Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


HIRISTIYAN INANCINDA "NOEL" NEDIR?

HIRISTIYAN INANCINDA "NOEL" NEDIR?

Hristiyanlarin Hz. Isa'nin dogum günü dolayisiyla kutladiklari bayram; bu bayramin kutlandigi zaman süresi; Miladi yili Ocak ayinin birinci gününün gecesi; Milad; Hz. Isa'nin dogumu kabul edilen gün.Bu günü esas alan takvime ise Milâdi takvim denir.

Hristiyan inancina göre evrenin nuru olan Hz. Isa'nin dogum gününü 25 Aralikta kutlamanin, papalarin kis gündönümü törenlerine bagli bulunanlari bundan vazgeçirmek amacina yönelik oldugu söylenir.25 Aralik Hristiyan kiliselerinin hepsi tarafindan Hz. Isa'nin dogum günü törenleri olarak kutlanir.Katolik (Latin) kilisesi 25 Aralik,Ortodoks kiliseleri ise IV. Yüzyildan itibaren bu tarihi benimsemislerdir.Katolik kilisesi bu günü, birincisi gece yarisi; ikincisi günes dogarken; üçüncüsü ise sabah olmak üzere üç missa (ayin) tertipleyerek kutlar.

Noel, genel kanâate göre Bati'da 354 M. yillarinda kutlaniliyordu.Buna karsilik Hz. Isa'nin dogumunu 6 Ocak'ta kutlayan Dogu Hristiyanlari ise, Ioonnes Khrysostomos ve Gregorios adli azizlerin etkisiyle noel kutlama tarihlerini batiya ayak uydurarak 25 Aralik günü olarak degistirmislerdir.

Yine Hristiyanlar arasinda görülen baska bir anlayisa göre, Bizans Imparatoru Büyük Konstantin putperestlikten Hristiyanliga geçtikten sonra (313 M),Istanbul sehrini genisletip,yeniden imar ettirmis ve ona Konstantiniyye ismini vermisti.Istanbul'un baskent olusu ve imparatorun Hristiyanligin ruhani lideri durumuna geçmesi,konsilleri Hristiyanlik adina ümide sevketmis ve bunlar imparatora basvurarak halk arasinda yaygin yüzlerce Incil'in tek kitaba indirilmesini istemislerdi.

Bunun üzerine Imparator Konstantin,Hz. Isa'nin ölümünden sonra O'nun havarileri arasina girerek gerçek Incil'i tahrif eden Yahudi Pavlus'un gayretiyle Hz.Isa'nin getirmis oldugu dini degistirmis,yeni yorum ve degisikliklerle halk arasinda yayilan Incil'lerin birlestirilmesi yoluna gitmistir.Bu amaçla 325 yilinda Iznik'te toplanan 319 papaz, Incil'lerin birlestirilmesi yoluna gitti.Iznik'te ortaya çikarilan yeni Incil Eflatun'un ortaya attigi teslis (tritine) inanci, ilk yazilan tahrife ugramis dört büyük Incil'de de yer alir.

Iznik toplantisinda,içinde Allah celle celaluhu 'nun bir oldugu ve Hz. Isa'nin sadece bir peygamber oldugu yazili bulunan Barnabas Incil'i ile birlikte diger bütün Incil'lerin yakilmasina, Barnabas Incil'i okuyanlarin öldürülmesine ve bu Incil'i savunan,teslis inancina karsi çikan papaz Aryüs'un aforoz edilmesine karar verilmistir. Aryus Hristiyan inancinda Incilin asli bozulmamis sekline inanan bir papazdi. Daha sonra ortaya çikarilan dört büyük Incil'in Hz. Isa'ya Allah tarafindan gönderilen Incil'le uzaktan yakindan alâkasi olmadigini,Allah'in üç degil,bir oldugunu, esi ve oglunun bulunmadigini söylüyordu.

Bu görüsleriyle bir ekolün öncüsü oldu. M.270'te dogan Aryüs 325 yilinda Iznik konsilindeki görüslerinden dolayi aforoz edilmis ve ayni nedenden dolayi 336'da öldürülmüstür.Böylece vahiy kaynagindan uzak yeni bir Hristiyanlik dini ortaya çikmistir. Bunu gerçeklestiren Imparator Konstantinos, Araligin son haftasini Noel haftasi ve bu ayin son günün gecesini (31 Aralik) Noel gecesi ilân etti.

