Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Ecyad kalesi

Acaba şu çok konuşulan insan hakları nelerdir diye kendimize sorduğumuz oluyor mu? Kendimize olduğu kadar başkalarına, geçmişimize saygımız var mı? Ve bu saygı nasıl olmalıdır?
Kendimize bize veya başkalarına yapılan haksızlıklarda tepkimiz ne oldu veya ne olmalı? Gibi soruları Ecyad kalesinin düşmesi ile kendime çok sordum.

Buna benzer birçok soruyu hem kendime hem çevremdekilere de sordum. Bunlar arasında maddi, manevi, siyasal, kültürel, tarihi, hukuki birçok soru aklımdan gelip geçti. Konuyu Ecyad kalesi çerçevesinde ele alınca ortaya şöyle bir tablo çıktı.

Ecyad Kalesi bölgede yıkılan ilk tarihi eser veya ilk kültür mirasımıdır? Şayet geçmişte varsa konuya sahip çıkması gerekenler UNESCO gibi uluslararası kuruluşlar, Türkiye dolayısıyla Dışişleri, Kültür Bakanlığı, Suudi Arabistan yetkilileri, sivil kitle kuruluşları şimdiye kadar ne gibi etki ve tepki gösterdi? Türkiye, Batı, Suudi basin ve yayın organları neler yazıp hangi tavrı sergiledi?

1950 senesinden beri Kabe çevresinde ki Türk eserleri sistemli bir şekilde yıkıldı. 1991 yılında Medine de Hz. Muhammed'in kabrinin hemen yakınında ki Türk çarşısı ile Arif Hikmet kütüphanesi yıkıldı. Mekke'de Kabe'yi çevreleyen Harem-i Şerif camiin de Mimar Sinan eseri revaklar (Kubbeler) bulunuyor. Ve yıllardır bunları da yıkma girişimleri var. Medine'de üstü açık bir istasyon bulunuyor. Prof. Abdullah Kuran Suudilerin 1960'lı yıllarda Harem-i Şerif camiin de Osmanlı eli değmiş her eseri revaklar haricinde yıkıp memluk mimarisine göre yeniden inşa etmiş. O tarihlerde diplomat Seyfullah Esin konu ile ilgili çok mücadele vermiş, fakat yıkımları durduramamış.

Şu anki acımız sırasında saadece bizim geçmişimize ait milli, dini değil dünya insanlığının bizlere bıraktığı kültür mirasına nasıl bakıyoruz, sahip çıkıyoruz, düşüncemiz nedir?

Türk basınından anlayabildiğimiz kadarıyla Türkiye cephesi şimdiye kadar Suudi Arabistan ile ilgili ortak kültür mirasında araya giren hatırlı kişilerin ricası ile sonuca gitmiş. Ziya-ül Hakk, Turgut Özal gibi hatırlı kişiler olmayınca yapılacak birşey de kalmamış. Türkiye tarafından yapılan girişim ve yaptırımlar bir sonuç getirmediği gibi Suudiler'in anlayış şekli ile ülkelerinde ki eserlere yapılan teklifler egemenlik haklarına ters düşüyormuş! Bundan da ülkemde istediğimi yıkar, istediğimi yaparim manası çıkıyor. Yıkım sonrası verilen cevaplar ve tutumları daha manidar olup Lawrens´in kaldığı evi müze yaptıkları, Sinop kalesi ve Zeugma'yı örnek gösterdikleri, Berlin'de olayı proteste eden insanlara görüşme sözü verip sonra polise teslim ettikleri, ülkelerinde hiçbir yapıyı, tarihi mirası UNESCO'ya bildirmedikleri basında yer alanlar arasında.
Ne Türkiye'yi nede İslam aleminden hiçbir devleti kaale almadıkları görülüyor.

Edirne'den Kars'a Rize'den Hatay'a bütün Türkiye topraklarının çeşitli devirlerden kalma tarih mirası ile dolu olduğunu düşününce, karnemizin ne kadar iyi veya kötü olduğunu incelememiz gerekiyor. Hasan Keyf ve Zeugma son günlerin aktuel tartışılan konuları arasında.
Can havliyle bazı Türk yazarların arap düşmanlığı yaptığını, müslüman etiketli gurup veya kişilere işte görün bunları. Bunlar yerine göre sizi de müslüman saymıyorlar dediklerini okumaktayız.

