Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
1979'DAN 2006'YA GERCEKLESEN KiYAMET ALAMETLERi
[navy]1979'DAN 2006'YA GERCEKLESEN KiYAMET ALAMETLERi
KiYAMET vakti, dünya hayatinin son günü olmakla birlikte ahiretteki sonsuz hayatin da baslangici olacaktir. Kiyamet günü yasanacak birbirinden dehsetli olaylarla Allahin yüce kudreti insanlarin tümü tarafindan idrak edilecektir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), kiyametten önce gerçeklesecek olan alametleri bundan 1400 yil öncesinde hadis-i seriflerinde detayli olarak tarif etmistir. Buna göre; savaslar, anarsi, fakirlik, cinsel dejenerasyon artacak; dogal afetler siklasacak; insanlar güzel ahlaktan uzaklasacak; sahte peygamberler ortaya çikacaktir. Tüm bunlarin ardindan, Allah Hz. Mehdiyi vesile kilarak islam ahlakini bütün dünyaya hakim edecektir.
Peygamberimiz (sav)in hadislerinde yer alan bu bilgilerin gerçekligini bize gösteren en önemli delil, bu olaylarin vakti geldiginde tam tarif edildigi sekilde ve birbiri ardina gerçeklesmis olmasidir. Hadislerde bildirilen çok sayida alamet, 1979dan 2006ya kadar yasanan -dünya tarihine oranla- kisa bir zaman dilimi içinde\"birbiri ardinca" gerçeklesmistir.
Bu isaretleri anlamak için yapmamiz gereken, kiyamet günü ve alametleri ile ilgili Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in on dört asir öncesinden bildirdigi hadisler üzerinde dikkatle düsünmektir. Rabbimiz bir ayetinde "Ve de ki: Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecektir, siz de onlari bilip taniyacaksiniz..." (Neml Suresi, 93) seklinde vaat etmektedir.
Ancak öncelikle belirtmek gerekir ki, herseyin en dogrusunu Allah bilir. Her konuda oldugu gibi kiyamet hakkinda da O\'nun bize ögrettiginden baska hiçbir bilgimiz yoktur. Kesin olarak gerçeklesecek olan kiyametin vaktini sadece Allah bilmektedir:
De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kiyamet ve azab) yakin mi, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymustur " O, gaybi bilendir. Kendi gaybini (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açik tutmaz (ona muttali kilmaz.) (Cin Suresi, 25-26)
Afganistanin Rusya tarafindan isgali (1979)
Talikan'a (Afganistan\'a) yazik oldu. Süphesiz Allah Teala\'nin orada altin ve gümüs olmayan hazineleri vardir. Orada Allah'i hakkiyla bilen insanlar vardir. Onlar ahir zaman Mehdi'sinin yardimcilaridir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
Hadiste Afganistan'in ahir zamanda isgal edilecegine isaret vardir. Gerçekten de Ruslarin Afganistan'i isgali olan 1979 yili Hicri 1400 yilina, diger bir ifadeyle Hicri 14. yüzyilin baslangicina denk gelmektedir. Ayrica bu rivayette Afganistan'in maddi zenginliklerine dikkat çekilmektedir. Bugün Afganistan'da çesitli sebeplerle isletilmeye açilmamis büyük petrol yataklari, demir havzalari ve kömür madenleri tespit edilmistir.
Dördüncü Sulh (Arap-israil Barisi) (1979)
Sizinle insanlar (bir nüshada Rumlar deniyor) arasinda dört sulh olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasitasi ile olur ve bu yedi sene devam eder..." (Kiyamet Alametleri, Osman Catakli, 299/8)
Hadiste Hz. isa ile birlikte yeryüzünde bulunacak olan Hz. Mehdi\'nin alametlerinden biri haber verilmistir. Bu alamete göre Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasinda 4. kez bir baris anlasmasi yapilacak, bu anlasma 7 yil sürecektir. islam aleminden birçok kimsenin kanaati, hadiste geçen "4. Sulh"un, 1979'da ABD-israil ve Misir arasinda Amerika'da Camp David'de yapilan anlasma oldugudur. (En dogrusunu Allah bilir.)
