Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
İSTANBUL
Ah İstanbul, bak gördünmü
Seni anlatmak için yarışma yapmışlar.
Neden diye sorma!
Bu sevgiden,seni sevmekten.
Sen, hiç solmayan bir çiçek
Hiç yaşlanmayan bir sevgilisin.
Sana bakan milletlerin yüreklerini titretirsin.
Kimler şimdi ne sözcükler arayacak.
Seni, sana,bize anlataçak.
Kimisi tarihini anlatacak, kimisi yeşilliğini,
Kimisi o bağrından akan suyun tarifini yapacak.
Bilemiyorum nasıl olacak.
Binlerce yıllık yaşam hangi kelimelere sığacak.
Yedi tepede kurulmuş diyorlar senin için,
Hangi tepeden başlasam hepsi bir içim.
Bakıyorum karşida Topkapı sarayı,
Yanında Ayasofya,ötesinde Sultanahmet cami.
Bu ne kalabalık,insanlar nereye akıyor böyle,
Bildiğin bir şey varsa yorma bizi, gel söyle.
Nedır bizi sana bağlayan?
Bak seni fethedmek için şahadet şerbeti içen
Fatih”in askerleri için ağlayan,
Seni kime sorayım bilemem,
Bari Eyüp sultan hazretlerine gidip derdimi desem.
Lakin oda senin aşkınla gelmiş uzaklardan,
Dönmek ne kelime bağrın olmuş ona vatan,
Bu yüce zat”lar bile senin için sefer etmişler.
Sebebi belli seni yüçelten ahır Peygamber.
Karşıda Üsküdar, Kadıköy, Beylerbeyi,
Bu tarafda Beşiktaş,Kabataş,Rumeli.
İki yakan birbirine iki köprü ile bağlanmış,
Geceden sabaha kadar dualarla nurlanmış.
Geçen gemilere bak hepsi sana imrenir,
Ay yıldızlı bayrağım tepelerde sana sahiplenir.
Her köşende bir tarih bir anı,
Acaba kimlerin yaşam zamanı
Neredeler nereye gittiler?
Bizim akibetimizi ne belirler.
Dedimya, sen solmayan bir gül,
Yaşlanmayan bir sevgilisin.
Sana kavusamayana hep hüzün verirsin.
Kelimeler bile yetersin seni anlatmaya,
Ben ölene kadar aşığım İstanbul sana.
Durmuş Doğan