Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
AGLATAN KITAP Duzceli Mehmet...
Duzceli Mehmet...
Bir haftada iki baski yapan ender kitap vardir. Yazar Saban Dogen'in "Deprem Cicekleri" ismiyle yazdigi kitap, bu basariyi elde etti. Deprem bolgelerini karis karis gezerek, olaylari bizzat sahitlerinden dinleyen ve fotograflarla belgeleyen yazar, o akici, duygulu ve icli uslubuyla, okuyanlari uzun yillar etkileyecek bir kitap
hazirlamis. Depremin manevi yuzunu, inayetleri, ikramlari, celbi isindeki cemal tecellilerini, kerametleri, sehitlerin olaganustu hallerini cok guzel islemis.Evimizde cocuklarla aglayarak okuduk. Kitabin sehitlerle ilgili bolumunde anlatilan Duzceli Mehmed'in olayi ise cok etkileyici.
Duzce depreminde sehit olan Mehmet, siradisi bir genctir. Cok acik sozlu, cok atilgan ve cok pervasizdir. Cok zeki, ancak calismayan, daginik, ilgisiz ve amacsiz bir hayatin icindekaybolmus bir universitelidir. Bu gencin universitede iken hocasi
olan "Kendini Arayan Adam" kitabinin yazari Halit Ertugrul, Duzceli Mehmed'e imani ve din hayati anlatmak icin tam 8 ay ugrasir.
Uzun bir arastirma, sohbet ve okuma sonrasinda hocasiyla gorusen Duzceli Mehmed, "Hocam" der titrek ve aglamakli bir ses tonuyla."Bugun namaza basladim, saatlerce agladim. Beni bir kuvvet kendine cekti, icimdeki elemi, kederi ve sikintiyi sanki aglaya aglaya doktum." Bu yurek paralayan olayin devamini Halit Ertugrul'dan dinleyelim:
Hem konusuyor, hem de o bulutlu gözlerden yaslar bosaniyordu. Benim de icim yerinden oynadi. Aglamamak için kendimi zor kontrol ediyordum. Soyle devam etti:
"Hocam bu namaz, ne tatli, ne kadar ulu, ne kadar haz veren bir ibadettir. Allah ile karsi karsiya olmak, Ona istekleri bizzat takdim etmek, halini arzetmek, yalvarmak, af dilemek insani ne kadar rahatlatiyor ve huzura kavusturuyor. Artik Allah'a soz verdim.Bundan sonra ona iyi bir kul olacagim. Ama benim o kadar gunahlarim
var ki, acaba Allah bunlari affeder mi?" Son cumleyi zor tamamlamisti. Nasil agliyordu, hickira hickira... Dayanmak mumkun muydu?
Ele, avuca sigmaz, kontrolsuz ve darmadagin bir delikanlinin, masum bir cocuk gibi oturup aglayisi, icimi yakmisti. Gozyaslarimi gostermemek icin kendimi siktikca sikiyordum. Sen ne buyuksun Allah'im? Sen hidayet nasip edince, kimler onunde diz cokmuyor ki? Kimler secdeye kapanip af dilemiyor ki? Bunlarin sayisini arttir... Karsimda hickiriklara bogulan Mehmet'i teselli etmeye calistim. Cenab-i Hakkin ne kadar magfiret sahibi oldugunu,kullarini affetmeyi ne kadar sevdigini ifade ettim. Kendisini kucakladim, optum ve tebrik ettim.
Duzceli Mehmet'in ilk halini bilenler, degistigine bir turlu inanmiyorlardi. "O yine rol yapiyor," deyip gegiyorlardi. Mehmet Duzce'ye, ailesine kavusunca, anne ve babasi bayram etmislerdi.Babasi, ailenin duydugu bu sevinci, bana uzun bir mektup yazarak anlatmisti.