Noel Agaci

Hristiyanlarin Noel için kesip süsledikleri çama ilk olarak 1605 yilinda Almanya'da ilgi gösterilmeye baslandi.Daha sonra XlX. yüzyil ortalarinda Helene de Mecklembung tarafindan Fransa'ya tasindi.Ermeni mitolojisinde yeni yil tanrisinin adi Amanor'dur.Paganlik çaginda avlanan hayvanlar Amanor onuruna çam agaçlarina asilirmis.Noel gününde çam agaçlarina çesitli seyler asilarak yapilan tören,Hristiyanliga bu pagan geleneginden geçmistir. Günümüzde agaç bayramlari da ilkel insanlarin agaçlara tapinmalarindan ileri gelen bir gelenektir.Insanlar agaci, uzun ömürlü olmasi yönündeki hayranliklari ile kutsamislardir.

Noel Baba Gelenegi

Mugla-Antalya çevresi (Lycly) eyaletinin baspiskoposu olan Saint Nicola'nin çalismalarini övmek amacina dayanir. Hristiyan inancina göre genellikle karla örtülü ortamda, güleç,tombul ve yardimsever bir tipi canlandiran Noel Baba inanci, günümüz Hristiyan kültürü ve bu kültürden etkilenen dogu kültürlerine de girmistir.Saint Nicola,insanlari himaye eden bir aziz olarak bilinmektedir.Yilbasi aksamlari çocuklari sevindiren bir ihtiyardir. Sözkonusu Nicola


ISLAM VE NOEL

Hristiyan inancina göre Noel, bir bayramin adidir.Nasil ki Islâm öncesi Iran inancinda Nevruz ve Mihrican bayram olarak kutlanmakta idiyse,günümüzde kutlanan Hidrellezde bu hükümdedir.Bütün bu saydigimiz özel günler Türkçe lugatlarda "bayram" kelimesiyle ifadesini bulmaktadir(bk. Nevruz ve Hidrellez mad.)

Islâmi istilahta bayram; dönüp gelen.Allah\'in pek çok ihsan ve keremiyle ve bu ihsana bagli hayirlarin dogurdugu sevinç ve mutluluklarin yasandigi günler olarak tanimlanir(Ibn Abidin,Reddül Muhtar,III, 342).Müslümanlarin sosyal ve siyasî iliskilerini düzenleyen,Hz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem 'in hicretini tarih ve takvim baslangici olarak esas alan,Islâmî takvimdir.Hicri takvim Hz.Ömer radiyallahu anhu zamaninda Kameri(ay)yili esas asinarak düzenlenmistir.Hicretin gerçeklestigi yil,hicri takvimin birinci yili olmus ve senenin ilk ayi olan Muharrem ayinin ilk günü de yeni yilin basi sayilmistir (bk. Hicrî takvim mad.).

Müslümanlar için Muharrem ayinin birinci gecesi "Yilbasi"gecesidir.Islâmda yeni yil,Muharremin birinci günü baslar.Müslümanlar aylari,ibadet günlerini,bayramlari, Ramazan ve Kurbani,Hacci,yilbasini,zekati...vb.hep Islâmî takvime göre tanzim etmek durumundadirlar.Zira Allah, aylarin sayisini on iki olarak bildirmistir(et-Tevbe, 9/36).Müfessirlere göre bu aylardan kasit,Kamerî aylardir. Müslümanlar ibadetlerini ihtimal ile düzenlenen Milâdi aylara degil; müsahhas 'ilâhi bir gerçek' olan Kameri aylara göre düzenler.

Cünkü bu hesap gerçekten dogru olan hesaptir(et-Tevbe, 9/36).Buradan hareketle müslümanlarin Islam disi diger bayramlari kutlamasi,bunlara istirak etmesi ve Allah'in bildirdigi gerçekleri yalanlayan veya onlara uymayan düsüncelerin ürünü olan fiillerin kutlama günlerini müslümanlarin da bayram olarak kabul etmesi, küfre destek olmaktan baska bir manâ ifade etmez.Islâm disi tek ve çok ilahli dinlerin törenlerine istirak etmenin,dinî merasimlerinden bir seye uygunluk göstermeni imani bozan boyuttan arzedecegi haber verilir (el-Fetâva el-Hindiye, IV. s. 342; XIV, s. 407).

