Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Bir öğretmenin içler acısı mektubu!
Bir Öğretmenin Mektubu
Aşağıdaki mektubun yazarı, bir öğretmen… Ancak adını ve nerede çalıştığını gizlemek zorunda kalmış; tahmin edebileceğiniz sebeplerle… Mektup, aşağıdaki hâliyle bir üniversitemizin “Öğretmenler Günü” toplantısında da okunmuş gözyaşlarıyla…
“Merhaba,İstanbul’da bir lisede öğretmenlik yapıyorum. Çalıştığım okul, çoğunluğu Anadolu’nun en ücrâ köylerinden gelip yerleşen (aslında yerleşemeyen) insanların oturduğu bir çevrede… Etrafımız gecekondu mahalleleri… Gecekondu olmayan yerlerde de derme çatma binalar var. İstanbul’un pek çok yerinde artık görmeye alıştığımız bir manzara var aslında burada da!.. Sözünü ettiğim yerleşim yerinin beş dakikalık mesâfesinde modern bir alışveriş merkezi var!.. Atardamarın hemen üzerinde bu okul!..
Bunların Hepsi Gerçek:
*Biliyor musunuz, bu yıl lise 1. sınıfta olup da okuma-yazma bilmeyen bir öğrenci var.
*Biliyor musunuz, bir öğrenci okula “satır” getirmekten uzaklaştırma cezası aldı.
*Biliyor musunuz, iki hafta önce okulun önünde çıkan bir kavgada bir öğrencimin boynu döner bıçağı ile kesildi; 28 dikiş atıldı. (Çok şükür şahdamarına gelmedi.)
*Biliyor musunuz, bu çevrede kimse kışın, akşam beşten sonra sokakta yalnız yürüyemiyor.
*Biliyor musunuz, geçtiğimiz hafta, bebek bekleyen müdür yardımcımız bir öğrenci tarafından karnı tekmelenmekle tehdit edildi.
*Biliyor musunuz, dışarıdan elini kolunu sallaya sallaya giren bir adam, kendisini dışarı çıkarmaya çalışan kat nöbetçisi bayan öğretmeni bıçakla tehdit etti.
*Biliyor musunuz, derste sıkıntı yarattığı için öğretmeni tarafından cezâlandırılan öğrencinin, aşiret olan âilesi okulu bastı.
*Biliyor musunuz, bir öğretmenimiz sınıfta bıraktığı öğrenciden tehdit telefonları aldı.
*Biliyor musunuz, öğrencilerimizin % 86’sı sigara içiyor!..
*Biliyor musunuz, öğrencilerimizin % 42’si hap kullanıyor!..
*Biliyor musunuz, okulun etrafında hap satanları, okulun içinde hap kullananları polis biliyor.*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl bir kız öğrencimizin babası, çocuğundan (öğrencimizden) dayak yediği için okula sığındı.
*Biliyor musunuz, yalnızca koridorda birbirlerine çarptıkları için kavgaya tutuşan iki kız öğrencinin âileleri, okulun önünde birbirlerine yumruk yumruğa saldırdılar.
*Biliyor musunuz, bazı kız öğrenciler, 100 kontör karşılığında minibüs şoförleri ve halı saha sahiplerinin kendilerine dokunmasına ses çıkarmıyorlar.
*Biliyor musunuz, bu yıl bir erkek öğrenci, bir kız öğrencinin kendisine cinsel tâcizde bulunduğunu söyleyerek şikâyette bulundu.
*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl bir anne, kızının saçının boyalı olması üzerine okula çağırıldığında, kızını okula koca bulmak için gönderdiğini, bu nedenle de süslenmesi gerektiğini söyledi.
*Biliyor musunuz, velilerin % 42’si kayıttan sonra bir daha okula uğramıyor.*Biliyor musunuz, maddî yetersizlikten dolayı üç-dört âilenin,“bir oda-bir salon”dan ibâret bir evi paylaştıklarına çok şâhit oldum.
*Biliyor musunuz, her ay öğretmenler aramızda para toplayıp bir öğrenciye bot, palto veya okul araç-gereçleri alıyoruz.
*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl, bir Cuma günü okul kapanışı töreninde baygınlık geçiren bir öğrencinin iki gündür hiçbir şey yemediğini öğrendik.*Biliyor musunuz, öğrencilerden çoğunun âilesinin hayatında kan davası, intihar, boşanma, dayak, kaçma, kaçırılma, hapis gibi hikâyeler var.
*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl iki gün boyunca evine gitmeyen bir öğrenciyi, velisi gelip okulda arıyor. (Kızın biriyle kaçtığı anlaşılıyor daha sonra…)
*Biliyor musunuz, annesi babası ayrı veya boşanmış olan öğrencilerin çoğu uzak akrabaların yanında kalıyor. Anne ya da baba çocuklarını evlerine almak istemiyor, bazen de üvey anne-babalar, çocukları kabullenmiyor.
*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl problem çıkardığı için müdür tarafından tartaklanan bir öğrenci, mahalleden topladığı tanıdıklarıyla müdürün odasını basıp tehditler savurdu.
*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl 1000 öğrenci kapasitesi olan okulumuzda kütüphâneye üye olanların sayısı 7(yedi)’ydi.
