Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


INSANLIKKOZMIK KONTROL ALTINDA

INSANLIKKOZMIK KONTROL ALTINDA

Sosyal Siyaset Uzmani Prof. Dr. Ahmet Maranki, insan beyinlerininçesitli
yöntemlerle kontrol edildigini ve yönlendirildigini söyledi.Insanlik kozmik kontrol altinda Amerika, Irak'ta Apachi helikopterleri ile sayko akustik ve sayko nörotik
dalgalar yayarak Irak'in 150 bin Cumhuriyet Muhafizini ki, bunlarin özelligi, sarayi ve Saddam'i korumakti- "Mançurya kobayi" dedigimiz,robot askerlere çevirip
suursuzlastirdi.Son zamanlarda "Kozmik Bilinç"ten çok söz ediliyor. Siz birkaç
televizyon programinda bahsetttiniz. Hatta "Kozmik Bilinç" isimli birkitap
hazirladiginiz biliniyor.

Nedir "Kozmik Bilinç"

Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in "ilmin yarisi sormaktir" seklinde bir hadisi serifi vardir. Bizde sormaktayiz ve bunun cevabini kainatta aramaktayiz.Kozmik Bilinç de kainatta olan hadiselerin nasilini, niçinini, nedenini arastirmaktir. Kozmik bilinç, "Evrendeki Bilim" demektir. Felsefeciler Ay'i,yildizi, Günes'i, Satürn'ü birbirine baglayip onu döndüren ve niçin döndürdügünü izah eden seyi açiklamazlar. Iste Kozmik Bilinç kainati,hayvanatii nebatati idare eden tek bir merkezi güç oldugunu ve merkezin de bize neler bildirdigini arastiriyor. Yani "Kozmik Bilinç" kainat kitabini
arastirir.

Bir Kur'an ve bir de kainat kitabi vardir. Dünya insanligi artik sunu bilmeli;
yasananlar aynidir, bilinenler ayri. Bazi seyler için bilimsel izah gerekir deniyor ama bu, bilimsel degil gerçektir. Çünkü bugün bizim konustugumuz, duydugumuz ses dalgalari bütün ses dalgalari içerisinde bir igne ucu kadar yer tutar. Yine gördügümüz bütün renkler, renk boyutlari içinde igne ucu kadar yer tutar. Bizim algiladigimiz renkler sadece kirmizi ile mor arasidir. Yine algiladigimiz kokular, hisler, duygular bizim ölçülerimize göredir. Ama bunun ötesinde baska alemler, boyutlar vardir.

Iste kozmik bilinç bunu arastirir.Etrafimizda Katrilyonca Canli Var Gördügümüz renklerin ötesinde renkler var mi? Duydugumuz ses dalgalarinin ötesinde ses daldalgalari var mi? Vardir ve bilim bunu ispat etmistir. Psikokinezi, yani maddenin mana ileizahi. Bilim bugün bunun nasil oldugunu arastirmaktadir. Biz bunun mana boyutuna çok fazla girmeyecegiz. Buna binlerce kitapta girilmis ama bir sey anlasilmamis ki, insanlik bugunkü zor durumda. Bilimin mevcut
yöntemlerinin disinda akil yürütme, tahayyül dedigimiz ikinci asamasi, sezgi
yogunlasma,hissetme yani kozmik boyutu vardir. Iste kozmik bilinç bu ötelerden
bahsediyor.

O öte de Hablullah (Allah'in ipi) dedigimiz bir iple merkeze baglidir.
Bilgisayarlardaki kablo gibi kainattaki bütün nesneler fiiliyatlarinda, hareketlerinde merkeze baglidirlar. Kainatta cansiz yoktur.Tas, toprak da canlidir. Kur'ani Kerim'de zihayat, ziruh ve zisuur sahipleri olarak adlandirilan ve artik bugün bunda tereddüt edilmeyern bir yaratik silsilesi var. Ama bu silsilenin disinda yine ilahi kitaplarda buyuruldugu gibi "Sizin görmediginiz benim görevlilerim vardir dünyada" deniyor.

Iste buna gavur dedigimiz Ruslar bilim adamlari ölçmüs. Gavur kim,tartisilir!... Herseyi kabul edip bunlarin disina çikmayip at gözlügüyle meseleye bakanlar mi, yoksa din, milliyet v.s adina bunlari arastirmayip bizi bu hale düsürenler mi?
Ruslar "insan aurasi" dedigimiz enerjisinin etrafinda 10 üzeri 16 milyon
canlinin yasadigini görüntelemis. Yani her an bir santimle bir metre kadar
etrafimizda bizi kalkan gibi "koruyan veya zarar veren" yani hayatimiza,fiiliyatimiza, halet-i ruhiyemize bagli olarak katrilyonlarca canli var.

Bunlara "nariler, nuriler nuriler" de denilebilir. Biriyle tokalastiginiz zaman halsizlesirsiniz veya birisi size baktigi zaman yikilirsiniz. Ya da ilim meclislerinde bulundugunuz zaman müspet enerji yüklenirsiniz. Kötü meclislerde, kötü insanlarin yaninda bulundugunuz, kötü fikirlerle beslendiginiz zaman fiziki olarak da birseyler kaybedersiniz.meclislerde,kötü insanlarin yaninda bulundugunuz, kötü fikirlerle beslendiginiz zaman fiziki olarak da bir seyler kaybedersiniz. iste kozmik bilinç bütün bunlari arastiriyor ve akillari gözleme veya midelerine inenlere anlatmaya çalisiyor.

INSANLARIN BEYNI KONTROL ALTINDA

Beyin kontrolü ve zihinlerin yönlendirilmesi konusunda yogun tartismalar var? Böyle bir yönlendirme veya kontrol var mi? Dünyada FM dedigimiz akustik frekanslari olan mikrodalgalar,nöroelektromanyetik dalgalar, uzaktan da olsa beyinlere tesir edebilmekte,davranislar kontrol edilebilmektedir, iki yildir kozmik bilinci insanlara,konferanslarda, televizyonlarda, gazetelerde anlatmaya
çalisiyoruz. Bunlari duyan insanlar garip garip bakiyorlar. "Böyle bir sey var mi?" diye soruyorlar. Çünkü dünya insanliginin beyni kontrol altina alinmis durumda,
insan düsünen bir varliktir ama bugün çesitli yöntemlerle düsündürülmüyor.

