Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Son Dakika; Vatikan'da, "müslümanlarla evlenmeyin" çağrısı

VATİKAN (A.A)

Vatikan'da düzenlenen bir toplantıda konuşan İtalyan din adamı, Hristiyanlara, Müslümanlarla evlenmekten uzak durulması çağrısında bulundu.

Uyarı, Dünya Göçmenler Günü nedeniyle bu akşam Vatikan Basın Merkezi'nde düzenlenen bir basın toplantısı sırasında yapıldı.

İtalya Katolik Piskoposlar Kurulu'na bağlı Göçmenler Komisyonu Başkanı Piskopos Lino Belotti, "Müslümanlarla evlilik konusunda temkinli olunmalı. Müslüman kültürü, İtalyan ve Avrupa kültürüyle çatışma halinde olma tavrıyla dikkati çekiyor. Geleceğin aile adaylarını bu tür evlilikler konusunda uyarmamız kötü değildir" görüşünü savundu.

Piskopos Belotti, Katolik Kilisesi'nin Müslümanlarla evlilikten uzak durmayı tavsiye etmesinin son derece yerinde bir tutum olduğunu da hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki karma nikahlar konusunda temkinli davranmak geldiğini yıllardır tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyorum. Zira Müslümanlar, karı-koca, kadının konumu ve hakları, çocukların eğitimi konularında farklı bir anlayışa sahipler. Durum böyleyken, nikah kıyan kişiler olarak biz papazlar, karma evlilikle aile oluşturmaya kalkışanları neden uyarmayalım?"

Katolik Kilisesi'nin uyarılarına rağmen Müslümanlarla evlenme kararından caymayan kişilerin, evlilik yaşamlarında zorluklarla karşılaşacaklarını ileri süren Belotti, "Ben bu tür çiftler, evlenmesinler demiyorum. Ama güçlüklerle karşılaşacaklarının da bilincinde olsunlar. Katoliklik dışında olan dinlerin bazılarında, bizimkine benzer davranışlar söz konusu olabiliyor. Ama Müslümanlarda farklı bir evlilik ve kadın anlayışı var. Kadını erkeğe eşit kabul etmiyorlar" diye konuştu.

Piskopos Belotti, İtalya Katolik Piskoposlar Kurulu Başkanı Kardinal Camillo Ruini'nin imzasını taşıyan 29 Kasım 2005 tarihli öğretisel genelgede de, Müslümanlarla evlilikten kaçınılmasının salık verildiğine işaret etti.

Piskopos Belotti, "Avrupa kültürleri zaman içinde nasıl birbirleriyle harmanlandılarsa, Müslümanların da bizim kültürümüzden olumlu yönde etkilenmeleri söz konusu olabilir. Bunun Müslümanların zihniyetinde bir değişiklik sağlaması, barış içinde bir arada yaşamayı da kolaylaştırabilir" dedi.

Katolik Kilisesi'nin evliliğe hazırlanan kişilere Müslümanlarla evlilikten uzak durmayı telkin siyaseti uzun süredir devam ediyor.

Mevcut uygulamada, bir Müslümanla evlenmeye kalkışan damat veya gelin adayı, kilise yetkililerince öncelikle bu düşünceden caydırılmaya çalışılıyor. Bu çabanın yeterli olmaması durumunda, adaya evleneceği kişinin Müslüman olması nedeniyle aile yaşamında büyük zorluklar yaşayacağı telkin ediliyor.

Kilise yetkilileri Müslümanlarla evlilik durumunda, "nikah kıymayı" son çare olarak kabul ediyorlar. Hristiyan adayın kararından caymaması durumunda, nikahın kilisede kıyılabilmesi için Müslüman kişiden, doğacak çocukları vaftiz ettirme taahhüdü isteniyor.

Bu nedemek ya hayret bişey gerçekten.

Piskopos Belotti, Katolik Kilisesi'nin Müslümanlarla evlilikten uzak durmayı tavsiye etmesinin son derece yerinde bir tutum olduğunu da hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki karma nikahlar konusunda temkinli davranmak geldiğini yıllardır tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyorum. Zira Müslümanlar, karı-koca, kadının konumu ve hakları, çocukların eğitimi konularında farklı bir anlayışa sahipler. Durum böyleyken, nikah kıyan kişiler olarak biz papazlar, karma evlilikle aile oluşturmaya kalkışanları neden uyarmayalım?"

Piskopos mudur herne dandik se İslamda ki evlilik güzelliğinin bilincinde değil heralde. Doğru söylüyor aslında. Onlar alışmışlar "DOMUZ=HINZIR" eti yiye yiye zinayı normal görmeye. İslamın yasaklarına ayak uyduramadıkları için saçma sapan bahaneler üretirler sonra. Neymiş KADIN ERKEK EŞİT DEĞİLMİŞ. OOOOO zaten ne zaman kadınlara özgürlük,medenileşme diye bişey attılar ortaya o noktada bizim insanlarımız bozuldu. Kadınlara İslam dini kadar başka din değer vermez. Ama gelede bunu "KADINLARA ÖZGÜRLÜK" diye modern kadın olduklarını idda eden bir kaç sefil insana anlat. Ahh Ahh...

