Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


ALMANLARIN KORKUSU (KİLİSELER BİRLİĞİNİN TÜRK DÜŞMANLIĞI)

- Almanya’nın büyük bir kentinde Üniversite tahsili yapıyordum. Okul arkadaşım Müller’in teşvik ve teklifiyle bir Pazar günü kilisede papazın vaazını dinlemeye gittim.
Kilise doluydu. Ben papaz efendiyi, İncil’den pasajlar okuyacak, oradaki insanlara kendi dinlerinden bahsedecek zannediyordum.
Vaaz Türk düşmanlığı ile başladı, Türk düşmanlığı ile sona erdi. Papaz Türkleri barbar, canavar, hatta yamyam olarak takdim ediyor, tanıtıyordu.
Ben orada Türkler hakkında söylenenlerin hepsini zikredecek değilim. Ancak, vaaz bittikten sonra papazla aramızda geçen konuşmayı olduğu gibi aktarıyorum:
- Papaz efendi, ben bir Türk’üm. Dini bilgilerden bahsedersiniz zannıyla vaazınızı dinledim. Halbuki siz sadece Türkler aleyhinde propaganda yaptınız. Hatta, cemaati tahrik ettiniz. Ben, din adamlarını yapıcı, olgun, hoşgörü sahibi bilirdim. Yanılmışım. Sizi bu duruma sevk eden sebep nedir?

Papaz biraz düşündü sonra konuştu:
- Kiliseler birliği böyle istiyor.
- Biz Almanları dost kabul eden bir milletiz. Yoksa bu davranışınızın bizim Müslüman olmamızdan kaynaklanan bir korku düşmanlığı mıdır?
- Evet öyle diyebilirim.
- Amma Araplar da Müslüman, İranlılar ve daha başka Müslüman milletler de var, neden onlar hakkında tek kelime etmediniz?
- Müslüman olsalar da ne Araplar, ne İranlılar, nede başka milletler Türklerle kıyaslanamazlar. Geçmişe dönersek Avrupa’yı, daha da önemlisi Hristiyanlığı tehdit eden Müslüman Türkler olmuştur. Araplarla aramızda görülecek bir hesap yoktur. Şimdi de zararlarının dokunacağını ihtimal vermeyiz. Hatta biz onlardan faydalanırız. Amma Türkler öyle mi? İslamiyet’i dünyanın dünya’nın dört bir yanına yaymak Türklerin ana gayesidir. Türk milleti büyüdüğü zaman eski fütuhatçılığına yine başlayacaktır. Bunu her Avrupalı bilir ve kendisini hazırlıklı tutar. Siz “Araplar” dediniz. Araplar ve başka Müslüman milletlerin, insanları Avrupa’ya Türklerden 20 yıl önce işçi, mülteci olarak geldiler. Avrupa’da Arapların açmış olduğu bir tek cami gösteremezsiniz. Ya siz öyle misiniz? Türkler girdikleri her şehirde, kasabada semt semt camiler açtılar. Önceleri kiralık binalarda cami açarlarken şimdi mülkiyetini da almaya başladılar. Gelecek için endişemiz sadece Türklerdir. Şu anda silahla olmasa bile inançlarınızla, kültürünüzle Avrupa’yı istilaya başladınız. Avrupalı bunları görmek ve engellemek mecburiyetindedir. . . .
Abdürrahim KARAKOÇ


Ey Müslüman Kardeş!
Şu yazıda idrak sahiplerine kafi malumat mevcuttur. Sözü uzatmak lazım değil!...
Dış Müslümanlardan misaller verdik, içerdekileri size bıraktık…..
Bu hadise devede kulak, güneşten zerre, denizden damla gibidir. İdrak sahiplerine tarihler, ibret hayret ve gayret veren nice hadiselerle doludur.
Bizlerde bu düşmanlıklar karşısında aile efradımızdan başlayarak Müslüman kardeşlerimize öğüt vererek düşmanlarımıza kaptırmayalım.

Hadis-i Kudsi:“Kulumun bana yaptığı ibadetlerin en sevimlisi rızam için nasihatte bulunması(emir ve nehiylerimi tebliğ etmesi)dir.”

H. Ş.:“Kim hayra davet ederse, kendisine o hayrı işleyenlerin sevabı kadar sevap yazılır.”

H. Ş.:“Dilin verdiği sadakadan üstün sadaka yoktur. Zira, dil vasıtasıyla bir Müslüman’a iyilik edilir, fayda verilir, diğer Müslüman’dan da zarar ve fenalık giderilir.(Kenzü’l Hafa)
(Dili din gayretinde olan kurtulur, gayretsiz helak olur, hak ettiğini bulur.)

H. Ş.:“İlimden bir mes’ele öğrendiğin zaman, o senin için kabul edilmiş bin rekat nafile namaz kılmandan hayırlıdır. Bunu, insanlara öğrettiğinde, amel edilsin veya edilmesin, yine senin için kabul olunmuş bin rekat nafile namaz kılmandan hayırlıdır.”(Ramuz:39/8)

uydurmayın kardeşim, uydurmayın. avrupalılar öyle insanlar değil. hele cami tümden safsata. faslıların, arapların bir sürü camileri var. sırf bu konu bile uydurmasyon olduğunu kanıtlar. selam ile...


Hristiyanlık

MollaCami.Com