Binaenaleyh,Noel gününde,Hristiyanlarin diger bayram günlerinde onlara uymak gayesi ile,onlarin yaptiklarini yapmak,o günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve pisirdikleri yemekleri yemek caiz degildir.Bu hareketler küfrü gerektirir.Ondan sakinmak gerekir...Bundan da anlasiliyor ki,Nevruz ile Mihrican gibi müslüman olmayan kimselerin kutsal günlerini ta'zim etmek de caiz degildir (Ibn Abidin,Reddül Muhtar, XVII s.310; Halil Gönenç,Günümüz Meselelerine Fetvalar,Istanbul 1984, II, s. 21).

Islâmi kaynaklarin ortak görüsü,Allah'in bildirmis oldugu Islâm kanunlari disinda tesis edilmis bütün gün ve bayramlari kutlamanin KÜFÜR oldugu yolundadir.Bir müslümanin Noel veya milâdî yeni yil ya da,yilbasi veya buna benzer bazi özel insan ve kurumlarin koydugu günleri kutlamasi mümkün degildir. Inanç yönünden sakincali olan bu günlerin diger günlerinden hiç bir farki bulunmamaktadir.


TÜRKIYE MIZDE NOEL


Cumhuriyet Türkiyesi batililasma dönemi inkilaplariyla birlikte Hristiyan Bati yasantisini benimseyerek gerçeklestirdigi köklü degisiklikler arasinda takvim meselesini de unutmamis,bu amaçla 26 Aralik 1925 tarihinde Islâmi olan Hicrî takvim yerine Hristiyan milâdi takvim benimsenme yoluna gidilmistir.Yilbasi günü de Muharrem'den, gerçekte Hz.Is'nin dogum günü olmayan,ancak öyle kabul gören 1 Ocak tarihine alindi.Inkilaplarin amaçladigi Bati deger yargilarinin ise bu arada "Noel Baba Kültürü"nün halk arasina zorlamalarla sokularak zamanla mesrulasmasi saglandi.

Bizans imparatoru Konstantin'in Noel'i bayram olarak kabul ettigi M.325 tarihinden beri Hristiyan âlemi de bu günü geleneksellestirerek bayram olarak yasatagelmistir.Noel'den bir hafta öncesinden özel hazirliklar saparlar.Bu günlerde sokaklar,caddeler ve vitrinler çam agaçlariyla dolmakta, Noel Baba resimleri her yeri kaplamaktadir.Noel bayrami münasebetiyle kitap,dergi vs. yayinlanmakta; kiliseler, resmi daireler ve okullar süslenmekte,televizyon ve radyoda kurumlar tatile girmektedir.Halk tebrik ve telgraflarla birbirinin bayramini kutlarlar.

Gerçekte noel(yilbasi)kutlamalarinin Hz.Isa'nin dogumuyla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadir.Noel Baba efsanesi sonradan Saint Nicola adli papazin uydurmasindan ibarettir. Hristiyanlarin geleneksel bayrami olan Noel,su anda halki müslüman ülkeler arasinda da ragbet duyulmaya ve özel tesvik görmeye baslamistir.Isin korkunç yani da,bu tür tebriklere müslümanlarin ragbet etmesi ve Islâm'dan uzaklasma yoluna girmeleridir.

Müslümanlar önce Allaha verdikleri sözü hatirlamali,Kur'an ve Sünnet dogrultusunda kendisine bahsedilen "müslüman" ismine yarasir vakar ve bilincin suurunda olabilmelidirler. Cünkü biz "Rabb olarak Allah'dan, din olarak Islâm'dan, peygamber olarak da Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem 'den raziyiz"(Buhârî, Ilim, 29, I'tisam, 3; Müslim, Iman, 56, Fedail, 134-136; Tirmizi, Ilim, 10).

Mensubu olmakla seref duydugumuz yüce dinimiz,kendi müeyyidelerini tahrif edecek müdahalelere ve beseri düsünceleri ona karistirmayi hedef alan her türlü tesebbüse karsi uyanik olmamizi biz Mü’minlerden istemis,ibadetlerde ve adetlerde firenk mukallidliginden siddetle kaçinmamizi emretmistir.Milletler; dini esaslara baglilikla ve milli hasletlerini korumakla ayakta kalmislardir.