*Biliyor musunuz, öğrenci tanıma formlarındaki “çaldığınız müzik alet(ler)i” bölümüne radyo, teyp, walkmen yazan azımsanamayacak sayıda öğrenci var.*Biliyor musunuz, ….. lisesine kayıt yaptıran bu öğrenciler, çarpım tablosunu bilmiyorlar; 10 ve katları ile çarpma ya da bölme işlemi yaparken bile hesap makinesi kullanıyorlar. (Geçtiğimiz ay sinirden gözlerine kan oturmuş bir hâlde sınıftan çıkan matematik öğretmenimiz koltuğa çökerken öğrencilere bir ders boyunca 300’ü 2’ye böldüremediğini anlattı.)
*Biliyor musunuz, maddi durumu iyi olan sayılı öğrencilerden birinin velisi, geçtiğimiz yıl akan damımızı onardı. (Notlarının hemen hepsi zayıf olan öğrencinin sınıf geçmesi şartıyla!)
*Biliyor musunuz, öğrencilerimizin % 60’ı sağlıksız beslenmeden dolayı hasta… (Aralarında dispanserlik olanlar var.) Ancak öğrencilerimizin % 90’ında cep telefonu var. (Cep telefonları son model, bazıları kameralı!..)
Ben bu okulda 3 yıldır öğretmenlik yapmaya çalışıyorum. Bu olaylara alışmamak için, artık alışıp bunları neredeyse normal karşılayan yılların öğretmenleri gibi olmamak için uğraşıyorum. Biliyorum ki, eğer alışırsam, geleceğe dair hiçbir umudum kalmayacak. Her gün büyük bir çaresizlik ve endişeyle:
“-Acaba bugün ne olacak?” diye başlıyorum işime... Olaysız geçen günler, Allâh’ın nimeti! Biliyor musunuz, öğrenmeye direnen, kendini kapatan öğrencilerime İstiklâl Marşı’nın anlamını bile öğretemiyorum.
Daha da yazacaktım, ancak yazdıkça yüreğim ağırlaşıyor.
Sevgi ve saygılarımla…”
inanmıyorum ya okurken gözlerime inanamadım bizim okulda berbattı ama bu kadar değil..Allah orada okumaya çalışan öğrencilere sabır versin öğretmenlere de yardım etsin inş.ne hale gelmiş milltimiz..!!
**Sevgi Gül gibidir,Yusuf'a Benzer,Onu Koklamaya Bir Yakup İster,Sevgiyi Allah Korur,Kula Yetmez,Gönülde Oldumu Söze Gerekmez..!!!!******
Yazık ki bu tür olaylar bir çok okulda mevcut. Peki bütün bunlar neden kaynaklanıyor? Önceden niye bu kadar değildi?
Eğitim her şeyin başında gelmektedir. Eğitimin de başlangıç yeri şüphesiz ailedir. Çocuk ailede aldığı eğitimi bir başka eğitim kurumunda (okul vs.) pekiştirir. Ailede yeterli eğitim alamayan çocuklar kendilerini boşlukta hissettiğinden tüm kötü olaylara bulaşmaya daha çok meyillidir. Tüm bunlardan sorumsuz olan ebeveyn mesuldür...
Aileler çocuğuna sahip çıkmış olsa, biraz ilgi gösterse; eğitimiyle, okula gidip-gelmesini takip etse, okumayı biraz olsun sevdirse, her şeyden önce bir ebeveyn olduklarını çocuğa hissettirse bütün bu olanlar bir nebze azalır; belki de hiç olmaz.
"...Biliyor musunuz, yalnızca koridorda birbirlerine çarptıkları için kavgaya tutuşan iki kız öğrencinin âileleri, okulun önünde birbirlerine yumruk yumruğa saldırdılar."
Buyrun işte tipik bir aile örneği...
"...Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl bir anne, kızının saçının boyalı olması üzerine okula çağırıldığında, kızını okula koca bulmak için gönderdiğini, bu nedenle de süslenmesi gerektiğini söyledi.
Ne diyebilirsiniz ki?...
***************************************
Paylaşımınız için teşekkürler. Okunması gereken bir yazı; bunları bilip de yanlış yapanlardan olmamak temennisiyle..
"İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış?" dedim. Sebebini aradım. Bildim ki, nasıl İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesine ve dolayısıyla din-i İslâma zarar vermek için, gençleri yoldan çıkarmak ve gençlik hevesâtıyla sefahete sevk etmek için bir iki komite çalışıyormuş. Aynen öyle de, biçare nisâ taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde altında çalıştığını hissettim. Ve bildim ki, bu millet-i İslâma bir dehşetli darbe, o cihetten geliyor.(Risale-i Nur Külliyatından,Lemalar)
Alem-i İslamdaki fitnelerin asıl menbaı olan ve kökü ecnebi diyarında bulunan gizli bir komiteye bağlı umum komitelerin tahribatına karşı; zırhımız Kur’ân tezgâhında yapılan takvâ, siperimiz Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Sünnet-i Seniyyesi ve silâhımız istiâze ve istiğfar ve hıfz-ı İlâhiyeye iltica etmek olmalıdır.
______________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
"Biliyor musunuz, geçtiğimiz hafta, bebek bekleyen müdür yardımcımız bir öğrenci tarafından karnı tekmelenmekle tehdit edildi..."
??...
"*Biliyor musunuz, geçtiğimiz yıl 1000 öğrenci kapasitesi olan okulumuzda kütüphâneye üye olanların sayısı 7(yedi)’ydi..."
Ne yorum yapılabilir, bilemiyorum...