Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
YALANIN KARŞILIĞI OLDU YALAN
Halis ECE
“YALANIN KARŞILIĞI OLDU YALAN”
Şâir Nef‘î, yaşadığı devirde devlet adamlarını hicivleriyle o kadar yaralamıştır ki, nihâyet Bayram Paşa, kendisini hicvettiği için Pâdişah IV. Murad’dan izin alıp onu boğdurtmuştur.
Nef‘î’nin, kendisine dinsiz diyenlere ise cevabı şöyledir:
Bana bî-dîn didi erbâb-ı garaz
İrtikâb eylediler kizbi hemân
Ben dahî anlara dindâr didim
Yalanın karşılığı oldu yalan
Onun boğdurulup susturulması ile alâkalı olarak tarihçi Nâima şunları söylüyor:
“Asrın ulemâsı, uzamâsı Nef‘î’nin katline mesrûr olup husûsâ tâne-i lisânından mecrûh olan ekâbir ve âyân bu bâbda Bayram Paşa’ya duâyı firâvan ettiler.”
Müverrih bu sözlerine Nef‘î’nin, “Gel şâir efendi, odunlukta hiciv düzecek biri var!” diye târiz eden cellâda, “Yürü, bildiğinden geri kalma bre mel‘ûn!” diye hakâret ettiğini de ilâve ediyor. (Orhan Seyfi Orhon, Zafer, 30.01.1954)
"Müverrih bu sözlerine Nef‘î’nin, “Gel şâir efendi, odunlukta hiciv düzecek biri var!” diye târiz eden cellâda, “Yürü, bildiğinden geri kalma bre mel‘ûn!” diye hakâret ettiğini de ilâve ediyor"
Ölmeye giderken bile bildiğinden şaşmamış Şâir Nef‘î... Bu konuda yorum yapacak bilgiye sahip olmadığım için sadece teşekkür ediyorum... En iyisini Cenab-ı Hak bilir...
Edebiyat dersinde işlediğimiz kadarı ile bilirim Şair Nef'i yi.. Ama öldürülme hadisesini ilk sizden duyuyorum hocam. Ama ben bir padişahın bir şair için ölüm fermanı çıkartabileceğine inanamadım. Açıklık getirirseniz sevinirim. Kusura Bakmayın. Teşekkürler.
saygılarımla
İNSANI TÜKETEN YOLLAR DEĞİL; ERİŞEMEĞİ MUTLULUKLARDIR:( sevgi ve muhabbetle güvercin
Evet, şair Nef'î (merhum) öyle bir insan. Hicvedeceği insanın kimliği önemli değil onun için. Tavizsiz, ivazsız-garazsız, korkusuz-endişesiz bir kişilik abidesi... Gerçi heccavların hemen hepsi -biraz- öyledir. Hicvedecek birini bulamazlarsa, kendi kendilerini taşlamaktan bile geri durmazlar.
Katledilmesiyle ilgili yazılanlar da -maalesef- doğrudur. Keşke aksi olsaydı ama, aslında çok da büyütmemek lazım. Neticede padişah da bir insan. Her şeye bizzat vakıf olabilmesi imkansız. Elbette etrafındakilerin verdikleri bilgi ve raporlara göre kararlar verecek. Bunlar da haliyle hatadan salim olamaz. Mutlaka -kasıtlı ya da kasıtsız- içlerinde yanlışlar bulunabilir.
Hz. Mevlâ cümlemizin bilerek-bilmeyerek, gizli-âşikâr, hataen-kasten, büyük-küçük bütün kusunlarımızı-günahlarımızı afv u mağfiret buyursun. Rahmetiyle muamele eylesin.
Selam ve muhabbetler...
Benim de, kalben tam mutmain olamadığım bir nokta var şöyle ki;
''Bazı risalelerde gayet katî ispat ettiğimiz gibi, hâkimiyetin şe’ni, müdahaleyi reddetmektir. Hattâ, en ednâ bir hâkim, bir memur, daire-i hâkimiyetinde oğlunun müdahalesini kabul etmiyor. Hattâ, hâkimiyetine müdahale tevehhümüyle, bazı dindar padişahlar, halife oldukları halde mâsum evlâtlarını katletmeleri, bu redd-i müdahale kanununun hâkimiyette ne kadar esaslı hükmettiğini gösteriyor. (Risale-i Nur,Lemalar)''
Padişahların, masum evlatlarını katletmeleri meselesi nasıl anlaşılmalı?Nasıl anlaşılmamalı?Nasıl anlamalı?
İzah buyurursanız çok sevinirim.
_________________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.
Bana bî-dîn didi erbâb-ı garaz
İrtikâb eylediler kizbi hemân
Ben dahî anlara dindâr didim
Yalanın karşılığı oldu yalan
ne güzel söylemiş şair.. Allah günahlarını affetsin. size de teşekkürler halisece kardeşim.