Islamiyyete bagliligi gevseyen ve milli mefahirini inkar eden milletler ise taklitçisi oldugu toplulugun uydusu haline gelmislerdir. Peygamberimiz Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem 'de bir Hadis-i Seriflerinde mealen: “Kim bir kavme benzemeye özenirse, o da onlardandir.” buyurmuslar ve bu suretle,hiristiyanlik ve yahudilik adetlerine özenti duymaya set çekmis, taklitçiligi adet haline getirenlerin milli ruhunu kaybedip, özendigi o toplulugun mahiyet ve karakterini elde edecegine isaret buyurmuslardir.

Hal böyleyken, malesef yüce dinimizin mensubu oldugunu ve müslümanca yasamaya çalistigini söyleyen nice insanlarin müslümanlarla alakasi olmayip tamamen baska dinlere mensup insanlarin adeti olan NOEL, PASKALYA ve benzeri adetlere kendilerini kaptirip büyük günah batakliklarina düstükleri bir hakikattir.Iste yukarida bahsi geçen adetlerden biriside,31 aralik gecesi bütün hiristiyan alemince ve memleketimizde de birçok gafil insan tarafindan kutlanacak olan noel ve miladi yilbasi eglenceleridir. O noel ve yilbasi ki; Müslümanlikla uzaktan yakindan hiçbir alakasi olmayip bilakis hiristiyanligin küfür kokan bir adeti oldugu için hem dinimize hemde özünü dinimizden alan örf ve adetlerimize zittir.

Noel ve yilbasi; içki ve fuhsu tesvik edip, yeseren küçük çam fidanlarinin yok edilmesine sebebiyet verdigi, insanlari rezalete,sefalete, cinnete ve cinayete tesvik ettigi, israfin ve iflasin amili oldugu için, insani insanlik tahtindan indirip hayvani bir seviyeye düsürdügü ve süfli bir hayatin zebunu kildigi için,insani mümtaz vasiflardan ayirip Hakk’in ve halkin nazarinda kötü kildigi için,yine içkinin kontrolü altina giren insana herkesin gözü önünde hertürlü bayagiligi islettigi,edep ve haya duygularinin yok olmasina,birçok fazilet müesseselerinin yikilmasina sebebiyet verdigi için ve daha bizim bildigimiz bilmedigimiz nice nice rezaletin islendigi bir gece olmasi hasebiyle yüce dinimizin esaslarina, ictimai hayata,akla ve mantiga,edep haya ve ahlak müesseselerine tamamen zittir.

Iste böyle bir gece,biz mü’minlere duvara astigimiz takvimin tükenip bir yenisinin konulacagini hatirlatmaktan baska hiçbir seyi ihtar etmemelidir.Bir mü’minin bu gece niyyetiyle normal günlük yasayisina ilaveten en küçük bir degisik davranista bulunmasi iman,inanç ve i’tikad noktasindan büyük tehlike arz etmektedir.

Bu sebeple suurlu mü’mine bu gecede düsen vazife; yemesinde içmesinde,giyim ve kusaminda en küçük bir degisiklik yapmayip,sadece Ümmet-i Muhammedin bu gecenin serrinden, zulmetinden emin olmalari ve hakiki iman ve hidayet üzere hayatlarini tamamlamalari için Cenab-i Hakk’a çokca dua ve iltica etmektir.

KAFIRLERE BENZEMEK "KÜFÜR"DÜR.

Müslüman toplumlarin içinde bulundugu sikintilarin baslica nedeni,yahudi, hiristiyan ve diger sirk ehline özenmeleri, Bu cehennem halkinin pesinden gitmeleridir. Onlari izleyenler,su hadisin muhâtabidirlar:

"Sizden öncekilerin yoluna karis karis,kulaç kulaç uyarsiniz.Onlar kertenkele deligine girse, siz de peslerinden girersiniz","Ey Allah Resûlü!,yahudi ve hiristiyanlar mi?"dedik.O da: "Ya kim?" diye cevap verdi" (Buhari,Müslim).

Diger bir rivayette de,"Içlerinden biri sokakta annesiyle fuhus yapsa siz de yaparsiniz" buyurulmustur (Sahihtir. Hâkim).

Bu sapiklik,diger ümmetlerden gelen bir gelenek halini aldi. Öyle bir hale geldik ki, çogu Müslümani küfür ehli olan insanlardan ayiramaz olduk.Bu insanlar:

Dinden yüz çevirip hevâlarina uymus,isleri fesada bulanmistir.Ne yazik ki,toplumlarin çogu bencillik ve kibir içerisinde dünyaya dalmis,ehli Islâmi küçümser olmuslar. Sorulduklarinda 'Elhamdülillah Müslümanim' demekten öteye din adina hiçbir seyini bilmez, bir kismi da hiçbir sey bilmedigi halde her seyi bildigini sanir.

