Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


iSLAM DiNi' NiN KABULÜ

iSLAM DiNi' NiN KABULÜ



Türkler' in islamiyet' le asil karsilasmalari Emevi ordularinin Maveraünnehr' e girmesinden sonradir. Türkler sinir boylarinda islam Dini' ni tanima firsati buldukça onu benimsiyorlardi.

Fakat ilk Müslüman olan Türk devleti bu bölgede deGil, itil boyunda yasayan Türkler' in kurmus olduklari Bulgar Devleti oldu. itil Bulgarlari' nin hükümdari Almis, BaGdad Abbasi Halifesi' nden din adami ve askerlik teknolojisi bilen insanlar (kale yapimi için) istemisti. Onuncu Asr' in baslarinda onlara bir Müslüman hey' eti geldi. O sirada Hazar Hanlari MuseviliGi, Uygurlar Mani Dini' ni, DoGu Avrupa' ya giden diGer Türkler ise HiristiyanliGi kabul etmis bulunuyorlardi. itil (Volga) Bulgar devleti ilk Müslüman Türk devleti oldu. Cuma hutbelerinde "Allahim, Bulgar il-teberini (hükümdar) doGru yola götür" deniyordu. Hükümdar, babasi Müslüman olmadiGi için onun adini anmak istemedi, onun yerine Abdullah adini kullandilar. Bulgar Türkleri o sirada eski örf ve adetlerini, bazilari islam' a uymasa da devam ettiriyorlardi, ama islamiyet konusunda fevkalade samimi idiler; geceler çok kisa olduGu için, sabah namazini kaçirma korkusuyla çok defa hiç uymuyorlardi. Bunlar ayni zamanda Müslüman olmayan komsu Türk ülkelerine karsi gaza yapiyorlardi. Nitekim Baskurt Türkleri o sirada Hiristiyan olacakken, Bulgarlar bunu engellemisti.

Öbür yandan Maveaünnehr bölgesinde Müslüman Türk nüfusu gitgide artiyordu; bazi sehirlerin, mesela Farab' in nüfusu çoGunlukla Müslüman olmustu. Buralarda yasayan, Türkler mal ve paralarinin çoGuna gaza ve cihada ayiriyor, "putperest" dedikleri soydaslarini Müslüman etmek üzere onlarin ülkelerine akin eden gazileri besliyorlardi. Göçebe Karluk ve OGuz boylarinin kitleler halinde Müslüman olduklari görülüyordu. Müslüman nüfusunun kabardiGi türk sehirlerinde islam medeniyeti de ilk büyük meyvelerini vermeye baslamisti; buralarda büyük alimler ve zehidler yetisiyor, bunlar MüslümanliGin yüksek medeniyetini temsil eden kimseler olarak islam' i cazip kilmakla büyük rol oynuyorlardi.

Böylece Türkler' in MüslümanliGa girmeleri uzun zaman içinde ve yavas yavas devam etmis, Onuncu Yüzyil' da ise çok büyük bir sür' at kazanmistir. Aslinda bu gecikmenin sebeplerinden biri de Emeviler' in islamiyet' ten daha çok Arap saltanitina önem vermeleri ve Maveraünnehr bölgesinde yeni bir dinin habercilerinden ziyade bie istila ordusu gibi davranmalariydi. Türkler' e (Türgis KaGanina) ilk Müslümanlik teklifi Sekizinci Yüzyil ortasinda geldiGi halde buradaki Türkler' in devlet halinde Müslüman olmalari ancak iki yüzyil sonra, Karahanlilar zamaninda mümkün olmus, gayriresmi ihtidalar ise Abbasi Hilafeti' nin baslamasiyla artmistir.