Peki, nedir bu yöntemler? Öncelikle aldigimiz gidalarin içinde hormon denilen menfi maddeler yüklüdür.Içtigimiz coladan, yedigimiz dondurmalardan tütün da bütün ilaçlar, etler,sütlerde mevcuttur bunlar. Siz, tavuklarin bugün nasil
yetistirildigini görseniz, yiyemezsiniz.Insanlarin düsünmemesi için o gidalarin içine maddeler mi kanstiriliyor? Bunlarin planli yapilani var, bir de hileye kaçarak yapanlar vardir. Özel olarak bu gidalar ülkemize gönderilir. Birçok yabanci sigara dünyada çok çe-sitli üretilir. Türkiye'ye ise ayri sigaralar gönderilir. Onun içine
ayri katki maddeleri enjekte edilir.

O insanlarin dogacak çocuklari, düsük agirlikli, hiriltili, hastalikli, ince kemikli, geri
zekali, sasi olsun diye. Bunu ben demiyorum, yapilan arastirmalar söylüyor.
Demek ki, her seyde bu sikintiyi duyuyoruz. Niçin yüzyil önce bu kadar hastalik yoktu? Bir çok hastaligin virüsle bulastigi bugün artik ortaya çikmaktadir. Demek ki hastaliklar agzimizla aldigimiz,bedenimize giren bu gibi seylerle bilinçli olarak olusturulmaktadir denilebilir.ikinci yöntem olarak; radyo dalgalari ile yapilan tahribatlardir.Uzaktan radyo dalgalari ile beyinler yönlendirilip etkilenmektedir.

Mesela elimizde bulunan cep telefonu... Telefonda artiya bastiktan sonra bire
basarsaniz çevrilen numara Amerika ile konustu-rur, yediye basarsaniz Rusya ile... 1'le 7 arasindaki tus sesi farklidir.Ayni piyanonun tuslari gibi. Dalga boylari farklidir, onun için sesleri farkli algilariz. Bir tusa bastiktan sonra bizim sesimizi Amerika'ya ulastiran nedir? Ilahi metodla baktigimizda bunu tasiyanlar var.

BediüzzamanHazretleri; "Sesler hava zerreleri üzerinde tasinir" diyor. Bunun bir
ileri boyutu daha var. Hava nedir? Sadece bizim bildigimiz hava midir? Seslerle,
kokularla, atesle, isikla, elektrikle, karanlikla tasinir bunlar. Demek ki bunlarin hepsi bir yaratik. Karanlik, günesin batmasi degil. Bugün karanlikta bir gözlük takiyorsunuz, insani görüyorsunuz. Bu yeni bir boyuttur, insanlik bunlardan bilgisiz. Bunlar bugün mut-laka arastirilmalidir. Günesin isigiyla isisini getiren ayni olamaz.

Isigim getiren ayri bir çesit varliktir, isisini getiren ayri... Yagmur damlasini alip getiren ayridir, gecenin karanliginda yildizlari görmemizi saglayan ayri bir çesittir. Demek ki etrafimizda farkli dalga boylarinda farkli boyutlarda göremedigimiz o kadar yaratilmis varliklar var ki... Mesela kozmik bilince göre virüs, bakteri, cin, seytan, melek gibi varliklar izafi tabirlerdir ve bunlar enerjinin farkli boyutlaridir. Nariler ve nuriler gibi... Nazar olayi; bir öküze bakiyorsunuz ne kadar güçlü
diyorsunuz hayvan ölebiliyor. Onu öldüren bizim menfi bakisimiz, öküzün
enerjisinin buna yetmemesidir.

IRAK ASKERLERI MANGURTLASTIRILDI

Peki, Irak'in isgalinde Amerika bahsettiginiz yöntemlerden faydalandi mi?Sayko akustik ve sayko nörotik eledigimiz ses dalgalari vardir. Yani sifirla sonsuz
arasinda. Bugün bilinen dalga boylari 1 ila 36 hertz arasinda olup,alfa, beta, teta ve delta olarak adlandirilir. Bunlar o kadar araliklidir ki, mesela bir radyoyu
düsünün. Radyonun dügmesini bir milimetre çeviriyorsunuz, baska bir kanal
çikiyor. Yani bu kadar yogunluklu dalga araliklari var. Her dalga araliginda da bir ses, bir komut var. Biri Çin'e giderken, digeri Maçin'e gidiyor. Bu ses dalgalarim ne kadar yakindan insanlara yönlendirirseniz, tahrip gücü o kadar yüksek olur.

Amerika,Irak'ta Apachi helikopterleri ile sayko akustik ve sayko nörotik dalgalar
yayarak Irak'in yüz elli bin Cumhuriyet Muhafizim ki, bunlarin özelligi sarayi ve Saddam'i korumakti mançurya kobayi dedigimiz, robot askerlere çevirip
suursuzlastirdi. Tabii bu dalgalar bizim kulaklarimizla duyamayacagimiz
dalgalardi.Mesela; Amerika'da alisveris merkezlerine girdiginizde fonda bir müzik
vardir. O müzikteki bir ses, sizi devamli alisverise yöneltir. Bunlar artik belgelidir. Apachi helikopterlerinin verdigi dalga boylariyla o siginaklardaki insanlarin bir anda beyni bulandi. Ne yapacaklarini unuttular. Mangurtlastilar. "Biz burada niye bekliyoruz?" dediler.

Disariya çiktilar ve sokaklarda gezen insanlar oldular. Apaçiler günlerce önceden
Bagdat'in üzerinde belli yerlerde uçtular ve bunlara ates açilmadi. Bunlarin
sebepleri var. Bunun yaninda buralara atilan gidalar oldu Incelemelerde bulunmak için gidildiginde birakilan maddeler, kokular oldu. iste bunlarla insanlar tesir altina alinarak, düsünemeyen, fikirsiz bir mahluk,mançurya kobayi oldular.

