Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Diyanet bu yanlışı düzeltmelidir...
Cenab-ı Hakk bir çok ayetinde zatının zikredilmesini istemesine ve yöntemler göstermesine rağmen Genelde Ehl-i Tasavvuf tarafından yapılmakta olan Toplu zikir ayinlerinin camilerde yapılmasını engellemektedir. Bu davranışlarını kınıyorum. İşte Cenab-ı Hakk'ın insanlara uyarısı;
"Allah'ın mescitlerinden Allah'ın zikrini men eden ve onların harap olmasına çalışan zalimlerden daha zalim kim vardır? Aslında bunların oralara korka korka girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada bir zillet, ahirette debüyük bir azap vardır." (Bakara Suresi 114.Ayet)
DİYANET HER ŞEYDEN ÖNCE NAMAZ VAKİT LERİNİ DÜZELTMELİDİR
ADIGÜZEL
Toplu halde zikir ayinlerinin camilerde;sıkıntıya sebep olabileceğini düşünüyorum.
Diyanetin bu kararı yerindedir.
___________________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
malumunuz cuma hutbelerinde okunan "Allah indinde tek din islamdır." ayetide kaldırıldı...
bu kadar hoşgörülü bir millet olmaya başadık ki anlamak mümkün değil..
diyanet ne zaman dinimiz yüceltecek bir çlışmaya imza attıki... buda normaldir..
hani derler ya balık baştan kokar koka koka kuyruğuna geldi işte...
başbakanı kuran kursu yıkar diyanet toplu zikri kaldırır tek din islam ayetini okutmaz bunlardan ANCAK bu beklenir....
Sn Sevban07
Yukarıda yazdıklarınız hilaf-ı beyan lütfen dikkat edip, doğruyu yazmaya dikkat ediniz. Vesselam!
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/baciklama.asp?id=1152
"Ahmet YEŞİLTEPE : Efendim! Sizi hazır bulmuşken hemen kısaca 11 Mart’ta camilerde okutulan “Allah katında din İslam’dır, sadece tek bir din vardır o da İslam’dır” hutbesini sormak istiyorum. Bu hutbe, bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin tepkisini çekti, ama siz bu hutbenin, Hıristiyanların misyonerlik faaliyetlerine karşı halkımızı bilgilendirmek amacıyla okunduğunu söylediniz. Diyanet İşleri Başkanlığı misyonerlik gibi, karikatür krizi gibi uluslar arası boyutta tartışılan konularda hutbe okutmaya devam edecek mi?
Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU : Elbette, biz hutbelerimizi özgürce hazırlıyoruz ve kendi doğrularımıza göre, kendi toplumumuzun ihtiyaçlarına göre hazırlıyoruz. Avrupa Birliğinden bazı heyetler “niçin laik bir kurum İslam Dininin hak olduğunu söylüyor da diğer dinler hakkında sükut ediyor” deyince bizim cevabımız çok net oldu. Devlet Bakanımız Sayın Prof. Dr. Mehmet AYDIN Bey ve ben, defalarca, “biz hutbelerimizi açıkça kendi doğrularımıza ve İslamın hak din olduğu gerçeğine göre okuruz, hazırlarız” dedik. Elbette Diyanet İşleri Başkanlığı İslamın hak din olduğunu söylemek zorundadır. Bu bizim varlık sebebimizdir. Biz hiçbir zaman hutbelerimizi hazırlarken dış çevrelerden telkin alacak değiliz. Biz kendi dinimizi en iyi şekilde, doğru bilgi ile doğru şekilde insanlarımıza sunmak zorundayız. Ama sizin de ifade ettiğiniz gibi, son günlerde bu hutbe tartışması, bir gazetemizde ve bir televizyon kanalında yanlış ve tamamen gerçek dışı bir bilgiyle ve siyasi itibar ve zemin kazanma amacıyla manipüle edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı hiçbir zaman hutbelerinde İslamın hak din olduğu gerçeğini söylemekten geri durmaz. Biz hiçbir ayete, hiçbir hadise rezerv koyamayız. Türkiye’de insanlarımızı sadece İslamın hak din olduğunda değil, misyonerlik hakkında toplumu tehdit eden diğer cereyanlar hakkında da insanlarımızı elbette uyarırız. Hatta ben heyetlere şunu dedim: “Biz elbette İslamın hak din olduğunu söylemek zorundayız. Bu, Müslümanın inancının da gereğidir. Bir insanın Müslüman olabilmesi için buna inanması şarttır. Ancak siz de, Vatikan’da Papa’da, kiliselerdeki Papazlarınız da Hıristiyanlığın hak olduğunu söyleyebilirsiniz. Biz de sizi anlarız. Siz kendi dininizin hak olduğunu söylersiniz. Biz de İslamın hak olduğunu söyleriz.” Bu uzlaşı zeminidir. Bunu laiklik ile ilişkilendirmek ve laikliğe aykırı görmek fevkalade yanlıştır. "
O yüzden başörtüsünün kamusal alanlarda yasaklanıldığı dönemlerde diyanet sükut edip en sonunda pekde tatmin edici olmayan açıklamalarda bulundu. Yapmayın Allah aşkına. Gerçekten çok özgürce ve kendi doğrularına göre alıyorlar kararlarını. Size ve tüm kardeşlerime BAŞ ÜSTÜNDEKİ ÖRTÜ isimli kitabı okumanızı tavsiye ederim. Yazarı MEHMET ÖZTÜRK. (düzeltilecek o kadar çok şey varki..)
NOT: Ben sadece özürce alınan kararlar(!)ı üzerine yazdım yanlış anlaşılmasın.
saygılarımla.
İNSANI TÜKETEN YOLLAR DEĞİL; ERİŞEMEĞİ MUTLULUKLARDIR:( sevgi ve muhabbetle güvercin
yazımın hilaflığı fialn yok bana diyanet işlerinin stesinde aldığı notu okutarak bildiğimiz grcekten demi dönmemizi istiyorsun..
herhalde kaldırdık diyecek hali yok ya...
sen merkezi camilerde cuma namazı kılda okunup uknmadığını görürsün bir bildiğimiz varki yazıyoruz ben yazdığımı savunur ve bildiğimi söylerim..kaldırıldı sizin gibi düşünmüyorum asla... istiyorsan ispatınıda yaparım genişce...
İktidarın, AB ve ABD istediği için hutbelerden çıkardığı ayet:
Allah katında din İSLAM’dır
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Kretschmer’in bizzat, ABD Büyükelçisi Edelman’ın ise mektup yazarak rahatsızlığını dile getirdiği ayeti kerime, AKP hükümetinin gayretleriyle hutbeden çıkartılarak yerine hadisi şerif konuldu.
Hutbelere müdahale
AB ve ABD istedi… ABD Büyükelçisi Edelman bu ayeti okumayın diye Hükümete mektup yazdı. Ve her Cuma camilerde okunan “Allah Katında Din İslam’dır” ayeti hutbelerden çıkarıldı. Skandal düzenleme Din İşleri Yüksek Kurulu’nun hazırladığı yeni “Hutbe Değerlendirme Kılavuzu” ile ortaya çıktı. Bugüne kadar her Cuma namazında okunan Ali İmran suresi 19. Ayeti, “Allah Katında Din İslam’dır” ayetine yer verilmedi. Kılavuza göre bu ayetin yerine artık “Tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir” Hadis-i Şerif’i okunacak.