Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Filistinli kücük kizin hikayesi!!!!!!!

Henüz 13 yasinda küçük bir kiz çocuguydu Iman El Hams. O da Filistin'de yasayan bütün çocuklar gibi gözlerini savasa açmisti! Oyun nedir, oyuncak nedir bilmezlerdi. En önemli oyunlari tas atmakti.

Hergün isgalci siyonistler bir arkadasini sehid ediyor, komsularinin evlerini yikiyor, babalarini tutuklayip hapisanelere götürüyorlardi. Bu olanlara bir anlam veremiyordu küçük Hams.

Bazen ellerine taslar alip evlerinin arka tarfindaki caddede siyonist katilleri ve onlarin araçlarini tasliyorlardi. Attiklari küçük taslardan korkup kaçan siyonist isgalcileri görünce çok sasirmisti. Kendilerinden yasca ve fiziken büyük, ellerinde silahlar ve bombalar oldugu halde bizden niye bu kadar korkuyorlar diye düsünüyordu.

Büyüyünce doktor olmak istiyordu Hams. Filistinde doktora ihtiyac vardi. Doktor olmadigi, ilaç olmadigi için ölen arkadaslari vardi Hams'in.

Doktor olabilmek için derslerine çok dikkat ediyordu. Gerçi okula gidemedigi günler oluyordu. Siyonist isgalciler bütün yollari kapatiyor, kimsenin evinden çikmasina izin vermiyorlardi. "Burasi bizim vatanimiz bu isgalciler ne hakla bizim vatanimizda bizi tutsak ediyorlar" diye düsünmüstü küçük olmasina ragmen.

Isgalci siyonistler yeni bir operasyon baslatmisti. Bütün Gazze'yi yüzlerce tank, binlerce asker ve helikopterlerle isgal etmislerdi. Silah sesleri hiç susmuyordu. Bomba sesleri kulaklarini sagir edecek sekildeydi; her tarafi yakip yikiyorlardi.

Bütün gece uyuyamamisti Hams. Bomba seslerinden korkup annesinin yanina sigindi. Annesi bir yandan agliyor bir yandan Rabbine dua ediyordu. O da annesiyle birlikte dua etmeye basladi.

''Yarabbi; bu bombalar artik sussun, annem artik aglamasin ne olur! Ben ve kardeslerim korkuyoruz. Bu pis askerleri vatanimizdan def et ,babama yardim et, onu koru"

Aglayarak bu dualar döküldü o masum dudaklardan.

Babasi isgalci siyonistlere direnmek için sokaktaydi Hams'in. Acaba babasinin basina bisey gelmismiydi diye merak ediyordu.

O gece hiç uyumamislardi. Sabah olmustu ve okula gitmeliydi.Hazirliklarini yapmaya basladi. Çantasini hazirladi, kitabini ve kalemini özenle yerlestirdi. Annesinden en güzel elbisesini istedi. En son bayramda giymisti o güzel elbiseyi. Nedense bu gün o güzel elbiseyi giymek gelmisti içinden.. Annesi okula gitmesini istemiyordu Hams'in. Hemen arka sokakta isgalci katillerin tanklari vardi. Annesi küçük yavrusuna zarar gelmesinden korkuyordu. Içinde tarifsiz bir sizi vardi annesinin.

Küçük Hams; ''ben doktor olacagim anne.. Bu yüzden okula gitmeliyim. Hem zaten hergün oluyor bu olanlar'' diyerek elbisesini giydi. Annesi tebessüm ve göz yaslari içinde kizina bakti. "Allah seni siyonist katillerin serrinden korusun!" diye dua etti. Küçük Hams ayakkabilarini giydi. Dönüp annesine bakti ve ona simsikica sarildi. Gözyaslari yanaklarindan süzülen annesini öptü. Annesi de onu öptü ve kokladi. Nasil da güzel kokuyordu Hams. Bügün bir baska gelmisti onun kokusu annesine. Siki siki sarildi annesi küçük kizina. Sanki hiç birakmak istemiyordu.

Hams; "anne okula geç kalacagim" diye uyardi annesini. Annesi de birakmak istemedi Hams'i. Sanki anlamisti biseyler olacagini. Yüreginde derin bir sizi olusmustu. Siki siki sarildi Hams'a, bunun son defa oldugunu bilmeden.

Annesi Hams'in basörtüsünü düzeltti. Bu gün Hams babasinin pusisini takmak istemisti basina. Babasi günlerdir eve gelmemisti. Onu çok özlemisti. Özlemini böyle gidermek istiyordu belki de Hams.

Küçük Hams çantasini omzuna aldi, kapiyi yavasca açti.Disaridan silah ve bomba sesleri geliyordu; tanklar geziyordu Gazze sokaklarinda. Dönüp annesine bakti ve güldü Hams. Sonra besmele çekti ve hizli adimlarla okula dogru yola koyuldu. Içinden bildigi bütün dualari okuyordu. Özellikle ayetel kürsü, felak ve nas sürelerini dua niyetiyle bolca okudu.

