Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Erkekler egoist, kadınlar masum ***********
Fransız yazar Claudine Bilan'ın 'Yalancının Psikolojisi' adını taşıyan kitabı Fransa'da çok satanlar listesinde. Bilan, yalancılığın belirtilerini ve inceliklerini Cumartesi SABAH'a anlattı.
Yalancının mumu saat kaça kadar yanar, yalan söyleyince burnunuz uzar mı? Bir yalancı uzmanına sorduk. Claudine Bilan sosyal-psikoloji dalında çalışıyor. Savunma bütçesinden finanse edilen yalancılık tezi için 10 yıldır izliyor, gözlüyor, araştırıyor. Sonbaharda çıkan Yalancının Psikolojisi adlı kitabı Fransa'da üzerinde çok konuşulan çok satılan kitaplardan biri oldu. Anlattıklarına gelince; hepimiz herkes günde en az iki sefer yalan söylüyormuşuz. Birini överken, yahut kendimizi anlatırken değerimizi arttırmak için, bir karışıklıktan kaçınmak yahut bir gecikmeyi izah etmek için... Bunlar en masum olanları. Yalanı yakalayabilir misiniz? Çok güvenmeyin kendinize... Bilan'in söylediğine göre; yalancı kararlıysa ve hazırlıklıysa taa gözünüzün içine bakarak, son derece sakin ve kendinden emin söyler: "Hiç yalan söylemem, en son 7 yaşımda söylemiştim!" Diyor ki; "Herkes yalan söyler, hayvanlar bile! Sadece Allah yalan söylemez!"
* Yalan söylemek kültürel bir şey mi, milletten millete değişiyor mu? Hayır, dünyanın her yerinde yalan kötü görülür. Filanca millet filanca kültür diye bir araştırma da yok zaten. Ama bir takım kanaatler var. Kuzey ülkeleri, Norveç, İsveçliler, bu arada Almanlar daha ölçülü, sakin insanlardır Akdenizlilere kıyasla. Onların daha az yalan söylediklerine dair bir kanaat var. Halbuki Akdenizliler hem el kolla hem ağızla konuştukları için ve pek de ölçülü olmadıkları için yalan söylemek de yaygın galiba. İtalyanlar, Fransızlar, İspanyolların günlük yaşamlarında daha kolay geçen bir şey yalan. Doğulu toplumlarda da; bazen başkasını kırmamak, bir durumu olduğundan farklı göstermek için... Ben de yalan söylüyorum. Çok meşgul bir kadınım, çoğu zaman yapmayı unuttuğum şeyler oluyor. Kocam sorduğunda 'Yaptım' diyorum sonra yapacağımı hesap ederek. Kocam da Doğulu, Kuzey Afrikalı bir Yahudi. Yapmamı kabul etmeyeceği, izah edemeyeceğim şeyler olduğunda yalan söylüyorum.
İLİŞKİ UZADIKÇA YALAN AZALIYOR
* Kadın-erkek ilişkisinde çiftlerde yalanın yeri nedir? İyi haber, uzun suren beraberliklerde yalan söyleme oranı düşüyor. Kadın kocasına 'Kravatın iğrenç' diyor, adam kadına 'Cadıya benziyorsun' diyor. Halbuki ilişkinin başında, en başında iki taraf da birbirini cezbetmek için yarım saatte üç yalan söylüyor. Hiç okumadığı bir kitaba bayıldığını söyleyenden, hiç görmediği bir yeri anlatana kadar, envai çeşit yalan. Ama birbirlerine aşıkken yahut çok yakın arkadaşlarda da yalan söyleme oranı çok düşüyor.
* En çok hangi meslek grubunda yalan söyleniyor? Mesela en büyük yalancılar politikacılar mı? Meslek grubuna göre çok keskin belirgin farklar yok. Yalanın yalan olması için karşı tarafın aldatılmış olması şarttır. Yani başarılmış olması gerekir. Yoksa ona yalan denemez. Yani muhatabınız baştan sizi 'Yalan söylüyor' diye dinliyorsa bunun hiç hükmü yoktur. Politikacılar, evet sorsanız herkes yalancı der, halbuki düşünüldüğünün tersine iyi bir iletişim uzmanıdırlar, aslında yalancı denemez onlara. Propaganda konuşmaları yalan diye addedilemez. Zaten dinleyen de kuşkuyla yaklaşıyor. Yalan olması için başarılmış olması, karşı tarafın aldatılmış olması şart. Bir de tabii yalanın derecesi ve sonuçlarının vahameti mühimdir. Çernobil'den sonra 'Radyoaktif bulut Alman sınırında kaldı, Fransa'ya geçmedi' diye açıklama yapıldı. Biliyorsunuz o bölgede tiroit kanserine yakalananlar arttı. Eğer gerçek söylenseydi, belki insanlar bir şekilde korunacak, o mahsulden yemeyecekti. Ama iş işten geçti. Mesleklere; göre bir tasnif yapamayız da görev ve konumlara göre... Benim araştırmalarıma göre; politikacılardan daha fazla ve önemli sonuçlara yol açan yalanlar çok uluslu şirketlerde yönetici konumundaki kişilerce söylenir. Vivendi Universal batmadan birkaç gün önce Jean Marie Messier hissedarlarının önünde, her şeyin yolunda gittiğine dair o kadar profesyonel yalan söyledi ki... Bu çeşit örnekleri çoğaltabiliriz büyük gruplar, holdingler için...