Türkler' le Araplar ilk defa Birinci Göktürk Devleti' nin yikilmasi sirasinda karsilastilar. Göktürk topraklari önce DoGu' da, sonra Bati' da Çin istilasina uGramis, Bati sinirlarinda oturanlar ise Emevi ordularinin baskisiyla karsilasmislardi. Türkistan ve Afganistan bölgesindeki Türk yabgu, tigin ve tarhanlari Araplar' in ileri harekatini durdurdular, fakat kendi aralarindaki anlasmazliklar yüzünden zayif düsünce bundan faydalanan Emevi kumandani ve valisi Kutaybe, Semerkand ve Taskent' i isgal etti. Bu sehirlerdeki ilk camilerin yapilmasi üzerine Türkler islam Dini' ni görerek öGrenmeye baslamislardi. Bu sirada ikinci Göktürk Devleti kurulup kuvvetlenince, Emevi ordularinin ilerlemesi durdu, Kül Tigin buralara kadar gelerek Bati sinirlarini güvenlik altina aldi.

ikinci Göktürk Devleti' nin 745' te Uygur ve Basmil Türkleri tarafindan yikilmasi üzerine Araplar' in karsisinda sadece Türgis KaGani Sulu kaldi. Sulu kendi kumandanlarindan biri tarafindan öldürülünce artik Türk ülkeleri DoGu' dan ilerleyen Çin ile Batidan ilerleyen Arap kuvvetleri arasinda bir çekisme konusu haline gelmisti. Tam o sirada Emevi Hanedani iktidardan atilarak yerine Abbasiler geçti ve Araplar' in Türkistan siyaseti büyük ölçüde yumusadi. Öbür yandan büyük Çin ordusu Taskent' te kadar gelmis, Çinliler Taskent Beyi BaGatur Tudun' u hile ile hapsetmislerdi. BaGatur Tudun' un oGlu Araplar' dan yardim itedi. Ziyad bin Salih' in komutasinaki Abbasi ordusu Talas sehri yakininda Çin ordusuyla karsiastiGi zaman savasin nasil sonuçlanacaGini kimse bilmiyordu; Çinliler galip gelirse Türkler belki herseylerini kaybedeceklerdi. Araplar galip gelirse en azindan Çinliler' den intikamlarini alabileceklerini düsünüyorlardi.

"Müslümanlar' in Çin ordusu karsisinda zorlanmaya basladiGini görünce emrindeki Türk süvari birliklerini savas meydanina soktu. Yandan ve arkadan birdenbire müthis bir ok yaGmuruna tutulan Çin ordusu neye uGradiGini sasirdisar. Ama arkalarinda Türkler' in kiliç ve mizraklarindan adeta kalin bir duvar vardi."

Talas Meydan Savasi basladiGi zaman Arap ordusu Çinliler üzerine taarruz etti. Fakat Çinliler sayica çok üstündü, Araplar da henüz hiç bilmedikleri bir milletle savasiyorlardi. Bu yüzden durum onlar için çok zor olmaya baslamisti. Tam bu sirada Karluk Bey' i savasi bir tepeden seyrediyor ve Araplar' in galip gelmesini istiyordu. Müslümanlar' in Çin ordusu karsisinda zorlanmaya basladiGini görünce emrindeki Türk süvari birliklerini savas meydanina soktu. Yandan ve arkadan birdenbire müthis bir ok yaGmuruna tutulan Çin ordusu neye uGradiGini sasirdisar. Ama arkalarinda Türkler' in kiliç ve mizraklarindan adeta kalin bir duvar vardi. O gün aksama kadar Araplar' la Karluklar büyük Çin ordusunun tamamini yokettiler.

Talas Meydan Savasi' nin sonucu olarak Müslümanlik Maveraünnehr' de tutunmus ve Türkler de Çin tehlikesinden uzun bir zaman için kurtulmus oldular. Artik Araplar' la barismaz bir düsmanliklari yoktu, onlarla daha müsaid sartlarda iliski kurabilirlerdi.