RUSLAR ITIRAF ETTI

Bunun tam tersi, yani insanlari savastirmak için de farkli yöntemler vardir.
Yatakhanelerde LSD denilen gazlarla ve vitamin haplari gibi haplarla insanlar savasçi haline getiriliyor. Mesela Rus ordularinin Afganistan'daki binlerce insani katletmeleri, testere ile kesmeleri, bir kisiye yüzlerce kursun sikilmasi gibi.
Kizilordunun Bakü'ye girdigi siralarda binlerce kisi tank paletleri altina yatti ve "Ruslar bizi öldürmez" dediler. "Biz sizden kiz aldik, sen benim enistemsin, ben senin kayinbiraderinim" dediler. Ama bir anda bir dügmeye basilmis gibi o askerler komut almisçasina tanklarina bindi ve binlerce kisiyi paletlerin altinda ezdi, arkasindan kepçelerle toplayip Hazar Denizi'ne attilar. Biz bu olaylari yerinde gören canli sahitleriz. Rusya'da Amon dedigimiz özel bir likler yetistirilmistir.

Moskova'da bir toplantidayiz. Yer Glasnost Vakfi, Konusmaci Valeriko Konivka. Bu adam Beyin Kontrol Merkezi'nin basuzmani. Uzmanlik alani KGB'nintesiriyle
Amonlarin ölüm makinesi yapilmasi. Sonuç basarili. Orada su itirafta bulunuyor;
"Pismanlik duyuyorum ve açikliyorum ki bu beyni yikanmis insanlar(Amon
birliklerinden bahsediyor) bir daha top-luma kazandirilamaz, enkaz haline gelmis, ölümü bekleyen et yiginlaridir."Sovyetler Birligi yikildi da bunlar ortaya çikti. Artik
dünyanin diger ülkelerinde neler oldugunu okuyucularin takdirine birakiyorum.

Sinemanin, özellikle de Hollywood'un beyin kontrolünde rolü var mi? Bugün Hollywood özel olarak kurulmustur, çesitli istihbarat birimleri tarafindan özel olarak finanse edilmektedir. Zamani geldiginde belli filmler yaptirilarak dünya insanligi,sinemalarla,filmlerle, radyolarla, televizyonlarla uyutulmakta,
yönlendirilmektedir.Belli yerlere kanalize edilmektedir. Harry Potter, Matrix'ler ile neler yapildi? Yüzbinlerce film kitap, oyuncak sattirildi. Bir Matrix filmi haftalarca gündemi mesgul etti. Burada verilen mesajlar bellidir. Birileri bunlari yapmaktadir. Biz bunlari kinamaktan öte bir seyler yapmaliyiz.


DÜSÜNCELER SISTEMLI BIÇIMDE YÖNLENDIRILIYOR

Bu yöntemlerin çalisma mantigi nasil? Radyo dalgalari patolojik olarak beynin normal çalismasini bozar, etkiler,algilamalarda eksiklik olusturur. Bu bilimsel olarak da izah edilmistir.Bunlar manyetometre denilen aletlerle ölçülebiliyor artik. Radyo hipnotik dalgalarin parazitel etkileriyle beynin yönlendirilmesi, beyin
odaklanmasiyla hafizalarin ve duygularin etkilenmesi bugün manyetometrelerle
ölçülebilmektedir. Beyin nöronlari davranis gösterirler. Bu sayko akustik ve sayko nörotik dalgalar, beyinleri etkileyip, bulandirarak en azindan vazifelerini unutturuyor. 1996 yilinda Kafkaslardaki bir devletin Bakanlar Kurulu'na yönlendirilmis iki tane sayko akustik dalga boyu veren maki-neler bulunmustur. Ve o ülkenin Cumhurbaskani bir gün sonra bunu kamuoyuna açiklamistir.

Simdi yurtdisina giden üst düzey görevlilerimiz var. Bakiyorsunuz oraya vatan, millet, bayrak diye gidiyorlar ama, istisnalar hariç dönüste vatana,millete, bayraga ihanet ediyorlar. Sark insaninda bir hastalik var.Rahatsizlandi mi gidip ameliyatim Amerika'da yaptiriyor. Nörocerrahi denen bir yöntem var. Artik dünya ciplerle idare ediliyor. Milimetrenin kaç kati küçüklügünde bir cipi bedene yerlestirdiginizde o cip nöronlara tesir edebiliyor artik. Belki o insanlar hasta edilebiliyor ve ölebiliyorlar.
Bunlar vaki'adir ve uygulanmaktadir.Peki, beyinlerin yönlendirildigine, kontrol altinda tutulduguna dair müsahhas deliller var mi?

Son dönemde Fransa'da zihni yönlendirme ile ilgili bir yasa tasarisi kabul edildi. Yani devlet yillardir uyguluyor ama artik açiga çiktigindan yasalastiriyor. ABD'de ise dahili yikicilara karsi kullanilmasi için kanuni olarak telepatik yönlendirme yapma yasasini kanunlastiriyorlar. Bugün Filistin'de, Çeçenistan'da, Bosna Hersek'te, islam'in hükümlerine göre kardes hukukunda olan insanlar katledilirken, 90
Müslüman ülkenin hiçbirinden ses çikmamakta, hatta el altindandestek
verilmektedir. Siz bu insanlarin bu hale nasil getirildigim saniyorsunuz?
Bakiyorsunuz Irak,Iran'a saldiriyor. Dini hükümde iki Müslüman birbirine
saldirdiginda ikisinin de yeri cehennemdir. O zaman bizim bunlarin arkasinda bir sey aramamiz lazim.

Son 50 yilda ingiltere'nin Fransa'yla veya Amerika'nin ingiltere'yle savastigi
görülmüs mü? Bu kimlere yaptirilmaktadir? islam ülkelerine... Bilhassa direnç noktasi en yüksek olan Türk insani üzerinde oyunlar oynanmaktadir. Tek kale burasidir. Bu kale de yikilirsa dünyada asimile edilemeyecek baska bir millet kalmayacaktir. Onun için Türkiye ile ugrasilmaktadir.

