Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Türban kararina Sezer'den farkli iki yorum!
Türban kararina Sezer'den farkli iki yorum!
Cumhurbaskanimiz Necdet Sezer, basörtü yasagini her geçen gün degisik alanlara yayginlastirmakla taninan bir kisi. Üniversitelerden baslayan yasak, Imam Hatiplere, resmi ugurlama törenlerine, bilahare Çankaya Köskü'ne kadar yayginlastirildi.
Oysa sayin Sezer'in, üniversitelerde kilik kiyafet yasaginin gerekçesi kabul edilen 1991 tarihli Anayasa Mahkemesi kararina çok ilginç bir itiraz yazisi var. Bugün yasagin gerekçesi gösterilen Anayasa Mahkemesi kararinin içinde, sayin Sezer'in muhalefet gerekçesi var!
Durun, muhalefet gerekçesi var diye, "Sezer o tarihte basörtü serbest olsun mu demis?" diye merak etmeyin hiç!
O gün de "basörtü yasak olsun" diyenlerden sayin Sezer!
Anayasa Mahkemesi kararina muhalefet etmesinin sebebi ise, mahkemenin o tarihte yeni çikartilan Yüksekögretim Yasasi'nin ek 17. maddesini iptal etmemesi halinde, basörtü yasaginin kalkmis olacagini söylemesi..
Kisacasi; Anayasa Mahkemesi çogunlugu, "1989 yilindaki kararimiz yeterlidir. Yeni maddeyi iptal etmeye gerek yok. Basörtü yasaktir" diyor.
Sezer ise; "Hayir, 1989 yilindaki Anayasa Mahkemesi kararinin artik islevi kalmamistir. Bu madde iptal edilmezse, bunun anlami basörtünün yasak olmamasidir."
Bunu söyle ifade ediyor sayin Sezer:
"Dava konusu kural (kanunlara aykiri olmamak kaydiyla yüksekögretim kurumlarinda kilik kiyafet serbesttir hükmü), yüksekögretim kurumlar?nda k?l?k k?yafeti tümüyle serbest b?rakmaktad?r."
Evet, yanlis okumadiniz, bu ifade kesin olarak sayin Sezer'e ait!
Tabii ki, sayin Sezer bu ifade ile isi bitirmiyor. Yasagin sürebilmesi için ne yapilmasi gerektigini söylüyor. Ama bizim için, sayin Sezer'in bu noktada yaptigi tesbit çok önemli..
Çünkü, Anayasa Mahkemesi'nde konu tartisiliyor. Verilecek iki karar var..
Ya Yüksekögretim Yasasi'nin ek 17. maddesi iptal edilecek!
Ya da iptal edilmeyecek!
Anayasa Mahkemesi'nin 6 üyesi diyor ki; "Biz kanunu iptal etmeyelim. Basörtü yasagi hakkinda, daha önce 1989 yilinda verilmis bir kararimiz var. Bu karar geregi, basörtü zaten yasak. Bu yeni kanun, o yasagi sona erdiremez. Dolayisiyla davayi reddedelim."
Sayin Sezer ve iki arkadasi bu görüsü kabul etmiyor.
"Hayir, davayi reddedersek, basörtü yasagi kalkmis olur. Davanin reddedilmesinin manasi, basörtünün serbest olmasidir. Eger basörtü yasagini sürdürmek istiyorsak, davayi kabul etmeli, maddeyi iptal etmeliyiz" diyor.
Bunlar benim özet anlatimim.
Isterseniz, sayin Sezer'in kaleminden virgülüne dokunmadan ayni olayi aktarayim: "Bu serbesti, dini inanç geregi giyilebilecek her türlü giysiyi ve bu arada niteligi ve amac? 7.3.1989 gün ve 1989/1-12 say?l? iptal karari ile saptanan türban veya basörtüsünü de serbest b?rakmay? kapsamaktad?r ve evvelce iptal edilen hükümden farkl? degildir."
Evet, sayin Sezer aynen böyle diyor..
Kararin verildigi gün, karara yazdigi muhalefet oyunda çogunluga hitaben, bir anlamda, "Sizin verdiginiz bu kararin anlami, ?yasak kalkmistir' demekten ibarettir" diyor..
1991'de bu görüste olan sayin Sezer, her ne hikmetse, bugün kendisini yalanliyor..
O günkü kendi yorumunu, bugün kabul etmiyor!
O gün, "Kanunu ?iptal etmemek' demek, ?basörtü serbesttir' demektir" diyor.
Bugün ise, "Kanun iptal edilmese bile, basörtü serbest degildir" diyor.
Insanlarin görüsleri degisebilir.
Hele hele hukukçularin, daha genis hürriyetler, daha genis özgürlüklere dogru görüslerini yenilemesi mümkündür.
Ama, bir hukukçunun, 1991'de "Þunun anlami budur" diye izah ettigi bir gerçekligi, birkaç yil sonra "Hayir, onun anlami o degildir" diye degistirmesi çok garip bir durum!
Garip ve sasirtici..
Hukukçuya hiç yakismayan çeliskili bir durum!
Ali Karahasanoglu
Selam Sevgi ve Dua Ile :