Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


"...hesabini vereceksin. "

AZiZ KARDEsLERiM,

Abdulkadir Geylani hazretleri bir toplantida vaaz ederken, bir ara öyle derin konulara daldi ki, cemaat kendinden geçer gibi oldu. iste bu esna da cemaatin içerisinden bir ses '' ALLAH '' diye feryat ediyordu. Bunu duyan büyük veli biraz durakladi, feryat eden adama karsi döndü ve dedi ki:

- Yarin Allah'in huzurunda bu Allah demenin hesabini vereceksin. Kimileri anladi bunun manasini, kimileri ise anlamayarak hayretle sordu:

- Bu nasil is. Allah demenin de hesabi mi olur? Büyük veli izah etti durumu:

- Evet, bu Allah feryadininda hesabi vardir. Niçin Allah dedi. itibar kazanip menfaat elde etmek için mi, yoksa Allah için, ihlas ile mi?

Evet bütün mesele burada. YaptiGimiz isi, konustuGumuz sözü Allah için mi söylüyor veya yapiyoruz, yoksa gösteris için desinler diye mi?


Adamin biri elinde tesbih, dilinde zikirle meshur demirci Hafsi Haddad'in huzuruna girer.
Hem konusur, hem de Allah Allah diye zikreder.
Hafsi Haddad adamin Allah deyisindeki sahteliGi, aGzindan asaGi inmeyisini hisseder.
Bir ara kendisini zaptedemez ve derki:

- Yalan söyleme birader, yalan söyleme... Adam karsilik verir:
- Bunun doGrusu nasil olur, göster de görelim.
Bunun üzerine elindeki demir çekici atan büyük veli, koca demir örsün üzerine çikar, Allah Allah diye öyle bir feryat eder ki, ayaGinin altindaki koca demirin eridiGi görülür.
Fakat Hafsi Haddat yine üzgün ve söyle der:

- Eyvah bende yalan söylemisim. sayet doGru söylemis olsaydim... ihlas ile Allah deseydim, ayaGimin altindaki demirden önce benim kendim erimem gerekirdi....
Evet dindarliGimiz böyle olmali. Sözde, aGizda kalmamali, gönüle inmeli, lafta kalmamali yasayisimiza sirayet etmelidir...

Sunuda unutmayalim ki ; EGer biz, inandiGimiz gibi yasamazsak, yasadiGimiz gibi inanmaya baslariz...


Serbest Kürsü

MollaCami.Com