzbinleri asmaktadir.Yetistirdigi Evliyâ arasinda dört yüzden ziyâdesi irsâd makamina yükselmis,her biri, gönderildigi sehirlerde,binlerce insani felaketten,cehâletten, dalâletten kurtarmislardir.Alti oglundan herbiri,büyük âlim ve velî olup,bütün torunlari böyle olmus,bütün insanlara isik tutan,çok kiymetli kitaplar birakmislardir.

Hakîkî müslüman,bâtil inançlara inanmaz.Sihir,ugursuzluk, fal,efsûn,Kur'an-i kerimden baska seyler yazili muska,mavi boncuk,kehânet ve benzeri seylere, bunlarin muhakkak is yapacaklarina,mezarlara mum dikmeye,tel ve iplik baglamaya îtibar etmez ve kerâmet sahibi oldugunu söyleyen sahtekârlara ancak güler.Bâtil,bozuk seylerin çogu,baska dinlerden islâmiyete sokusturulmustur.

Bazi din adamlarindan(kerâmet)bekleyenlere büyük Islâm âlimi Imâm-i Rabbânî söyle buyurmaktadir:(Insanlar,din adamlarindan,kerâmet beklerler.Bunlarin bazilarinin kerâmeti yoktur,ama digerlerinden daha ziyâde Allahü teâlâya yakindir.En büyük kerâmet,Islâmiyeti iyi ögrenmek ve ona uygun yasayabilmektir. )

Amerikada Stanford Üniversitesinde yapilan son incelemeler, bazi insanlarin bir(altinci hisse)sahip oldugunu, meselâ kapali bir kutu içinde bulunan esyayi sayabildiklerini, kapali zarftaki yaziyi okuyabildiklerini,uzakta bulunan bir kimse ile irtibat kurabildiklerini,bir insanin aklindan geçen seyi anlayabildiklerini göstermistir.Tecrübeye her irk ve dinden insanlar katilmis,hepsi din ve irk farki göstermeden ayni basariya ulasmistir.

Uzak Doguda,Cinde ve Hindistânda rastlanan bazi Cin kâhinleri ve Hind fakirleri,bizi hayrete düsüren,akla gelmez türlü marifetler göstermektedir.Bunlarin içinde, havada uçar gibi görünen veya bir halati havaya atarak onun üzerinde göge dogru tirmanan kimseler vardir.Hâlbuki Cinlilerin kabûl ettigi Budizm,bir nev'i felsefe sistemidir.Buda(Buddah)(M. Ö. 563-483)ve Konfuçyus (Confucius)(M. Ö. 531-479) ve Laotse, meshûr filozoflardi. Telkîn ettikleri esaslar,ahlâk kâideleridir.

Bunlar da,insanlarin türlü arzulardan vazgeçmeleri, [riyâzeti],iyilik, sabr etmek,birbirine yardim,fenalikla mücâdele etmek gibi seylerdir.Buda,(Sen kendine nasil muamele edilmesini istiyorsan, baskalarina karsi öyle hareket et)der.Fakat,Allahü teâlâdan bahs etmez.Buda, kendisinin ancak bir insan oldugunu söyledigi hâlde, talebeleri ölümünden sonra onu tanrilastirmislar,onun için tapinaklar yapmislardir.Böylece budizm,âdetâ bir din hâline gelmistir.Hindlilerin esas dîni olan Mecûsîlik ise,bir nev'i putperestliktir.

Putlardan baska bazi hayvanlara da(meselâ ineklere) taparlar.Ne Budizm, ne de Mecûsîlik, bir din degildir.Buna ragmen,bunlara mensûb olan insanlarin âdetâ kerâmete benzer marifetler gösterdigi bir gerçektir.Bu marifetleri özel bir terbiye görerek,riyâzetle,özel vücûd hareketleriyle ve uzun zaman çalisarak, elde etmektedirler.Bunun gibi,insani âdetâ donduran,hissetmez hâle sokan manyatizma ile insana zorla emir telkîn eden ve ona istedigini yaptiran hipnotizma, bazi insanlarin sahip oldugu husûsî bir kudretten ibârettir.

Bu gösterilenler hiç bir zaman bir kerâmet degildir.Bunlar ancak bir hünerdir.Bugün ilim adamlari, bütün insanlarda bu gibi kâbiliyyetin az veya çok mevcut bulundugunu,yalniz bazilarinda fazla inkisâf ettigini,bazi insanlarin husûsî usûllerle bu hissi inkisâf ettirebileceg ini,zamanla bulunacak yeni ve kolay usûllerle herkesin bu hissini canlandirabileceg ini ileri sürmektedirler.O hâlde, kendisinde(altinci his)fazla inkisâf etmis bulunan bir kimsenin,bu husûsiyyetini marifet degil,kerâmet olarak göstermesi,ancak bir hîlekârliktir.