"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)

Müslüman bir kadın,müşrik bir erkekle(hristiyan da olsa) evlenemeyeceğinden;Vatikanın çağrısının ve Müslümanların kadınlara bakış açısına dair batıl değerlendirmelerinin dikkate alınacak bir değeri olamaz diye düşünüyorum.

MÜSLÜMAN KADINLAR MÜŞRİKLERLE EVLENEMEZ

«(Ey dosdoğru îmân edenler!) Allah'a eş-ortak koşan ka­dınlarla, onlar îmân edinceye kadar, evlenmeyin. Andolsun ki îmân etmiş bir câriye, müşrike bir kadından bu, sizin hoşu­nuza gitse de daha hayırlıdır. Müşrik (eş-ortak koşan) er­keklere de, îmân edinceye dek, (îmân etmiş kadınları) nikah­lamayın. Elbette ki mü'min bir kul, müşrik (eş-ortak koşan) den o müşrik hoşunuza gitse de hayırlıdır. Onlar (o müş­rikler) sizi cehenneme çağırırlar, Allah da kendi izniyle cennete ve günahlardan yarlığanmaya çağırır ve âyetlerini insanlara apaçık bildirir; tâki iyice düşünüp ibret alsınlar.» (El-Bakare sûresi, âyet: 221)

Hayırlı bir nesil, dinî, millî ve tarihî bağlarına merbut bir millet yetiştirmek için meşru yolla evlenmek, aile yuvası kur­mak Allah'ın emri, Peygamber (S.A.V.) in kuvvetli sünnetidir. Neslin iyi yetişmesinde bilhassa annenin rolü çok büyüktür. Bu bakımdan eş olarak seçilecek kızlarda birkaç belli vasıf aramak gerekir:

a) Her şeyden evvel müslüman olması ve bu kelimenin de­lâlet ettiği hakka teslimiyeti tam mânâsiyle taşıması,

b) îslâmî âdet ve törelere, ahlâkî umdelere sıkı sıkıya bağ­lı bulunması,

c) Mal, cemal, soy ve sop gibi geçici ve arızî vasıflardan ziyade dindar olması,

d) Züppe ve hoppa olmaması, kadınlık haysiyetini ihlâl edecek kadar moda düşkünü ve süs zebunu bulunmaması,

Bunun için Çenâb-ı Allah kadının bilhassa dört vasfını be­yan ediyor:

1- Müşrike (Allaha eş-ortak koşan bir kadın) ol­maması,

2- îslâmın telkin ettiği îmânla mücehhez bulunma­ması,

3- Dosdoğru i'tikade sahip bulunduktan sonra fakir de olsa, câriye de olsa, müşrîk kadınlara her bakımdan tercîh edil­mesi,

4- Sûreten güzel olmasa bile diyâneten ve ruhen güzel olması, Bunu tefsir eder mahiyette Buharı ve Müslim'in Ebû Hüreyre (R.A.) den tahrîc ettikleri hadîste buyuruluyor ki:

«Kadın dört (meziyeti) için nikahlanır: Malı için, soy ve sopu İçin, güzelliği için, dini için. Ama sen dindar olanı seç ki perişan olmıyasın (veya) elin bereketle dolsun.»

Âyet-i Kerîme'nin iniş sebebi de bu hususları daha fazla aydınlatıyor. îslâmın ilk kuruluş devrelerinde Müslümanlar her hangi bir gayr-i müslimle evlenir, kız alır ve verirlerdi. Dinin ulvî havası ruhlara işledikçe Müslümanlar bu konuda biraz da­ha ihtiyatlı davranmaya başladı. Artık soy sop değil de Allah'a dosdoğru inanıp bağlanmak değer ölçü olarak almıyordu. Ni­tekim Abdullah bin Ravâha (R.A.) İslâmiyet dairesine giren bir cariyesini azâd (hür) ettikten sonra nikâhı altına aldı. Hüzey-fe bin Yemân (R.A.) da ayni yolda bir câriyesiyle nikahlandı. Ancak müstesna sayılacak kadar soy ve güzelliğe meyledenler de eksik olmuyordu. îbnü Münzir, îbnü Ebî Hatim ve Vâhidî'-nin Mukatil'den yaptıkları rivayete göre: îbnü Mersed el-Ga-nevî, son derece güzel, Anak adlı müşrike bir kadınla evlenmek için Cenâb-ı Peygamber (S.A.V.) den müsaade istedi, bunun üzerine yukarıdaki âyet indi. Ayrıca Vâhidî'nin Süddî tarikiy­le Ebû Mâlik'den, o da İbnü Abbas (R.A.) dan yaptığı rivaye­te göre: Bu âyet Abdullah bin Revâha (R.A.) hakkında inmiş­tir; şöyle ki: Hazret-i Abdullah'ın siyah bir cariyesi vardı. Bir gün onu kızdığı için tokatlamış, sonra da yaptığına pişman ola­rak Allah'ın gazabından korkmuştu. Cenâb-ı Peygamber'e (S.A.V.) gelerek durumu arzetmiş ve onu azâd ettikten sonra nikâhlryacağım beyân etmişti. Bu hususta Peygamber (S.A.V.) den tasvip görünce arzusunu hemen yerine getirmişti. Halk onu kınamaya başlamış, Abdullah siyah câriyesiyle evlendi diye ta'netmeye koyulmuşlardı. Bunun üzerine âyet-i kerîmesi nazil oldu.