AMAÇ, GIZLI DÜNYA DEVLETI KURMAK

Nihai hedefi nedir bu faaliyetlerin?
- Bizim Allah'imiz bir, Peygamberimiz bir, kiblemiz bir, örfümüz bir,adetimiz bir... Bu ülkede yasayan birisiyle bin tane bir nokta sayabiliriz.Ama bakiyoruz ki; Türklük adina 2 bin cemiyet, islamiyet adina 3 bin cemiyet, vakif, dernek kurulmus. Bu oyundur, yönlendirmedir, planli,nizamli ve intizamli bir tahriptir. Bu dernek, vakif ve kuruluslarin basindaki insanlar düsünmelidir. Dünyada ise gizli dünya devleti kurulmaya çalisiliyor. Hedef budur. "Project Freedom Netvvork" adli sitede bu
yayinlanmistir. Biz Amerika'yi yeniden kesfetmiyoruz. Zikredilen projenin bes ana maddesi vardir. Birincisi; merkezilestirilmis bir dünya yönetimi kurmak. Bugün için BM buna örnek gösterilebilir, ikincisi; tek dünya ordusu.NATO ordusu buna örnek gösterilebilir. Üçüncüsü; merkezilestirilmis para.

Tek banka tek para sistemi. Su anda da dünya buraya dogru gidiyorzaten.
Dördüncüsü; mik- roçip tasiyan insanlik. Dünya Saglik Örgütü ve diger kuruluslar saglik sebepleriyle insanlara mikroçip takilmasi gerektigini belirtiyorlar. Besincisi; elektronik pasaport, iste gizli dünya devletinin hedefinde bunlar vardir. Bunu yapanlar bizleri televizyon,bilgisayar, cep telefonlari, kredi kartlariyla kontrol altina
alinmistir.

ANLATILANLAR AYSBERGIN GÖRÜNEN YÜZÜ

Bu tür faaliyetlere karsi önlem alinmasi mümkün mü? insanlara hep olumsuzluk vermeyelim. Bunlar düzeltilebilir. Bugün patenti elimizde olan ve bilgisayarlardan, telefonlardan, televizyonlardan yansiyan zararli dalgalari, gidalardaki zararli maddeleri absorbiayan, etkisiz kilan cipler gelistirildi, kozmik tozlar üzerinde de çalismalar devam ediyor.Bizler yakinda maddi ve manevi destek bulabilirsek bir "Kozmik Center" açarak bunlari milletimizin istifadesine sunmayi düsünüyoruz. Bu anlattiklarimiz Aysbergin su üstünde görünen yüzü. Bu ise gönül vermis dernekler, vakiflar, sivil toplum kuruluslari varsa oturalim,beyin cimnastigi yapalim, insanlarimizi degisik yönlere yönlendirelim. Artik bir araya gelme zamanidir. Suni gündemlerle mesgul olmak da ayri bir beyin kontrolüdür. Dünya neler üretiyor ama Türk insani nelerle ugrastiriliyor.

Hala televolelerle, basörtüsü yasagi ile ugrastirilmakta, sunigündemler
olusturulmakta. Bu da bir propaganda aletidir. Maalesef bugünümüzünidarecileri, yöneticileri bunlara alet olmaktadir. Artik güç sahipleri bir araya gelmeli ve insanimiz adina müspet seyler yapmalidir. Çünkü dünyayi ellerinde tutan güç odaklari ülkemizle ilgili çok ciddi senaryolar hayata geçirmek için çalismaktadirlar. Neticede ülkemizde çok kritik kirilmalar beklenmektedir. Bu astrolojik ve metafizik boyutlardaki ilmi bilgilerle de dogrulanmaktadir.Renklerin etkilerinden de bahsettiniz. Bunlarin insan beyni üzerin-deki etkileri nelerdir?

Ses dalgalari gibi, renklerin de insan üzerinde etkileri vardir. Bizim bildigimiz renkler, kirmizi ile mor arasi renklerdir. Bedenimiz bir anten vazifesi gördügü için, disaridan gelen her türlü akima karsi duyarlidir.Renge, sese, kokuya... Giydiginiz elbiselerin. yattigimiz odanin rengi çok önemlidir. Kirmizi, cinsel uzuvlarin rengidir ve tahrik edicidir. Bunun için olsa gerek, dinimizde bazen yasak görülmüstür. Turuncu, pankreas gibi kalin bagirsak vs. rengidir. Midenin rengi saridir. Kalbin rengi yesil ve tonlaridir. Kalp ve verem hastalarim sanatoryuma yollarlar, çünkü orada agaçlik, yesillik vardir. Onlarin yaydigi elektromanyetik dalgalarla tedavi
olursunuz. Bogaz sakrasi vardir, bunun rengi mavinin tonlaridir.

Mesela; yazarlar daha çok deniz kenarlarinda mavi tonlar ve lacivert bir odada çalisirlar. Sari odada bugün sizin bir kitap yazmaniz mümkün degildir. Üçüncü göz sakrasi dedigimiz iki göz arasindaki yerin rengi laciverttir. Mesela; gökyüzüne
baktigimizda degisik dünyalara gidersiniz. Tepe noktaniz da mordur. Bunlarin hepsi bir renk tayfidir ve ilahidir.

CEP TELEFONU BEYNI ÖLDÜRÜYOR

Cep telefonlarinin zararli olup olmadigi konusunda çokça tartisma yapildi.Cep telefonlari gerçekten zararli mi? Bir insanin cep telefonuyla dört dakikalik konusmasinda -bunlarin hepsinin görüntüleri mevcuttur beynin sinir sistemi, yani lenfa dedigimiz noktalarinda bir derecelik isinma olur. Vücut alarm vermeye baslar.Bedenindiger uzuvlarindan enerji yüklenmesiyle takviye gönderilir. Vücut bu
bir derecelik isinmayi absorblamak isterken 18 kat enerji harciyor. Bu 18 kat
enerji de ortalama ömrü 60 yil olan bir insanin hayatindan 2 ay 10 günlük bir süreyi alip götürüyor.

Sayet vücut kendini yenilememis olsaydi, 10 saatlik bir konusmada insan ömrü sona erecekti. Ayni se-kilde, sigarada, içkide, hormonlu gidalarda da bu tahribatlar yapilmakta.Vücut kendini yeniliyorsa da, yine de beden kendinden harciyor. Siz buna göre arti enerji almaniz lazim ki, normal bir insan vasfini saglayasiniz. Arti bir enerji almazsaniz, saçiniz dökülür, cildinizde lekelenmeler, karacigerde arizalar basgösterir. Yani bir takim rahatsizliklar ortaya çikar.

