Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Evliya Çelebi olmak kolay mıdır bre!
Mahalle arasında top koşturan çocuklar arasından biri sivrilir; çalımıyla, attığı gollerle, verdiği paslarla arkadaşlarından biraz daha öne geçer.
Mahallenin futbol kralı olmuştur.
Artık kendisine istediği ismi seçmekte serbesttir.
Tıpkı Papa gibi...
Kardinaller arasından birinin yeni Papa seçilmesi durumunda kendisine Papalığı boyunca (ki bu artık ilelebet demektir) kullanacağı yeni bir isim seçmesi vardır ya...
Adamın adı Corç'tur da mesela, insanüstü özellik kazanıp günah işlemez, hata yapmaz(!) konuma gelince hesapta, "bilmem kaçıncı bilmem kim" oluverir.
*
İşte bizim mahallenin futbol kralı da kendini "Pele" olarak tanımlayıverir hemen.
O olmazsa "Maradona".
Pele aşağı, Pele yukarı...
Kimse de çıkıp "Çocuğum sen kim, Pele kim" demez.
Bu şehirde kaç mahalle, bu dünyada kaç şehir olduğunun hesabı yapılmaz.
Hevesi kırılmasın, önü kesilmesin, bakarsın gün gelir Pele'yi de geçer düşüncesi yatar itiraz yükselmeyişinin arkasında.
*
İşte bunlar gibi, birkaç bin kilometre yol tepen, biraz sağı solu gezen biri de kendini "Modern Evliya Çelebi" yahut "Çağdaş Evliya Çelebi" gibi isimlerle tanımlamaya başlamaz mı?
Şeytan diyor ki tut şu gazeteyi, kıvır kıvır, vur kafasına!
Pat pat diye ses çıksın da halı silkeleniyor sansın duyanlar.
Evliya Çelebi olmak kolay mı?
*
1635 yılı Ramazan ayında, Kadir Gecesi'nde Büyük Ayasofya'dadır Evliya Çelebi.
Kıraate katılır ve IV. Murat'ın dikkatini çeker.
Kur'an'ı kaç saatte hatmedebileceğini sorunca şöyle söyler:
"Padişahım, sürat etsem yedi saatte hatmederim, ama gizli sesle ve açıktan olmasın diye ne ifrat ne tefrite kaçmadan sekiz saatte inşallah hatmederim."
*
Saraya dâhil olan Evliya Çelebi'den Padişah bir şey okumasını isteyince şöyle der:
"Padişahım, yetmiş iki ilimden Farsça mı, Arapça mı, Rumca mı, İbranice mi, Süryanice mi, Yunanca mı, Türkçe mi, şarkı, varsağı, kâr, nakış, savt, zecil, amel, zikir, tasnif, kavl, hüzüngir veyahut şiir beyitlerinden, kaside, terci-i bent, terkib-i bent, mersiye, bayramiye, muaşşer (onlama), müsemmen (sekizleme), müsebba' (yedileme), müseddes (altılama), muhammes (beşleme), beş beyit, gazel, kıta, üç beyit, iki beyit, müfred (tek beyit), mani ve ilâhîden ne muradınız olursa başım gözüm üstüne, buyurun, okuyayım."
*
Sultan Murat karşısındakinin çetin ceviz olduğunu görmüştür.
"Bire, şu çocuk ne acayip mertlik davası etti. Acaba boş konuşan biri midir, yoksa söylediklerini yapmaya güç yetirir mi?"
Çelebi'ye fırsat doğmuştur.
"Padişahım, eğer af ile muamele edip serbest bırakır, mazur görürseniz, inşallah, padişahımın huzurunda meclis emanet olmak üzere has nedimlik edip padişahımı eğlendiririm."
Sultan memnun kalır...
*
"Evliya, şimdiden sonra sırlarıma bile vakıf olacak yakınımsın, mahremimsin. Sakın onları ortaya dökme."
"Ben hakir de hemen şu beyti mırıldandım" der Evliya:
Şöyle sakla sırr-ı aşkı tende canın duymasın
Yanılıp ağzına alma kim zebanın duymasın.
(Aşk sırrını teninde öyle sakla ki ruhun bile duymasın. Yanılıp da ağzına alma ki dilin duymasın.)
Nerede o Hünkâr, nerede o Çelebi?
Allah razı olsun kardeşim. Kimin ne haddine Evliya Çelebiyim demek. Evliya Çelebi olmak kolay mı?
selametle
güvercin
"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)
Allah razı olsun ecyad güzel makale evliya çelebi olmak kolay değil işte tarihimize bakıpda onları örnek alıpta biz osmanlıyız dedelerimiz demek lazım
Ellerine sağlık ecyad,
uygun zamanında Evliya çelebinin seyehatlerine başlama sebebi olan rüyayıda aktarırsan çok seviniriz:)
cümlemizden mevla arzı olsun kip ben bu hadiseyi daha önce aktarmıştım burada http://www.mollacami.com/konu/seyahat-ya-resulallah-11513.html
Allah razı olsun ecyad..Gurur sebeplerimiz mubarek zatlar..
Saraya dâhil olan Evliya Çelebi'den Padişah bir şey okumasını isteyince şöyle der:
"Padişahım, yetmiş iki ilimden Farsça mı, Arapça mı, Rumca mı, İbranice mi, Süryanice mi, Yunanca mı, Türkçe mi, şarkı, varsağı, kâr, nakış, savt, zecil, amel, zikir, tasnif, kavl, hüzüngir veyahut şiir beyitlerinden, kaside, terci-i bent, terkib-i bent, mersiye, bayramiye, muaşşer (onlama), müsemmen (sekizleme), müsebba' (yedileme), müseddes (altılama), muhammes (beşleme), beş beyit, gazel, kıta, üç beyit, iki beyit, müfred (tek beyit), mani ve ilâhîden ne muradınız olursa başım gözüm üstüne, buyurun, okuyayım."
gerçekten müthiş birşey. bu zamanda iki dil bilen kendini allame ilan ediyor...
atalarımıza cahil,yobazve bütün hakaret içerikli sözleri sarf edenlerin gözüne sokmak lazım bunları....
Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülmez
Allah razı olsun çok güzel bir paylaşım olmuş doğru söylüyorsunuz eviya çelebi olmak kolaymıdır bizler onlara layık olabilirsek ne ala
Allah razı olsun mevla onların şefaatlerine nail kılsın
Teşekkürler Allah razı olsun. Çok güzeldi.