Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
ARESTiS DAVASi BiR TOKAT Mi YOKSA ZAFER Mi?SÖZDE ZAFER CiGLiKLARiNA BiR GÖZ ATiN.ne bicim zaferse
ARESTiS DAVASi BiR TOKAT Mi YOKSA ZAFER Mi?
Kibris Meselesi 1963 yilinda tam anlami ile basladiGinda kibumeselenin özü çok gerilre dayanir, soru n hep BM zemininde çözülmeye çalisilmistir. Ancak gelinen süreçte Kibris meselesi AKP yönetimi sayesinde bu sorunun çözüm çalismalari BM zemininden AB zeminine kaydirilmistir. 2 Aralik 2003’te Loizudu’ya tazminat ödemeyi kabul eden Türk hükümeti AiHM’nin Türkiye’ye yaptiGi siyasi baskilari hukuki zemine tasiyarak Loizudu’nun Türk askerinin adada isgalinden ötürü ‘mülküne’ gidemiyor iddiasini kabul etmistir. Loizudu karari iki asamali alinmisti. Birinci asamasinda Türkiye tazminat ödeyecek ikinci asamada da mülkün iadesini gerçeklestirecekti. Loizudu kararinda Türkiye tazminati öderken sunu ifade etmisti ‘baska örnek temsil etmemesi’ serhi ile tazminati ödemisti. Peki Arestis davasi ile tazminat ödemeye simdilik mahkum olmayan Türkiye kazanim mi elde etti?
Ksenides Arestis Maras’ta olan mülkleri için AiHM’ne 4 Kasim 1998’de AiHM’ne dava açar. 2 Eylül 2004’te basvuru deGerlendirilir ve 4 Mart 2005’te Mahkeme müracaati kabul eder. 23 Aralik’ta sonuçlanan davada karar 7 Hakim tarafindan verilir.
Sözkonusu davanin sonuçlari Türk ve KKTC basininda büyük bir zafer olarak dile getirilirken Rumlar bu alinan karardan sevinç mutluluk gösterileri ve demeçleri veriyorlardi. Hangi taraf hakliydi.. Hemen dava metni ile ilgili karari ele alarak inceledim. Rumlarin kendi basinlarinda “Türkiye’ye bir Tokat daha” seklindeki mansetleri ile duyurduklari haberlerinde ne derece hakli olduklarini arastirdim. Sonuç netti. Rumlar Türkiye’ye Tokat mi yoksa samar mi attiklari asaGidaki sonuçlari okuduGunuzda anlayacaksiniz:
Mahkeme sözlesmenin 8. maddesi, ek protokolün 1. maddesi ve 14. maddenin ihlaline karar verirken, Türkiye’nin ilk üç ay içeri sinde duruma ‘çare bulacak’ formülleri yaratmasi ondan sonraki üç ayda da bunu uygulayacak zemini yaratmasi çaGrisinda bulunarak tazminat bölümünü bos birakmisti.
Gazeteler ve ‘yasasin Türkiye’ye tazminat verilmedi’ mantiGi ile hareket ederek duygusal yaklasimlarla karari deGerlendirenler seslerini her ortamda çikararak yazilar yazdilar, propogandalar yaptilar.
simidi karari inceleyelim:
HatirlanacaGi üzere, Loizudu kendi mülkünü kullanamadiGi için, 1974 Baris Harekatinda dolayi güneye geçtiGini, KKTC Devletinin var olmadiGini, Türkiye’nin kuzeyde isgalci olduGu ve oradaki olaylardan sorumlu olduGu sikayetleri ile dava açmisti. Dava gerekçelerine mahkeme evet diyerek deGerlendirmeye almis ve süregelen ihlal olduGu belirtilmisti. Türk hükümetinin 2 Aralik 2003’te 1 milyon euro ödemeyi kabul etmesi ile siyasi içerikli olan mahkeme kararlari anilan davada öng örülen tazminatin ödenmesinin kabul edilmesi ile hukuki zemine sokulmustur. Ardindan AiHM tarafindan alinan Arestis Davasinda Ksenides Arestis de Türkiye’nin adada isgalci olduGunu, mülküne askerin adadaki varliGi ve sözkonusu bölgeyi kontrol altinda tuttuGundan ötürü gidemediGini, KKTC Devleti diye bir devlet olmadiGi, sirf Hristiyan Ortodoks ve Kibrisli Rum olduGu gerekçesi ile Türkiye’nin kendisine ayirimcilik yaptiGi gerekçeleri ile dava açmisti.
23 Ar alik 2005’de açiklanan kararda, Mahkeme 6 evet oyuna karsilik 1 ret oyu ile sözlesmenin 8. maddesi ihlal edildi der. Bu madde özel hayatin ve aile hayatinin korunmasi maddesidir. Bu maddenin 1. firkasi her sahis özel ve ailevi hayatina konutuna ve haberlesmesine saygi gösterilmesi hakkina sahiptir. Arestis davasinda vurgulanan konuta saygi hakki ihlali der. Loizudu kararinda bu madde yoktur. Ayni zamanda mahkeme haklarin süregelen ihlali (continuing violation) konusuna deGinerek, Kuzey Kibris’taki ‘evine saygi’ olmadiGi gerekçesi ile süre gelen ihlalin devam ettiGi ifade edilirken Rumlarin Annan planini reddettikleri vurgulanmis, bunun süregelen ihlale son veren bir durum olmadiGi belirtilmistir.
Yine 6 evet oyuna karsilik 1 ret oyu ile sözlesmenin ek protokolünün 1. maddesine göre Mülkiyet Hakki ihlali der. Sözkonusu madde; “bütün gerçek ve tüzel kisiler mallarina saygi gösterilmesi hakkina sahiptir. Bir kimse mülkünden, ancak kamu yarari nedeniyle ve yasayla belirlenmis sartlar ve uluslararasi hukukun genel prensipleri çerçevesinde yoksun birakilabilir.
Yukaridaki hükümler Devletlerin, mallarin genel yarara uygun olarak kullanilmasini düzenlemek veya vergilerin veya diGer katki veya cezalarin ödenmesini saGlamak için zorunlu gördükleri yasalari yürürlüGe koyma hakkini engellemez.”
Bu kararda hiçbir sekilde KKTC muhatap alinmamaktadir. Muhatap Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. KKTC’deki iç hukuk yollari tanindi demek oldukça yanlistir. Çünkü AB bugün KKTC’yi TC’nin bir alt idare (subsidary administration) olarak görmektedir. Muhatap yine Türkiye olarak görülmekte ve sözkonusu kararda Türkiye’nin Maras’taki evini Aresti’ye iade etmesi konusunda ‘çare üretmek’ için ilk üç ay tanirken sonraki üç ay içinde bunu uygulama süresi taninmaktadir . Bunun gerçeklesmesi için de hazirda bekleyen 1400 davaya atifta bulunulmaktadir. Tüm bunlarin da Arestis gibi çözümlenmesi istenmektedir.
Devamla alinan kararda sözlesmenin 14. maddesinin de ihlali vurgulanmaktadir.