îbnü Cerîr de ayni rivayeti Süddî'den yapmıştır. Âyet-i Kerîme'nin tahliline gelince :

Âyetten umum irâde edilecek olursa, kitap ehli olsun, baş­kası olsun bütün müşrike (kız ve kadın) bu hükme dâhildir. Mâide sûresi, «İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden Önce kitab veri­lenlerin hür ve iffetli kadınları zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerİnİ verdiğiniz takdirde size helâldir. Kim îmânı tanımayıp inkâra düşerse, her halde bütün yaptık­ları boşa gider. O, âhirette de kaybedenlerdendir.» (El-Mâide sûresi, âyet: 5). Mealindeki beşinci âyetle hususlandınlmış oluyor. Yani kitab ehlinden (Yahudi ve Hıristiyan) olan ka­dınlarla evlenmek istisna teşkil ediyor. Bu, Mücâhid, îkrime, Saîd bin Ciibeyr, Mekhûl, Hasan el-Basrî, Dahhâk, Zeyd bin Eşlem ve Rebi' bin Enes'e göredir. Diğer bâzı âlimlere göre : Âyette geçen «müşrikât»dan maksad, puta tapanlardır ve bu mânayla umumu üzeredir. Mâide sûresi beşinci âyet ise, kitab ehil olan kadın ve kızlarla evlenmeye ruhsat mahiyetindedir. Ancak mü'min kadınlar onlardan daha hayırlı oldukları için ter-cîh edilmelidirler. Bu bakımdan bir Yahudî kadınla evlenen Talha bin Abdullah'a ve bir Hıristiyan kadınla nikahlanan Hu-zeyfe bin Yemân'e, Hazret-i Ömer (R.A.) o kadar kızmış ki ne­redeyse kamçı sıyla onların üzerine yürür gibi olmuştu. Bunun üzerine ikisi de:

— Mademki kızıyorsunuz, biz de onları boşuyoruz. Ancak siz onlarla evlenmenin haram olduğunu mu iddia ediyorsunuz? demişlerdi. Hz. Ömer (RA.) :

— Hayır, ben haram olduğunu iddia etmiyorum, ancak mü'min kadınları ihmal edeceğinizden endişe ediyorum! buyur­muşlardı.

Demek ki âyetin sarih beyânından, Müslüman erkeklerin kitab ehli olan kadınlarla evlenmesine ruhsat verilmiş, fakat Müslüman kız ve kadınların hiç bir gayr-i müslimle evlenme­sine cevaz verilmemiştir.

Cenâb-ı Peygamber (S.A.V.) bu âyeti tefsir eder mahiyette buyurdular ki:

kitab ehli olan kadınlarla evleniriz, onlar bizim kadınlarımızla evlenemezler [1]

Buna yakın mânâda Hazret-i Ömer (R.A.) demiş ki:

«Müslüman erkek Hıristiyan kadınla evlenebilir, fakat Hıristiyan erkek Müslüman kadınla evlenemez.» Bu isnadın sıh­hatinde şüphe yoktur. [2]

Çıkarılan Hükümler :


1- Kitab ehli (Yahudi ve Hıristij^an) olan kadınlarla ev­lenmek Müslüman erkeklere helâl kılınmıştır.

2 - Müslüman kadınlar hiç bir gayr-i müsümle evlene-mez, bu, kesin olarak haram kılınmıştır.

3- Ancak müslüman bir erkek evlenirken Müslüman ka­dınları tercih etmesi tslâmî sünnettendir.

4 - Müslüman kadınlardan da dindar olanını seçmek sünnettendir. [3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] İbni Kesir

[2] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/171-175.

[3] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/175.

_____________________________________________________________________

Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.

Kardeşim haklısın. Bu evliliğe yasak taa Efendimiz(s.a.v) zamanında konulmuş zatn. Vatikan yeni koya dursun. Fakat bu yasağı belirtirken sarf ettikleri cümleciklere dikkat etmeleri lazım gelmez mi. Neyse krdeşim sağol.:D

selametle..

"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)


Serbest Kürsü

MollaCami.Com