Kabede Kan Akitilmasi (1979)
Onun çikacagi yil, insanlar hacca, baslarinda bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Serif'i tavaf edecekler, sonra Mina\ya indiklerinde birbirine saldiracak, hacilar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kiyamet Alametleri, s. 168-169)
insanlar baslarinda bir imam bulunmaksizin hac ederler. Mina'ya indiklerinde büyük savaslar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)
Hadislerde "onun çikacagi yil" cümlesi kullanilarak, Mehdi'nin çikis tarihinde Hac sirasinda meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yilinda, Hac sirasinda gerçeklesen Kabe baskininda aynen böyle bir katliam yasanmistir. Cok ilginçtir ki bu kanli Kabe baskini da ahir zamanin baslangicinin ve Mehdi\'nin çikisinin diger alametlerinin gerçeklestigi dönemin tam basinda yani Hicri 1400 yilinin ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasim 1979) tarihinde meydana gelmistir.
Yine hadis-i serifte kanlarin akacagindan bahsedilerek öldürme olayina dikkat çekilmistir. Baskin sirasinda Suudi askerleri ile saldirgan militanlar arasinda meydana gelen çarpismada 30 kisinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kismini da dogrulamistir.
iran-irak Savasi (1980)
Sevval ayinda ayaklanma Zilkade'de harb konusmalari, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. (Kiyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Hadiste belirtilen Sevval, Zilkade ve Zilhicce aylari iran-irak savasinin gelisim asamalariyla ayni tarihlere denk gelmektedir: iran sahi'na karsi olan ilk ayaklanma, bilindigi gibi, hadiste belirtilen 5 sevval 1398 (8 Eylül 1976)\'de olmustur. Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayinda iran-irak arasindaki savas tam anlamiyla baslamistir.
Depremlerin Cogalmasi
Su hadiseler meydana gelmedikçe kiyamet kopmayacaktir depremler çogalacak (Ramuz-El Ehadis, 476/11)
Kiyametten önce iki büyük hadise vardir ve sonra da zelzeleli yillar. (Ramuz-El Ehadis, 187/2)
Son birkaç yil içinde meydana gelen büyük ve sürekli depremler, dünya kamuoyunun gündeminde devamli olarak ilk siralarda yer almaktadir. Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi verilerine bakilirsa 1999 yilinda, yeryüzünde 20.832 deprem meydana gelmistir. Bu depremlerde yaklasik olarak 22.000 insan hayatini kaybetmistir. (Afganistan ve Endonezya depremlerinde ölen yaklasik 500 bin kisi bu istatistiklere dahil edilmemistir)
Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi tarafindan yapilan ölçümlere göre;
1556 yili ile 1975 yili arasindaki 400 yillik dönemde meydana gelen deprem sayisi: 110 iken (5.0\dan büyük)
1980 yili ile 2003 yili arasindaki 23 yillik dönemde meydana gelen deprem sayisi 1685 olmustur. (6.5'dan büyük) Bir baska deyisle, 400 yilda kayitlara geçen deprem sayisi 110 iken,
Hz. Mehdi\'nin çikis alametlerine isaret eden 23 yillik dönemde 1685 deprem yasanmistir. (US Geological Survey National Earthquake information Center, Earthquake Facts and Statistics, 2000
http://wwwneic.cr.usgs.gov/neis/eqlists/eqstats.html http://wwwneic.cr.usgs.gov/neis/bulletin/1999_stats.html)
Misir Meliginin Öldürülmesi (1981)
Ondan önce Sam ve Misir melikleri öldürülecektir... (El-Kavlu\l Muhtasar Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Misir'in yakin tarihi incelendiginde hadiste de belirtildigi gibi, bir "meligi\" öldürüldügü görülmektedir: 1970 yilinda Misir\in basina geçen ve 11 yil iktidarda kalan Enver Sedat.Enver Sedat 1981 yilinda bir resmi geçit sirasinda muhalifleri tarafindan düzenlenen bir suikast sonucunda hayatini yitirmistir.
