Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
KURAN VE BiLiM HAKKiNDA...
KURAN VE BiLiM HAKKiNDA...
ilerleyen sayfalarda Kuran ayetlerinin evren hakkinda verdiGi bazi bilgilerin bilim ile olan olaGanüstü paralelliGine deGineceGiz. Ama öncelikle, Kuran ve bilim konulari üzerinde uzun süredir devam eden bir karisikliGa da deGinmek gerekiyor.
Bu karisiklik, bazi ateist "bilim adamlari"nin Kuran'a önyargili biçimde yaklasmalarindan kaynaklanir. Allah'in varliGina inanmayan, dolayisiyla da Kuran'in Hz. Muhammed tarafindan "yazildiGini" öne süren bu kisiler, Kuran'in verdiGi haberlerin mutlaka bilimle çeliseceGi noktasindan hareket etmislerdir. "6. yüzyilin bilgisi ile yazilan bir kitap, elbette sürekli gelisen ve yeni doGrular bulan bilimle çelisecektir" gibi bir mantik öne sürmüslerdir. Böylesine bir önyargi ile baktiklari Kuran ayetlerinin anlamlarini çarpitarak, sözkonusu iddialarina destek bulmayi denemislerdir.
Buna karsilik bazi müslümanlar, bu karalamalara karsi savunma yapmaya çalisirken, bir hataya düserek, Kuran'i bir "bilim kitabi"olarak tanitmaya baslamislardir. Kuran'in bilimle çelismediGini ispatlamaya çalisirken, neredeyse tüm bilimin Kuran'in içinde olduGunu söylemislerdir. Hatta, bilimsel gelisme için, formüllerle ya da deneylerle uGrasmak yerine, Kuran'in daha derin arastirilmasinin daha faydali olduGunu öne sürenler olmustur.
Oysa, Kuran ayetlerinden anladiGimiza göre, Kuran bir "bilim kitabi"deGildir. Bilime öncülük etmek, kimya formülleri aktarmak ya da kuantum fiziGi öGretmek için indirilmemistir.
Kuran'in ne amaçla indirildiGini ayetler söyle açikliyor:
"Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap'tir ki, Rabbinin izniyle insanlari karanliklardan nura, O güçlü ve övgüye layik olanin yoluna çikarman için sana indirdik." (ibrahim Suresi, 1)
"(Kuran) Temiz akil sahipleri için bir hidayet rehberi ve bir zikirdir." (Mümin Suresi, 54)
Kisacasi Kuran, müminlere rehber olmak üzere indirilmistir. Onlari "karanliklardan aydinliGa" yani inkardan imana çikaracak ve onlara Allah'a nasil kulluk edeceklerini, O'nun rizasini nasil arayacaklarini açiklayacaktir.
"Rehber" olma özelliGi, müminin karsilasacaGi olaylarla ilgili özlü bilgileri aktarmayi da içerir. DiGer deyisle Kuran, müminin tüm ibadetlerini nasil yapacaGini açiklar.
Müminin ibadetleri ise iki türlüdür: Namaz, oruç gibi doGrudan Allah'a karsi yapilan ibadetler ve "iyiliGi emredip-kötülüGü engellemek" olarak özetlenebilecek olan ve toplum içinde gerçeklestirilecek ibadetler.
Bu yüzden Kuran, mümine, "iyiliGi emredip, kötülükten sakindirirken" yani dini anlatirken ve dinin düsmanlarina karsi mücadele ederken ne gibi yöntemler izlemesi gerektiGini anlatir. Bunun yaninda, ne tür insanlarla ve toplumlarla karsilasacaGini tarif eder. Sayisiz ayette "De ki..." ve "Derler ki..." ifadeleriyle baslayan cümleler, müminlerin diGer insanlarla nasil bir diyalog içine gireceGini anlatir.
Ama bunlardan yola çikip "Kuran bir sosyoloji kitabidir" ya da "Kuran bir psikoloji kitabidir" diyemeyiz. Çikarilacak sonuç, Kuran'in, kendisini rehber edinen müminlere, Allah'a yakinlasma ve Allah yolunda mücadele için girisecekleri çabada yardimci olmak üzere psikolojik ve sosyolojik bilgiler verdiGidir. Bu bilgilerin, hiç bir sosyoloji ya da psikoloji kitabinda verilemeyecek kadar özlü ve doGru olduGunu, müminler, yasadiklari tecrübelerden bilirler.
