Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Kurban etmek-kurban gitmek
Kurban etmek-kurban gitmek
Arap dilinde bu kalibin bir özelligi var: Ait oldugu anlamin delalet ettigi tüm yakin ve uzak çagrisimlarla agzina kadar dolup tasmasi. "Yakin olma"nin, "yakinlasma"nin tedai ettirdigi tüm olumlu anlamlari ifade eder "kurban".
Basta insanin kendisine yakinligini ifade eder. Kurban etmek "fail" yani "özne" olmaktir. Bir seyi "edip eylemek", bilinçli bir yapmaya delalet eder. Bu bilinçli yapma, siradan bir yapma eylemi degil, bilinçli bir "feda etme" eylemidir. Feda etmek, vermektir.
Bilinçli bir verme, neyi, niçin, kime, nasil verecegini bilmekle mümkündür. Kurban ibadeti özelinde bu verme, varlik hiyerarsisini bilmeyi içerir. Yani kurban kesmek, özünde "yerimi biliyorum" demektir. Bunun da açilimi "alt kategorideki varliklar karsisinda degerimi, Allah karsisinda haddimi biliyorum" demektir. Alinan can bir hayvanin cani da olsa, ancak Allah adina alinca mesru olmasinin nedeni de budur.
Sonra insanin Rabbine yakinligini ifade eder. Vermek sahip olmayi sart kilar. Sahip olmayan nesini verecek? Fakat "sahip olmak" insan için kullanildiginda yalnizca mukayyetlik ifade eder. Insanin sahiplik iddiasi sinirli bir sahiplikten öte gitmez. Aslinda buna "sahip olmak" degil "sahit olmak" dersek daha dogru söylemis oluruz. Çünkü gerçek ve mutlak sahip Allah'tir. Insan emanetçidir.
"Benim" dedigi her sey sadakat ya da ihanetinin kendisiyle sinandigi bir emanettir. Kurban, emanete sadakatin mütevazi bir nisanesidir. Bir irade beyanidir. Bu sadakat iddiasi, dogrulugu oraninda sahibini Allah'a yakin kilacaktir.
En son, insanin 'en asagi hayat' anlamina gelen 'dünya'ya yakinligini ifade eder. Bu üçüncüsü negatif bir çagrisimdir. Insan bir yoruma göre dünyaya yakinlik (ünsiyet) duydugu için insan ismini almistir. Aslinda 'en asagi hayata' degil 'en yüksek hayata' yakinlik duymalidir.
Bunu da ancak kendisini dünyaya yakin kilan 'hayvani nefsini' kurban ettigi oranda yapabilir. Hayvani nefsin kurban edilmesi, onun kuvvetleri olan içgüdü ve zaaflarin insan bilincini esir almamasidir. Yani negatif benligin insani yöneten özne, insanin da onun nesnesi haline gelmemesidir. Özetle nefsin insani teslim almamasidir. Aksine insan onun öznesi olmali ve ona boyun egdirmelidir. Yani insan nefsini teslim almalidir.
Iste "kurban etmek", güdüleri denetim altina alan özne insan olmanin din dilindeki ifadesidir. Bu Allah'a kayitsiz sartsiz teslimiyetin bir belgesi olur. Kurban'in kurbiyyet ve teslimiyete dönüsünü, bir 'ask eri' olan Seyrani söyle ifade eder:
Mesnedim yok azlim kaygi çekeyim
Ustabasi gibi ölçüp biçeyim
Evvel-�hir bir kurbanlik tekeyim
Vakti gelsin biçagini çal bana
Güdülerinin denetimine giren insanin bir seyi "kurban etmesi" söz konusu degildir. Çünkü onun kendisi iç güdülerine "kurban gitmistir". Kendisi kurban gidenler, asla kurban edemezler. Nesnelesmis ve denetim altina alinmis birinin durumu, süvarisinin sirtina binmis atin durumudur.
Artik onun "degeri" degil, "fiyati" vardir.
O fiyati kim verirse o satin alir. Onun kendisi kurbandir. Fakat bu "kurbanlik" onu Allah'tan uzaklastiran bir kurbanliktir. Bu kurbanlik onu, "yüksek hayata" degil "asagi ve alçak hayata" (el-hayatü'd-düny�) esir eden, kul köle eden bir kurbanliktir.
Tüm okurlarimin Kurban bayramini tebrik eder, zamanin nesnesi degil öznesi olduklari bir dünyanin kurulusuna vesile olmasini niyaz ederim.
Açeli yetimler hakkinda bir açiklama:
Cuma günü bu köseden yetkili makamlara çagri yapmistim. Asya felaketinin ana-babasiz biraktigi 35.000 çocuk için bir seyler yapilmasinin gerekliligine dikkat çekmistim. Çagri yaptigim gün bir okurumdan Washington mahreçli bir kupür aldim. Kupürde felaketin ana-babasiz biraktigi 300 Müslüman çocugunu Misyonerlerin egitmek üzere aldigi dile getiriliyordu. Bu örnek, hepimizin ne kadar büyük bir sorumluluk altinda oldugumuzu hatirlatmaya yeterlidir sanirim.
Sevindirici bir haber de vermek istiyorum.
Felaketin hemen ardindan ilk yardim ekibiyle Açe'ye kosan milletvekili Dr. Turan Çömez aradi. Bu konuda kisa zamanda bazi gelismeler kaydedilmis. Disisleri bakanligi yetkilileriyle Diyanet'in ilgili birimleri ortak bir "yetimhane" projesi üzerinde çalismak için bir ön hazirliga girismisler. Umarim bir an evvel bu çalismalar semere verir.
Bu konuda sivil kamuoyunun konuyu sicak tutmasinda yarar var. Ilgili makamlara her tür iletisim araciyla ulasmali insanimiz ve çalismalari takip ettigini göstermeli. Ilgililer de konuya duyarli kesimlerin merakini giderecek açiklamalar yapmali.
Alinti
Selam Sevgi ve Dua Ile :)