Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Beni öksüzlüğümle bırakma Efendim
Annem ve Babam duaya yöneldikleri zaman
'-Selam sana ey gönüllerin efendisi! - derlerdi,
çocukça bir merakla pencereye koşar
sonra dönüp 'kimse yok ki, gitmiş' derdim.
Babam gülümseyince gönlüm genişlerdi
boynuna atılıp' kim o efendim'? derdim.
Babam seni anlattıkça ruh haleti değişir
kimi zaman hıçkırıklarında boğularak susar
kimi zaman ah keşke görebilseydimlerinde erirdi
Seni sevmiştim efendim babamın anlattıklarında
yaşadığı sürece babamda...
hep abdestli gördüm babamı
iki rekat namaz kılar, dua eder konuşmadan yatardı
ümidi seni rüyasında görmekmiş efendim
annemden duymuştum.
gördü mü (!) bilmem hiç anlatmadı
anlatmaya zamanı olmadı belki
şimdi ben babamın bıraktığı yerden başlıyorum
umutla yatağa girişte beklerken gelmeni
yüreğimin tıkırtılarında uyuyup kalıyorum
öksüzlüğümün ilk zamanlarında babam gelirdi
gördün mü, geldi mi? diye sorardı yaşlı gözleriyle
gelmedin, gelmiyorsun efendim
babam da ümidini kesti benden, o da gelmiyor artık
öksüzlüğüm gözlerimi kanatıyor
sen yalnız bırakmazsın öksüzleri bilirim efendim
ne olur, bir kez gel de bak yetim gözlerime
bir kez.....
» 04 Eylül 2003 İstanbul
» Ensar Cevval
Allah razi olsun eline sağlık
Çok guzel bı sıırmıs,
İyiki warsınız,ıyıkı tanısmısımbu sıteyle
sukurler olsun
öksüzlüğümün ilk zamanlarında babam gelirdi
gördün mü, geldi mi? diye sorardı yaşlı gözleriyle
gelmedin, gelmiyorsun efendim
ah bir gelsen rüyalarıma ah bir gelsen...
Beni Öksüzlüğümle Bırakma Efendim
Annem ve Babam duaya yöneldikleri zaman
'-Selam sana ey gönüllerin efendisi! - derlerdi,
çocukça bir merakla pencereye koşar
sonra dönüp 'kimse yok ki, gitmiş' derdim.
Babam gülümseyince gönlüm genişlerdi
boynuna atılıp' kim o efendim'? derdim.
Babam seni anlattıkça ruh haleti değişir
kimi zaman hıçkırıklarında boğularak susar
kimi zaman ah keşke görebilseydimlerinde erirdi
Seni sevmiştim efendim babamın anlattıklarında
hayran olmuştum, kopmuştum küçük dünyamdan
yaşadığı sürece babamda...
hep abdestli gördüm babamı
iki rek'at namaz kılar, dua eder konuşmadan yatardı
ümidi seni rüyasında görmekmiş efendim
annemden duymuştum.
gördü mü (!) bilmem hiç anlatmadı
anlatmaya zamanı olmadı belki
şimdi ben babamın bıraktığı yerden başlıyorum
umutla yatağa girişte beklerken gelmeni
yüreğimin tıkırtılarında uyuyup kalıyorum
öksüzlüğümün ilk zamanlarında babam gelirdi
gördün mü, geldi mi? diye sorardı yaşlı gözleriyle
gelmedin, gelmiyorsun efendim
babam da ümidini kesti benden, o da gelmiyor artık
öksüzlüğüm gözlerimi kanatıyor
fırtınada kalmış sal gibiyim çatırtılar başladı
sen yalnız bırakmazsın öksüzleri bilirim efendim
ne olur, bir kez gel de bak yetim gözlerime
kokunu gönder, açık kalan yüreğimin camından
selâmını gönder sabah ezanlarında; camıma biriken
kırlangıcın tebessümünde tebessümün olsun
öksüzlüğü senden daha iyi bilen olmaz ki
bir tek amcan kalmışken yanında, gitme demiştin ya
bırakıp ta gitmemişti seni öksüzlüğünle
sen de bizi bırakma efendim;
yoksa bu öksüzlük eritecek bedenimi
boynu bükük gezeceğim İstanbul sokaklarında
başı okşanan her çocuğun alaycı tebessümlerinde yıkılacağım
hasretinle yanıp yok olacağım efendim
ne olur! gel artık efendim
04 Eylül 2003 İstanbul
Ensar Cevval
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=5718&siir=104632&order=oto