Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Allâh’a hîle yapmaya kalkanlar!
Allâh’a hîle yapmaya kalkanlar!
Dag ne kadar yüksek olsa,yol yine ondan asarmis.Beser bu, çig süt emmis; kudret-i Ilâhiyye karsisinda ne kadar âciz oldugunu bilse de; O’nun ap açik emirlerine karsi hîle yoluna basvurmaktan da vaz geçmez.
Yüce Kelâm’in haber verdigi“Ashâb-i Sebt”kissasi,-hâsâ- Allâh’i kandirmaya kalkanlarin prototipidir.
Cumartesi günü kendilerine balik avlamalari yasaklanan kavm-i Yehûd,o yasagi hîle ile delmeye kalkistiklari için la’netlenmisti.Onlar da bu la’netin intikámini almak istercesine,Âdemogullarini her devirde Allâh’a hîle yapmaya sevk ve tesvîk etmislerdir.Ya bugün? Peygamberler içlerinde iken bu misyondan fârig olmayan beserin bu nefs-i emmâresi, dünyânin Âhirzaman moduna girdigi bu ugursuz mevsimde issiz mi kalacakti?
1 Kasim târihli Vakit’te nefis bir yazi kaleme alan Mustafa Celik kardesimiz,“Bugün Ashâb-i Sebt’i yalniz deniz kiyisinda aramayacagiz”diyor ve onlarla karsilasabilecegimiz muhtemel yerleri ekliyor: “Ashâb-i Sebt’in ma'rifet(!)ve zihniyeti ile her an her yerde karsilasmak mümkün.Piyasada,is hayâtinda,kadin-erkek iliskilerinde,siyâsette,kültür ve san’atta,toplumda, okulda,hattâ câmide bile.”
Her ne kadar homos laicuslar dîni vicdânlara hapsetmenin mîmârlari olsalar da,Islâmiyyet,insani“mine’l-mehdi ile’l-lahdi”bir çerçeve ile,ya'nî “besikten mezara kadar” kusatmistir.Her yerde ve her harekette nasil davranilmasi gerektigi belirtilmis ve yazilarak kayda geçmistir. Selmân-i Fârisî(ra)’in ifâdesiyle,tuvalette nasil oturacagimiz bile bir sekle baglanmistir.Ya bunlari kabûl edip uyarsiniz; ya kabûl edip uymamak sûretiyle mes’ûliyyetin netîcesine katlanirsiniz; ya da kabûl etmeyerek tavir alirsiniz.Ashâb-i Sebt’in günümüzdeki ta'kíbçileri ise dördüncü bir yol açiyorlar; kabûl etmis görünerek istenenden baska bir hareket yapiyorlar! Ve bunu yaparken de gerekçe mi lâzim; istemediginiz kadar!..
Cuma gününden labirent türü su kanallari açarsiniz; bolca gelen baliklar arabalarin giremedigi çivili tuzaklar misâli o kanallara girince,bir daha geri dönemezler; siz de Cumartesi günü elinizi sürmeyerek gûyâ Ilâhî emre uymus gözükürsünüz; yasak müddeti biter bitmez de sâir günlerden daha fazla balik tutmus olursunuz! Sekil düzgün,iç bozuk!
Elinizde“edille-i erbaa”(ya'nî Kur’ân,Sünnet,Icmâ-i Ümmet ve Kiyâs-i Fukahâ) ölçü olursa,o projektörü nereye çevirseniz bugün karsiniza Ashâb-i Sebt’ten istemediginiz kadar örnek çikiyor.Celik’in güzel yazisinin son paragrafini tekrâr okuyalim:
“Ashâb-i Sebt’in dünyâsi,maymunlasan insanin dünyâsidir. Allâh’in kendisine tanidigi hakla yetinmeyen kadin,kadini insan yerine koymayan erkek!Takvâsiz ve tahammülsüz iliskiler agi!Ikbâl ve istikbâl endisesi ile basina aldigi örtüyü basinda tutamayan basörtü maglûblari!Tefekkür dünyâsindan tebdîl ideolojisine nasil terfi’ettik? Düne kadar Zemzem hasreti ile tutusan gönüller,bugün nasil oldu da‘Cennetten bir köse’Capricelerde stres atmak sevdâsina düstüler?
Terörist devlet Amerika’da oturup da,Amerika’nin kan gölüne çevirdigi Islâm topraklarinda canlarini,mallarini, nâmuslarini ve dînlerini muhâfaza etmenin kavgasini veren Müslümanlari‘ehl-i fitne’,bu Müslümanlarin mücâhid liderlerini de‘dünyânin en nefret edilmesi gereken kisileri’i'lân edenler; dîn kardesligini küresel kátillere nasil fedâ ettiler? Unutmayalim ki,dîn kardesligi de hudûdullah’dandir.Demagojilerle,hîle ve kurnazliklarla hudûdullah’i asanlar,Allah’tan gelen dînin düsmanlari için yasayanlardir. ste bunlar, bu asrin Ashâb-i Sebt’lesenleridir.”
Gönülden tebrîkler Celik’e.Iletilmek üzere bana ulasan tebrîk ve duâlari da iletmis olayim.Evet,Celik’in yazisini bir kere daha bastan sona okumali,Allâh’in la’netledigi ve daha dünyâda iken“zelîl maymunlar”hâline çevirdigi Ashâb-i Sebt mukallitliginden kaçinmaliyiz ki; ayni ákibet bizi de tutmasin!
Efendiler! Aldanmayin hayâtin toz pembe rengine! O kudret-i mutlak sâhibi Allah(cc),bir anda sartlari degistirir de; bugüne ayak uydurabilme ugruna dînlerinin hükümleri ile oynayan akl-i evvelleri daha dünyâda iken rezîl eder! Geleceginden tereddüd etmedigim o kutlu vakit zuhûr edince, bu fakirin“Demedim mi?”türküsü çagirmasinin Ashâb-i Sebt mukallitlerine bir faydasi olmaz ki!..
Mustafa KAPLAN
Selam Sevgi ve Dua Ile