Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
kazların sırlı dünyası
Kazların Sırlı Dünyası
Sonbaharda göç ederken, gökyüzünde uzun sıralar halinde gördüğümüz, müthiş bir uçma şampiyonu vardır. Kışın ise, avcıların büyük bir hırsla peşinden koştukları, bir yağ ve et deposudur.Kanada'nın - 40 derecelik soğuğunda bile donmadan hayatını sürdürebilen bu müthiş uçucunun tüylerinin ısıyı korumadaki mükemmelliği hayret vericidir. Bu özelliğinden dolayı en iyi uyku tulumlarının içine, Kanada kazının yumuşak örtü tüyleri doldurulur. Göç öncesi depoladıkları yağ, onlar için kışın mühim bir enerji deposudur.
Göç eden yaban kazlarının, "v" şeklinde bir nizam içinde uçtuklarını hepimiz görmüşüzdür. Bilim adamları kazların neden bu tarzda uçtuklarını araştırmışlar ve neticede hem bazı bilgilere ulaşmışlar, hem de insanlar için faydalı dersler çıkarmışlardır:
1- "V" şeklindeki uçuş esnasında, her kuş kanat çırparak, arkadaki kuşu kaldıran bir hava akımı meydana getirir. Bu formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak, uçuş menzillerini % 70 nispetinde uzatabilirler. Bu durumda tek başlarına gidebilecekleri azamî yolu, grup hâlinde neredeyse ikiye katlarlar.
2- Bir kaz, "v" şeklindeki uçuş düzeninden çıkıp gruptan ayrıldığında, uçmakta güçlük çeker. Çünkü diğer kuşların oluşturduğu hava akımının dışında kalmış durumdadır. Bu durumda, genellikle gruba geri döner ve yoluna tekrar grupla devam eder.
3- Grubun başında giden kaz, diğer kazların oluşturduğu hava akımından istifade edemediği için, daha fazla yorulur. Bu durumda en arkaya geçer ve arkasındaki kaz lider konumuna geçer. Böylece her kaz, grubun her noktasında yer almış olur.
4- Uçuş hızı yavaşladığında gerideki kuşlar, daha hızlı gitmeleri için öndekileri uyarırlar.
5- Gruptaki herhangi bir kuş hastalanırsa veya bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse, düşen kuşa yardım etmek üzere gruptan iki kaz ayrılır ve onu korumak üzere, hasta yâhut yaralı kazın yanına gider. Tekrar uçabilene kadar yada ölürse, ölümüne kadar-, onunla beraber kalıp yaralı kuşu asla terk etmezler. Gruptan ayrılan kazlar, kendilerine başka bir kaz grubu bularak, yollarına bu yeni grupla devam ederler. Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmez.
Kazlarla alâkalı enteresan durumlar tabiî ki, bununla da bitmez. Normal şartlarda on yaşına kadar verimli olabilen kazların, bazı kaynaklarda yüz yıl dahi yaşayabildiklerinden bahsedilmektedir.
Kazlar; otlaklarda yaşayabilen hayvan türü olduklarından, çiftliklerde sürü hâlinde beslendiklerinde, yemleme giderlerinden % 30 kadar tasarruf sağlanabilir. Bilhassa pancar, fasulye, domates, biber, patlıcan gibi bahçe ve tarla bitkilerine musallat olan yabanî otları, körpe iken tanıyabilmekte ve yetiştirilen bitkiye zarar vermeden yabanî otları yemektedirler. Bu özelliklerinden dolayı, birçok ülkede kazlar, tarlalarda gün boyu otlatılmakta, hattâ bazen gece aydınlatma yapılarak bu yönlerinden istifadeye devam edilmektedir. İlâçla yabancı ot mücadelesi yerine, bu mücadele türü tercih edilerek, kazlar da beslenmiş olmaktadır.
Bu arada, kazların hissî hayvanlar olduğunu söylemeliyiz. Kazlar, otlamaktan geldikten sonra, barınaklarının avlusuna biraz yem serpilmesinden ve bunları yemekten zevk alırlar. Buna alışmış kazlar; bir gün bile yem serpilmezse, bir sonraki gün otlamaya çıktıklarında geri dönmeyip, arazide kalmayı tercih etmektedirler.
Kazlar; kuluçkaya yatma işleminin sonlarına doğru; bilhassa ilk civcivler çıkmaya başladığında dikkatle gözlenmelidir. Yoksa ilk çıkan yavruları da yanlarına alarak hemen gezintiye çıkmaktadırlar. Dolayısıyla geride kalan yumurtalar açıkta kalmak