Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Bilgi yarışmasına burdan buyrun :))

hz. Osman efendimize verilmiştir kur'an-ı kerimi çogalttığı için


uhud harbi hangi tarihde yapılmıştır kaç şehidimiz vardır

625 yılında yapıldı 70 şehid verildi

Sorum:Osmanlıda ilk altın para hangi padişah zamanında basıldı?





--------------------------------------------------------------------------------------------------
...::Hiç bi edeb vasılı hüda olamaz::...

Osmanlı'da ilk altın para Fâtih Sultan Mehmed Han zamanında basılmıştır.
SORU:Ramazn-ı Şerif orucu ne zaman farz kılınmıştır?

Hicret'in ikinci senesinde Medine'de farz kılınmıştır

Sorum: Amelde mezhap kaçtır iamalarının isimleri
--------------------------------------------------------------------------------------------------
...::Hiç bi edeb vasılı hüda olamaz::...

4.dür
1.hanefi mezhebi imam-ı A'zam hazretleri
2.şafi mezhebi Muhammedü'bnü idris-i şafii hazretleri
3.maliki mezhebi Malikü'bnü enes hazretleri
4.hanbeli mezhebi Ahmedü'bnü hanbel hazretleri

Soru: İtikadda mezhep imamlarımızın ismi nedir?

Amelde mezhep dörttür:
1-Hanefî Mezhebi:İmamı,İmam-ı Azam Ebû Hanife Hazretleridir.
2-Şafii Mezhebi:İmamı,İmam Muhammedübnü İdris-i Şafiî'dir.
3-Maliki Mezhebi:İmamı,İmam Malikübnü Enes'tir.
3-Hanbeli Mezhebi:İmamı,İmam Ahmedübnü Hanbel'dir.

SORU:Masarıf-ı zekat nedir,kaçtır?

zekatın verilecegi yerlerdiki 8 tanedir

Sorum: melek nedir. Kaç tane buyukk melek vardır ve vazifeleri?

--------------------------------------------------------------------------------------------------
...::Hiç bi edeb vasılı hüda olamaz::...

Ebruli kardeşim özür dilerim;soruya aynı anda yanıt vermişiz.
Bari ben de sizin sorunuzu cevaplıyayım:
itikatta mezhep imamları ikidir,İmam Muhammed Maturidi ve İmam Ebu Hasenil Eş'ari Hazretleri.

C.Hkın nurdan yaratdığı istedikleri şekle girebilen daima ibadet eden günahsız varlıklardır.
Dört tane büyük melek vardır
1-Hz Cebrail
2-Hz Mikail
3- Hz İsrafil
4-Hz Azrail
Soru:Müslümanlar kaç sene müsahara altında kaldı ve ahidnameyi yazan adama ne oldu?

Ecyad kardeşim özür dilerim cevabı eksik yazmışım tamamlıyorum.
CEBRAİL(as):VAHYE MEMUR
MİKAİL(as):BİRTAKIM HADİSELERİN MESELA RÜZGARLERIN HUBUBATIN VESAİRENİN MEYDANA GELMESİNE MEMUR
İSRAFİL(as):SURUN ÜFÜRÜLMESİNE MEMUR
AZRAİL(as):ÖLECEKLERİN RUHUNU ALMAYA MEMUR.(C.H Hepimizi son nefes dahil imanı kamilden ayırmasın)

Müslümanlar 616-619 yılları arasında üç yıl boyunca muhasara altında tutulmuşlardır.
Ahidnameyi yazan Mansur bin İkrime adlı kafirin elleri kurmuştur.

SORU:Hüzün yılı nedir,İslamın kaçıncı yılına rastlar?

PE(sav) Kkendisini himaye eden amcasını,3 ay sonrada Hadice validemizi kaybetti.
İslamın 11`ci yılna rastlar.
Soru:Mekkenin fethine sebeb olan hadise hangisidir?

