Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
İnsanın kendine, insana, topluma duyarsızlığı neden?
Sanal dünya ve internet aslında insanın bireysel olarak dünyaya açılan bir penceresi işlevi görmektedir.Hem dünyayı algılama ve tanıma ve de dünyayı kavrayıp değiştirme işinin önemli bir parçası olarak bir işlev de yüklenebilir.
Ama gelin görün ki, kapitalist sistemin dayatması ve yabancılaşma sonucu insan ve insanlık bu geniş pencereyi kendi yararına kullanmayı bir türlü yeterince becerememektedir.İnsanlar bu pencereyi kendi günü birlik ruhsal tatminlerinin aracı olarak kullanmayı aşmış gibi görünmemektedir.Emperyalist kapitalizmin tam da istediği gibi bir insan güruhu oluşmuştur.Elbette beyinsel dezonformasyon ve de kendine yabancılaşmanın sürdürülmesi için milyarlarca doları harcamaktan çekinmemesi bile başlı başına bunun göstergesidir.Milyarlarca dolar okuma,öğrenme,bilim,doğa ve çevre,işsizlik-açlık-sefalet için kullanılacağı yerde insanların beyinlerinin işlevsizleştirilmesinde aracı olacak kanallara aktarılmaktadır.Görsel ve yazılı basın,futbol,fuhuş,uyuşturucu vs hep yığınların beyinlerinin uyuşturulması ve düzenin devamının sağlanması adına milyarlarca dolar harcanarak egemenler tarafından çıkarlarına uygun olarak kullanılmaktadır.
Genel olarak insanlar,okumayı,öğrenmeyi,paylaşmayı,tartışmayı,yazmayı,yaratmayı vs insanca olan her şeyi unutmaya bırakılmıştır.Bu anlamda insanlık sanki nadasa bırakılmış gibidir.Bunların dışında kalan bir avuç insan ya da birey bu durumu değiştirip dönüştürme noktasında oldukça verimsiz olmaktalar.Örgütsüz ve tek tek hareketler deyim yerindeyse sistemin güçlü kolları arasında sıkışıp kalmaktadırlar.Sanal dünya da ya da internette bu anlamda kullanıldığında çok tehlikeli bir araca dönüşebilmektedir.
Bu sanal kütüphane,insanın kendinleşmesi ve kendini yeniden yaratmasının aracı haline getirilebilir.İnsanlar okuma,öğrenme,yaratma,yarattığı her ürünü milyonlar ve milyarlarca paylaşmasının aracı olabilmesi bir hayal değildir.Tam tersine yaşamın gerçeği olabilir.
Ama görünen o ki, paylaşmak,üretmek ve üretilenleri paylaşmak için açılmış yüzlerce emek ürünü siteden bu anlamda yararlanmak yerine ,insanlar radyolarda sürekli aynı ezgileri dinlemek ve de çoğunda incir çekirdeğini doldurmayacak konularda saatlerce sohbet edip kendini deşarj etmeyi biricik amaç saymaktalar ve de öyle davranmaktalar.Emek ürünü yüzlerce sitede yine emek ürünü yazı,makale,resim,aktarım vs okumak ve bunlar hakkında düşünüp yazmak ve paylaşmak yerine günübirlik sohbetleri ve chatleşmeyi işten saymaktadırlar.Elbette bu tamamen gereksiz bir şey değildir.Ama insanlar duyarlılıklarını bencil ve küçük dünyaları için yönlendirmeyi bile becerememektedirler.Zira sadece bu anlamda düşünülse bile kendi bütünsellikleri açısından bile bu söylediğimiz olgunun önemli olduğu açığa çıkacaktır.
Kaldı ki,insan toplumsal bir hayvandır.Toplumla ve yaşam içindeki toplumsallığıyla bir anlam kazanmaktadır.Kendi farkındalığının koşulu budur.İnsan kendisine ve çevresine ve de doğal ortamına ait olgu ve olaylara duyarsız kalması ve de duyarsız durması insanlaşmadan çıkış değildir de nedir?Yaşadığı dünyayı kavrama,algılama ve anlama çabasının içinde olmayıp,günlük deşarj peşinde koşması başka hangi anlama gelebilir ki?Günlük yaşamda onca olumsuzluk orta yerde ve sahiplenilip değiştirilmek için dururken ,bunu algılama,anlama ve değiştirme çabası içine girilmemesi ne anlama gelmektedir?İnsan , kendi geleceğine sahip çıkan ve bilinçlice yaşamını değiştirebilen tek canlı ise ve de bu anlamda duyarsız,ilgisiz kendinden uzak tavır ve davranışları sergiliyorsa bu durumu nasıl adlandırmak gereklidir?