Ramazan Ayinda Günes ve Ay Tutulmalari (1981-1982)
Mehdi için 2 alamet vardir ki... Bunun birincisi, Ramazan'in birinci gecesi Ay'in; ikincisi de, Ramazan'in ortasinda Günes'in tutulmasidir.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)... Günes\'in oruç ayinin ortasinda, Ay\in ise sonunda tutulmasi...(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
Ramazan'da iki defa tutulma olacaktir...(El-Kavlu\'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49-53)
Hadislerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan Ayi'nin ortasinda hem Günes tutulmasinin, hem de bir ay içinde "Ay"in ve "Günes"in iki kere tutulmasinin gerçekte çok düsük bir ihtimal oldugudur. Bu, belli döneme denk gelmesi olasiligi açisindan normal sartlarda gerçeklesmeyecek bir durumdur.
Eger bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasinda çesitli farkliliklar oldugu göze çarpar. Böyle bir durumda yapilacak en dogru sey, ayni olaya bakan farkli rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktir. Buna göre, hadis rivayetlerinin toplamindan çikan ortak sonuçlar sunlardir:
1. Ramazan ayinda Ay ve Günes tutulmalari olacaktir.
2. Bu tutulmalar ortalama 14-15 gün arayla olacaktir.
3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktir.Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yilinda (Hicri-1401'de) Ramazan Ayi'nin 15. günü Ay, 29. günü de Günes tutulmustur.
Yine "ikinci olarak", 1982 yilinda (Hicri-1402'de) Ramazan Ayinin 14. günü Ay, 28. günü de Günes tutulmustur.
Ayrica bu hadisede "Ay"in Ramazan'in tam ortasinda DOLUNAY halinde tutulmasi ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlidir.
Bu olaylarin Hz. Mehd'nin diger çikis alametleriyle ayni dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyil baslarinda, üst üste iki yil (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanmasi rivayetlerin isaretinin bu olaylar olabilecegini kuvvetlendirmektedir.
Sam Meliginin Öldürülmesi (1982)
Ondan önce Sam ve Misir melikleri öldürülecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Sam kelimesi, yalnizca Suriye'deki Sam sehri için kullanilmaz.am, Arapçada kelime anlami olarak "sol" anlamina gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine sehirlerinin bulundugu bölge) sol tarafinda kalan ülkeleri ifade eder. Sam bölgesi yöneticilerinden de suikaste ugrayan çok sayida kisi olmustur.
Kuyruklu Yildizin Dogmasi (1986)
Mehdi'nin çikisindan evvel, (her tarafi) aydinlatan kuyruklu bir yildiz dogacaktir. (Kiyamet Alametleri, s. 200) O gelmeden önce, dogudan isik veren bir kuyruklu yildiz görünecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
O yildizin dogmasi, Günes ve Ay tutulmasindan sonra olacaktir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildigi gibi:
1986 yilinda (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyil baslarinda "Halley" kuyruklu yildizi Dünyamizin yakinindan geçmistir. Bu kuyruklu yildiz parlak, isikli bir yildizdir.
Hareket yönü dogudan batiya dogrudur.
1981 ve 1982 (1401-1402) yillarinda meydana gelen Ay ve Günes tutulmalari olayindan sonra ortaya çikmistir.Bu yildizin dogusunun da diger alametler ile ayni zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yildizinin hadiste isaret edilen yildiz oldugunu dogrular niteliktedir.
