Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Diyalogun mana ve maksadi
Diyalogun mana ve maksadi
Diyalog konusuna tahsis ettigim yazilarin ilkinde diyalogun mana ve maksadini söyle açiklamistim: "Farkli inanç, dünya görüsü ve hayat tarzina sahip fertler ve gruplar arasinda yapilan bulusma ve görüsmelerin birden fazla amaci vardir; bunlardan bazilari da sunlar olabilir: 1. Birbirlerini tanimak, dogru bilgi sahibi olmak, 2. Biri digerini ikna ederek kendi inancina ve hayat tarzina insan kazanmak, 3. Gruplar arasinda veya bütün dünyada mevcut ortak problemlerin bir kismini çözmek, bütün taraflar için faydali olacak bazi eylemlerde isbirligi yapmak..."
Sonraki yazilarda, geçmisten günümüze, bu maksatlara da örnek teskil edecek diyalog uygulamalarindan söz ettim ve edecegim. Ancak geçen günlerde izledigim bir tv programinda diyaloga karsi olanlarin, daha çok, 1962-1965 yillarinda yapilan II. Vatikan Konsili'nden sonra papaligin adini koydugu, kavramlastirdigi ve uygulamaya basladigi diyalog üzerinde durduklarini fark ettim. Maksadimi daha iyi anlatabilmem için TDV Islam Ansiklopedisi'nin Konsil ve Hristiyanlik maddelerinde iyi bir özeti bulunan II. Vatikan Konsili, misyonerlik ve bunlara bagli diyalog kavrami ile ilgili bir iki pasaji aktarmam gerekiyor:
"Kapsayici yaklasimin (kurtulusun Yahudilik, Islam gibi diger ilahi dinlerle de olabileceginin kabulünün) dogurdugu bu problemler karsisinda papalik Dinler Arasi Diyalog Konsili, 1984 ve 1991 yillarinda iki doküman nesretme geregini duymus... bu dokümanlarda misyonerlik açisindan diger dinlerle ilgili resmi tutum belirlenmistir" (17/359).
"Katolik kilisesi, diger dinlerin mensuplariyla birbirini tanimak ve inanci paylasmak için diyaloga girmek durumundadir. Çünkü kilise bütün insanlik içindir; dolayisiyla diyalog, bütün insanligi kurtulusa ulastirma diyalogudur. Katolik kilisesi, dinler arasi diyalogu, Hristiyanlastirma misyonunun bir aleti olarak kullandigini açikça belirtmekten kaçinmamistir." (360).
"Bu yüzden Yahudiler, kilisenin diyalog yaklasimina daima süphe ile bakmislardir" (s. 361).
Papalik kapsayici yaklasimi benimsemekle beraber "Hristiyanligin tek gerçek kurtulus dini oldugu iddiasindan vazgeçmemistir. Diyalogun, Hristiyan ögretisi çerçevesinde 'kurtulus diyalogu' oldugunu açiklayan Papalik Dinler Arasi Diyalog Konsili, Hristiyan mesajinin diger kültürler içinde enkarnasyonu (diger kültürlerin bünyesine sokularak hayat bulmasi ve yayilmasi) anlamina gelen enkültürasyonu tesvik etmistir" (s.363).
Yukaridaki alintilar, papaligin diyalogdan maksadinin misyonerlik oldugunu açikça ortaya koymaktadir. Ben de ilk yazimda (bu yazinin basina da koydugum kisimda), "2. Biri digerini ikna ederek kendi inancina ve hayat tarzina insan kazanmak" ifadesiyle bu maksada yer vermistim.
Hristiyanligin vazgeçemeyecegi vazifelerinden biri misyonerlik; yani bütün insanlari Hristiyanlastirmak için çaba göstermektir ve bunu da asirlardan beri yapmaktadir. Buna ragmen Müslümanlar onlarla diyalog içinde olmuslar, "Hristiyanlari Müslümanlastirmak" amaci da dahil birçok maksatlarla biraraya gelip görüsmüs, tartismis, ortak bazi isler tutmuslardir. Bugün yurt disinda yasayan dindaslarimiz yogun bir misyonerlik taarruzu karsisinda bulunuyorlar ve oradaki din rehberlerimiz çesitli maksatlarla Hristiyan din adamlariyla bir araya geliyor, diyaloglar yapiyorlar.
Bu noktada önemli olan kirmizi çizgilere dikkat etmek, dengeyi bozmamak, k