Kuran ayni sekilde, "dünyaya nizam verme"gibi bir misyon da yüklenmis olan müminlere, politik bilgiler verir. Dünyada etkin "güç odaklari"ni tarif eder. Müslümanlara kimin düsmanlik besleyeceGini bildirir. Dünyadaki bozgunculuGun ardinda kimlerin var olduGunu açiklar. Ama bundan da "Kuran bir siyaset bilimi kitabidir" sonucu çikmaz. Kuran bu bilgileri, müminlere "rehberlik" etmek için vermektedir. Ayni sey, Kuran'in verdiGi tarihsel bilgiler için de geçerlidir: insanlik tarihi elbette Kuran'dan öGrenilmez ama Kuran, tarihin en önemli anahtarlarini vermekte, müminlerle dine düsman olanlar arasindaki mücadelenin tarihteki yerinden bahsetmektedir.
Ayni kistas, kuskusuz bilim için de geçerlidir: Bilim, arastirma ve deney sonuçlarindan elde edilir. Bu zaten, Allah'in "yerde ve gökte"ki ayetlerinin incelenmesi için verilen Kuran emrinin de bir gereGidir. Ama Kuran'dan kimya formülleri çikarmaya çalismak kuskusuz hata olacaktir. Kimya formülleri, müminin "ibadetleri" açisindan doGrudan bir önem tasimamaktadir ki, Kuran'da açiklansin. Bunu arastirmak kimyacilarin isidir. Ve kuskusuz gereklidir, ama laboratuarda yapilacaktir.
Bunun yaninda, Kuran ayetleri gerçekten de bazi bilimsel gerçeklere deGinir. Çünkü mümin, nasil bir "siyaset bilimcisi"olmasa da giriseceGi çaba nedeniyle politik ortami bilmesi gerekiyorsa; "bilim adami" olmak zorunda olmasa da, Allah'in yarattiklarini tanima açisindan bilime asina olmalidir. Bu nedenle Kuran, evrenin yaratilisi, insanin doGumu, atmosferin yapisi gibi bazi konularda temel bilgiler verir. Bu konularda verilen bilgilerin, modern bilimin son bulgulariyla uyum içinde olmasi ise, Kuran'in "insan yazmasi"olmadiGini bir kez daha ortaya koymasi açisindan önem tasimaktadir.
BiG BANG (BÜYÜK PATLAMA)
Bu yüzyilda elde edilen bazi veriler, evrenin "yok"iken "var" hale geldiGini göstermistir. Buna göre, evrenin bir baslangici vardir ve bu baslangiç Big Bang adi verilen bir "Büyük Patlama" ile gerçeklesmistir. Bugün Big Bang Teorisi, bilim çevrelerinin büyük bölümünde kabul görmektedir.
Bu teoriye göre, evrenin tüm materyali yaklasik 15 milyar yil önce tek bir noktada toplanmisti. Bu tek nokta sonsuz bir yoGunluk ve sonsuz bir isi anlamina geliyordu. YoGunluk sonsuzdu ama bir hacmi yoktu. iste Büyük Patlama'dan önceki bu dönem (ki buna dönem demek zordur; madde olmadiGi için zaman da yoktur) evrenin olmadiGi, herseyin "yok"olduGu dönemdi. Teoriye göre, büyük bir patlama ile sonsuz yoGunluktaki birikim büyük bir hizla daGilmaya baslamistir. Bir baska deyisle Büyük Patlama ile, evren "yok" iken, "varolmaya" doGru yola çikmistir.
Bugün, evrenin sürekli olarak genislemekte olduGunun ispatlanmasi Büyük Patlama’nin en büyük delili olarak kabul edilir.
"Bugün artik galaksilerin her yöne doGru bizden uzaklastiGini biliyoruz. Kozmolojistler evreni sisen bir balonun yüzeyi gibi düsünürler. süphesiz gerçek uzay, balonun yüzeyi gibi 2 deGil 3 boyutludur ve her yöne doGru genisler." (New Scientist, 26 Eylül 1987)
Gök cisimlerinin kaçma hizi uzaklik arttikça artmaktadir. ÖrneGin, bizden bir milyar isik yili uzakliktaki Ursa-Major Takim Yildizi, her saniye dünyadan 1.500 kilometre uzaklasirken, çok daha uzak olan Hidra Takim Yildizi’nin uzaklasma hizi saniyede 6.000 kilometredir.