Tozlu Dumanli Bir Fitne (2001)
Tozlu dumanli, karanlik bir fitne görülecek, bunu digerleri takip edecek... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
Bu hadiste ise, Hz. Mehdi'nin çikisindan önce, tozlu ve dumanli, karanlik bir fitnenin görüleceginden söz edilmektedir. Fitne, \"insanin akil ve kalbini dogrudan dogruya hak ve hakikatten saptiracak sey, savas, azdirma, karisiklik, ihtilaf, kavga\" gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Hadiste bu fitnenin ardinda toz ve duman birakacagi belirtilir. Ayrica bu fitnenin "karanlik" olarak nitelendirilmesi, nereden geldigi belli olmayan, umulmadik bir olay olduguna isaret kabul edilebilir.
Bu açilardan bakildiginda söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birlesik Devletleri\'nin New York ve Washington sehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayi olarak nitelendirilen saldiriya isaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarinda ve gazetelerde de sahit olundugu gibi, bu iki büyük terör olayinin ardindan büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarip kusatmistir.
Patlamalar sonucunda çöken binalar ise, daha büyük bir toz bulutunun olusmasina neden olmus, hatta çevredeki insanlarin üzerleri tamamen bu tozla kaplanmistir. Bu olay, hadiste haber verilen ve Hz. Mehdi\'nin çikisinin bir alameti olarak bildirilen "tozlu dumanli, karanlik fitne" olabilir. (En dogrusunu Allah bilir.)
Bagdatin Alevlerle Yokedilmesi ( 2003)
Ahir zamanda Bagdat alevlerle yok edilir... (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177)
2003 irak Savasi'nda, savasin ilk gününden itibaren Bagdat, en yogun bombardimana tutulan sehirlerden biri olmustur. Agir bombardiman, geceleri Bagdat'in tipki hadiste haber verildigi gibi alev alev yanmasina neden olmustur. Bagda\'in gazete ve televizyon haberlerine yansiyan görüntüleri, yukaridaki hadiste dikkat çekilen "alevlerle yok edilir"" açiklamasi ile tam olarak mutabiktir. Bu da ahir zamanda bulundugumuzu gösteren açik alametlerden biridir.
irak Halki Üç Firkaya Bölünür (2003)
irak halki üç firkaya ayrilir. Bir kismi çapulculara katilir. Bir kismi ailelerini geride birakip kaçarlar. Bir kismi savasir ve öldürülürler. Siz bunlari gördügünüz vakit kiyamete hazirlanin. (Fera idu Fevaidi\'l Fikr Fi'l imam El-Mehdi El-Muntazar)
Ahir zaman alametlerinden biri de irak halkinin üçe ayrilmasidir. Hadiste haber verildigine göre, halkin bir grubu "çapulculara" katilacaktir. Savas sonrasinda otorite boslugu nedeniyle irak'ta büyük yagmalama olaylari yasanmistir. Gerçekten de halkin bir kismi, hirsizlik, gasp, yagmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuslardir.
Hadiste bir kisim halkin ise, bulunduklari yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride biraktiklari ailelerini dahi düsünemez konumda olacaklari haber verilmistir. Gazetelerde bu yönde yer alan haberler dikkat çekicidir.
Hadiste halkin bir kisminin ise, savasa katilacagi ve öldürülecegi bildirilmektedir. irak Savasi sirasinda da, bir kisim insanlar çesitli bölgelerde yasanan çatismalara katilmis ve hayatlarini kaybetmislerdir.