Etrafa bakiyordu yürürken. Her taraftan dumanlar yükseliyordu. Bazi evler yikilmisti. Arkadasi Ahmet Yasin'in de evlerinin yikilmis oldugunu gördü. Bir anda Hams'in içini korku kapladi. ''Insallah arkadasi Ahmet Yasin, annesi Havva teyze ve küçük kardesi Zeyneb'e bisey olmamistir'' diye dua etti.

Okula gitmeliydi Hams. Belki de Ahmet Yasin okuldaydi. Adimlarini daha da siklastirdi. Siyonist isgalcilerin yanindan hizla geçti. Onlara nefretle bakti. Amcasi aklina geldi Hams'in.

Amcasini siyonistler sehid etmislerdi. O bir ögretmendi. Hams'a okuma yazmayi o ögretmisti. Ona doktor olmasini ögütleyen de oydu. Hams'in gözleri dolmustu. Bir tas alip su katillere firlatayim diye geçirdi içinden, ama okula geç kaliyordu. Içinde biraz da endise vardi, çünkü siyonistler çocuklari ve bebekleri de gözlerini kirpmadan öldürüyorlardi. Daha 5 gün önce arka sokaktaki komsularinin küçük bebekleri 6 aylik Muhammed'i kafasindan vurarak sehid ettiklerini duymustu. Içi iyice ürpermisti, yüreginde tarifsiz bir his olusmustu. Korku degildi bu. Ne oldugunu anlayamamisti. Siyonistlerin yanindan hizla uzaklasmaya çalisiyorken bir yandan okulunu düsünüyordu. Muhammed, babasi, Ahmet Yasin ve annesi gözünün önünden bir film seridi gibi geçiyordu.

Birden aci bir silah sesi duyuldu. Hams'in annesi Meryem bir anda yerinden firladi. Yüregine tarifsiz bir ates düstü annesinin. Bu silahtan çikan kursun acaba kimin canini yakti diye düsündü. Birden hams geldi aklina; güzel kzi Hams az önce öptügü kokladigi biricik yavrusu. Kokusu hala burnundaydi onun.

Ve ardindan bir silah sesi daha. Iyice huzursuz olmustu Meryem. Arkasindan pes pese gelen silah sesiyle kendini gayri ihkiyari disari atti.. Göz yaslarina da hakim olamiyordu; içindeki ates bütün bedenini kaplamisti. Hizlica Hams'in gittigi yöne dogru kosmaya basladi.

Küçük Hams ise ilk silah sesiyle birlikte bedeninde bir sizi hissetti; adimlarini daha da hizlandirmak istedi. Ardindan bir silah sesi daha isitti küçük kiz; vuruldugunu anlamisti. Tarifsiz bir aci hissetti o küçücük bedeninde, daha fazla hareket edemedi. Minik bedeni ayakta duramadi Hams'in ve kendini yere birakti. Aklina annesi geldi Hams'in, sonra da babasi. Gözlerinin önünde birden arkadasi Ahmet Yasin belirdi; onu, bir bahçede oturmus güzel meyveler yiyorken görüyordu. Tebessüm ederek Hams'a bakti Ahmet yasin ve elindeki meyvayi Hams'a dogru uzatti. Hams da tebessüm etti ve içindeki sikinti bir anda ferahliga dönüstü.

Annesi Meryem de biraz ilerde yatan küçük bir beden gördü. Basinda ise, canavar ruhlu bir isgalci askeri otomatik silahini yerde yatan o minik bedene dogrultmus halde duruyordu. Meryem'in içindeki sikinti dahada artmisti; hizla o tarafa dogru kostu.

Bu olamazdi! Yerde hareketsiz yatan beden küçük kizi Hams'di. Meryem "yavrum..! güzel kizim...!" diye bir feryat kopardi.

Çantasi sirtinda kanlar içinde yerde yatan küçük kizi Hams'di. Onu sehid eden kan içici Siyonist asker ise basinda duruyordu.

Bedeni cansiz yerde yatan, kanlar içindeki yavrusunu kucagina aldi Meryem.. Gözyaslari ve hiçkiriklara bogulup sikica sarildi minik kizina.. Hams'in o parildayan yüzünde bambaska bir tebessüm vardi, üzerinde ise az öncekinden daha güzel bir koku sarmisti. Hams'i sikica kollarina alip doyasiyla kokladi yavrusunu..

Meryem, "ambulans! Ambulans yok mu?"diye feryat etti. Etraftaki insanlar sakinlik ve hüzün içinde bakiyorlardi ona. Minicik bir kizin üzerine bir sarjör mermi bosaltan siyonist katili görenler tas kesilmisti sanki. Olayi gören genç bir kadin aglayarak kundaktaki bebegine daha siki sariliyordu karsi kaldirimda...

