Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Kırk hadis ezberleyen Cennete girer mi?
(Kırk hadis ezberleyen Cennete girer) diye bir hadis var mıdır?
Sadece kırk hadisi hatta Kur’an-ı kerimi ezberleyen Cennete girmez. Hadisleri bizim anlamamız zordur. Bir kâfir de 40 hadis ezberleyebilir, bid’at ehli de ezberleyebilir. Başka bir hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın şu 99 esma-i hüsnasını ihsâ eden, Cennete girer, sonsuz saadete ulaşır) [Buhari] [İhsa etmek, bu 99 ismi manaları ile birlikte ezberleyip amel etmek demektir. Böyle yapan Cennete girer.)
Kırk hadis ile ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
([Yazılı halde] Kırk hadis bırakarak vefat eden Cennette arkadaşımdır.) [Deylemi]
(Allahü teâlânın rızası için, helâli ve haramı açıklayan, kırk hadisi ümmetime bildiren, âlim olarak haşr olur.) [Ebu Nuaym]
(Ümmetimin din işlerinde faydalı kırk hadis ezberleyen, âlimlerle haşr olur.) [Taberani]
(Allahü teâlânın kendisine mağfiret etmesi ümidi ile, benden kırk hadis yazana, Allahü teâlâ rahmet edip şehid mertebesi verir.) [İbni Cevzi]
(Ümmetime iletmek üzere kırk hadis ezberleyene şefaat ederim.) [İbni Adiy]
Cennete girmek için birinci şart, doğru iman sahibi olmaktır. İmanın altı esasına inanmak şarttır. Birine bile inanmayan Müslüman olamaz ve Cennete giremez. Bundan sonra haramlardan kaçıp farzları yapmak gerekir. Farz ve haramları hadis-i şeriflerden değil, ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamasından öğrenmek lazımdır. Ondan sonra, kendisinin de amel ettiği, haram ve helali bildiren kırk hadisi Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklaması ile birlikte yazarak CD’ye kasete falan alarak veya başka yollarla başkalarına ulaştıran kimse Cennete girer. Aşağıdaki hadis-i şeriflerde bildirilen Müslümanlar da yukarıda bildirilen şartlar dahilinde ancak Cennete girer. Sadece aşağıdakileri yapmakla girmez:
(İki çene arası ile iki bacak arasını koruyan Cennete girer.) [Haraiti]
(Allahü teâlânın verdiği rızka kanaat eden Cennete girer.) [Dare Kutni]
(Allahü teâlânın verdiğine razı olan Cennete girer.) [Deylemi]
(Kadın, eşine eziyet etmezse, sırf namazları yüzünden Cennete girer.) [Hâkim]
(Kul doğru ise, ihsan sahibi olur. İhsan sahibi olunca da imanı kemale erer. İmanı kemale erince de Cennete girer.) [İ.Ahmed]
(İstemeyen hariç, ümmetimin hepsi Cennete girer. Bana itaat eden Cennete girmeyi istiyor demektir, isyan eden ise istemiyor demektir.) [Buhari]
(İlim öğrenen, kocasına itaat eden kadın, ana babasına iyilik eden evlat, peygamberlerle beraber hesap görmeden Cennete girerler.) [İ. Rafii]
(Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan Cennete girecektir.) [Nesai, İbni Hibban]
(Farz olduğunu bilerek, beş vakit farz namaza rükû, secde, abdest ve vakitlerine riayet ederek devam eden kimse Cennete girer.) [Taberani]
(Ramazan orucunu tutan Cennete girer.) [Deylemi]
(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]
(Bir Müslüman kardeşinin hacetini gördükten sonra ölen Cennete girer.) [Ebu Ya’la]
(Yemek yediren ve selamı yayan Cennete girer.) [Tirmizi, Taberani]
(Kocası kendisinden hoşnut olarak ölen kadın, Cennete girer.) [İbni Mace]
(Kadın, kocasına eziyet etmeyip namazlarını kılsa Cennete girer.) [İbni Mace]
(Cana kıymayan, haram yemeyen, zina etmeyen ve içki içmeyen Cennete girer.) [Bezzar]
(Helal yiyen, sünnete uyan ve şerrinden emin olunan kimse Cennete girer.) [Tirmizi]
(Sünnete sarılan Cennete girer.) [Dare Kutni]
(Allahü teâlâdan başka bir ilah olmadığını bilerek vefat eden Cennete girer.) [Müslim] (İmanın altı esasından birine inanmayan, tek ilaha inansa da Cennete giremez.)
(İpten kopup kaçan deve gibi Allah’tan kaçan hariç, herkes Cennete girer.) [Taberani] (Allah’ın bildirdiği dine, Müslümanlığa veya imanın altı şartından birine inanmayan, beğenmeyen, ibadet etmeyen veya haram işleyen kimse, Allah’tan kaçıyor demektir.)