Ayrica hadisin ilk bölümünde dikkat çekilen, "irak'in üçe ayrilmasi" konusu fiziki anlamda da gerçeklesmistir. Körfez Savasi sonrasinda, irak cografi olarak üç bölgeye ayrilmistir. 32. ve 36. paralelin arasi, 32. paralelin güneyi ve 36. paralelin kuzeyi olarak belirlenen bu üç bölgenin olusturulmasi, hadisin isaret ettigi gelismelerden biri olabilir. (En dogrusunu Allah bilir.)
irak ve Sama Ambargo (2003)
Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)'in yaninda idik, söyle dedi: "Öyle bir zaman yaklasiyor ki, irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir agirlik ölçüsüdür) sevk olunmayaca". Dedik ki: "Bu kimden dolayi olur" Dedi ki: "Acemler ('Arap olmayanlar) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Sam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayi olur" dedik. "Rumlar'dan dolayi" dedi. (Et-Tac, Ali N
[navy]Selamun Aleykum,
Sevgili Peygamber efendimiz (s.a.v) Buyuklugunun en buyuk ozelliklerini izliyoruz!...
O gunden bu gunu gormenin anlamini anlatini anlayana ne mutlu!...[/navy]
Selam Sevgi ve Dua ile :)
Hz. Mehdi Hicri 1400'de Gelecektir.
Bediüzzaman, farkli tarihlerde yaptiGi açiklamalarin hepsinde, Mehdi ve talebelerinin gelis zamani olarak hicri 14. yüzyilin baslarina isaret etmistir. Bir sözünde, Mehdi'nin asr-i saadet döneminden 1400 sene sonra çikacaGini söyle belirtmektedir:
"istikbal-i dünyeviyede 1400 sene sonra gelecek bir hakikati asirlarinda karib (yakin) zannetmisler." (Sözler, 318)
Üstad'in ifadesinde belirttiGi, "sahabe döneminden 1400 sene sonrasi" hicri 14. asrin baslarina, yani miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.
"Fatiha'da doGru yolda olanlar ashabinin taife-i kübrasini tarif eden fikrasi, seddesiz bin bes yüz alti veya yedi ederek tam tamina fikrasinin makamina tevafuku ve manasina tetabuku ve sedde sayilsa fikrasina üç manidar farkla tam muvafakati ve manen mutabakati bu hadisin imasini te'yid edip remz derecesine çikartiyor." (Kastamonu Lahikasi, 23)
Suyuti ümmetin icabet ömrünün hicri 1500 senesini geçmeyeceGini bildiriyor. Bediüzzaman Hazretleri de, ümmetin galibane mücadelesinin 1500-1506 yillarinda biteceGini; bundan sonra zayiflamalarin baslayip kiyametin bekleneceGini belirtiyor. Ümmetin galibane ömrü 1500-1506 yillarinda bitecekse, o zaman 1400-1500 yillari arasinda Mehdi ve isa (AS)'nin gelmesi, ayrica Mehdi'nin de 1400 yili baslarinda göreve baslamasi gerekmektedir.
Bediüzzaman hicri 1327'de sam'da Emevi Camii'nde on bin kisiye verdiGi hutbesinde, hicri 1371'den sonraki islam aleminin geleceGine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çesitli tarihler vererek, beklenen Mehdi'nin mücadele zamanlarina dikkat çekmektedir.
Bediüzzaman, Mehdi'nin göreve baslamasi ve inkarci zihniyeti fikren maGlup etmesi ile ilgili olarak su tarihleri bildirmektedir:
"Ta 1371 senesinden sonraki alem-i islam'in mukadderatina nazar eden Hutbe-i samiye'deki hakikatler... Evet simdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet ve medeniyetin mehasini o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatini verip o dokuz manileri maGlup edip daGitmak için taharri-i hakikat meyelanini ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi o dokuz düsman taifesinin cephesine göndermis, insallah yarim asir sonra onlari darmadaGin edecek." (Hutbe-i samiye, 25)
sam'da yaptiGi bu konusmada, hicri 1371 senesinden sonra yasanacak gelismelere dikkat çekerek, Bediüzzaman Mehdi'nin göreve baslamasinin bu tarihten 30-40 yil sonra olacaGini bildirmistir. Bu tarih ise hicri 1401-1411, miladi olarak da 1980-1990 yillari arasidir.