Evren genislediGine göre bu genislemenin basladiGi bir an olmasi gerekir. "Bu genislemeyi tersine doGru düsünür ve evrenin gelismesini zaman içinde geriye doGru çekersek o zaman her sey, 15 milyar yil kadar önce sonsuz yoGunlukta tek bir matematiksel noktada, tekillikte toplanacaktir."(New Scientist, 12 Mayis 1988, sf. 52)
Big Bang teorisinin en büyük önemi, evrenin bir baslangici olduGunu ispatlamasidir. Bunun yanisira, pek çok kimsenin düstüGü bir yanilgiya da deGinmek gerekir: ÇoGu kisi, Allah'in evreni Big-Bang ile -veya baska bir sekilde- yarattiGini fakat bundan sonraki olaylarin "kendi kendine" islediGini zanneder. Bu mantiGa göre, Allah yalnizca "ilk hareket"i yaratmistir ve evren birbiri ardina dizili domino taslari gibi kendiliGinden olusmustur. Oysa bu düsünce kökten yanlistir. Big-Bang, evrende bildiGimiz, hesaplayabildiGimiz ilk harekettir. Evrenin bu patlama sebebiyle olusmasi ve yasadiGimiz büyük dengenin kendi kendini olusturmus olmasi düsünülemez. Hiç bir kurali olmayan bir patlama sonucu daGilan parçaciklarin, galaksileri, yildiz sistemlerini ve içinde dünyamizin yer aldiGi Günes sistemini kendi kendine olusturduGu gibi bir sonuca varilamaz. Tek bir atomun bile, içerdiGi olaGanüstü sistemlerle kendi kendine sekillenmesi düsünülemezken koca bir evrenin bir patlamanin "kudretiyle" olustuGunu söylemek akildisi bir yaklasimdir. Bunlarin hepsi de yine Allah'in ilmiyle gerçeklesmistir. Nitekim Kuran'da Allah'in önce "gökleri" yarattiGini, daha sonra yeryüzünü düzenlediGi, onda daGlari varettiGi ardindan atmosferi düzenlediGi, en sonra da canlilari var ettiGi bildirilmektedir. Ayni sekilde, Kuran ayetleri Allah'in evrendeki tüm varliklari sürekli yönettiGini bildirmektedir:
"süphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altinda) tutuyor. Andolsun, eGer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artik kimse onlari tutamaz. DoGrusu O, Halim'dir, baGislayandir." (Fatir Suresi, 41)
"Sizi diri tutan, sonra öldürecek, sonra da diriltecek olan O'dur. Gerçekten insan pek nankördür." (Hac Suresi, 66)
"Gökten yere her isi O evirip düzene koyar..." (Secde Suresi, 5)
"Allah, yedi göGü ve yerden de onlarin benzerini yaratti. Emir, bunlarin arasinda durmadan iner; sizin gerçekten Allah'in her seye güç yetirdiGini ve gerçekten Allah'in ilmiyle her seyi kusattiGini bilmeniz, öGrenmeniz için." (Talak Suresi, 12)
Big Bang, evrenin baslangiciyla ilgili bugün için en tutarli teori olarak bilinmektedir. Çesitli itirazlar gelmesine raGmen bunlar Big Bang sonrasi evrenin olusumuyla ilgilidir ki bu konu zaten oldukça karmasiktir. Atomlarin, yildizlarin, galaksilerin hangi sebep-sonuç iliskileri içinde yaratildiklari bugün tam olarak bilinmemektedir. Ama kuskusuz Allah’in, insani bir su damlasini sebep kilarak yarattiGi gibi, evreni de sebepler zinciri içinde yaratmis olduGu düsünülebilir. Ve bu sebebin çikis noktasi bir patlama veya baska birsey olabilir. Ama hiçbir asama Allah’tan baGimsiz kendi kendine olusmamistir. Ve sonuçta olusan mükemmellik onun üstün ilmi ve kudretini gözler önüne sermektedir.
Tüm evren, bu evrenin ucunda bir yerde yasayan insanoGluna yararli kilinmistir. Kuran, 'Geceyi, gündüzü, günesi ve ayi sizin emrinize verdi; yildizlar da O'nun emriyle emre hazir kilinmistir. süphesiz bunda, aklini kullanabilen bir topluluk için ayetler vardir.' (Nahl Suresi, 12) ayetiyle buna dikkat çeker.
Ve önceden de söylediGimiz gibi, Kuran'da evrenin ve dünyanin yaratilisi ile ilgili tüm Kuran haberleri, bilim araciliGiyla bulunan gerçeklere uygundur. AsaGida bu konuyla ilgili bazi örnekler yer aliyor.