Imâm-i Ahmed Rabbânî 293.mektûbunda buyuruyor ki, (Hârikalar,kerâmetler ikiye ayrilir: Birincisi,Allahü teâlânin zâtina ve sifatlarina ve islerine âid olan bilgiler ve marifetlerdir.Bunlar,akil ile,düsünmekle elde edilemez.Allahü teâlâ,seçtigi kullarina ihsân eder. Ikincisi,madde âlemindeki gayblari bilmektir.Bu kerâmet, seçilmis kullara verildigi gibi,kâfirlere de verilir. Kerâmetlerin birincisi kiymetlidir.Bunlar,dogru yolda bulunanlara,Allahü teâlânin sevdiklerine verilir.

Câhiller ise,ikincisini kiymetli sanirlar.Kerâmet deyince, yalniz bunlari anlarlar.Açlikla ve insanlardan kaçarak, nefslerini temizleyen her insan,mahlûklarin gayblarini haber verir.Insanlarin çogu,hep dünyayi düsündükleri için, böyle haber verenleri Evliyâ sanir.Hakîkattan haber verenlere kiymet vermezler.Bunlar Evliyâ olsalardi,bizim hâllerimizden haber verirdi,derler.Bu bozuk ölçüleri ile, Allahü teâlânin sevdigi kullarini inkâr ederler).

Herkese lazim olan iman

Huzur Pinari

Selam Sevgi ve Dua Ile

HAKÎKÎ BIR MÜSLÜMÂN OLMANIN SARTLARI

Ikiyüzaltmisinci mektûbunda buyuruyor ki,(Evliyâlik, Allahü teâlâya yaklasmak demektir.Bu dereceye yetisenlere mahlûklara âid kerâmetler de verilebilir.Bu kerâmetin çok olmasi, Velînin yüksek oldugunu göstermez.Velînin kendinde kerâmet hâsil oldugunu bilmesi lâzim degildir.Allahü teâlâ,bir Velînin sekillerini bir anda çesidli memleketlerde herkese gösterir. Uzak yerlerde sasilacak seyleri yaptigi görülür.Hâlbuki,kendisi bunlari bilmez.Bilenleri olur ise de, baskalarina belli etmezler.Cünkü,kerâmete kiymet vermezler.

Ehl-i sünnet âlimlerinin gözbebegi,sözleri huccet,senet olan Ibni Hacer-i Mekkî,(Zevâcir)kitabinda,(Ihtikâr)dan önce,su hadis-i serifleri bildirmektedir:(Allahü teâlâya yemin ederim ki,bir lokma haram yiyenin kirk gün ibâdetleri kabûl olmaz)ve (Haram para ile alinan bir cilbâb ile,[yâni gömlekle]kilinan namaz kabûl olmaz)ve(Haram para ile verilen sadaka kabûl olmaz. Günahi azalmaz).Süfyân-i Sevrî diyor ki,(Haram para ile hayrât, hasenât yapmak,pisligi bevl ile yikayip temizlemek gibidir).

Hakîkî bir müslüman,ibâdetini herkesin yaninda gösteris olarak yapmaz.Nâfile olan ibâdet gizli yapilir,farz ibâdetler açik veya toplu olarak câmide icrâ olunur.Iyi bir müslüman,iyilik yapmak veya sadaka vermek isterse,bunu gizli olarak ve iyilik yaptigi veya sadaka verdigi insanin kalbini kirmadan,onu incitmeden, yaptigi iyiligi basina kakmadan yapar.Allahü teâlâ, bunun böyle yapilmasini Kur'an-i kerimde birçok yerlerde emir buyurmaktadir.

Hülâsa,hakîkî müslüman, bütün iyi huylara sahip,vakarli, seciyeli,bedenen ve ruhen tertemiz,her türlü itimada lâyik, mükemmel bir insandir.

Büyük islâm âlimi Imâm-i Gazâlî,450 [m. 1058]-505 [m. 1111], bundan hemen hemen dokuzyüz sene evvel fârisî olarak yazdigi (Kimyâ-i saadet)ismindeki eserinde insanlari dört kisma ayirmaktadir:Bunlarda n birinci kismdakiler,dünyada yimek içmek ve zevk etmekten baska bir sey bilmiyenlerdir.Ikinci kismdakiler,cebr,siddet,zulüm ile hareket edenlerdir.Üçüncü kismdakiler,hîlekârlik ve mürâîlikle etrâfindakileri aldatanlardir.Ancak dördüncü kismdakiler yukarda bahsedilen güzel ahlâk sahibi olan,hakîkî müslümanlardir.

Unutmamak lâzimdir ki,her insanin kalbinden Allahü teâlâya giden bir yol vardir.Bütün mes'ele,bu yoldan Islâm nûrunun insanlara ulastirilmasidir.O nûru kalbinde hisseden bir insan,hangi kismdan olursa olsun,yaptigi fenaliklara pisman olur ve dogru yolu bulur.

Eger bütün insanlar,islâm dînini kabûl etseler,dünyada ne fenalik,ne hîlekârlik,ne harp,ne siddet ve ne de zulüm kalirdi. Bunun için,tam ve mükemmel bir müslüman olmaya gayret etmek ve müslümanligin esasini ve inceliklerini îzâh ederek,bütün dünyaya yaymak,hepimizin boynuna düsen bir borçtur.Bunu yapmak cihâd olur.

