Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
iyi Bayramlar..
Bag...
"Seherde bir baga girdim...
El sundum güllerin derdim..."
Onlarca yil yasar, yasadiginiz kadar düsler kurar ve bir çok defa da onlarla mutlu olursunuz. Bazen mazide olanlari hatirlatir bir çok neden. O zaman derin bir yürek acisi çekersiniz. Cünkü siz, baharda yapragini yesertip güz gelince gazele dönüstüren ve sonrasinda kaderini rüzgara teslim eden agaçlar gibi degilsiniz.
Yani, sizin gönlünüzden düsen, yapragin agaçtan düstügü gibi düsmez. Sonbahari çok sevmeniz de yüreginizdeki Haziranlari asla yok etmez. Bir yasam boyu sürecek acilarin aslinda yasatilanlardan kaynaklandigini bilirsiniz.Mutlulugun insani gençlestirdigi bilinir de, ya acilarin bir yürekte meydana getirdigi deformasyonlar..?
Olaylar karsisinda insanin iki türlü davranis sergiledigi bilinir: ya ani bir degisimle geçmise çizgi çeker ya da, zamanla büyüyen, ama hiç bitmeyen bir degisimle mazinin acisini yasar. Bu süreçte; gülüsler acidir görmeyen tebessüm, bakislar atestir dokunmayan isik, yürek acilarla kivranan bir demirci körügüdür uzaktaki heyecan sanir...
Günlerdir dogrultusu ve yönü hakkinda bilginiz olmayan sessiz bir sarkiyla uyanmaktasiniz. Kendi zindaninizin güzelligini yasarken her seher vaktinde, ayni sessizlikle o sarkiya tesekkür edersiniz. Artik yalnizliginizin bir okla delindiginin farkinda günleriniz geçerken, bir yandan da mutlu muyum diye düsünürsünüz. Bir ara radyonuzdan: " Kapiyi çalan kimdir. Aç bakim gelen kimdir" türküsünü duyar gülümsersiniz. Karanliklar görmez güldügünüzü.
Bir an acaba mi ki, diye aklinizdan geçirirsiniz. O an tatli bir heyecan yasadiginizi zindaninizin duvarlari da hisseder. Kim bilir belki, ama...? "Ama"; hayatinizda hep önemli yere sahip, "keske"den sonraki ikinci kelime. O an ya, kafaniz karismis ya da, yüreginiz burkulmustur. Aslinda çok iyi bir dosta çoktan beri ihtiyacinizin oldugunun dayanilmaz acisiylasiniz. Belki de kapisi çalinacak "bir dost", vardir kim bilir diye, karanliginizla konusursunuz.
Ve bir gün pirinç tokmak sedef kapinin üzerinde inler. Agir agir açilir kapi, agir yürekler gibi. Önce mekana kabul... Dikkatli bir bakisla yalnizlik sarkisinin bagin üzerinde tek örtü oldugu hemen fark edilir. Hayatta göremediginiz kadar genis bir bag, bir o kadar yüksek bir kubbe, bir o kadar yesil bir vadide bulunmanin hazziyla dolasirken, derinliginden fiskiran pinarlarini yakinen görünce hayretiniz tanimsiz olur.
Bu güzel mekanin ziyaretçisi olmanizdan dolayi o, gizli bir mutluluk yasarken, bahçenin yerinin sakli beyaz inciden, gögünün de deniz mavisinin agir tonundan oldugunu fark edersiniz. Heybenizi bahçenin kapisina asip, basinizla bu güzelligi selamladiginizda vaktin oldukça ilerlediginden irkilir, ancak bakislarindan teskin olursunuz.
Bu bakislarin, bahçenin tabii bir yansimasi sonucu oldugunu hemen anlar, içinizden bahçeye sessizce bir soru sormak gelir: "ey gülistan saninizdan beni haberdar ediniz"? Bahçe, lisani hal ile; "varligim bu sarayin göz bebegi, güllerim hakikatin sirlari dikenlerimse sevenim için mutluluk veren acidir" dediginde, bu defa sizdeki derin hosnutlugun derecesi onun tarafindan mutlulukla fark edilir.
