Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Kartallar ve İnsanlar...
Kartal,kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz...
Allah razı olsun şeri kardeşim.. İlk defa duydum ve çok ilginç bir olay.. Rabbimin hikmetinden sual sorulmuyor işte.. Ellerine saglık..
" Ruhunu Kaybeden Cihanı Kazansa Ne Çıkar!!! "
Hakikaten çok ilginç bir değişim! Meseleyi doğru mu analiz ettim,bilemiyorum?
Şu ifadeleri paylaşalım istedim.Şöyle ki;
İ’lem eyyühe’l-aziz! Mümkün ünvanı altındaki eşyanın vücudunda tagayyür(değişim) var. Yani keyfiyetleri, halleri değişir. Binaenaleyh, mümkün olan birşeyin daima bir halde tevakkuf(durması) ve süküt etmekle atalette kalması, o şeyin ahval ve keyfiyetleri için bir nevi ademdir.(yokluk) Çünkü, o şeyin istikbal halleri ademde kalır. Yol bulup vücuda gelemez. Adem ise, büyük bir elem ve bir şerr-i mahzdır. Binaenaleyh, faaliyette lezzet olduğu gibi, ahval ve şuünatta da bir tebeddül olup, bu tahavvül(halden hale geçmek) ve tebeddülden(değişiklik) neş’et eden teessürat, teellümat, bir cihetten çirkin ise de birkaç cihetten de güzeldir.
Evet birşeyin şekillerinde vukua gelen devir ve teslim sırasına gidenler müteessir, gelenler de memnun olurlar. Ve bu sayede hayat tasaffi eder, temizlenir. Vücut da teceddüd(yenilenme) eder.(Risale-i Nur,Mesnevi)
______________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
allah razı olsun böyle ilginç ve ibretli paylaşımları her zaman sevmişimdir.ellerin dert görmesin kardeşim emeğine sağlık
Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülmez