Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
: )) Esas Akıllı (( :
İktisatcı
iktisatçının biri balonla dünya turuna çıkmış ve bir zaman sonra teknik bir arıza nedeniyle inişe geçmek zorunda kalmış ineceği yerde aşağıda bisikletli birine
--hey ben nerdeyim?demiş
aşağıdaki
-balonun içindesin!demiş
--orasını biliyoruzda sen nerdesin o zaman?
-evimin bahçesinde
--anlaşıldı; peki biz neredeyiz?
-benim ülkemde
balondaki
--sen iktisatçımısın?
aşağıdaki
-nerden bildin?
--söylediklerinin hepsi doğru ama benim hiçbir işime yaramıyorlar..
Esas Akıllı
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor:
Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz.
Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl
boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?
Adam:
OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova
kaşık ve fincandan büyük.
Hayır, der doktor.
Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.:))
Matematik Sorusu
Trabzonlu Temel Ağa'nın, sevgili torunu Eda'ya verilen ödev ile başı derttedir... Eskişehir'e göç eden "teğerli arkadaşu" Niyazi'ye: Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen ahşam, geturdi ödevini koydi önima. Bi yandan da ağlayi. Zaten dertlerini hep bağa açar Dedum ki; "Ağlama uşağum, punun içun öğretmen adam dövmez daaa. Şincih oni çözeruk."
......Ne mümkün Niyazi kardaşum:
Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmışlar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeşer dakka istiraaat vermiş. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gideceği yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya varacakmiş.Huh
Ograştum yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi. Diyrum oğa ki, "damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim, belki o pilebilur. Yahutta zabah olsun ben uşağı şoforler cemiyetine götüreyrum. Onlar arasinda belki tirenle yariş etmiş bi sofor vardur da....... bize nasihat verur."
Haaaaaaa, biz bi yandan da uşağa tireni tarif ediyruk. Tiren görmemiş ki... Ne anası görmis, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum'dan Sivas'a gittiydum. Neysa kardasum, o gece çok kızdum. Diyeceksun ki niye?
Uşak daha incir ağacından duti ayiramay;
mezgiti gosteriyrum, hamsi diiy;
efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay.
Biz gelduk arabaylan tiran yariştiriyruk. Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eğer varacagi saat onemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler saga otobosun ineceğu zamani.. Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun?
Uşacuklarda şarkı yok,
türki yok,
oyun yok;
dayamişlar matamatigi. Ayuptur da !
emeklerine sağlık yine güldürdün beni allah da seni güldürsün...........
Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülmez
Amin kardeşim rabbim cümlemizi güldürsün..:))
" Tel tel ve iple iplik dikseler de ağzımı ;
Tek ses duysalar ; ALLAH... Yoklayanlar nabzımı . "