Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim

Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez!

"Ey dipdiri meyyit, İki el bir baş içindir,
Davransana...Eller de senin, baş da senindir!..
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin..?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin...." Mehmet Akif Ersoy

Ey dipdiri ölüler, üzerlerine ölü toprağı serpilmişler; iki el bir baş içindir. Şehit olanlar, Benim çocuklarım, benin Mehmetçiklerim, benin göz bebeklerimdir. Mehmetçiklerime kıyan alçaklar ise, sizin okyanus ötesi müttefik(!)iniz rolündeki kahpe Haçlı'nın kapı köpekleridir.
Köpek diyorsam yerine koyacak kelime bulamadığımdandır. Çünkü köpek kapısına, sahibine sadıktır ama bu adi yaratıklar nankörlüğün, ihanetin, kalleşliğin, alçaklığın temsilcileridir.

(Mustafa ASLAN)

.*.*.*.



Bu millet inancı ile “Çanakkale Geçilmez” dedirtti… Şimdi ise “Şehitler Ölmez; Vatan Bölünmez” diye inliyor; sokaklar meydanlar medya… Ama inlemek yetmiyor, inlemek hiçbir şeyi durdurmuyor. Bu millet kendi elleriyle Mehmetçiği tuzağa koydu kendi elleriyle onları itti… Gerçekleri araştırmadan her denilene kandı her denileni yaptı; modernlik dediler modern olmak için uğraştı, hoşgörü(!) denildi hoşgörülü olmak için yalandı, aşağıladılar, onları yalan çıkarmamak için uğraştı… Bir gecede cahil kalan bu milletin bu hale geleceğini Sultanımız Abdülhamid Han nasılda tahmin etmişti. Hiç onu da mı dinlemediler? Hiç onu da mı saymadılar? SAYMADILAR ve DİNLEMEDİLER… Daha doğrusu onu hiç OKUMADILAR, OKUMADIK…

Her gün binlerce şehit veriliyor ve inanın çoğu halka duyurulmuyor… Onlar için ışık yakmak konvoy yapmak yürüyüş yapmak değil vatandaşlık görevi; vatandaşın görevi eğitimli olmak, vatanına hizmet etmek ve başındakileri doğru seçmek… Kimse sizin yürüyüşleriniz takmıyor kimse sizin ışık yakmanızı takmıyor ve kimse sizin konvoylarınızdan rahatsız olmuyor. Yukarıda Mustafa Aslan’ın söylediği o haçlılar eğitimli, inançlı ve hizmet için yanıp tutuşan insanlardan korkarlar ve bizler onları ancak bu şekilde alt edebiliriz.

.*.*.*.

BAYRAK

Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim !
(Arif Nihat ASYA)

.*.*.*.

Bu ülkede bir bayrak yakıldı.. Türk bayrağı…. Eğer bir ülkede ülkenin kendi bayrağı yakılıyorsa orada durup düşünmek lazım.. Yalnız yürüyüşler kâr etmez. Hatamız nerede deyip düşünüp kafa patlatmak yerine yürüyüp de aynı hatayı tekrar tekrar yapmak değildir milletlik. Milletlik yanlışlardan, tarihten ders çıkartıp inanarak, umudu kaybetmeden çalışıp çabalamaktır.

.*.*.*.

Son günlerde artan terör olayları hepimizi derinden etkiliyor. Başımızdakiler sıcak köşklerinde oturup siyasi tartışmalar, seçim hazırlıkları ile meşgul olurken, bizler sıcacık evlerimizde önümüze konan yemeği seçerken, tv lerde ne olduğu belirsiz imanımızı inancımızı zayıflatan bizi modernliğe(!) özendiren dizileri izlerken, klise evlerin hızla artmasını sessizce izleyip “öğrenmek lazım bana da İncil verirlerse okurum” derken, hoşgörülü olalım, diyalog kuralım derken, “kalbim temiz namaz kılmasamda olur” derken… ; onbinlerce Mehmetçik, gecenin karanlığı ve soğuğunda, karlı buzlu dağlarda, tepelerde, daracık keçi yolarında, sırtlarında ortalama 30-35 kg. teçhizatla, elleri tetikte, dağ bayır demeden, her an ölüme hazır olarak, bizlerin yaptığı her hatanın bedelini ödeyerek, emperyalistlerin, "vatanımızı bölmekle görevlendirdiği" teröristlerin peşinde koşuyor.

Sonra şehirlerimiz için yaptığımız hangi yürüyüş, hangi lamba, hangi korno yaptığımız ve hala yapmakta olduğumuz hatamızı telafi edebilir. Hiç Mehmed Akif ERSOY un İstikalal Marşı mızı ne şartlar altında neler yaşayarak yazdığını düşündük mü? Hiç Çanakkale de şehit olan gencecik talebelerin nasıl iman gücüyle mücadele ettiğini defalarca okuduk mu? Tarih tekerrür etmez derler.. Bu ülkede bu geçerli değil anlaşılan.

“EY ŞEHİT OĞLU ŞEHİT İNCİTME YAZIKTIR ATANI ; VERME DÜNYALARI ALSANDA BU CENNET VATANI!!!”

.*.*.*.



BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR!

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzğar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış,kasideye kanmış.
Bir el ki;ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzğarını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar,kasideler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan,analardan dilekler yeter,
Yazın sarı,kışın beyaz çiçekler yeter! Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzğar bekliyor!
Destanı öksüz ,sükutu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?...
(Arif Nihat ASYA)



TÜRKİYE MEHMETCİĞE

MEHMETCİK TÜRK MİLLETİNE EMANETTİR


Selam, sevgi ve dua ile
güvercin

TÜRKİYE MEHMETCİĞE

MEHMETCİK TÜRK MİLLETİNE EMANETTİR...

Yazı için teşekkürler.. Dualar için AMİN'ler...

Serbest Kürsü