Araplar Maveraünnehr' e geldikleri zaman Türkler' in yüksek ahlaki meziyetlere, büyük bir idarecilik ve askerlik maharetine sahip olduklarini görmüslerdi. Bunlarin söhreti ta uzak islam beldelerine kadar yayiliyor, herkes Türkler' den bahsediyordu. Müslümanlar arasinda, Türkler islamiyet' e girdikleri taktirde artik hiçbir gücün islam' a karsi çikmayacaGi inanci doGmustu. Niteler' le ilgili övgülü ve müjdeli sözler söylediGini rivayet ediyor, hatta bazi Kur' an ayetlerinde Türkler' in ima edildiGi söyleniyordu. Kur' an' da adi geçen Zülkarneyn' in OGuz KaGan olduGu söylenilmistir. Ayrica, Kasgarli Mahmud' un yazdiGina göre, Peygamber' in söyle dediGi rivayet olunmustur:

"Cenab-i Hak diyorki: Benim Türk adini verdiGim DoGu' da yerlestirdiGim askerim vardir ki, herhangi bir kavme karsi gazaba gelecek olursam Türk askerlerimi o kavme hücum ettiririm". Yine bunun gibi; "Türk dilini öGreniniz, çünkü Türkler' in çok zaman sürecek bir hakiimiyetleri vardir."

Arap edebiyatçilari ve tarihçileri de Türkler hakkinda övgü dolu seyler yazmislardir. Bunlardan biri olan Cahiz, Türkler' in Faziletleri adli kitabinda söyle diyor:

"Savas sanati Türk' ebilgi tecrübe, siyaset ve sair yüksek vasiflar kazandirmistir. Türk daima sözünde durur ve hile bilmez. Türk Hakani hileyi sadece savasta da olsa yapmak zorunda kaldiGini üzülerek belirtir ve iki yüzlü olanlari daima en kötü insan sayar... Arap ordularini Türkler kadar titreten baska bir millet yoktur. Türkler daima saylarina iftihar ederler, vatanlarina ve dillerine çok baGlidirlar. Düsmanlar esir alinca onlara iyilik ve ikram eder, alicenablik gösterirler."

Dokuzuncu Yüzyil' in ortalarinda artik Abbasi ordularina çok sayida Türk vardi. Abbasiler birçok Türkleri islam-Bizans sinirina yerlestirerek onlari Hiristiyanlar' a karsi islam dünyasinin sinir bekçileri yaptilar. Böylece Türkler, Selçuklu akinindan çok önceleri Anadolu' ya gelmis ve oralarda yerlesmis oluyorlardi. Bizim halkimizin çok okuduGu ve sevdiGi Battal Gazi Destani iste bu sinir gazisi akinci Türkler devrinden kalma bir destandir.

Eski tarihlerin pekçoGunda Türkler' in Müslüman oluslari Karahanli devrine aid bir hadise olarak gösterilir. Bunun sebebi, Karahanlilar zamaninda çok büyük sayida Türk kitlelerinin bir anda islam' a girmis olmalari ve en büyük Türk Devleti olan Karahanlilar Devleti' nin resmen MüslümanliGi kabul etmesidir. Bugün Türkistan Türkleri tarfindan hala okunan bir hikayeye göre, Hazret-i Muhammed Mirac' a çiktiGi zaman orada peygamberler arasinda bulunan, fakat kendisi peygamber olmayan bir adam görmüs ve Cebrail' e bunun kim olduGunu sormustu. Cebrail, bu zatin 333 yil sonra Türkistan' i islam' a sokacak olan Satuk BuGra Han' in ruhu olduGunu söyledi. Hazret-i Peygamber buna çok sevinerek BuGra Han için dua etti. Peygamber' in ashabi da Satuk BuGra' yi görek istemislerdi. Peygamber bu istediGi kabul edince birden baslarinda Türk külahi (börk) olan silahli kirk atli yaklasarak Peygamber' e ve ashabina selam verdiler. Bunlar BuGra Han ile arkadaslarinin ruhlari idi. Aradan yüzlerce yil geçtikten sonra bir gün SamanoGlu hükümdari Ebu Nasr, peygamber' i rüyasinda gördü ve ondan su sözleri isitti:

"Kalk, Türkistan yolunu tut. Oranin Tigin' i Satuk BuGra Han Müslüman olmak için seni bekliyor."

"Türkler' in islam Dini' ni fazla bir güçlük çekmeden seve seve kabul ettikleri muhakkaktir. Bu kolaylikla onlarin Gök-Tanri dinleriyle islamiyet arasinda birtakim benzerliklerin bulunmasi da önemli rol oynamistir. Türkler' in eskiden Tek Tanri ile bitlikte cennet ve cehennem' e inandiklarini biliyoruz."

