Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
“Sen daha iyisini bilirsin!”
Şimdi de kariyer sahibi bir erkekle evli kadının sıkıntısız, huzurlu bir aile için dikkat edeceği hususlara değinmek istiyoruz.
Tecrübeler göstermiştir ki, kendisini iyi yetiştirip geliştirmiş olması şartıyla, ilköğretim mezunu hanımla yüksek tahsilli bey de mutlu beraberlik yaşayabiliyor. Yüksek tahsilli beyin evlilikteki psikolojisini tahlil ettiğimizde karşımıza ilginç özellikler çıkıyor. İşte "yüksek tahsilli beyle geçinme sanatı"nın önemli ve hassas incelikleri:
Yüksek tahsilli bey için "haddini bilmek" önemli bir özelliktir. Bunun için ukalâlık sınırlarını zorlayıcı üslûp ve konuşma alışkanlığı ciddî problem demektir. Hanımların iyi geçim için diline daha fazla sahip olması, en son söylenecek sözü en başta söylememesi, bilgiçlik taslamaktan kaçınması, konuşurken gereksiz ayrıntılara girmemesi gerekir.
Her insan gibi yüksek tahsilli bey de, iltifat, övgü ister. Fakat yapılacak övgü, tebrik ve takdir ifadesi olu orta olursa tepki çeker; ters etkiye yol açar. Bu motivasyonun yerini ve zamanını, dozunu ve üslûbunu iyi ayarlayamayan bir hanım, beyefendiye ne kadar şatafatlı methiyeler dizse de etkili olamaz; bilakis hatları koparabilir.
Erkeğin meslekî faaliyetlerine fazla zaman ayırması eşini sevmediğinden kaynaklanmaz. Hele sanatkâr ruhlu yanı varsa, bu beyin tek istediği kendisinin serbest bırakılması; meslekî özeline girilmemesi, akıl verilmemesidir. Geçimsizlik istenmiyorsa, böyle bir beye gerekli anlayış, hoşgörü, sabır ve tahammül gösterilmelidir.
"Fazla naz âşık usandırır" sözü sanki yüksek tahsilli beyler için söylenmiştir. Sıradan insan nazın altında işve arar, fakat yüksek tahsilli bey bunu zaman kaybı ve gereksiz meşguliyet olarak görür. Böyle bir beyle evlenen hanım, nazın ve mızıltının dozunu iyi ayarlamalı; aşırı beklentiler içine girmemelidir.
Hanımlar yaratılış itibariyle gezip tozmaya, seyahate, tatile, çıkıp dolaşmaya fazla meraklıdırlar. Yüksek tahsilli beylerse genellikle seyahati sevmez ve bu konuda ısrar istemezler. Yılda bir defalık tatil plânı bile onların gözünde ciddî derttir. Mecburen seyahat gerekse bile kaldıkları yerde hemen sıkılırlar, bir an evvel kendilerini evlerine atmak isterler. Kazara yaptıkları tatilde bile işlerini düşünürler. Bu anlayışla karşılanmalıdır.
Evlenip çoluk çocuğa karışsa bile yüksek tahsilli bey yalnız kalmak ister, kalabalıktan hiç hoşlanmaz. Elâlemin başkalarıyla paylaştıklarını genelde kendisiyle paylaşır, eşiyle bile değil! Bu özellik birçok hanımı deli etse de değişen bir şey olmaz. En iyisi, problemsiz evlilik için yüksek tahsilli beyi yalnız bırakmaktır.
Yüksek tahsilli beyin belki de en karakteristik özelliği, eşi veya başkası tarafından dedektif gibi takip edilmekten nefret duymasıdır. Bir çok boşanmanın esasını bu davranış teşkil eder. Daha çok yüksek tahsilli hanımlar beylerini yakın markaja alıp sıkı denetim ve kontrol altında bulundururlar. Halbuki yüksek tahsilli bey kendisini sokaktaki insan gibi çeşitli hatalar yapmayacak kadar eğitimli, donanımlı ve özdenetimli kabul eder. Dolayısıyla güven eksikliği imasına bile tahammül edemez.
Şu tür cümlelerden hoşlanır:
* Benim fikrim bu ama sen daha iyisini bilirsin!