IBADETLER VÜCUDA MÜSPET ENERJI TOPLUYOR

Davranislarin insan vücuduna etkileri konusunda da çalismalar yapildigindan
söz edildi. Ibadetlerin vücuda ne gibi yansimasi oluyor? Mesela; Rus bilim adamlari arastirmis, namaz kilanin aura dedigimiz enerjisinin çok saglamlastigini, parladigini ve kortizon degerlerinin arttigini görmüsler. Abdest alirken kolun yikandiginda kollarin damarlarinin açildigi görülmüs. Yüzünü yikadiginda çevremizden alinan olumsuz enerjilerin suyla temizlendigini görmüsler. Elinizi kaldirip enerji menbai olan güney cihetine dönüp "Döndüm kibleye" dediginizde bir anda kilitleniyorsunuz, yani sarteli açiyorsunuz.

Elinizi bagladiginizda etrafinizdaki bütün canlilar bu enerji kalkanindan bedeninize girmeye basliyor. Sonra, "Rahman v Rahim olan Allah'in adiyla" diye kapiyi açiyorsunuz, içeriye girdiginiz an açilan kapidan bütün müsbet enerjiler bedeninize geliyor, bedende bir isin-ma olusuyor. Minareler sivridir, enerji kabul eder, enerji birakir, insan bedeni de bir antendir. Kainattan, kozmozdan gelen müsbetleri kabul eder,ayni zamanda da düsüncelerimizle onu kozmoza ilahi menbaa, yani kompitür merkezine, Hablullah ipiyle gönderir.

Namazda egilirken de alin, burun, on tane sivri parmak, iki diz ve yine on ayak parmagim bir vakitte 35 kere yere vurdugumuz zaman topraktaki müsbetleri aliyoruz, bedendeki menfileri toprakliyoruz. "Esselamüaleyküm" deyip anahtari kapattigimizda da rahatliyoruz. Bunun için ibadet edenlerde fiziki ve ruhi mutluluk
mevcuttur.Mesela, 1140 tane nas ve sahih rivayeti ölçtük. incil'de, Tevrat'ta,
Zebur'da olanlarin Kur'an'da olanlarini ölçtük. Bir hadiste, "Sadaka belayi
defeder" de- niyor. Markette alisveris yaptiginizda para öderken kolun resmi
çekiliyor,hiçbir degisiklik yok.

Birisine sadaka verdiginizde ise, elinizdeki aort damarlarinin düzeldigi, prostatin iyilestigi, kalp damarinin açildigi görülüyor. ilim artik termoskopi veya kirlian fotografi ile dedigimiz aletlerle bunu görüntülüyor. Bedende manyetik rezonans, yani hücrelerin kasilip, gevsemesiyle bir enerji olusur. Filmdeki görüntü budur, insan hücresi kasilip gevser. Bu çalismada kinetik bir enerji olusturur. Bu
enerji ile biz hareket eder, güler, aglar, dinç kaliriz. Bu hücreleriniz blokeedilirse, sikintili, bitkin, yorgun insanlar olursunuz, iste insan hücresinin bloke edilmesi. daha önce söyledigimiz gibi dört yolla oluyor.

Gidalarla, telefon, radyo dalgalari, evimizde seyrettigimiz televizyonlar ve
bilgisiyarlarla, belli merkezlerden radyo dalgalariyla insan beynine yapilan tahribatlarla...Bunlar sadece radyo dalgalari ile olmuyor. Yazilan bir yazi,
görüntü-veya mesajlarla (mesela televizyondaki 25. karelerde beyne gönderilen
mesajlar gibi) Bunlarla insanin beyin hücreleri kapatilir ve rahatsizliklar hasil
olur. Dolayisiyla insanlarimiz bugünkü düsünemeyen, bir sey üretemeyen
hale getirilir ve taklitten öteye gidemez.

YASAM ENERJISI

" Insan " bir enerji alanina sahip olarak kainattaki enerji denizinin içindeki yaratilan diger muhataplariyla devamli etkilesim halinde Yaratici 'nin emri dogrultusunda kader çizgisinde planlandigi gibi rolünü oynamaya çalismaktadir. Enerji ; kendini madde olarak degil ama hareketle gösteren bir kuvvettir.Herkesin kabul edecegi gibi görünmese de gerçek olan bir kuvvet vardir.Bukuvvet
enerjidir.Kozmosdaki her sey enerjinin farkli bir boyutudur .

Dünyamiza dogrusal olmayan bir gözle baktigimizda, biz dahil çevremizdeki her seyin enerjiden olustugunu ve bu enerjinin tam bir bütün olusturmak için birbirine içten bagli oldugunu görürüz. Bizler birbirinden ayri varliklar degiliz, ayni bütünün parçalarini olustururuz. Varliklardan birine etki eden bir sey digerlerine de etki eder.

Enerjiyi yasamin, çevrenin, inancin ve düsüncenin enerjisi olarak çesitli
boyutlarda algilayabiliriz. Misal, sevgi bir enerjidir. " Enerji tikaniklari " bedendeki rahatsizliklarin sebebidir. Bedenin bir bölümündeki az yada fazla enerji, o bölgede rahatsizliga ve tüm bedende gerilime neden olur.

KORUYUCU KALKAN - AURA SISTEMI

Aura ; canlilarin etrafini saran enerji isinlari, bedenin koruyucu " enerji
katmanidir ". Aura vücutta enerji noktalari yani enerji merkezleri olan
sakralarla birlikte psisik bedeni yani fizik disi bedeni olusturur. Bu fizik
disi bedene "Astral Beden" denir. Yine günesli bir havada yesil agaçlara dogru bakarsaniz, agaçlarin çevresinde yesilimsi duman gibi bugu görürsünüz, mavi gökyüzünde enerjiküreciklerini gördüyseniz bunlarin yesil buguda kayboldugunu da görürsünüz.

Iste agacin Aurasi da; biz insanlar gibi yasamini devam ettirmesi için bu
enerji küreciklerini emer... Kozmik Bilim bu " enerji toplarinin" etkilerini de laboratuar ortaminda arastirmis, pek çok boyutuyla tespitlerini yapmistir.
1900 yilindan beri birçok arastirmaci Aurayi ve insan vücudu üzerindeki
etkilerini arastirmaya baslamislardir. Auranin tespiti ile birçok
hastaliklarda teshis edilmis, Dr. George De La Warr ve Dr. Ruth Brown,
enerjiyle uzaktan teshis ve tedavinin mümkün oldugu bir sistem
gelistirmislerdir.