(İhlasla, Rabbim Allah, dinim İslam ve peygamberim Muhammed aleyhisselamdır diyen Cennete girer.) [İ. Ahmed] (Muhammed aleyhisselama inanmak demek, onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.)
(İhlas ile Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü diyen Cennete girer.) [Taberani]
(Sabah ve akşam, ”Allahümme ente rabbi lailahe illa ente halakteni ve ene abdüke ve ene ala ahdike ve vadike mestetatü euzü bike min şerri ma sanatü ebuü leke bi-nimetike aleyye ve ebuü bi zenbi fağfirli zünubi feinnehü la yağfirüzzünübe illa ente. La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez-zâlimin) diyen, o günü veya gecesi ölürse Cennete girer.) [Tirmizi]
(Cennete ancak Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]
(Aşkını gizleyip, namusunu koruyarak sabreden, Cennete girer.) [İbni Asakir]
(Cenaze namazında, üç saf cemaat bulunan kimse Cennete girer.) [Tirmizi]
(Günahlarını hatırlayıp ağlayan, hesap görmeden Cennete girer.) [İ.Gazali]
(Cennete ancak temiz olanlar girer.) [Deylemi]
(İki kız evladına güzel muamele eden Cennete girer.) [İbni Mace]
(İnsanları affedenler, hesaba çekilmeden Cennete girer.) [İ. Ebiddünya]
(Yiyip içtikten sonra "Elhamdülillah" diyen kimse Cennete girer.) [İbni Asakir]
(Zinadan korunan Cennete girer.) [Beyheki]
(Üç, hatta bir çocuğu ölen Cennete girer.) [Taberani]
(Her hâl-ü kârda Allah’a şükredenler Cennete girer.) [İ.Gazali]
(Sabırlı ve ihlaslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer.) [Taberani]
(Tartışmayan, kimseyi incitmeyen Cennete girer.) [Tirmizi]
(Bir insanın hidayetine sebep olan Cennete girer.) [Buhari]
Evet,bu ve benzeri hadisleri anlamanın ölçüsü vardır.O ölçülerden birisi:
Onuncu Asıl: Ekser tâife-i mahlûkatta olduğu gibi, ef’âl ve a’mâl-i beşeriyede bâzı hârika ferdler bulunur. O ferdler, eğer iyilikte ileri gitmişse, o nevilerin medâr-ı fahrlarıdır; yoksa, medâr-ı şeâmetleridir. Hem, gizleniyorlar; âdetâ birer şahs-ı mânevî, birer gàye-i hayal hükmüne geçerler. Sâir ferdlerin her birisi o olmaya çalışır ve o olmak ihtimâli var. Demek o mükemmel hârika ferd, mutlak, mübhem bulunup, her yerde bulunması mümkün. Şu ibhâm itibâriyle, mantıkça kazıye-i mümkine sûretinde külliyetine hükmedilebilir. Yani, her bir amel şöyle bir netice verebilmesi mümkündür. Meselâ, "Kim iki rekât namazı filân vakitte kılsa, bir hac kadardır." (Kenzü’l-Ummâl, 7:808, hadîs no: 21508; Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr: 7740. )
İşte iki rekât namaz bâzı vakitte bir hacca mukabil geldiği hakikattir. Her bir iki rekât namazda bu mânâ külliyet ile mümkündür.
Demek şu nev’deki rivâyetler, vukuu bilfiil dâimî ve küllî değil. Zîrâ, kabulün mâdem şartları vardır; külliyet ve dâimîlikten çıkar. Belki, ya bilfiil muvakkattır, mutlaktır; veyahut mümkinedir, külliyedir. Demek şu nevi ehâdisteki külliyet ise, imkân itibâriyledir. Meselâ, "Gıybet, katl gibidir." (Müsnedü’l-Firdevs, 3:116, 117; Kenzü’l-Ummâl, 3:589, hadîs no: 8043. (Kenzü’l-Ummâl’da "Gıybet zinâdan daha şiddetlidir" şeklinde geçmektedir.)
Demek gıybette öyle bir ferd bulunur ki, katl gibi bir zehr-i kàtilden daha muzırdır. Meselâ, "Bir güzel söz, bir abdi âzâd etmek gibi bir sadaka-i azîmenin yerine geçer." ( Et-Tergib ve’t-Terhîb, 3:421, 434; Kenzü’l-Ummâl, 6:422, hadîs no: 16360; Nevevî, el-Ezkâr, s. 288.)
Şimdi terğib ve teşvik için o müphem ferd-i mükemmel, mutlak bir sûrette her yerde bulunmasının imkânını vâki’ bir sûrette göstermekle, hayra şevki ve şerden nefreti tahrik etmektir.
Hem de, şu âlemin mikyâsıyla âlem-i ebedînin şeyleri tartılmaz. Buranın en büyüğü, oranın en küçüğüne muvâzî gelemez. Sevâb-ı amâl o âleme baktığı için dünyevî nazarımız ona dar geliyor. Aklımıza sığıştıramıyoruz. (Risale-i Nur,24.Söz)
_____________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.