* Seninle ve başarılarınla iftihar ediyoruz!
* Bu akşam özel olarak istediğin bir yemek varsa onu yapayım! * Sen ailemizin direğisin! Allah seni başımızdan eksik etmesin!
* Kendini hiç üzme, köşe taşı yerde durmaz; sen köşe taşısın, elbet bir gün istediğin yere geleceğine inanıyorum!”
Şu davranışlardan hoşlanmaz: Dayatma, aşırı ısrar, küçümsemek, mesleğinin aşağılanması, tenkit edilmek, kendisine fikir danışılmadan iş yapılması...Tabii bütün bu tespitler sadece kariyer sahibi erkekler için değil, bütün erkekler için geçerli aslında.
Toplumun temel taşı: AİLE / Mehmet Oruç
Bakalım Mollacami hanımları bu tespitleri nasıl bulacak? :)
------------------------------------------------------------------------------
"Yağmurlardan sonra büyürmüş başak; meyvalar sabırla olgunlaşırmış..."
kardeşim kısaca bu beyler dünyanın kendi etraflarında döndüğünü zannederler.bir insan en yakını dahi olsa kişiliğinden taviz vermeye başladığı zaman ileriki zamanlarda kendisi diye bir şey kalmayacakdır.
Her şeyin hayırlısı ortayı bulmakdır.
Aşırı fedakarlık değiştirme gayretinin tam tersidir.
Aşırı fedakarlık edenler ,kendi istediklerini bir yana bırakarak ,başkalarının ondan istediği gibi davranmaya çalışırlar.
Aşırı fedakar tavizkar kimsenin günün birinde yoğun bir öfke yaşarlar ,istediklerini uzun süre bastıranlar ,sonunda büyük bir öfke yaşayarak yabtıkları fedakarlığın acısını çıkarabilirler.
Birileri için aşırı fedakarlıkda bulunduğumuzda ,günün birinde onu öfkelendirebiliriz ya da en azından yabtığımız fedakarlığı başına kalkabiliriz .
Hani annelerimiz ,eşlerimiz zaman zaman "senin için saçımı süpürge ettim"derlerya ,işte bu söz,aşırı fedakarlık ettiğini düşünenlerin başa kalkma mesajıdır.
bir gün pişman olacağımız düzeyde fedakarlıkda bulunmazsak ,meydana gelecek çatışma nedenlerimizden birini ortadan kaldırmoş oluruz.........
SELAMLAR ...
buna en doyurucu yorum ne olur bilemem ama?
"Erricalü kavvamüne alennisa i"
ayetini düstur edinen zaten zorluk çekmez başka birşeye ihtiyaç duymaz diye düşünüyorum mevla cümlemizi umduklarımıza nail korktuklarimizdan emin eylesin!
eline sağlık güzel olmuş ama yüksek tahsilliler ilk okul mezunu hanımlarına nasıl davranıcaklar bu da bir sanat değilmi,bu eksik bir yazı bana göre...
önemli olan,eşlerin tahsilleri değil,uyumlu,anlayışlı,hassas bir çift olmaktır ben bunu bilir, bunu söylerim
türkiyede kadınlara dayak atan erkeklerin istatiğine bakıldığında %50 oranında
yüksek tahsillileri görüyoruz maalesef...
yanlış anlaşılmasın tahsil olsun, ama herkesin kalbinde allah korkusu olmalı...
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülme
Güzel kardeşlerim,
Değerli ve duyarlı yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
Çok güzel yerlere temas etmişsiniz. Paylaştıkça bakış açılarımız genişliyor.
Herşeyi denge de yaşamanın önemini vurguladığı için alanya sultanı kardeşe,
Erkeklerin kadınlar üzerine hakim koruyucu yönetici gözetici ve sorumlu olduğunu vurguladığı için ranagül kardeşe,
Eşlerin uyumlu,anlayışlı ve hassas bir iletişim içerisinde olası gerektiğini vurguladığı için jade kardeşe,
TEŞEKKÜR EDİYORUM.
------------------------------------------------------------------------------
"Yağmurlardan sonra büyürmüş başak; meyvalar sabırla olgunlaşırmış..."