Yine Semiyon, Velantino Kirlian Rus bilimcisi çift Kirlian fotografi ile
canlilardan yayilan enerjiyi ( Aura ) tespit etmistir.Bununla ugrasan uzmanlara "Ekstrasens" denir. Bu uzmanlar Aurayi görme yetenegine ve istidadina sahip olabilirler. Insan müspet enerjisini ve safligini arttirabilirse, Aura'yi görebilir.
Sagligi bozulma sürecine girmis insanlarda ise auranin bu parlakliginin
zayifladigi hatta kaybolmaya yüz tuttugu çok sayida bosluklar ve lekeler oldugu görülmüstür.

Meditasyon

Meditasyon, bütün temel sakralari açmak, harekete geçirmek ve uyanik olmak
amacini tasir. Meditasyonun beden ve beyin üzerinde rahatlatici etkilerinin
oldugu denenmis ve faydalari görülmüstür. Meditasyon yaparken birinci ve önemli öge "solunum" dur. Solunum esnasinda, havanin içeri ve disari akisi Uzakdogu felsefelerine göre, evrendeki pozitif ve negatif enerjilere baglidir.
Meditasyondan sonra sinir sistemi gerginlikten kurtulup, daha dengeli olur,
zor durumlarin üstesinden gelme yetenegi gelisir, beden ve beyinde enerji
artar, insanin bilinci berraklasir.

Meditasyonda psikofizyolojik degisikliklerde görülmektedir. Düzenli olarak meditasyon uygulayan kisinin, gereken uyku süresi kisalir,kolayca uyur, uykudan daha dinlenmis olarak kalkar. Meditasyondan sonra kaslarda da rahatlama gevseme insanda hafiflik ve canlilik hali görülür. Asirlar öncesinin " ibadeti " olarak da algilanabilen " Meditasyon " " Kozmik Bilinç "le yapildiginda " Yaratici " dan bir talep ve bu talebe ancak " O "'nun cevap verebilecegini ve " O "'nun huzurunda oldugunu düsünerek uygulanmasi halinde sizleri ötelere tasiyacaktir. Ve " O "'nunla yakinlasmaniza, rabita kurmaniza hatta konusmaniza yardimci olabilecektir...

SAKRA - ENERJI MERKEZLERI

Dünya'da ve Türkiye'de de pek çok kitaba konu olmus bu enerji merkezleri -
sakralar, vücudumuzun enerji kalkani - Aura ve bunlarin diger açilimlarini
Türk-Islam kültüründe ve dünyadaki emsallerinde bu gibi konular uzman
süzgecinden geçirilmezse okuyuculari inanç noktasinda " inançtan sapmalara "
yöneltebilmektedir.

Günümüzde bütün bu enerji merkezlerinin yerleri, yollari, bedenin en hassas noktalari hatta haritasi çikarilmis olan "beyin noktalari" , daha da ileri giderek "beyin nörönlarinin" davranislari bilinebilmektedir.Iste bugün bu özellikleri ile insanlari yönlendirme, etkileme hatta kontrol etme noktasinda çalismalar insanligimizin getirildigi ve maruz kaldigi tehlikeleri göstermektedir.

Sakralar, ayrica, çevreden kendi frekanslarina uygun titresimleri de alirlar. Enerji titresimlerinin tam araligi içinde, bir anten gibi davranarak bizi çevremizle dogayla ve evrenle baglanti haline sokarlar.Sakralar madde dünyasini asarak enerji titresimlerini ve bilgilerini alici vazifesi görürler. Sakra enerji merkezi demektir. Vücudumuzda yedi önemli birincil ve ikincil sakra vardir

* Birincil Sakralar ve vucüdumuza etkilerinden ufak misallar

* Kök Sakrasi iyi durumda oldugunda kisi hayati sever ve kendini iyi
hissederek ve cinsel içgüdüsünün arttigini hisseder. Aksine Kök Sakrasi
kapaliyken de üretkenligi azalir...

* Karin Sakrasi kapaliyken bagirsaklarimizdaki sikinti, dalaklanma, çabuk
yorulma, halsizlik ve zor geçen bir gün bizi devamli rahatsiz eder...

* Mide Sakrasi kapaliyken insanlarin giderek sismanladigi, karaciger ve
sindirim problemlerinin çogaldigini görürüz...

* Kalp Sakrasi, düzgün çalistigi zaman, insanda iyi bir sevgi alis-verisi olur...

* Bogaz Sakrasi kapaliysa tiroid (Guatr) problemi ve astim gibi rahatsizliklar yasanir...

* Üçüncü Göz Sakrasi iyi çalistiginda kisi zihni açik olarak düsünebilir ve basarili olur...

* Tepe Sakrasi yani Taç Sakrasi açik oldugunda insan, insan oldugunu ancak o zaman anlar...Aynen bunun gibi insanin bedeninde de küçük küçük insan bedenleri tespit edilmis, buralara da tesir edilerek insanlarin enerji boyutlari arttirilmaya çalisilmistir. Mesela, insan kulagi ana rahmindeki çocugun yatis seklini,yani insani; insanlarin ayak tabanlari, elleri, yüzleri, gözleri... de ayriayri bir insan ve boyutlarini isaret etmektedir.

Bütün bu bedenler de insan gibi özellikler gösterip tesir altinda kalip bedenin bütün hususiyetlerini tasimaktadir.

KORUNMA

Sakralarin neden, nasil ve niçin engellendiginin bulunabilmesinin pek çok
metodu vardir. Bunun Ektrasenslerce birinci adimi sakradaki olumsuzlugu
teshis etmek, tespit etmektir. Burada Sakralarin bu olumsuzluklarinin tespit
hakkinda size kisa birkaç pratik metodu göstermek isteriz. Siz de zamanla bu konuda kendinizi gelistirip bu denemeleri yapabilir ve sizi bloke eden yönlendiricilerden de korunabilirsiniz. (El, Bakis, Sarkaçli Saat, Saat, Metal Çubuk vs.)

