Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
GÜNÜN HADİS-İ ŞERİFİ
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), (ölen) çocuğu için ağlamakta olan bir kadına rastlamıştı:
"Allah'tan kork ve sabret!" buyurdu: Kadın (ızdırabından kendisine hitab edenin kim olduğuna bile bakmadan):
"Benim başıma gelenden sana ne?'' dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) uzaklaşınca, kadına:
"Bu Resulullah idi!'' dendi. Bunun üzerine, kadın çocuğun ölümü kadar da söylediği sözden dolayı (utanıp) üzüldü. (Özür dilemek için) doğru aleyhissalâtu vesselâmın kapısına koştu: Ama kapıda bekleyen kapıcılar görmedi, doğrudan huzuruna çıktı ve:
"Ey Allah'ın Resulü, (o yakışıksız sözü) sizi tanımadan sarfettim (bağışlayın!)" dedi. Aleyhissalâtu vesselam:
"Makbul sabır, musibetle karşılaştığın ilk andakidir" buyurdu."
Buhari; Cenâiz 43; 7, 32, Ahkâm 11; Müslim, Cenâiz 14, (626); Ebu Dâvud, Cenâiz 27, (3124); Tirmizi, Cenâiz 13, (987); Nesâi; Cenâiz 22, (4, 22).
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir ramazan diğer ramazana hep kefârettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler."
Müslim, Taharet 14, (223); Tirmizi, Salat 160, (214).
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Benim hakkımda yalan söylemeyin. Zira benim üzerime yalan uyduran cehenneme girer.
(Buhari, İlm 38)
Amr İbnu'l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın."
Ebü Dâvud, Salat 25, (495, 496).
Onun bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Resülullah'a bundan (namazın çocuğa ne zaman emredileceğinden) sorulmuştu:
"Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin" buyurdu."
Ebü Davud, Salât 26, (497).
Allah Teâlâ'nın benim vasıtamla gönderdiği ilim ve hidayein misali, bolca yağıp bir araziye isabet eden yağmurun misaline benzer. Yağmur alan arazinin bir kısmı suyu kabul eder, bol bol otlar yetiştirir. Arazinin diğer bir kısmı ise, yağan suyu biriktirir. Biriken o sudan Allah Teâlâ halkı yararlandırır. Halk ondan içer, (hayvanlarını ve) arazilerini sulayarak ekin eker. Aynı arazinin üçüncü bir kısmı da (taşlık ve kaygan bir zemine sahip olduğu için) ne suyu üstünde tutar, ne de (suyu emerek) mahsul verir. (Buharî ve Müslim, (Büreyde b. Abdullah b. Ebû Bürde'den)
اجياد
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Cehennem ile Cennet münakaşa ettiler. Cehennem: Bana zalimler ve mütekebbirler girer dedi. Cennet: Bana zayıflar ve miskinler girer dedi. Aziz ve Celil Allah Cehenneme: Sen benim azabımsın. Dileyeceğim kimselere seninle azap ederim buyurdu. (Belki de: Dilediğime seninle isabet ederim demiştir). Cennete de: Sen benim rahmetimsin. Dilediğim kimselere seninle merhamet ederim. İkinizi de dolduracak vardır buyurdu."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5081
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu:
"Ey Aişe! Şüphesiz ki Allah Refik'tir. Rıfkı (yumuşak huyluluğu) sever. Şiddet (sertlik ve kabalık) ve başka hiçbir şey için vermediğini rıfka verir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4697
Ebu Hureyre'nin (r.a.) haber verdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur:
Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu gönlümde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. o bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4832
Enes b. Malik'in (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "İlmin kaldırılması, cehlin kökleşmesi, içkinin içilmesi, zinanın açıktan yapılması Kıyamet alâmetlerindendir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4824
Hz. Aişe (r.ah.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez," buyurdu.