EVRENiN GENisLEMESi
20. yüzyila gelene kadar tek bir bilim adami dahi evrenin genislemekte olduGu yönünde bir teori ortaya atmamis, hatta, belki de böyle bir olayi aklindan geçiren dahi olmamisti. Stephan Hawking, evrenin genislemesinin farkedilmesini 20. yüzyilin en büyük olaylarindan biri olarak niteledikten sonra, bu olayin bugüne gizli kalmasindan duyduGu saskinliGi söyle dile getirir: 'Evrenin genislemekte olduGunun ortaya çikarilisi 20. yüzyilin en büyük düsünsel devrimlerinden biridir. Bu günden geçmise bakildiGinda kimsenin bunu neden daha önce akil etmediGine sasmamak elde deGil.'
Oysa Allah’in, 600’lü yillarda vahyettiGi kitabinda, Allah'in evreni yarattiGini ve de onu "genislettiGi" bildirilmektedir. Konuyla ilgili ayet söyle demektedir:
"Biz göGü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve süphesiz. Biz, (onu) genisleticiyiz." (Zariyat Suresi, 47)
EVRENDEKi KUSURSUZLUK
"O, biri diGeriyle 'tam bir uyum' içinde yedi gök yaratmis olandir. Rahman'in yaratmasinda hiç bir 'çeliski ve uygunsuzluk' göremezsin. iste gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklik (bozukluk ve çarpiklik) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmis bir halde bitkin olarak sana dönecektir." (Mülk Suresi, 3-4)
Evrendeki milyarlarca yildiz ve galaksi mükemmel bir uyum içinde kendileri için tesbit edilmis yörüngelerinde hareket eder. Yildizlar, gezegenler ve uydular hem kendi etraflarinda, hem de baGli olduklari sistemlerle birlikte dönerler. Hatta bazen içinde 200 -300 milyar yildiz bulunan galaksiler birbirinin içinden geçip giderler. Bu geçiste, evrendeki büyük düzeni bozacak herhangi bir çarpisma olmaz.
Evrende hiz kavrami dünya ölçüleriyle karsilastirildiGinda akil durduracak boyutlardadir. Milyarlarca, trilyonlarca ton aGirliGindaki yildizlar, gezegenler ve sayisal deGerleri ancak matematikçilerin anlayabileceGi büyüklükteki galaksiler ve galaksi kümeleri uzay içinde korkunç bir süratle hareket ederler.
ÖrneGin, dünya saatte 1670 km. hizla kendi ekseni çevresinde döner. Bugün en hizli merminin saatte ortalama 1.800 km.lik bir sürate sahip olduGu düsünülürse dünyanin dev boyutlarina raGmen süratinin ne denli büyük olduGu anlasilir.
Dünyanin günes etrafindaki hizi ise merminin yaklasik 60 katidir: saatte 108.000 km. (Böylesine büyük bir süratle yol alabilen bir araç yapilabilseydi dünyanin çevresini 22 dakikada dolasacakti.)
VerdiGimiz bu sayilar sadece dünya içindir. Günes sistemi ise daha da ilginçtir. Bu sistemin sürati mantik sinirlarini zorlayacak derecededir. Evrende sistemler büyüdükçe sürat artar. iste günes sisteminin galaksi merkezi etrafindaki dönüs sürati: -Saatte tam 720.000 km., 200 milyar yildizi bünyesinde bulunduran "Samanyolu Galaksisi"nin uzay içindeki hizi ise saatte 950.000 km. dir
Bu basdöndürücü hiz, aslinda dünya üzerindeki yasamimizin pamuk ipliGine baGli olduGunu gösterir. Böylesine karmasik ve hizli bir sistem içinde dev kazalarin olusmasi normalde oldukça mümkündür. Ancak, ayette dendiGi gibi, tüm bu sistem içinde hiç bir 'çeliski ve uygunsuzluk' yoktur. Çünkü evren de, her sey gibi, "basibos"deGildir ve Allah'in koyduGu dengeye göre islemektedir.
YÖRÜNGELER VE DÖNEN EVREN
Evrendeki büyük dengenin en önemli nedenlerinden biri, kuskusuz gök cisimlerinin belirli bir yörünge izliyor olmasidir. Bu yörüngelere, yakin zamana kadar bilinmediGi halde, Kuran'da da dikkat çekilmistir:
"Geceyi, gündüzü, günesi ve ayi yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler." (Enbiya Suresi, 33)
Gerçekten de yildizlar, gezegenler ve uydular hem kendi etraflarinda, hem de baGli bulunduklari sistemle birlikte dönmekte, evren bir fabrikanin dislileri gibi düzenli çalismaktadir.