Bunun üzerine Ebu Nasr kervanla yola çikti. Endican' a geldiGi zaman, o zaman on iki yasina varmis bulunan Satuk BuGra ile görüstü ve ona MüslümanliGi öGretti.

Satuk BuGra Han Müslüman olduktan sonra "Abdülkerim" ismini almistir. Artik bütün Asya' da Çin sinirlarini da asan bir islamlastirma hareketi baslayacak ve Türkler' in Avrupa' da eriyip kaybolan kollari disinda bütün Tük Dünyai, Müslüman olacaktir.

Türkler' in islam Dini' ni fazla bir güçlük çekmeden seve seve kabul ettikleri muhakkaktir. Bu kolaylikla onlarin Gök-Tanri dinleriyle islamiyet arasinda birtakim benzerliklerin bulunmasi da önemli rol oynamistir. Türkler' in eskiden Tek Tanri ile bitlikte cennet ve cehennem' e inandiklarini biliyoruz. Üstelik islam' in gaza ve cihada verdiGi önem onlarin hayatlarina ve dünya görüslerine de çok uygun düsüyordu. Türkler dünyanin idaresinin Tanri tarafindan kendilerine ismarlandiGina inanirlardi. islam' a girmekle onlar Allah' in askeri oluyorlar, ellerine hiçbir yerde bulamayacaklari essiz bir dayanak geçirmis oluyorlardi.

Türkler' in Müslüman olmalari hem islam tarihi, hem de Türk tarihi bakimindan, dolayisiyle bütün dünya için pek önemnli bi,r olaydir. Bu sayede Türkler birliGe kavusmus ve eriyip yok olmaktan kurtulmuslardir. Bugün yeryüzünde Müslüman olmayan Türk yoktur, ve Müslüman olunca kendini kaybedip yok olan bir Türk topluluGu mevcut deGildir. Ama Türk soyundan gelmis birçok topluluklar vardir ki, bunlar islam' dan baska dinlere girmekle hem dillerini, hem köklerini unutmuslar; tamamen karakter deGistirerek kaybolup gitmislerdir. Tuna Bulgarlari bunun tipik misalidir; bambaska bir millet olmuslardir. simdiki Bulgarlar' in Türklük' le en ufak bir iliskisi kalmamistir.

islam olmalari sayesinde Türkler kendilerini tarih sahnesinde üstün millet olarak devam ettirmenin de bir yolunu buldular. Bir defa, Müslüman olunca, o sirada tesekkül halinde bulunan islam medeniyetine katildilar ve bu medeniyet olusturan üç milletten (Araplar ve iranlilar' la birlikte) biri oldular. islam cebhesine girmis olmalari onlari Asya bozkirlarinda YakindoGu' ya getirdi ve orada yerlesip kalmalarina sebep oldu. Bu suretle Türkler tutunabilecekleri bir bölgeye geldiler. Bizim Orta Asya' da kalan amca çocuklarimiz adeta bir çikmaz sokak içinde kalmislar, eski medeniyetlerini bitirip tükettikten sonra herhangi bir gelisme firsati bulamislardir.

Öbür yandan islam alemi de Türkler' in katilmasiyla taze bir kan ve can buldu. Türkler islam' i kendileri için bir milli din haline getirdiler, bütün benlik ve samimiyetleriyle bu dine sarilarak On birinci Yüzyil' dan itibaren islam Dünyasi' nin bütün düsman kuvvetlere karsi korunmasi isini tek basina yüklendiler.

islamiyet devrine kadar Türkler her türlü yüksek meziyete sahip olan, fakat henüz dünyada kendi yerini tam bulamamis olan bir milletti. islam, onun yolunu aydinlatan bir isik oldu ve Türk milleti bu isiGi takip ettikçe hep yükseldi.

KAYNAK: Tarihte Türkler-Prof.Dr.Erol Güngör


Serbest Kürsü

MollaCami.Com