Ben: Ey Allah'ın Peygamberi, bu, ölümden hoşlanmamak mıdır? Öyle ise bizler hepimiz ölümden hoşlanmayız dedim. Bunun üzerine Allah Resulü:
"Öyle değil, lâkin Mümin Allah'ın rahmeti ile, rızası ile ve Cenneti ile müjdelendiği zaman, Allah'a kavuşmayı sever, Allah da o mümin kula kavuşmayı sever. Kâfir olan ise Allah'ın azabı ile, hoşnutsuzluğu ile müjdelendiği zaman Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4845
Hz. Muaviye radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) aramızda doğrulup buyurdular ki:
"Haberiniz olsun! Sizden önce Ehl-i kitap, yetmişiki millete (dine) bölündüler. Bu ümmet ise yetmişüç fırkaya bölünecek. Bunlardan yetmişikisi ateşte, sadece biri cennettedir. Bu da (Ehl-i Sünnet ve'l) cemaattir."Ebu Davud, Sünnet 1, (4597).
Bir rivayette şu ziyade var: "Ümmetimden birkısım gruplar çıkacak, bunları bid'alar istila edecek, tıpkı kuduzun, buna yakalanan kimsede hiçbir damar, hiçbir mafsal bırakmayıp her tarafını sardığı gibi, bu bid'a da onların her hallerine sirayet edecek."
___________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
Günümüze ışık tutan bir hadis:
Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ümmetimden birkısım insanlar Dicle denen bir nehir yanında. Basra denen geniş bir düzlüğe inerler. Nehrin üzerinde bir koprü vardır. Oranın halkı (kısa zamanda) çoğalır ve muhâcirlerin (müslümanların) beldelerinden biri olur. Ahir zamanda geniş yüzlü, küçük gözlü olan Beni Kantûra gelip nehir kenarına inerler. Bundan böyle (Basra) halkı üç fırkaya ayrılır:
-Bir fırka sığır ve kır develerinin peşlerine takılıp (kır ve ziraat hayatına dönerler, bunlar) helâk olurlar.
-Bir fırka nefislerini(n kurtuluşunu esas) alırlar (ve Beni Kantûra ile sulh yolunu) tutarlar. Böylece bunlar küfre düşerler.
-Bir fırka da çocuklarını geride bırakıp onlarla savaşırlar. İşte bunlar şehit olurlar."
Ebu Davud, Melahim 10, (4306).
____________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Gelecekte bir takım fitneler olacaktır. Fitne zamanında oturan kişi ayakta durandan; ayakta duran yürüyenden; yürüyen koşandan hayırlıdır. Her kim fitnelerin başına dikilirse fitneler onu yıkar. Her kim fitne zamanı sığınacak bir yer bulursa hemen oraya sığınsın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5136
Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a halk hayırdan sorardı. Ben ise, bana da ulaşabilir korkusuyla, hep şerden sorardım. (Yine bir gün:)
"Ey Allah'ın Resûlü! Biz Cahiliye devrinde şer içerisinde idik. Allah bize bu hayrı verdi. Bu hayırdan sonra tekrar şer var mı?" diye sordum.
"Evet var!" buyurdular. Ben tekrar: "Pekiyi bu şerden sonra hayır var mı?" dedim.
"Evet, var! Fakat onda duman da var" buyurdular. Ben: "duman da ne?" dedim.
"Bir kavim var. Sünnetimden başka bir sünnet edinir; hidayetimden başka bir hidayet arar. Bazı işlerini iyi (ma'rûf) bulursun, bazı işlerini kötü (münker) bulursun" buyurdular. Ben tekrar:
"Bu hayırdan sonra başka bir şer kaldı mı?" diye sordum.
"Evet! buyurdular. Cehennem kapısına çağıran davetçiler var. Kim onlara icabet ederek o kapıya doğru giderse, onlar bunu ateşe atarlar" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Ben (o güne) ulaşırsam, bana ne emredersiniz?" dedim.
"Müslümanların cemaatine ve imamlarına uy, onlardan ayrılma. (İmam sırtına (zulmen) vursa, malını (haksızlıkla) alsa da onu dinle ve itaat et!)" buyurdular.
"O zaman ne cemaat ne de imam yoksa?" dedim.
"O takdirde bütün fırkaları terket (kaç)! Öyle ki, bir ağacın köküne dişlerinle tutunmuş bile olsan, ölüm sana gelinceye kadar o vaziyette kal" buyurdular."
Buhari, Fiten 11, Menakıb 25; Müslim, İmaret 51, (1847); Ebu Davud, Fiten 1, (4244, 4245, 4246, 4247).
_________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir:
"Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti".
Muvatta, Kader 3, (2, 899).