Evrendeki yörüngeler sadece bazi gök cisimlerinin hareketi deGildir. Günes sistemimiz hatta diGer galaksiler, baska merkezler etrafinda büyük bir hareketlilik gösterirler. Dünya ve onunla birlikte Günes Sistemi her yil, bir önceki yerinden 500 milyon kilometre uzakta bulunur.
Gök cisimlerinin yörüngelerinden en ufak bir sapmanin bile sistemi altüst edecek kadar önemli sonuçlar doGurabileceGi hesaplanmistir. ÖrneGin dünya yörüngesinde, normalden fazla veya eksik 3 milimetrelik bir sapma bakin nelere yol açabilirdi:
"Dünya günes çevresinde dönerken öyle bir yörünge çizer ki her 18 milde doGru bir çizgiden ancak 2.8 mm ayrilir. Dünyanin çizdiGi bu yörünge kil payi sasmaz, çünkü; yörüngeden 3mm'lik bir sapma bile büyük felaketler doGururdu: sapma 2.8 yerine 2.5 mm olsaydi yörünge çok genis olurdu ve hepimiz donardik, sapma 3.1 mm olsaydi hepimiz kavrularak ölürdük." (Bilim ve Teknik, Temmuz 1983)
Gök cisimlerinin bir baska özelliGi de, yörüngelerinin disinda bir de kendi etraflarinda dönmeleridir. "Dönüslü olan göGe andolsun." (Tarik, 11) ise tam da bu gerçeGe isaret eder.
GÜNEs
Dünyadan 150 milyon km. uzakta olmasina raGmen, günes bizim için gerekli olan enerjiyi kesintisiz olarak ulastirir.
Bu dev enerjili gök cisminde hidrojen atomlari devamli olarak helyuma çevrilmektedir. Her saniye 616 milyar ton hidrojen, 612 milyon ton helyuma çevrilmektedir. Bu esnada disari salinan enerji 500 milyon hidrojen bombasinin patlamasina denktir.
Dünyada hayat günesten gelen enerjiyle saGlanir. Yeryüzündeki dengenin devami ve canlilik için gereken enerjinin % 99 'u günesten saGlanir. Söz konusu enerjinin yarisi gözle görünür ve isik olarak alinir. Geriye kalan enerjinin büyük bir kismi gözle görülmeyen, ama sicaklik biçiminde ortaya çikan kizilötesi isinlardir.
Günesin bir özelliGi de çan gibi genlesip salinmasidir. Bu olay her bes dakikada bir tekrarlanmakta günesin yüzeyi bu sirada saatte 1080 km hizla, 3 km. kadar bize doGru ilerleyip sonra geri dönmektedir.
Günes, Samanyolu'nu olusturan 200 milyar yildizdan biridir. Dünyadan 325.500 defa büyük olmasina raGmen, evrendeki küçük yildizlardan sayilmaktadir. Çapi 125 bin isik yili olan Samanyolu'nun merkezine 30 bin isik yili uzakliktadir. ( 1 isik yili= 9.460.800.000.000 km.)
GÜNEsiN YOLCULUGU
"Günes de, kendisi için (tesbit edilmis) olan bir müstakarra (karar yerine) doGru akip gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir." (Yasin Suresi, 38)
Astronomlarin hesaplarina göre günes, içinde bulunduGu galaksinin hareketi nedeniyle, Solar Apex adi verilen bir yörünge boyunca Vega Yildizi'na doGru saatte 720.000 km.’lik bir hizla yolculuk etmektedir. (Bu, kaba bir hesapla günesin günde 720.000x24=17.280.000 km. yol katettiGini gösterir. Tabi ona baGli olan dünyamizin da...)
YEDi KAT YER - YEDi KAT GÖK
"Allah yedi göGü ve yerden de onlarin benzerini yaratti..." (Talak Suresi, 12)
Dünya atmosferinin yapisi, Kuran'in isaret ettiGi gibi, baslica yedi bölümden meydana gelir. Atmosferde katlari birbirinde ayiran yüzeyler bulunmaktadir. Encyclopedia Americana'nin (9/188) verdiGi bilgiye göre, sicakliGa baGli olarak yerden itibaren su katlar siralanir.
1.Kat - Troposfer: KalinliGi kutuplarda 8 km. ekvatorda 17 km'ye kadar ulasir. Bu kat bulutlarin büyük bir bölümünü kapsar. Sicaklik yükseltiye baGli olarak kilometrede 6.5