Baska dinden de olsa,insanlara dâimâ tatli dille ve anlayisla hitâb ediniz! Bunu, Kur'an-i kerim emretmektedir.Müslüman olmiyanin yüzüne karsi, kâfir, dinsiz diyerek, onun kalbini incitmenin günah oldugu, böyle söyliyenin cezâlandirilmasi lâzim oldugu, fikh kitaplarinda yazilidir. Maksad,herkese islâm dîninin yüceligini anlatmaktir.Bu cihâd da,ancak tatli dille, sabr, ilim ve îmanla olur.Bir kimseyi bir seye inandirmak isteyenin evvelâ kendisinin ona inanmasi sarttir.Mümin ise, hiç bir zaman sabrini kaybetmez ve inandigini anlatmakta müskilât çekmez.Islâm dîni kadar, açik ve mantikî hiç bir din yoktur.Bu dînin esasini anliyan bir kimse,herkese bu dînin biricik hak din oldugunu kolaylikla isbât edebilir.

Baska dinden olanlarin hepsini,fena huylu bir insan kabûl etmemelidir.Evet küfür,yâni müslüman olmamak,her zaman ve her yerde fenadir.Cünkü küfür,insani dünyada ve âhirette felakete götüren zararli bir inanis ve bozuk bir yasayistir.Allahü teâlâ, Islâm dînini,insanlarin dünyada rahat ve huzur içinde,kardesçe yasamalari için ve âhirette sonsuz azâblardan kurtulmalari için göndermistir.Kâfirler,yâni müslüman olmiyanlar,bu saadet yolundan mahrum kalmis zevalli kimselerdir.

Bunlara,acimali ve incitmemelidir.Bunlari gîbet etmek bile haramdir.Insanin, sa'îd veya sakî oldugu son nefeste belli olur. Bütün semavî dinlerin,insanlar tarafindan bozulmamis olanlarinda,tek Allaha îman esasi vardir.Allahü teâlâ, Kur'an-i kerimde bütün insanlari dogru yolda bulunmaya dâvet ediyor. Dogru yola kavusan insanin,geçmisteki bütün hatâlarini affedecegini vaat buyuruyor.Baska dinden olanlar,seytanin veya müslümanliktan haberi olmiyanlarin aldattiklari zevalli kimselerdir.Bunlarin çogu,Allahü teâlânin rizasina kavusmak için,yanlis yola saptirilmis tâlihsiz insanlardir.Biz bunlara sabr ile,tatli dille,akil ve mantik ile dogru yolu göstermeliyiz.

Allahü teâlânin var ve BIR oldugunu bildiren ilâhî dinlerin hepsi,insanlar tarafindan bozulmadan evvel, inanilacak seyler bakimindan birbirinin ayni idi.Mûsâ aleyhisselâmdan basliyarak Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma kadar gelen üç büyük din, yâni Mûsevîlik,Îsevîlik ve Islâm dinleri,hep Allahü teâlânin bir oldugunu ve Allahü teâlânin Peygamberlerinin bizim gibi bir insan oldugunu bildirmistir.Ancak Yahudiler,Îsâ ve Muhammed aleyhimesselâ ma inanmamislardir.

Hiristiyanlar,putlara tapinmaktan bir türlü kurtulamamislar ve Îsâ aleyhisselâm,(Ben de, sizin gibi bir insanim.Allahin oglu degilim)dedigi hâlde,Îsâ aleyhisselâmi Allahin oglu sanmislar, Baba(Allahü teâlâ),Ogul (Îsâ aleyhisselâm)ve Ruh-ul-kuds ismi ile üç ayri ilâha tapinmaya baslamislardir.Bunun yalan ve yanlis oldugunu anlayan ve düzeltmeye ugrasanlar arasinda Honorius gibi papalar da vardir.Bu yanlis îtikatlari,ancak Allahü teâlânin gönderdigi son Peygamberi,Muhammed Mustafâ vâsitasi ile nesrettirdigi,islâm dîni ile düzeltilmistir.O hâlde,bu üç dînin hakîkî esaslarini kendisinde toplayan ve bu dinleri içerlerine sokulmus olan hurâfelerden temizleyen hakîkî,dogru dînin,Islâm dîni oldugunu kimse inkâr edemez.

Müslümanligi kabûl etmis bir Ingiliz olan Fellowes diyor ki; (Hiristiyanligin birçok yanlis akîdelerini[inançlarini] düzeltmeye kalkan Martin Luther,bilmiyordu ki,kendisinden tam 900 sene evvel Muhammed Islâmiyeti nesrederek,bütün bu kusurlari düzeltmistir.Bunun için,Islâmiyeti,hurâfelerden tamamen temizlenmis nasrâniyyetin mütekâmil bir sekli olarak kabûl etmek ve Muhammed aleyhisselâmin son Peygamber olduguna inanmak lâzimdir. )


Herkese lazim olan iman


Huzur Pinari

Selam Sevgi ve Dua Ile


Serbest Kürsü

MollaCami.Com