Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
KADER DEGISIR MI..?
KADER DEGISIR MI..?
Kaderin degismezligi ile kaderin degisebilirligi konusunda Yüce Kitabimiz bize kaderin degisebilecegini bildiriyor. Ama kaderin degisebilirligi hükmü, “kaderin ipini sana verdim,git istedigin gibi dolas” anlaminda degil, takdirdeki bir çizgiyi Cenab-i Hakkin almasi,onun yerine baska bir çizgi koymasi anlamindadir ki,Yüce Kitabimiz gerek duanin,gerekse dua ötesi niyazin ve amelin,mü’mince yasamanin,Allah’a kendini sevdirmenin,kaderin kendisine degisik bir isik verecegini bildiren ayetlerle doludur.Onun için kader durup dururken degismez.Ama insan,duasiyla, gönül zenginligiyle ve yasama biçimindeki güzelliklerle kaderin bir çizgisi üzerinde Cenab-i Hakka nazini kabul ettirebilir.
Yine büyüklerin bir emri vardir.“Kaderin dua ile reddi de kader cümlesindendir.”Yani siz kaderlerinizdeki bir sikintiyi,tahammül edilmeyecek bir çizgiyi dua ile reddediyorsaniz,o da yine kader cümlesindendir.Yani Cenab-i Hakkin tasvibinin disinda insan kaderinin bir tek virgülünü degistiremez.Nasil ki,evrende ay “Ben bugün saat 13.15′te çikacaktim,ama çikmiyorum” diyemezse,insanlarin kaderinde de takdir-i ilahiyi degistirmek mümkün degildir.Hayatta bu zor gibi gelir insana,her sey kaderin tasarrufu içindeyse “benim rolüm nedir” gibi.Senin rolün kulluktur.
Allah’in verdigi Ilahi rolü oynamaktir.Bu çok önemli bir seydir.Cünkü, bir kula Cenab-i Hak bir kader vermekle, bir Ilahi senaryo verir.Bu Ilahi senaryoyu oynamakla mükellef oldugu su dünya sahnesinde, bu degisir mi, degismez mi diye ortadan çikmasi mümkün degildir.Ancak senaryoda kendisine verilen rolün tercihinde bir özellik vardir.
Simdi Cenab-i Hak takdirinde murat ettigi hayat rollerini sahne-i aleme, dünya sahnesine insanlari isinlarken ona bir takdir rolü vermistir,o takdir rolünün intikalinde bir incelik vardir.Nasil vardir? Aslinda rolü oynayan artistin iyi artist olup olmadigi,rolün biçiminde degildir. Mahalle bekçisi olur,rolünü çok güzel oynar,ama kral olur,oynayamaz.Bu bakimdan önemli olan insanin Cenab-i Hakkin takdirindeki rolü sicak ve içten oynamasidir.Bu oynama sirasinda eger o rolün birtakim sikintilari, tazyikleri insanoglunda bir bunalma yaparsa, o eger inaniyorsa, Cenab-i Hak o bunalmayi nasil giderecegini gösterir… Inanmiyorsa büsbütün bunalir,patlar..
Kadere imandaki hikmet de budur.Bunu zevkli oynamak,Cenab-i Hakka “Aferin güzel oynadin oyununu” dedirtmek gerekir.Aradaki nefsi,kalin bir tabakadan, ince bir tüle döndürerek,Cenab-i Hakka yakinlasmak lazimdir.O rolü en sevimli sekilde oynamanin sirrini, yollarini bulmak gerekir.Bir mü’minin en önemli vazifelerinden birisi de her gün Amentü’sünde “Ve bil-kaderi” dedikten sonra, “hayrihi ve serrihi minallahi teala”,yani “Hayir da,ser de Sendendir ya Rabbi” diyerek teslimiyetini mutlaka icra etmesi lazim ki,Islam’in kadere imandaki çok büyük bir özelligi görülsün.
Cünkü evrende Allah’in dediginden baskasi olmaz.Eger ser görüyorsaniz,o Allah izin verdigi içindir.Eger hayir görüyorsaniz o da Allah istedigi içindir.
Haluk Nur BAKI
Selam Sevgi ve Dua Ile
İ’lem Eyyühel-Aziz! Cenab-ı Hakk'ın atâ, kaza ve kader namında üç kanunu vardır. Atâ, kaza kanununu, kaza da kaderi bozar.
Meselâ: Bir şey hakkında verilen karar, kader demektir. O kararın infazı, kazâ demektir. O kararın ibtaliyle hükmü kazadan afvetmek, atâ demektir. Evet yumuşak bir otun damarları katı taşı deldiği gibi, atâ da kaza kanununun kat'iyetini deler. Kazâ da ok gibi kader kararlarını deler. Demek atânın kazâya nisbeti, kazânın kadere nisbeti gibidir. Atâ, kazâ kanununun şümulünden ihraçtır. Kazâ da kader kanununun külliyetinden ihrâcıdır. Bu hakikate vâkıf olan ârif:
“Ya İlahî! Hasenatım senin atândandır. Seyyiatım da senin kazandandır. Eğer atân olmasa idi, helâk olurdum” der.(Risale-i Nur,Mesnevi-i Nuriye)
______________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.