Cogu zaman anlatacaklarinizi hak edecek birinin olmayisi serzenisinizdir. Cünkü her kes ile ayni bagin bagbani olmadiginiz gibi ayni dagin yolcusu olmaniz da mümkün degil. Yoldasinizi buldugunuzda ona adak adamayi dahi düsünürsünüz. Ona iç dünyanizi anlatmaya yeltenirken, iç dünyasini kesfedersiniz. O da sizi kesfeder. Kendince saraylari, daglari, ovalari ve baglari olan, ama asla gezgincilere müsaade edilmeyen; sessiz bir saray, firtinasiz bir dag, nadasa birakilmis bir ova ve bahçivansiz bir baga sahip oldugunu...
Ayni zamanda bir o kadar sessiz, bir o kadar sakin ve bir o kadar derinlikli oldugunu da... Suskunlugunun her bülbülün anlayamadigi bir yürek feryadi oldugunu, ancak suskun bir yüregin görünmez okuyla deline bilecegi sinyalini alirsiniz. Bunun çok zor olacagini sessizce dudaklarindan dökülen "merhaba" dan anlarsiniz. Alismistir o, suskunlugun sarksini yagmurun ritmine, dolunayin parlakligina ya da, karsisindakinin derinligine endekslemeye. Haksiz da sayilmaz.
Belki de bir zamanlar sevdasiyla yetistirdigi bagina tuttugu bahçivan, güllerden nefret eden ve sarkilardan çok uzak biri çikmistir. Bahçivaninin dilini sevgi için degil de, makas olarak kullanmayi tercih ettigini zaten bakislari ele vermekte.Yasadiklari yüreginin suyunu kurutup neredeyse çöle çevirmis. Ama çöle dönüsmekte olan topraginin derinliklerinde hayat suyunu saklamayi öz veriyle basarmis oldugunu özenle seçtigi cümleler anlatmakta. Sizde bilirsiniz birkaç damla sudan her mevsim yeni bir bag kurulacagina... Sessiz tebessümlerinden onun derinliklerindeki baglarin yesilin farkli tonlarini içerdigini anlamaniz da çok zor olmaz.
O, artik yeniden yesertecegi bagina degil bahçivan tutmak, uzaktan nazar edilmesinin rahatsizligini düsünmekle beraber, bu nazar edicinin nazarinin baginda görülmemis bir yesillik olusturacagina ihtimalini gözardi etmemekte.
Bir ara kendinizce dalarsiniz geçmis zamanlariniza. Her nedense; bütün sarkilarin mutluluktan bestelenmedigini beraber hatirlarsiniz. Bilirsiniz, kor olmamis yüreklerde en kiymetli cevherlerin taslastigini. Belki her ikiniz de sansli sayilabilirsiniz.
Cünkü kapiyi çalanin yüregi ile kapisi çalinanin yüregi dengelemekte birbirlerini. Zaten bu, sarkilarin sessizce gidip dönüslerinden anlasilmisti. Yani her iki yürek de, bir bakima acilarin bayraklastigi bir mekan. Bundan dolayi yüreklerin birbirlerine çok yabancilik çekmeyecegi anlasildi, her iki tarfta.
Cesaretle bahçenin kapisina yönelip el sunmadan gülleriniz dermek istediginizi fark eder. Ama bu bagin güllerinin kolay derilemeyeceginden haberiniz yoktur. O, kolay olmasa da, bu bagda gülleri dermenin zahmete degeceginin bilinciyle eyleminize devam etme arzunuzu anlayisla karsilar. Belki bundan çok gizli bir mutluluk da duyar.
Sayet deren kadar derilen de mutluysa, hayatlarinizda bir ilk gerçeklesmis olur. Artik yeni bir hayattir baslayan gül kokulari arsinda, yeni bir hayattir baslayan gül dikenleri arsinda. Ve bir usul gelismistir el sunmadan gülleri dermek gibi... Artik bir birini anlayan ama bir sey söylemeden bir yasam tarzi baslamistir, her kes kendi mekaninda...
Siz de bilirsiniz ki büyük sevgiler anlayissizliktan yikilir ve güzel anlayislar kalici sevgiler dogurur...
19/10/2005
Kütahya
Dr.Hamza Yasar OCAK
Selam Sevgi ve Dua ile :)