Sevinc, huzur ve gozyasi dolu bu mektupda babasi, "Mehmet'i yola getirmek icin neler yapmadik ki," diyordu. "Bu cocukla ne maceralar yasadik. Onun yuzunden ne kendisinin, ne de bizim basimiz beladan kurtulmamisti. Mehmet'in namaza
basladigini ve guzel bir donus yaptigini gorunce inanamadik. Bizlere saka yapiyor zannettik. Saka degil de, dogru oldugunu anlayinca, annesiyle birlikte ne kadar
sevindik anlatamam. Dunyalar bizim oldu. Inanin gunlerce sevinc gozyaslari doktuk. Buyuk Allah bizlere bugunleri de gosterdi. Simdi evimize huzur geldi, mutluluk geldi. Namazlari butun hane halki cemaatle kiliyoruz. Kendisi gece teheccut namazina kalkiyor, bol bol Kur'an tefsiri okuyor. Her aksam kardeslerini
toplayip, Risale-i Nur'dan sohbet yapiyor. Buyuk Allah bu sevincimizi daim etsin".
Mehmet, o yaz Duzce'den Ankara'ya gelirken, Ankara yakinlarinda bir kaza
gecirmisti. Otobusteki yolculardan on kisi olmus, kendisi de agir yarali olarak, Ankara Numune Hastanesine kaldirilmisti. Iste Mehmet'in ibretli olayinin bir bolumu Numune Hastanesinde, yarali olarak yatarken gecmektedir.Gercekten, cok ibretli ve cok muthis bir hadise... Mehmet hastanede birkac gun yatiyor ve suuru dagiliyor. Ama gozlerini acamiyor ve konusamiyor.
Ama surekli olarak Allah'a dualar ediyor. Iste o esnada bir doktor geliyor, "Onemli bir misafirin var, biraz toparlan," diyor. Mehmet de biraz toparlaniyor. Bir muddet sonra odaya sarikli,cubbeli, nurani simali ve cok ciddi bir zat giriyor. "Gecmis olsun kardesim," diyor. "Bu kaza senin bircok gunahlarina keffaret oldu.Allah bir seyi murad ederse, onda mutlaka bir hayir vardir. Sen olumden dondun. Sana bir miktar daha omur verildi. Bu sureyi cok iyi degerlendir ve gunahlarini affettirecek ameller isle... Isle ki, huzur-u Ilahiyeye tertemiz cikasin."
Bu cok ciddi zatin, soyledigi bu cok ciddi sozleri dinleyen Mehmet,panik icinde, "Efendim siz kimsiniz?" diyor. O zat da, "Bana Bediuzzaman Said Nursi derler," diyor. Mehmet bu sefer umitleniyor. "Ustadim, ben sizin eserlerinizle imanimi kurtardim,donus yaptim. Madem omrum az, bana yol gosterin bu sureyi nasil
degerlendireyim?" diyor. Bediuzzaman Said Nursi Hazretleri de,"Kardesim," diyor: "Hic uzulme ve hic telaslanma ve dediklerimi de iyi dinle. Kaza namazlarina devam et. Gunde bir cuz Kur'an oku. 50 sayfa Risale-i Nur oku ve Cevsen okumayi da ihmal etme.Omur cok az. Korkma, ben seni talebeligime kabul ettim." Daha
sonra Bediuzzaman Hazretleri kayboluyor.
Mehmet, gozlerini aciyor ve konusmaya basliyor. "Bana cabuk su getirin," diyor. "Omrum az, gunahlarim cok, yapacaklarim daha cok..." Bu hadiseyi, Mehmet hastaneden cikinca dinlemistim. Mehmet bu olayin tesirinde, hem kendisi aglayarak anlatti, hem de bizleri aglatti. Bu kaza hadisesi Mehmet'i apayri bir insan haline getirmisti. Dunyadan oylesine koptu ki neredeyse bir melek hayati
yasar gibi, gece gunduz Allah'a ibadet ediyor, tovbe ve istigfarla zamanini geciriyordu.
