Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
şiir
EY SEVGİLİ
Beni ilk yetim oluşun vurdu
Doğduğunda babasız oluşun.
Hani siz dünyayı teşrif ettiğinizde
Dağlar, taşlar secdeye kapanmıştı ya evinizi doğru
Size secde eden bir ağaçta ben olsaydım.
Sizi güneşten korumak için takip eden
Buluttan bir parça olsaydım.
Seccadenizde yılanı kapıp götüren ve sırtını sıvazladığınız o kedi ben olsaydım.
Çölün sıcaklığında bunaldığınızda su olsaydım sizi serinleten.
Evinize pislik atıldığında orayı yalayan olsaydım.
Aç kaldığınızda sizi doyuran bir yiyecek olsaydım.
Hz. Ebubekir gibi sizin yanınızdan ayrılmayan biri olsaydım.
Sizi doyasıya seyretseydim
Ama size doyulmazdı ki…
Kapınızda sabahlara kadar bekleyen köleniz olsaydım,
Size abdest aldırsaydım ibrikle,
Sonra ayağınızdan sızan suları alıp yüzüme sürseydim.
Siz namaz kılarken arkanızda olsaydım.
Meleklerin bile dinlemeye geldiği sesinizi işitseydim.
Siz dua için ellerinizi kaldırdığınızda
“Ya Rabbi, beni şu en büyük sevgiline,
ona olan muhabbetin hürmetine ümmet eyle” deseydim.
Açlıktan uyuyamadığınız geceleri dışarı çıktığınızda
Sizi doyuracak biri olsaydım.
Size evimde olan son yiyeceği de getirseydim.
Siz bana sorsaydınız.
“Eve ne bıraktın” bende “Allah ve Resulünü bıraktım” deseydim.
Uhutta üzerinize oklar geldiğinde bütün vücudumu önünüze serip Okları karşılasaydım ve
“Muhammed ayakta, o ölmedi” diye haykıran bir Ashap’ta ben olsaydım.
Sizi Mekke’den çıkardıklarında öz vatanınızdan ayrılırken
Yanınızda olsaydım. Sizinle bende ağlasaydım.
Medine’ye gelişinizi yüksek bir ağacın tepesinden
Gelişinizi gözleyen bir çocuk olsaydım.
Sizi gördüğümde “Müjde Ey Medineliler,
Alemlere Rahmet geliyor, sebebi varlığımız geliyor, Muhammet Mustafa’mız geliyor” diye
Sevincinden koşan bir çocuk olsaydım.
Şimdi bizler, isminizi duyunca
Bir ah çekiyoruz derinden.
Keşke güneşin nurunu aldığı o gül yüzünüzü bir defa görebilseydik diyoruz.
Misklerin almaya çalıştığı kokunuzu çekebilseydik şöyle içimize.
Siz Mescide girerken, bir kenardan sizi seyredebilseydik,
Şöyle doyasıya bir bakabilseydik yüzünüze.
Görebilmenin bir anlamı olurdu sizi görünce.
Sizin vefatınızı haber verenin yakasına yapışsaydık
“O ölemez, Kainatın Efendisi ölemez. Biz onsuz ne yaparız.
Kimi seyrederiz, kimin ayaklarına kapanırız” deseydik ve bayılsaydık.
Ama şimdi Ya Resülüllah, öyle bir haldeyiz ki
Bakılacak yanımız yok.
“Biz Muhammet Ümmetiyiz” diyecek yanımız yok.
Emrettiklerinizi yapmıyor, yasakladıklarınızı yapıyoruz.
Sizin aç gezdiğinizi unutup, her çeşit yiyeceğin peşinden koşuyoruz.
Sizin en çok değer verdiğiniz Kur’an-ı Kerim’i
Baş ucundan indirip de okuyamıyoruz.
Ama Ya Resülüllah
Yer yüzünde öyle insanlarda var ki,
Sizin isminizi duyunca gözleri doluyor.
Yüzlerinin rengi sararıyor.
Ne yapacaklarını şaşırıyor.
Sizi unutmamak için çocuklarına
“Ahmet, Muhammet” ismini koyuyor.
Onlar sizin “ Kardeşlerim” dedikleriniz.
İşte biz de onları seviyoruz.
Sırf sizi sevdikleri için.
Biz sizi seveni de seviyoruz.
Sizi sevmeye yüzümüz olmadığı için…
Yakup AKÇAY
şiir için teşk. çok sevdigim şiirleden biridir..