Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
UYKU NEDIR?
Ortalama olarak yasamimizin üçte birini uykuda harcamaktayiz - diger aktivitelerde harcadigimizdan daha fazla bir zaman. Kendimizi iyi hissetmemiz için gerekli ve hayati bir sey olan uykunun bu kadar çok bölümünün halen bir bilinmeyen olmasi merak uyandiricidir. Son 50 yilda pek çok arastirmaci uyuma paternlerini ve uyudugumuzda ortaya çikan fizyolojik ve nörolojik degisiklikleri arastirmistir. Nasil uyudugumuzla ilgili çok sey bilinmektedir - fakat niçin uyudugumuz hakkinda çok az sey biliyoruz.
Böyle oldugunda bile, herkes kötü bir gece uykusunun etkilerini bilir ve herkes uykunun ve iyi bir gece uykusundan sonra dinçlesmis ve dinlenmis kalkmanin yararlarini bilir. Bu yararlari hissetmedigimiz zaman, uyku hakkinda düsünmeye basladigimiz ve uykumuzu iyilestirmenin yollarini aradigimiz zamandir.
Normal uyku
Son 50 yilda nörolojik, endokrinolojik ve fizyolojik açidan uyku ile ilgili çok sey yapilmistir. Bunu takiben artik nasil uyudugumuz ve uyudugumuzda ya da uyumadigimizda olusan degisiklikler hakkinda çok sey bilinmektedir.
Uykunun evreleri
Uykuya daldigimizda, bilinç düzeyimiz degisir ve iki uyku tipi arasinda gidip geliriz:
- non-REM uykusu
- REM (hizli göz hareketleri) ya da paradoksal uyku
Non-REM uykusu
Non-REM uykusu, uykunun gidisati sirasinda ortaya çikan elektroensefalografik degisimlere dayanarak siklikla dört evreye ayrilmaktadir.
- Evre 0- Bütünüyle uyaniklik degismistir.
- Evre I- Uyku basmasi. Bu, uykuya dalmakta olan bir kisinin karsilastigi durumdur. Eger kisi uykunun bu evresinde uyandirilirsa etrafinda olup bitenden tamamen haberdar olmamasina karsin genellikle uyanik oldugunu söyleyecektir.
- Evre II - Uykunun bu evresinde bilinç, kisi uyandirildiginda uykuda oldugunu hatirlayabilmesine yeterli olacak sekilde EEG paternleri.
- Evre III ve IV - Yavas dalgali uyku.
REM uykusu
Hizli göz hareketleri (REM) uykusu, uykunun rüya görülen evresidir. Bu evre uykunun diger evrelerinin arasina serpistirilmistir. Çok sayida farkli özellik ile baglantilidir. Ayni zamanda paradoksal uyku olarak da bilinmektedir; çünkü önceleri, hizli göz hareketleri ve huzursuzlugun eslik etmesi arastirmacilara bu uyku evresinin hafif uyku oldugunu düsündürmüsse de, kas paralizisinin de olaya eslik etmesiyle ayni zamanda paradoksal olarak da agir bir uyku oldugu saptanmistir.
Uykunun gece paterni
Uykuya daldigimizda non REM uykusunun dört evresinden hizla geçeriz ve ilk doksan dakikanin çogu, yaklasik on dakikalik REM uykusunun takip ettigi evre IV uykusunda harcanmaktadir. Bu patern kendisini, her bir döngüdeki REM uykusunda daha fazla zaman harcanacak sekilde, gece boyunca dört ya da bes kez tekrar eder. Uyanmamizdan önce REM uykusunda bir saat kadar zaman harcariz. REM uykusunda harcanan zaman yüzdesi dogumdan sonra gittikçe azalir ve (dogumda % 50) üç yasinda % 33 e, 11 yasinda % 27 ye ve ergenlikte de yaklasik %25 e düser.
Uyku ve uyaniklik ritimleri
Vücudun günlük ritimleri iyi bilinmektedir. Uyku bu dogal ritimlere sikica bagli olan pek çok vücut fonksiyonundan birisidir. Bu ritimlerin uykudaki önemleri, uzun uçak yolculugundan sonra ortaya çikmaktadir. Vücut saatimizin, normalde uyku ve uyaniklik ile iliskili olan dis uyarilarla ayarlanmadigini bu tür yolculuklarda ayrimsariz.