* Yalanı yakalamak konusunda kadınlar erkeklere göre daha marifetli mi? Ya da polisler, yargıçlar, savcılar da normal insanlara kıyasla yalanı daha kolay mı anlar? Hayır kadınlar daha marifetlidir demeyelim de; daha hassas ve duyarlı oldukları için yaradılıştan, davranış, vücut dili değişikliklerini daha kolay fark ederler. Karinelerle çıkartırlar yalanı. Sanıldığının tersine polisler yargıçlar, savcılar da, normal insanlardan daha yetenekli değildir. Daha da vahimi genelde onlar kendilerinden bu konuda son derece emin oldukları için, masum bir insanı, müthiş bir suçlu adama da dönüştürebilirler. Fransa'da bu yüzde 8-9 oranında Allah'tan..Yine de işliyor sistem. Buna karşılık gizli servis çalışanları bu konuda yetenekliler. Ve en yeteneklileri de istatistiklere göre; CIA ve FBI, yanılmamak konusunda...
* Söylenen yalanların ancak yüzde 18'i yakalanıyor istatistiklere göre; yani 10 yalandan 8'i saptanamıyor. Mitomanla normal bir insanın yalanları arasında fark var mı? Yalana uyuşturucu madde bağımlılığı gibi bağımlı olanlara tanık oluyoruz bazen? Mitoman yani durmadan yalan söyleyen bir insan aslında kendinden beklenenleri çok abartmıştır. Aslında insanları da yalana iten bir gerekçedir bu, ama mitomanda non-stop işler. Fransa'da katil bir doktor vardı duymuşsunuzdur, annesi, karısı komşuları hepsi doktor olduğuna ve CNRS'de araştırmacı olduğuna inandı 20 yıl boyunca. Ama sonra metresinin paralarını almasıyla her şey ortaya çıktı, hırsız ve katil olduğu da. Cezaevinde 'Artık yalan söyleyecek hiçbir gerekçem kalmadı' diye açıklama yapmıştı.
* Kendimizi nasıl kandırırız? Mesela kadınların bu konuda bir farkları söz konusu mu? Yaygın bir kanaat vardır, bazı kadınların kocaları kendilerini sevmedikleri halde kendilerini sevildiklerine inandırdıkları söylenir, doğru değildir. Karısını aldatan, ama ondan vazgeçmesi, onu terk etmesi söz konusu dahi olmayan böyle bir ihtimal belirdiğinde dahi tercihini ondan yana koyan bir sürü kadınerkek hikayesi vardır. Adam gerçekten karısını çok seviyordur, ama başka yerlerde başka birileriyle de bir takım maceralar yaşıyordur. Ama bazı kadınlar hiç güzel olmadıkları halde son derece güzel olduklarına inanırlar. Yahut çok akıllı olduğuna çok zeki olduğuna inanan kadınlar-erkekler vardır. Tabii aslında herkes kendisine bir parça yalan söyler, yüzleşmek istemediği konularda.
EN BÜYÜK YALAN!
* Yalan makinesi aldanır mı? Amerika'da 4-5 çeşidi kullanılıyor. Elbette çok güzel yanıltır sadece ona bakarsanız. Çünkü makine sizin yalanınızı değil duygusal, hissi, fizyolojik değişimlerinizi kaydediyor. Kanınızın nasıl dolandığını, hızlandığını, derinizin kabarıp, kabarmadığını. Öte yandan size makinenin önünde önce çok aptal sıradan sorular soruluyor. 'Adınız şu mu?', 'Hava güzel mi?', 'Sıcak mı?', 'Bugün günlerden salı mı?' Sonra pat diye 'Kocanı sen mi öldürdün?' diye sorulur. Eğer çok üzgünseniz, bir de zan altında tutulunca birinin yalan söylerken değişimleri sizde de görünebilir. Dolayısıyla makineyle karar verilemez, başka kriterlere bakılıyor elbette.
* Günde kaç kez yalan söylüyoruz. Hiç yalan söylemeyen var mıdır? En büyük yalan nedir? Günde hiç olmazsa 2-3 kez yalan söylüyoruz. En büyük yalan 'Hiç yalan söylemem, hatırladığım en son yalanı 7 yaşımda söylemiştim' yalanıdır! Hiç yalan söylememeye gelince; böyle bir insan yok. Sadece Allah yalan söylemez. Ama ortalıkta yarı Allahmış gibi konuşup, dolaşanlar var, 'Ben asla yalan söylemem' diye!
Belkıs Kılıçkaya
http://arsiv.sabah.com.tr/2005/06/03/cp/gnc101-20050528-101.html