Elbette ki, bunun yani duyarsızlık ve ilgisizlik ve kayıtsızlığın tek nedeni birey olarak tek tek insanlar değildirler.Ana neden sınıflı toplumların doğal sonucu olan yabancılaşmadır. Kişinin emeğine,topluma ve nihayetinde kendine yabancılaşmasıdır.Sistemin sonucudur
Peki tek tek bireyler mevcut sistemin bu doğal sonucunu aşmak için ne kadar çaba göstermektedirler?Ya da habire yakınmanın dışında mevcut durumu değiştirmek için ne kadar mücadele verilmektedir?Bu noktada ciddi bir özeleştirel sürecin içinden geçmek zorundadırlar tek tek insanlar.Her durumda sisteme yüklenip insanların kendilerini ve toplumu aklama girişimlerinin değiştirici ve dönüştürücü hiçbir yanı yoktur.Çuvaldızı karşı tarafa batırırken iğneyi kendine batırmak gereklidir.Başkasına gelince çuvaldızı hazırda tutanlar,iğneyi bile kendine batıramazken ne kadar tutarlı ve iradeli ve insana yaraşır davranmış olacaklardır?
Emek ürünü yüzlerce site kişilerin yeteneklerini,ürettiklerini sergileme ve paylaşma alanı sunarken ve de onlara yeni ve daha güzel bir dünya için sunmaya çalışırken,kişilerin bundan yararlanmaması gerçekten içler acısı bir durumdur.Forumlarda onlarca konu açılmaktadır yaşamın kendisini ve geleceğini ilgilendiren.Yüzlerce emek ürünü makale ve yaratıcı bir çok çalışma ilgisizlik ve duyarsızlıklar sonucu yararsız birer çalışmaya dönüşmektedirler.
İnsanlar bu duyarsızlığı aşmalıdırlar.İlgisizlik ve kayıtsızlık ve de duyarsızlık insana özgü olmayan bir durumdur.İnsanlar ,radyolara,sohbetlere ve günlük deşarj araçlarına gösterdikleri ilginin onda birini forumlara ve emek ürünü çalışmalara gösterseler dünya hem kendileri açısından ve de hem de toplumsal açıdan daha yaşanabilir olacaktır.İnsanlar okudukça,yazdıkça ve paylaştıkça güzellikler çoğalacaktır.Dünyayı tanıma,algılama ve değiştirme çabası içinde oldukça insanlar güzelleşecek ve de insanlaşacaklardır.
Sitelerimiz ortak paylaşım alanlarımızdır.Radyo-sohbet ortamı kadar ve ondan değerli olan forum ve diğer paylaşım alanlarıda gerekli ve hak ettikleri değeri görmelidirler.İnsanların kullanımına açılmış bu alanlar hem kişinin öz gelişimi ve ilerlemesine ve de toplumsal gelişimine katkı sunan alanlardır.Sitelerimize ve forum-paylaşım alanlarımıza bu anlayışla bakmalı ve katkılarımızı esirgememeliyiz.İnsan gelişmesini tamamlayamaz yaşamı boyunca.Eğitim ve öğrenme süreci insan yaşamında bitmek bilmeyen tek süreçtir.Gelişimini ve ilerlemesini bitirdiğini sananlar insani tüm barutlarını tüketmişlerdir.Yaşama karşı söylenebilecek tek kelimeleri bile olamaz bu türlerin…
Hep birlikte öğrenip-öğretmeye.Hep birlikte yaşama katılmaya ve yaşamı anlamlandırmaya…..
Kalp birliği sağlayamadığımızdan dolayı olduğunu düşünüyorum.
Bu birliktelik ise;tevhid üzere sağlam bir imana sahib olmakla elde edilebilir.Temeli bozuk olan bir toplum içinde yaşadığımız için,pek çok manevi hastalıklarımız vardır.
Son dönemin güzide alimlerinden Bediüzzaman Hazretleri,eserlerinde bu manevi hastalıklara işareten;iç dışa dış içe çevrilse hastalıklarımızın dehşetli halini görebileceğimizi ifade eder.
Rabia-tü-l Adeviyye ismindeki velayet sahibi bir hanım ise;tesettürlü olduğu halde dolaşırken, yüzünü kapatmazmış...Bir gün,Hasan-ı Basri Hazretlerini görünce hemen yüzünü kapatmış...Kendisine bu hal sorulduğunda cevaben demiş ki:''Etrafımda daha önce hep,maymun, tilki,köpek,eşek vb.hayvanları gezer görürdüm.Ancak Hasan-ı Basri hazretrlerinde insanı gördüm o yüzden yüzümü kapattım.
Toplumda insan vasfına uygun birileri olmayınca ki;-nefs itibari ile en ednası da şahsım olduğunu itiraf ederim- duyarsızlık zirvede seyrediyor.
Cenab-ı Hak,bizi insan ismine layık kul eylesin.................
_____________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
Rica ederim.
Gündeme getirdiğiniz konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Hem ahiret işlerinde hem dünya işlerinde yapılan duyarsızlıklar,hayatı azaba çeviriyor.
Bilmukabele saygılarımı sunar,vatan-ı aslimiz olan Cennete ulaşabilmenizi Cenab-ı Haktan niyaz ederim.İşte orası; kemaliyle duyarlı olunabilecek bir mekandır.
_____________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.