Uyku problemi olan kisiler siklikla dogal uyku ve uyaniklik ritimleri normalin disinda olanlardir. Bunlar gece vardiyasinda çalisanlar veya küçük bebek sahibi ebeveynler ya da kendilerini geç kalkma ve ardindan da yatma saatinde uyuma güçlügü çekme aliskanligina kaptirmis kisilerdir. Pek çok Akdeniz ülkesinde görülen uyku paterni -örnegin ögleden sonralari, özellikle sicak havalarda is arasi verip uyuma - dogal uyku ritmimize Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika da siklikla görülen paternden olasilikla daha yakindir.
Hormonlar ve uyaniklik
Adrenalin ve kortikosteroid düzeyleri uyanik oldugumuzda daha yüksektir - aslinda uykuda oldugumuzda adrenalin düzeyleri çok azalir. Buna karsilik, büyüme hormonu ve diger yenileyici hormonlarin düzeyleri uykuda daha yüksektir.
Melatonin uykuyu harekete geçirir ve bu gerçek, insanlarin uçak yolculugunda ortaya çikan gece ve gündüz paternlerine uyum saglamalariyla sonuçlanacak sekilde, vücudun hormonal döngülerinin bazilarini degistirerek, uzun süreli hava yolculuklarinin etkilerinin üstesinden gelmek için yardimci olmak üzere, kisilere bir melatonin esdegeri ilaç verilerek arastirilmaktadir.
Ne kadar uykuya gereksinmemiz var?
Fizyolojik faktörler
Herkes farklilik gösterir - siklikla bir gecede 8 saatlik uykunun azalmis formu herkes için geçerli degildir. Bazi kisilerin bundan daha fazlasina gereksinimi varken diger taraftan baska insanlar bir gecede sadece 3 ya da 4 saatle yetinmektedir.
Tarih her gece birkaç saatlik uykuya gereksinim duyan basarili liderlerin hikayeleriyle doludur - Napolyon ve Churchill bunlardan ikisidir. Diger taraftan Einstein bazen günün 16 saatini uykuda harcayan uzun bir uykucuydu.
Uykunun miktari yasla degiskenlik gösterir. Yeni dogmus bebekler günün 20 saatini uykuda harcamaktadir. Yaklasik 2 yasinda uykuya gereksinim azalmaktadir, buna karsin küçükler halen eriskinlerden daha çok uykuya gereksinim duyar. Çocuklugun ileri yaslarinda ortalama uyku saatleri eriskin ortalamasinin sadece çok az fazlasina kadar düser. Ergenlikte uyku paternleri degisken hale gelir ve bazi gençler 11 yasinda olduklarindan daha fazla uykuya gereksinim duyar görünmektedir. 16-17 yaslara geldiklerinde, insanlarin çogu, yaklasik kirk bes yasina kadar sürecek olan uyku paternlerini edinirler.
Yasli kisiler daha hafif uyuma egilimindedir ve genellikle gençliklerinde gereksinim duyduklarindan daha az uykuya gerek duyarlar - 70 yasinda olduklarinda gecede ortalama sadece 6 saat (Bu ortalama bir deger oldugu için pek çok kisi bundan daha azina gerek duyacaktir). Uykusuzluktan yakinan pek çok yasli kisi aslinda yaslari için normal uyumaktadirlar, fakat onlar gençlik yillarinda hatirladiklari uykularini stilleriyle karsilastirmaktadirlar.
Çevre faktörleri
Bu bireysel farklilasmalardan daha önemli olarak bir toplumdaki ortalama uyuma miktari dis faktörlerden etkilenmektedir. Örnegin; elektrigin genel kullanimindan önce insanlar uyuma paternlerini gün isiginin paternlerine daha fazla baglamislardi; bu özellikle de mevsime bagli olarak oldukça degiskenlik gösteren gün isigi miktarinin oldugu yerler olan yüksek bölgelerde daha belirgindi. Biz dogal olarak çevremizdeki insanlarla ayni zamanda uyuma egilimindeyiz. Tüm toplumlarda karanligin uykunun ana harekete geçiricilerinden biri oldugu bizi sasirtmamalidir. Bu dogal ritim gece isçilerinde oldugu gibi sasarsa uyku ile ilgili problem siklikla ortaya çikar.
http://www.yakup.info/saglik/saglik.asp?an=11&sn=653
cok ilginc
:)
;)
Allah razi olsun bilgilendirdiGin için...
Allah razi olsun gardas