Bir gun bana, "Hocam," dedi. "Size bir hususu anlatmak istiyorum." "Buyurun," dedim. "Ben, onceleri, olumden,Allah'in huzuruna cikip hesap
vermekten korkuyordum. Simdi, olumu sevmeye basladim. Olum beni Allah'a, Peygambere ve nice muhterem insanlara kavusturacak. Bunun icin olumu seviyorum ve asla korkmuyorum." Iste, hakiki iman, mukemmel iman, gorerek, duyarak,hissederek ve anlayarak iman bu olmasi gerektir.
Mehmet'in trafik kazasi hadisesinin ustunden sekiz ay gibi bir zaman gecmisti. Kasim ayinin 12'si 1999 Cuma gunu beni telefonla aradi. "Hocam," dedi. "Dun Duzce'ye geldim. Sila-i rahim edeyim,ailemi goreyim diye... Simdi Cuma namazindan ciktim. Sizlere de dualar ettim. Anne ve babamin da selam ve dualari var."
Tekrar, "Hocam," dedi. "Bu Cuma namazi bir baska oldu." "Nasil," dedim. "Camide, baska yerlerden gelmis olan cok mubarek ve cok nurani insanlar vardi. Onlarla birlikte namaz kilmak, sinirsiz bir lezzet verdi. Namaz boyunca agladim durdum. Ben boyle bir cemaat hic gormemistim." Mehmet'in ic aleminde cok ulvi ve cok kutsal hadiseler cereyan ediyordu. Artik inanmistim ki o evliyalarla namaz kiliyordu.Ama kendisi bunun farkinda degildi.
Bu telefon konusmasinin uzerinden tahminen 5 veya 6 saat gecmisti.Ziyarete gittigim bir dostumun evinde yemek yiyorduk. Aksam saat 8 siralariydi. Televizyonda, Duzce'de 7.2 siddetinde bir deprem oldugu haberi verildi. Derhal telefona sarilip, Mehmet'e ulasmaya calistim.Ama irtibat kurmak mumkun olmuyordu. Depremin ikinci gunu Duzce'ye gittim. Cevredeki insanlara sordum. Orta yasli, Kamil ismindeki bir bey, korktugumuz hadiseyi haber verdi. Ama tam bir
ibret belgesi olarak. "Hocam," dedi. "Cevredeki kurtarma gorevlileriyle cesetlere ulastik ki ne gorelim...
Evin butun halki,yani Mehmet, anne ve babasi, bir kiz bir de erkek iki kardesi, deprem olurken namaz kiliyorlarmis...Yerde seccadeler serili, Mehmet'in sirtinda namaz cubbesi, sarigi ve elinde bir Risale-i Nur kitabi..."Anlasilan namazi kilmislar, Kur'an tefsiri okuyorlarmis, o esnada deprem sallamis ve o insanlar da rahmetli olmuslar. Toprak altindan Mehmet'in cesedini cikarirken gorevliler, sirtinda cubbesi, basinda sarik ve elinde Kur'an tefsirini gorunce, yanasamadilar. 'Bizler bu kirli ellerimizle dokunmayalim. Abdestli bir kisi cagirin, birimam gelsin,' dediler." Evet, oyle yapmislar...
Bir imam gelip,kucaklamis, kaldirmis. Elindeki kitabi da alip, camiye goturmusler.
Kitap Hasir Risalesi... Yani, olumun ve ahiretin guzelligini anlatan bir kitap... Deprem esnasinda namaz kilinmis, ahiretin guzelliklerinden bahseden kitapla sohbet yapiliyormus.
Cemil TOKPINAR
Aglatan kitap
Selam sevgi ve Dua Ile :)
(not: yazar Halit ERTUGRUL'un "Duzceli Mehmet" isimli kitabý vardýr,
Daha detaylý bilgi edinmek isteyen kardeslerimiz ona basvurabilir.)