Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Islam hukuku ve kimsesiz çocuklar

Islam hukuku ve kimsesiz çocuklar

Bugünkü yazida Islam hukukunun evlatlik meselesine bakisini ele alacagimizi vaat etmistik. Nedenini geçen yazidan hatirliyor olmalisiniz: Kamuoyuna "çagdas proje" diye takdim edilen

Barbaros Çocuk Köyü'nün neredeyse bir "fuhus köyüne" (Bassavci Murat Gök'ün son açiklamalari bu tabirimizi fazlasiyla hak ediyor) dönüsmesi üzerine Prof. Çigdem Kagitçibasi'nin Islam'i ve Islam Hukuku'nu suçlayici açiklamalari.

Elbette suçlama yetersiz bilgiye dayaniyor. Yetersiz bilgi ideolojik önyargiyla harmanlaninca, ortaya böyle haksiz ve münasebetsiz beyanlar çikiyor.

Yine "Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür" sözünde ifadesini bulan bir durumla karsi karsiyayiz. Maalesef bu, Türk bilim camiasinin kendi halkinin degerlerine Fransiz kalisinin tek örnegi degil. Bu nedenle 'ender' bir vakayla karsi karsiya degiliz. Aksine bunun örnegi mebzul.

Siz Viyana'ya tiyatro tahsiline gitseniz, size bu isin a-b-c'sinin "Yunanca" oldugunu söylerler ve baslarsiniz kös kös Kadim Grekçe sökmeye. Fakat Hukuk Fakültelerimize "Yahu su milletin inancina saygi duymuyorsaniz bari bin yillik müktesebatini sosyolojik bir veri olarak kabul edip Osmanlica ve Arapça dersi koyun!" desek, çagdaslik korosunun hangi marsi söylemek için ayaga kalkacagi hepinizin malumu.

Ben alintiladigim paragrafin tüm cümlelerini burada tahlil etmeye kalksam, bunun için pehlivan tefrikasi gibi bir seri yazmam gerek. Onun için sadece bir tek cümlesini ele alacagim, su ilk cümleyi:

"Islam hukuku kan baglarini esas aldigi için evlat edinmeyi onaylamaz."

Birincisi: Evet Islam kan bagini esas alir, ama gözettigi tek bag bu degildir. Sözün sahibinin evlatlik yasaginin illeti (bu da tek illet degil, illetlerden sadece biri) oldugunu düsündügü 'mahremiyet' konusunda mesela süt bagi (rada) ve ayni mekanda yetisme (4:23) gibi daha baska baglari da dikkate alir.

Hatta, her ne kadar Sünni imamlarin hemen hepsi hükme mesnet olarak almasa da, zorunlu durumda mahremiyet bagi olusturmak için büyügün süt emmesini (Ümmü Huzeyfe hadisi) bile bir alternatif olarak kaynaklarda yer almistir.

Ikincisi: Eski yeni tüm hukuk sistemleri içerisinde kan bagini esas almayan bir hukuk sistemi yok. Bu fitri bir zorunluluktur. Bundan dolayi bir hukuk sistemi suçlanabilir mi? Diger hukuk sistemlerinin istisnai durumlar disinda "kan bagi" yerine ikame ettikleri esdeger bir baska "bag" var da, bizim mi haberimiz yok?

Üçüncüsü: Islam Hukukunun evlat edinmeyi onaylamamasi, temelde kan bagini esas aldigi için degil (ki birinci maddede baskalarini da esas aldigini söyledik), bu uygulamayi yapay, sentetik, suiistimale açik ve getirisinden fazla götürüsü olan bir uygulama olarak gördügü içindir.

Kur'an sadece bu konuda degil, 'zihar' bosamasi konusunda "anne yerine konulan es" uygulamasini, 'nesi' adi verilen ve aylarin/mevsimlerin yerlerini degistirme anlamina gelen uygulamalari da sentetik saymis ve reddetmistir. Bu, vahyin tarzidir. Kur'an, tabii olan yerine ikame edilen her tür suniligi gayr-i mesru ilan etmistir.

Evlatlik müessesesinde asil yasaklanan husus, evlatligin gerçek nesebinin yok sayilarak yerine sentetik bir nesep konulmasidir. Bu suni durumun ileride nasil büyük dramlara yol açtiginin örneklerine bu günün dünyasinda rastlamiyor muyuz?

Hiçkiriklarini ekranda herkesin seyrettigi su eglence dünyasinin meshurlarini hatirlayin! Taslar yerine oturmus (!), aradan yillar, on yillar geçmis. Birileri çikip "Ben onun gerçek babasiyim-anasiyim" diyor, DNA testi istiyor.

Dogruysa kime ne diyeceksiniz? Yalansa nasil telafi edeceksiniz? Bunun evlatligin ruhunda açtigi onulmaz yarayi, evladin gerçek ebeveyni, öz kardesleri, beri yandan onu büyütenler üzerindeki yikici etkisini düsünün! Dahasi var:

Gerçek nesebi saklanan-unutturulan birinin bilmeden öz kardesiyle, hatta öz babasiyla evlenme ihtimalini düsünün. Bunun gerçeklesmesi halinde üç-bes çocuk sahibi olununca ileride farkina varildigini düsünün.

Suiistimale açiktir. Bunun ayetin indigi çagda yaygin olan "yetimin mirasini yeme" tarafini ele alacagiz. Ucuz isgücü olarak çalistirmak, kötü emellere alet etmek, ideolojisine yandas kazanmak, hatta bazi durumlarda evlatligin sirtindan maddi çikar elde etmek vs. bunlardan sadece bir kaçi.

Vahiy böyle bir isleme daha basindan onay vermemekle, sonradan ortaya çikacak bu ve buna benzer bütün sorunlarin önüne geçmeyi amaçlamistir.

Kaldi ki evlatliga izin veren Isviçre'den ithal Türk Medeni Kanunu da aslinda bu isin sentetik oldugunu zimnen kabul etmistir. Mesela tarafeynin anlasmalari halinde, bazi hallerde tek tarafin istegi üzerine evlatlik iliskisini hukuken sona erdirmektedir.

Hatta tarafeyn arasindaki evlenme yasagi, eger bu iliski hukuken sonlandirilmissa kalkmaktadir. Saklanan gerçek ortaya çiktiktan sonra da evlatlik hukuku kendiliginden geçersiz sayilmaktadir. Siz söyleyin simdi, ithal 'çagdas' hukuk da aslinda bu isi yapay olarak görmüyor mu?

S.Hocaoglu


Selam Sevgi ve Dua Ile :)


Serbest Kürsü

MollaCami.Com