Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Mübârek agzinda tas tutmasi

Mübârek agzinda tas tutmasi

Onaltinci Menâkib: Birgün hazret-i Ebû Bekr “radiyallahü anh”,hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûr-i serîflerinde, se’âdetle otururlarken; bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip,Ebû Bekre dil uzatip,yakisiksiz sözler söyledi.Hazret-i Server-i kâinât; o edebsiz,Ebû Bekre edebsizlik etdikçe; birsey söylemez, ba’zan da tebessüm eder idi.Hazret-i Ebû Bekr; o bedbaht ve edebsizin edebsizligi haddi asinca; zarûrî olarak gadaba gelip,birkaç söz söyleyince; hazret-i Fahr-i kâinât, se’âdetle ve devletle yerinden kalkip, gitdi.


Hazret-i Ebû Bekr “radiyallahü teâlâ anh” Sultân-i Enbiyânin ardina düsüp,yetisdi ve dedi ki: Yâ Resûlallah! Niçin,bir hayâsiz,edebsizlik edip,gönül incitirken,sükût buyurup [susup],birsey söylemediniz.Simdi,ben ona söyleyince, kalkip,gitdiniz; sebebi nedir.Hazret-i Fahr-i kevneyn ve Resûl-i sakaleyn “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki: Yâ Siddîk! O hayâsiz ve bedbaht sana dil uzatmaga basladigi zamân,Allahü teâlâ bir melek gönderdi ki,o kimseyi karsilayip,kovacak idi.

Sen, hemen gadaba geldin; söylemege basladin.O melek gidip, yerine iblîs geldi.Iblîs-i la’înin oldugu yerde,ben durmam. Hazret-i Ebû Bekr-i Siddîk “radiyallahü anh” ondan sonra, vakitli vakitsiz söz söylememek için,mübârek agzina bir tas koyar idi.Ne zamân söz söylemek lâzim gelse,evvelâ fikr ederdi.Bir söz söyleyecegi zamân,o sözü kendi kendine nice zamân düsünür,tefekkürden sonra,mübârek agzindan o tas parçasini çikarip,ne söz söyleyecek ise söyler idi.Sonra o tas parçasini mübârek agzina alip,tesbîh ve tehlîl ile mesgûl olurdu.Kimseye,hayirdan ve serden dünyâ kelâmi söylemez, ger kat’î lâzim ise ve çok efdal ise,söylerdi. Yoksa,gecede ve gündüzde tesbîh ve tehlîl ile mesgûl idi.


Menakib-i çihar yar-i güzin


Selam Sevgi ve Dua Ile


Hikayeler ve Kissalar

MollaCami.Com