Halkların birbirini daha yakından tanıdığı, halklar arası ilişkilerin iyiye doğru gittiğini sandığımız günümüzde, Suudi yöneticilerin zihniyetine kızıp türk ve arap halkları arasında ki dostluk ve iyi ilişkilerin zedelenmesine sebeb verir mi?

Birkaç ingiliz gazetesinin Ecyad kalesi yıkımını duyurduğunu yazan türk basını bu konu ile ne kadar daha ilgilenecek? Diye düşünürken içinde yaşadığımız Avrupa ülkelerinin basın ve yayın kuruluşlarına konuyu ne kadar götürebildik? Bu konuda hangi çalışmaları yapabildik? Terörist bin Laden ve çevresi Afganistan'da Buda heykelini yıkınca bütün dünya ayağa kalkıyor da, aynı Bin Laden ailesi Ecyad kalesini yıkınca niçin kimse görmüyor? Oysaki Batının duyarlılığını göstermesi durumunda geriye kalan çok büyük öneme haiz birkaç eserin KEYFİ yıkılma ihtimalinde; karşı tarafın kafalarında biz ne yapıyoruz sorusu oluşurmu?

Birinde petrol para ve güç olgusundan sonra Batı'nın çıkarları doğrultusunda ki iki yüzlülüğünü de göz önünde bulundurursak daha ne yapabiliriz sorusunu tekrar tekrar sormamız gerekmiyor mu? Sivil kitle kuruluşlarının hangi tepkiyi nerelerde nasıl meydana koyabilieceğini acaba kendi içlerinde ne kadar konuşup karara varabildi?

Türkiye de göbek bağı ile bağlı oldukları parti, teşkilat, kuruluş gurup cemaat vs. önde gelenlerinin masraflarını ödeyip halkının önüne çıkaran insanlar verebilecekleri kadar parayla sanat tarihçilierini, gazeteci, yazar, konu hakkında söz söyleyebilecek insanları uluslararası tartışmalara çıkaramazlar mı?

Bunların içersinde her sene haç kafilesi düzenleyenlerinden, her fırsat da Türkiye'yi öğen veya eleştiren Türkiye kökenli insanlar dahil ne yaptılar veya yapmayı düşünüyorlar? Bizim ilgi alanımızın dışında bizi ilgilendirmez mi diyorlar?

Avrupa üniversitelerinde okumuş belli bir kariyere ulaşmış, yaşadıkları ülkelerin lisanını iyi bilen insanlar, mühendis dernekleri, üniversiteli gençler bu konuda acaba neler hissediyorlar?
Şayet varsa, Avrupalı dostlarımızın bizim bu dertlerimizi gündemlerine taşıyabiliyor, onları bu konuda birşeyler yapmaya sevkadebiliyormuyuz?

Demokratik kurallar içersinde medeni cesaret örnekleri nasıl gösterilebilir? Bunları ne kadar biliyoruz? Herşeden önce neyi korumak istiyoruz? Korumak istediklerimize nasıl korumak istediğimiz hakkında çözüm yolları tekliflerimiz var mı? Ecyad kalesi için önceden koruyup kullanabilmek için hiçbir teklif de bulunmşmuyduk?

Öf aklıma o kadar çok soru geliyor ki. Bilmem sizler de kendinize aynı soruları soruyormusunuz?

İsmail Tüysüz



resminide paylaşayım sizlerle arkadaşlar abdulhamid han hz zamanında çekilmiş resmi

ALLAHc.c razı olsun kardeşim...emeğine sağlık.
Ecyad kalesinin yıkıldığını duyduğum zaman,çok üzülmüştüm.Lakin, şu anki suud hükümeti zihniyetinin, tam bir osmanlı düşmanı olduğu, su götürmeyen bir gerçek.Zamanında, Osmanlı padişahları, kendilerine enbiyalar serveri resulumuzun hürmetine, bir sürü hizmet vermişti. Osmanlıya ve osmanlının bıraktığı, kültür mirasına bile tahammül edemeyen bir zihniyetten başka ne beklenirki.ALLAHc.c hidayet versin.



--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülme

amin jade kardeşim psmanlının özenerek ince düşüncelerle yaptıgı kalan bir kaç esere hurmetide nasip etsin mevla


--------------------------------------------------------------------------------------------------
...::Hiç bi edeb vasılı hüda olamaz::...


Makaleler

MollaCami.Com