Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Anmak mi, anlamak ve yasamak mi?

[navy]Anmak mi, anlamak ve yasamak mi?


Peygamberimiz bir Müslüman için "ani" olabilir mi? Anilar "geçmiste kalani", "geçip gitmis olani" temsil ederler. Peygamberimiz bir Müslüman için "anilarda kalan", "geçip gitmis olan", dolayisiyla "anilan" midir? Hemen belirtelim ki, tüm "anmalar", unutmanin zimni bir itirafidir. Unutulmayanin, hele hayatin ta merkezinde olanin,"anilmasindan" söz edilemez. Birini anmak, hatirlamaktir. Hatirlamak, iyidir. Ama bu Peygamberimiz ise, onu hatirlamakla teselli olmak, bir o kadar düsündürücüdür.Allah onu "izlememizi" emretti. Cünkü o yeryüzünde iz birakan, yerde yürüyen bir "insan" idi. Allah zatini izlememizi bunun için emretmedi. Zatina olan sevgimizi, Elçi'sini izleyerek isbat etmemizi emretti: "De ki, eger Allah'i seviyorsaniz, beni izleyin ki Allah da sizi sevsin; günahlarinizi magfiret etsin."

Kur\'an'in helak kissasini anlattigi tüm inkarci kavimler, kendilerine gönderilen "insan peygamberi" inkar hususunda ortak tavir gösterirler.Kur'an hepsinin de gönderilen elçiyi reddederken "Bize bir melek gönderilmeli degil miydi?" dedigini nakleder.Bu iki seyin göstergesidir:

1) inkarci kavimlerin iman etmeye gönüllü olmadiklarinin. Zira bu bir sahte mazerettir. Bununla,"Biz hayat tarzimiza müdahale ettirmeyiz" demeye getirirler. Zira bir melegin davranislari bir insan tarafindan "örnek" alinip üretilemez. Mahiyetleri farklidir. Eger elçi gönderilen bir melek olsaydi, bu kez de "O melek, biz insaniz; biz nasil onu örnek alalim?" diyeceklerdi.

2) inkarci kavimlerin insan soyuna olan güvenlerini tamamen yitirdiklerinin. Baksaniza "Bize bir melek gönderilmeli degil miydi?" diyorlar. Bu "herkesi kendi gibi görmek" deyiminde ifadesini bulan ruh halidir. Kendileri o kadar sapmislardir ki, bu sapma onlarin insan türüne olan güvenlerini kökten yok etmistir.

Peygamberimiz bir Müslüman için sadece bir "ani" degilse, Kutlu Dogum münasebetiyle içinden geçilen su günlerdeki etkinlikler de, "Dostlar beni hatirlasin" türünden bir "ani"ya dönüstürülmemelidir.

Diyanet'in yuvarladigi küçük kar topu, büyüdü büyüdü kocaman bir dag oldu. Günlere, haftalara sigmadi. Kutlu Dogum Haftasi olarak baslatilan merasimler, Nisan'in tamamina yayildi, Nisan neredeyse kutlu dogum ayi haline geldi. Camilere sigmadi. Salonlara, hatta statlara tasti.Bu yil kutlamalar isim degistirdi. Anlamli bir jestle "Kutlu Dogum Haftasi" artik "Peygamberler Haftasi" olarak kutlanacak. Geçen yil Danimarka'da ortaya çikip bir çok Bati baskentinde yayimlanan çirkin karikatürler, insanligin son adasi olan Hz. Peygamber'i dünyanin gündemine oturttu. Bu is


Serbest Kürsü

MollaCami.Com