BEYIN FIRTINASI

Dünya devletlerinin cihan hakimiyetine sahip olabilmeleri için bu devletlerin gizli teskilatlarindaki -CIA, FBI, Mossad, MI6, FSB, NSA,KGB...- arastirmaya yönelik örgütler ve Bilimler Akademilerine bagli olarak çalisan dünyanin pek çok yerinde ve bilhassa Kafkasya'da sahsimca da bizatihi bulundugum Kozmik ve Stratejik Arastirma Merkezleri ve "think tank" "beyin firtinalari" gibi kuruluslari mevcuttur.

Ne yazik ki bu ilimler Türkiye'de planli ve maksatli olarak anlatilmamis, bu
gibi bilimlerden ve arastirmalardan her ne sebepse insanlar ve üniversitelerimiz uzak tutulmuslardir. Insanin yaradilis gayesine göre ulvi ve manevi bir hayat yasamasini saglamak ve insanlari malayani, afaki bos seylerden kurtarip, ciddi, gözle görülemeyeni mana gözüyle görebilmesini saglamak gerekmektedir.

Dünya insanligi, bugün kendilerinin ürettigi olumsuz beyin dalgalari -menfi
düsünce-, yazili görüntülü medyadaki dalga boylari ve bunlarin beyinde
algilanan olumsuz dalgalari, bilgisayar ve telefon mesguliyetleri ve bedene
alinan suni hormonlu gidalarla beslenmesi sebebiyle bedenlerini tahrip
etmekte, menfi yüklenmekte ve elektro manyetik bombardiman altinda
kalmaktadirlar. Kozmik ölçülere göre dünyada teknik olarak, ölçülebilen en büyük enerjimerkezlerinden birincisi Arabistan'daki " Kabe Merkezli Haremeyn ", bir
ikincisi de " Kafkasya " bölgesidir. Buralardaki enerji yogunlugu yüksektir.

Kozmik bilimde her organin bir sesi vardir. Mesela, " HIH, HAH, HAY, HU "
kalbin sesidir. Kosup yoruldugumuz zaman, farkinda olmadan bu sesi
çikaririz, Yaratici bizi farkinda olmadan iyilestirmektedir. Her organimizin
da böyle bir iyilestirici sesi vardir. Camdan bir fanus, kristal prizma seklinde yapilir ve altina tras biçagini konursa ömür boyu kullanilabilir. Jilet hiçbir zaman küflenmeyecektir.Bakis bir enerji olup müspet olursa müspet, menfi bakilirsa inegin ölmesi,baktigimiz insanlarin kayip düsebilmesi, kirilmalar gibi hadiseler her an bizi magdur edebilir. Güzel gören güzel düsünür, güzel düsünen hayatindan lezzet alir, mutlu olur.

Ve daha bunun gibi konular...

KOZMIK BIOENERJI

Kozmosdan gelen ve orada daima mevcut olan bioenerji yeryüzünde bulunan
insan organizmasinin hücrelerine bitki tohumlarina yani çevremizde bulunan
bütün canlilara "moleküler" seviyede tesir eder. Bugünkü ilmin kabul ettigi gibi, hücrelerin ilk önce dis membranin seviyesinde iyonlarin geçirgenlik kabiliyetine tesir ederek, membran düzeyinde iç ve dis iyonlarin farkliligini olusturarak elektrik potansiyel farkini ortaya çikarip hücrenin elektrik geçirgenliginin degismesine sebepolur.

Bu ayni zamanda hücre içinde bulunan organoidler ve onlarda bulunan
polimerlerin poliyarligini degismekle bu polimerlerin kurulusunda
konformasyon yani degisiklik ortaya çikar. Hücre seviyesinde bu sualar radyo dalgalari biyolojik aktif hücrelerde fizyolojik aktif maddelerin ortaya çikmasina tesir eder, böylelikle fizyolojik aktif maddeler esasen birlestirici olan hücrelerde sentez olunur.

Böylelikle aktif maddeler kateholominler, prostoglendinler, kininler ve
digerlerinde ilk önce kan devrini ve maddelerin mübadelesini süratlendirir.
Iste bu reaksiyonlar pozitif yüklü dalgalarin tesiri ile hizlanir.
Böylelikle hücrelerde olan enerji jenerasyonuna yardim ederek hücre
dahilindeki proseslerini -proteinlerin parçalanmasina, sulu karbonlarin,
ATP'nin sentezine ve parçalanmasina sulu karbonlarin yaglarin enerji
kaynagina dönüsmesini- saglayarak enerji kaynagi gibi istifade olunmasini
süratlendirir. Biz bu yukaridaki izahlardan diyebiliriz ki, organizmalarin
ihtiyacina bagli olarak bu her iki (pozitif=müspet, negatif=menfi) enerji
çesidinden yararlanmak her zaman için mümkündür.


RENKLER

* Renkler hayatimizi ve insanin duygularini önemli derecede etkilerler.
Renkleri hayatimizda yerinde kullandigimiz taktirde hastaliklari tedavi
edici etkisinin oldugu ta eski çaglardan beri bilinmektedir.

* Renkler merkezi sinir sistemine pozitif enerji yayarak sinir sistemimizin
bu pozitif enerji ile beslenip vücuttaki sakralarimizi açarak enerjinin
vücudumuzda dolasmasini saglamakta bu da bize psikolojik olarak mutluluk
vermekte böylelikle de hayatimizi düzene sokmus olmaktayiz.

* Renklerin insan hayatindaki bu olumlu yada olumsuz etkilerini birçok bilim
adami arastirmistir. Arastirmalar neticesinde renklerin kisilik üzerinde
etkisi oldugu tespit edilmistir.

* Renklerin bugünkü izahinda; insan gözü sifirla sonsuz arasindaki renk
skalasindan ancak kirmizi ve mor arasindaki renkleri görür.
* Kozmik Bilim kirmizi ve mor ötesi renkleri de algilamamiza yardimci
olmaktadir.

Her sakranin kendine özgü rengi vardir. Sakra bahsinde geçen yedi renkten
her biri yani baglantili bulunduklari sakra bölgesindeki organlarin hastaliklarinin tedavisinde yillardir Samanizmden baslayarak Hint, Çin,Misir, Yunan ve Islam medeniyetlerince de kullanilmistir.Uygulama olarak hastalar renkli odalara renkli taslardan da istifade edilerek yerlestirilir, ilgili mütehassis tarafindan renklerin bedene tesiri çesitli metotlarla saglanirdi.Osmanli döneminde de bu maksatlarla Edirne'de Selimiye Sifa hanesinde hastalarin renkli odalarda müzik ve su ile birlikte tedavi edildigi bilinmektedir.