Hicretin 8. senesi, Ramazan ayı, Cuma günü. (Milâdî, Ocak 630.)
Mekke, yeryüzünde Tevhidin timsali ilk Mâbed olan Kâbe'nin bulunduğu şehir. O Kâbe ki, "...Çok mübarek ve insanların kıblesi olup âlemlere doğru yolu gösteren Kâbe'dir."498 Mübârekiyeti ve hidayete vesile oluşu Tevhid-i İlâhînin mücessem bir delili olmasından ileri gelmekte. İlk bânisi, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem (a.s.), onu bu gaye için inşa etmişti. Zamanla bina gözden kaybolacak vaziyete gelmiş, fakat temelleri sabit kalmıştı. Ebü'l-Enbiyâ (Peygamberlerin Babası) lâkabıyla anılan Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail ile birlikte, bu temel üzerine Allah'ın emir buyurmasıyla Kâbe'yi yeniden inşâ etmişler ve Kâbe "Tevhid" inancının yeniden mücessem bir sembolü olmuştu.
Ancak, yeryüzünün bu en şerefli ve en faziletli binâsı hâlâ Tevhid inancından uzak yaşayan, hattâ bu inancı var güçleriyle ortadan kaldırmaya, müntesiplerini yok etmeye çalışan Kureyş müşriklerinin elinde bulunuyordu. Binâ ediliş gayesinin tam aksine içi putlarla dolu duruyordu.
Tevhid inancının ve bu inancın mümessili Müslümanların can düşmanları olan müşrikler, burada her türlü rezaleti irtikâp ediyorlardı.
Gayretullaha dokunan, Hz. Âdem (a.s.) ile Hz. İbrahim'in ruhaniyetlerini rencide eden, bütün Müslümanların da kalb ve vicdanlarını derinden sızlatan bu durumun bir an evvel ortadan kaldırılması lâzımdı. Bu mübârek mâbedin ve bu mâbedin içinde bulunduğu Mekke'nin bir an evvel müşriklerin kirli ellerinden kurtarılması gerekiyordu.
Hz. Fâhr-i Âlem Efendimiz (a.s.m.), bunu düşünüyor, bu maksadının tahakkuku için bir yol arıyordu.
Uzun zamanlar imkânlar ve şartlar buna el vermemişti. Çünkü, Müslümanlar henüz az ve zâif bir durumda bulunuyorlardı. Müslümanların mevcut gücüyle bunu elde etmek de oldukça zordu. Üstelik Medine'nin her an düşman taarruzuna uğraması da muhtemeldi.
Bu gayenin bilfiil gerçekleşmesi için İslâmın inkişaf etmesi, Müslümanların çoğalması, güç ve kuvvet kazanması gerekiyordu. Aksi takdirde bu yoldaki bir teşebbüs sonuçsuz kalabilirdi.
Bir işe teşebbüste zaman ve zemini değerlendirmeyi çok iyi bilen Peygamber Efendimiz, bu gâyesinin tahakkuku için Cenâb-ı Hakkın müsait şartlar ihsan etmesini sabırla bekliyordu.
Hicretin sekizinci yılında, İslâm, olanca haşmetiyle etrafa yayılmıştı. Bir taraftan İslâmın en amansız düşmanlarından biri olan Hayber ve civar Yahudileri tâbiiyet altına alınmış, diğer taraftan en büyük bir fetih ve zafer olan Hudeybiye Anlaşması yapılmış ve yine bir başka taraftan o zamanın koskocaman Bizans İmparatorluğuna Müte Harbiyle gözdağı verilmişti.
Bütün bunlar, İslâmın ve Müslümanların önüne geçilmesi imkânsız büyük kuvvet halini almış olduğunu ortaya koyuyordu.
Artık bu ulvî ve mukaddes gayenin bilfiil tahakkuk zamanı gelmiş ve gerekli imkânları Cenâb-ı Hak ihsan etmişti.
Ancak, ortada bir mâni vardı. O da müşriklerle yapılmış olan Hudeybiye Anlaşması idi. Bu anlaşmaya göre Müslümanlarla müşrikler on sene birbirleriyle harp etmeyecek ve anlaşmayı bozmayacaklardı.
Ahde vefada zirve noktasında bulunan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bu kudsî gayesi için de olsa, ahdini bozup müşrikler üzerine yürümeyi düşünmüyordu.


Zahirî Sebep

Kalblerimizin en ince noktasına nüfuz eden, gönlümüzden geçen her arzuyu bilip cevap veren Cenâb-ı Hak, Sevgili Resûlünün de kalbinden geçen bu ulvî arzuyu biliyordu. Zaten ona bu gayesini tahakkuk ettireceğini daha iki sene evvelinden de haber vermiş, müjdelemişti.
Çok geçmeden, Cenâb-ı Hak bir sebep yarattı. Hudeybiye Anlaşmasının bir maddesi, Kureyş'in dışında kalan kabilelere istediği tarafın himâyesine girebilme hakkını tanıyordu. Bu haktan istifade ile muâhede yapıldığı sırada Huzâa Kabilesi Hz. Resûlullahın ahd ve emânına girerek Müslümanlar tarafında yer almış, Benî Bekir Kabilesi ise müşriklerin himayesini kabul ederek onların tarafını tutmuştu.
Bu iki kabile arasında uzun zaman devam edip gelen bir düşmanlık, bir husumet vardı. İhtimâl bu düşmanlık neticesidir ki, eskiden beri Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalip ile anlaşmalı ve müttefik bulunan Huzâalılar Hz. Resûl-i Ekremin safında yer alınca Benî Bekirler de müşriklerin himâyesine girmişlerdi.
Nübüvvet nurunun Mekke'de parlamasına kadar birbirleriyle kanlı bıçaklı olan bu iki kabile, bu nur sayesinde az da olsa birbirlerinden kanlı ellerini çekiyor ve bu çekiliş Hudeybiye Sulhuna kadar devam ediyordu. Ancak bu sulh devresinde tekrar birbirlerini rahatsız etmeye başlıyorlardı. Bahaneler arayarak hadise çıkarma yoluna gidiyorlardı....

SORU:(Şafi mezhebine göre) Abdestin farzı kaçtır?

Şafii Mezhebine göre abdestin farzı altıdır:

1-Niyet etmek
2-Yüzün yıkanması
3-Elleri dirseklerle beraber yıkamak
4-Başı meshetmek
5-Aşık kemikleri( Ayak bileğinin iki tarafındaki kemik çıkıntıları) ile beraber iki ayağı yıkamak
6-Tertib yapmak (Azaları yıkama sırasını Ayet-i Kerimedeki sıraya göre yapmak)

SORU:Teravih namazının hükmü nedir?

Teravih namazının hükmü sünneti muekkededir...

sorum:haccın farzları nelerdir?


Soru ve Cevap

MollaCami.Com