Hams artik yasamiyordu, ama annesi de buna inanmak istemiyordu. Hams'i hastahaneye yetistirmek için çirpiniyordu Hams'i vuran katil siyonist hiçbir sey yokmus gibi annesinin kollarinda yatan masum çocuk bedenine bakti. Sonra siritarak ileride tankin yaninda bekleyen diger askerlerin yanina dogru ilerledi.

Ambulans gelmisti. Meryem telasla ambulansa tasidi minik kizini. O ölmemeliydi; daha çok küçüktü. Onun ne zarari olabilirdi ki? Sadece okuluna gidiyordu. Çevredeki insanlar da olayin saskinligini üzerlerinden atip kizinin kanli bedeni karsisinda hiçkiriklara bogulan Meryem'e yardim ettiler.

Olay karsisinda sinirlenen halk az ilerde duran isgalci katil siyonistleri taslamaya basladilar. Isgalci askerler de bir taraftan onlara kursunlarla cevap verirken bir yandan da geri geri kaçiyorlardi.

Bu nasil bir savasti böyle?. Kimilerinin ellerinde sadece taslarla vatanlarini savunanlar, karsi tarafta ise tanklar, uçaklar, helikopterler, otomatik silahlar..! Ve böylelikle Islami Filistin ve Kudüs topraklarini isgal etmislerdi.

Onlarin hesaba katamadiklari bir sey vardi; bu onlarda bulunmayan bir silahti..! Filistinlilerin Allaha olan imani ve sehadet aski..

Meryem küçük Hams'n basini kucagina almis agitlar yakarak sirma saçlarini oksuyordu. Bir yandan da Rabbine onun ölmemesi için dua ediyordu. Birden Hams'n evden çikmadan önce kapidan dönüp ona bakisini hatirladi. Meryem o ani düsündükçe sanki kzinin birseyler olacagini sezdigini, annesine elveda dercesine baktigini geçirdi içinden.

Hastahaneye geldiklerinde artik çok geçti. Küçük Hams Rabbine kavusmustu. Doktorlar Hams'in minik cesedine bakinca dehsete düstüler .O küçücük bedende ikisi basinda olmak üzere tam yirmi kursun yarasi vardi. Kimse bu canilige akil erdiremiyordu. Küçücük bedene bu kursunlari sikan biri asla bir insan olamazdi.

Hams'in babasida olayi duyunca kosarak hastaneye gelmisti. Önce hanimi Meryem'i gördü hastane koridorunda; üstü basi kan içindeydi haniminin. Meryem'in elinde Hams'in boynuna attigi pusisi vardi. Babasinin pusisiydi bu.. Annesi de kana bulanmis bu pusiyi kokluyordu. Gidip telasla esinin yüzüne bakti.. Meryem de hizlica oturdugu yerden kalkip esine sarildi. Hastahanenin koridorlarinda Meryem'in feryadi aci aci yankilandi;

"Hams sehid oldu Yusuf...!"

Hamsin küçük, cansiz bedenini kucagina alan babasi onun yüzüne bakti; yüzünde tarifsiz bir tebessüm vardi Hams'in.

Ona sarildi ve agladi Yusuf. Onun intikamini alacagina yemin etti sonra.Güzel kizi ellerinde cansiz yatiyordu artik Yusuf'un. Pusisini basina bagladi ve yüzündeki kanlari sildi Yusuf. Sonra öptü kizini karanfil kokan yanaklarindan...

Çok kalabalik bir toplulukla Hams'in cenaze namazi kilindi. Hams yüzü açik bir sekilde,basinda babasinin pusisi, kanli giyisisi üzerinden çikarilmadan, tekbir sesleriyle Gazze sokaklarinda dolastirildi. Kanli elbisesi üzerindeydi çünkü; sehidler elbiseleriyle kefenlenmeden gömülürdü. Bütün Gazze küçük Hams'in intikamini almak için and içiyordu..

Babasi küçük kzini kendi elleriyle ebedi mekanina defnetti. Dua etti kizina ve ahdini tazeledi. Küçük kizini kabrine koyduktan sonra kulagina egilip söyle dedi sehid yavrusuna:

"Amcana ve bu mukaddes topraklar için canlarini vermis sehidlerimize selamimizi götür. Onlarin kanlariyla bereketlenen direnisimiz büyüyerek devam ediyor ve edecek. Onlara Kudüs'ümüzün yakinda isgalden kurtulacagini müjdele. Allaha emanet ol canim kizim..!"

Hams'in mezarinin saginda ve solunda iki mezar daha vardi. Bu mezarlar da dün siyonistler tarafindan yikilan evlerinin altinda can veren Hams'in arkadasi Ahmet Yasin ve onun küçük kardesi Zeyneb yatiyordu.........

(alinti)

Dua edelim kardesler hic birsey yapamiyoruz madem dua edelim......O sadece bir tanesi. Onun gibi binler oldugunu vede bu gidisle olacaginida unutmadan dua edelim......


Serbest Kürsü

MollaCami.Com