Yine ayni konusmanin devaminda Üstad, Mehdi'nin inkarci fikir sistemini fen, ilim ve medeniyetin imkanlari sayesinde fikren susturacaGini haber vermistir. Bu fikri üstünlüGün tarihi olarak da 1371 tarihinden yarim asir sonrasini bildirmistir. Bu da hicri 1421, yani miladi 2001 senesi demektir.
"Evet simdi (1371) olmasa da otuz-kirk (30-40) sene sonra...
Fen: Müspet ilimler, biyoloji, fizik, kimya vs.
Hakiki marifet: Hüner, sanat , ilim ve fenlerle öGrenilen bilgi.
Medeniyetin mehasini: Medeniyetin iyiliklerini
O üç kuvvetle donatip gerekli ihtiyacini karsilayip o dokuz engelleri yenip daGitmak için,
Taharri-i hakikat meyelani: Hakikati arastirma meyli
Muhabbet-i insaniyeyi: insan sevgisini.
O dokuz düsman sinifinin cephesine göndermis, insallah yarim asir sonra (50 sene) onlari darmadaGin eder."
1371 + 50 = 1421 (Miladi 2001)
Bediüzzaman hicri 1400 yili baslarinda Mehdi'nin inkarci felsefe ile mücadeleye baslamasi zamanina, 1401-1411 = 1981-1991 yillari arasi fen, hüner, sanat ve medeniyetin iyiliklerini birlestirip bunlarla mücadelesine ve fikren darmadaGin edeceGi tarih olarak da 1421 = 2001'e dikkat çekiyor.
"Yetmis birde fecr-i sadik basladi veya baslayacak. EGer bu, fecr-i kazib de olsa, otuz-kirk sene sonra fecr-i sadik çikacak." (Hutbe-i samiye, 23)
Fecir: Tan yerinin aGarmasi, günes doGmadan önceki kizillik, sabah vakti
Fecr-i Kazib: Sabaha karsi ufukta yayilmaya baslayan birinci kizillik.
Fecr-i Sadik: Fecr-i Kazib'den sonra yayilmaya baslayan ikinci aydinlanma
1371 + 30 = 1401 = 1981
1371 + 40 = 1411 = 1991
Bediüzzaman islam'in dünyaya tekrar hakim olmasini günesin doGusuna benzetiyor. Günesin battiktan sonra ertesi gün yeniden doGmasi gibi, islam'in da dünya üzerinde tekrar doGup parlayacaGina bu benzetmeyle isaret ediyor. Fecr-i Kazib ve Fecr-i Sadik ifadeleriyle bu doGusun baslangiç yillarina dikkat çekilmistir.
Buna göre Hakkin karsisindaki batili temsil eden düsünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin daGitilmaya baslamasi 1981-1991 yillari, fikren tam anlamiyla susturulup daGitilmasinin ise 2001 yilinda olacaGina isaret etmistir.
Risale-i Nur Külliyat'inda, Mehdi'nin mücadele ve hakimiyet devreleri ile ilgili verilen ebcedler:
"AGizlariyla Allah'in nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan baskasini istemiyor." 9/32 ayetindeki "...Allah, kendi nurunu tamamlamaktan baskasini istemiyor." cümlesi hakkinda Bediüzzaman söyle demektedir:
"simdi hatira geldi ki, eGer seddeli "lamlar" ve "mimler" ikiser sayilsa bundan bir asir sonra zulümati daGitacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi'nin sakirtleri olabilir." (sualar / 605)
Bu ayetin ebced deGeri ise "1424-Miladi: 2004" tür. Mehdi önderliGinde islam'in hakimiyeti devrelerine isaret etmektedir.
"...inkar edenlerin velileri ise taGut'tur..." 2/257 ayetindeki "taGut" (batil fikir sistemi) kelimesinin kendi içinde çöküs tarihini de Bediüzzaman (ebced deGerini) 1417 (miladi 1997) olarak vermektedir.