UYGULAMALAR

Yirmirinci asrin yeni bir "Know-How" teknolojisi olan "kozmik bioenerji" ile
bugüne kadar yapilan arastirmalar ve uygulamalar neticesinde asagidaki
neticeler alinmistir.

* Saglik sahasinda Azerbaycan Bakü sehrinde Topçubasi adina Deneysel CerrahiArastirmalari Enstitüsünde 107 hasta ve Istanbul'da özel bir hastanede 215 hasta üzerinde denemeler yapilmis hepsinde müspet dinamik elde edilmis menfi dinamik kaydedilmemistir. Bu hastaliklar içinde asrimizda tedavisi mümkün
olmayan hastaliklarin tedavisi basta gelmektedir. Her geçen gün tedavisinde
netice alinamayan hastaliklari da basarili neticeler alinmis ve yayinlanmistir.

Bugüne kadar dünyada yapilan bütün çalismalara ragmen havadaki yani " 1
hektar toprak üzerinde bulunan 80 ton Azottan direkt olarak faydalanmak
mümkün olamamistir." Kozmik merkezde "Know-How" teknolojisi ile 5 yildan
beri süregelen çalismalar ve arastirmalar neticesinde atmosferdeki bu azotu
direkt olarak topraga alma basarisi elde edilmistir.

Iste bu kozmik bioenerji tarim sahasinda genis uygulama sahasi bulmus,
topraga "Know-How" iyonlasma neticesinde ultra ses dalgalari meydana
getirilerek topraktaki canlilarin inkisafini saglamis ve insan sagligina
zarar veren ve bugünkü asrimizda toprak yapisinda çokça bulunan "Toksit" maddeleri parçalayarak "Yüksek enerjili" canli bilesimlerin olusmasini saglamistir. Sonuç olarak kozmik bio gübreleme neticesinde

* Erken üretim ve hasat iki hafta evvel üretimde %25, %30 artis

* Topraga verilen suni gübreden %70 tasarruf

* Topraktaki toksik maddelerden arindirilma

* Yetisen meyve, sebze ve diger bitkilerin toksin maddelerden arindirilip ekolojik temiz bio gidalar elde edilmesi mümkündür.

* Içme sulari ve diger sular aktiflestirilerek atik zararli maddelerden arindirilip faydali hale getirilebilecegi bu sularla sulanan bitkilerin çabuk büyümesi kalorilerinin iki kata çiktigi bu sulari içen hayvanlarin kisa zamanda semizlestigi süt hayvanlarinin sütünün iki kata kadar arttigi yavrulamalarin kolay, dogan yavrularin enerjili ve farkli yapiya sahip oldugu tespit edilmistir.

* Insaat sanayi sahasinda ve konutlarin yapilis sekilleri, yönü ve odalarin
dizayni ile ayni zamanda konutlarin renklerinin düzenlenmesi teknolojisi ile
insan üzerinde de müspet tesirler elde edilmekte ayrica çevrede uygulanankozmik yapilanma ile emek gücünün azaltildigi, sanayi üretiminin %25'lere kadar arttigi tespit edilmistir.

(AHMET MARANKi)

Selam Sevgi ve Dua Ile :)

selamun aleyküm.
öncelikle böyle güzel çalismalarinizdan dolayi sizleri tebrik ve tesekkür etmek isterim .Allah razi olsun....

Yazilarinizi yeni gördüm ve büyük bir zevkle okudum. Sizleri takdir etmek istiyorum. Böyle önemli bir konuyu bizlerle paylastiGiniz için...

Çalismalarinizin devamini merakla bekliyoruz...

selamun aleyküm....

aramiza hosgeldiniz sed191 kardes

Ahmet marankinin "Kozmik Bilim ve Bilinçte Yasam Enerjisi " kitabini okumustum bu konulara ilgi duyanlara öneririm

selamun aleyküm.

Allah razi olsun dostum. Bu konu olaGanüstü ilgimi çekiyor. Ahmet beyin baska yazilari varmi web de bildiGiniz...

selamun aleyküm..

EMiRULLAH bolumunde gecen kozmik konusuda buray tasiyip sizlerle paylasmak istedim.


2-Kozmik Alem'in isleyis Yasalari: Emrullah

Her seyi belli bir ölçü ile yaratan Allah, varlik sahnesine çikardiklarinin isleyis yasalarini da belirlemistir. Yasali isleyis "hiçbir seyin tesadüflere bagli olmadigi" hakikatinin zorunlu bir sonucudur. Tesadüfle kader/tayin edilmis belli ölçüler bir biri ile tenakuz eden iki kavramdir. Bu baglamda Evren'deki her sey gibi kozmik alem de ilahi takdirlerle yönetilmekte, belli yasalara göre hayatini devam ettirmekte veya ölüme gark olmaktadir.Yedi kat sema ile yer arasinda gerçeklesen olaylar kendiliginden degil Allah'in emri ile gerçeklesmekte ve varligin sürdürmektedir: 65/12

Kozmik düzenin Emrullah ile kuruldugunu ve Emrullah ile hareket etmeye devam ettigini bir çok ayetin sarih beyanlarindan okumaktayiz. Göklerin ve yerin su an devam eden düzenleri Emrullah ile saglanmaktadir. Hareket etmeleri de sapasaglam durmalari da Birincil ilahi Emrler'ledir, siniri asip geçme haklari yoktur.30/25.

Batmakta olan ve yükselen yildizlar, yörüngelerinde istikrarli bir sekilde hareket eden gezegenler, bir birini geçmeden –takdir edilmedigi sürece- bir birine çarpmadan uzayda hizlarina ragmen sakin sakin yüzen gök cisimlerine isi Emrullah ile ögretilmektedir. Göklerde hareket eden tüm cisimler kendileri için konulmus ilahi yasalara boyun egerler.79/5.

Selam Sevgi ve Dua ile :)


Serbest Kürsü

MollaCami.Com