Bunlar,Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in getirdigi Islâmî çizgiyi muhafaza edemeyerek,yasadiklari gibi inanma gafletine düserler.Islâm ile "güncel hayatin gerçekleri" dedikleri seyler arasinda sentez bir din anlayisi gelistirerek bunu,"çagdas Islâm" ismiyle,süslü posetler içerisinde insanlarin önüne koyarlar.Ayet ve hadisleri kendi hevâlarina göre egip bükerek de,"çagdas Islâm\"larini akillarinca daha uygun bir hale getirirler.Bu tip insanlar maalesef sayilamayacak kadar çok.

"Siz o gün çok olursunuz ancak sellerin önüne kapilan çerçöp gibi"(Sahihtir,Ahmed)diyen hadisi serifteki nitelemeye uygun olan bu kimseler; Müslüman olduklarini savunur ve Islâm adina sürekli ahkâm keserler.Gelin görün ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem 'in sünnetini birakip baska baska sünnetlere tabi olduklari için, onlarin çalismasiyla Allah Müslümanlari zafere ulastirmaz. Her yer onlarla ve bos sözleriyle dolsa bile...

Bunlarin disinda üçüncü bir grup daha var ki(Allah bizleri onlarin listesine dahil eder insâallah),onlar; Allah celle celaluhu 'nun hidâyetine erdirip ayaklarini sabit kildigi kimselerdir. Bunlar, Allah azze ve celle 'nin, Kitab'ina Ve Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem 'in Sünnetine tam olarak uyanlardir. Iste onlar gerçek "hak ehli",Allah azze ve celle katinda kurtulusa eren topluluktur.Onlar bu dinin dosdogru çizgisinden asla dönmez ve bu çizgi üzere ölürler.

AllahResûlü sallallahu aleyhi ve sellem bunlar için söyle buyurur: "Düsmanin zarar veremeyecegi,hak üzere sebatkâr bir firka kiyamete dek var olacaktir"(Müslim).Kafirlere benzemekten en fazla sakinanlar iste bu Müslümanlardir. Onlar kafirlerin yasantilarini asla taklit etmez,bu takdirde sereflerini kaybedeceklerini bilirler.Ancak, kafirlerin bizim yasantimizi taklit etmeleri,onlar için büyük bir sereftir.Izzet,ancak Allah'in,Resulü 'nün ve tüm müminlerindir.

Bu,kurtulus ile müjdelenen firka disinda kalan ve birinci maddede zikretmis oldugumuz ehli hüsran, ehli nedâmet,ehli zillet içindeki ihanet firkasi(ki,Allah bizleri onlar ile birlikte olmaktan muhafaza buyursun),zifiri karanlik içinde,sonlarinin ne olacagi belirsiz bir sekilde ömür çürütmektedirler. Tevbe edip Allah'a dönmeden ölürlerse, varacaklari yer ise; Cehennem atesinin ta kendisidir !.

Ikinci bölümde zikretmis oldugumuz, deliller üzerinde oynayip onlari egip büken,çagdas diye tabir edilen neidügü belirsiz, köksüz ve ruhsuz yasayislarina dayanak arayan firkaya gelince; iste onlari,Allah'a dönmeye davet ediyoruz.Sirât-i müstakim üzere yasamaya çagiriyoruz . Cehennem atesine götürücü hevalardan sakindirmak istiyoruz, uyandirmak istiyoruz.Inaniyoruz ki,onlarin; kafirleri taklit etmelerinin esas sebebi bilgisizlikleri, basiretsizlikleri ve iman zafiyeti, ayrica, kendilerini dosdogru yola çagiran örnek sahsiyetlerden de mahrum olmalaridir.

Bu,kafirlere benzemenin en belirgin örneklerinden biri de; onlarin "Yilbasi"larini tanimak ve Yilbasini hiristiyanlarin kutladigi günde kutlamaktir.Bu vesile ile, 'yilbasi' adiyla bilinen bozulmus hiristiyanlik âdeti üzerinde bir nebze durmak istiyoruz.

Allahü Teâla, hiristiyanlar hakkinda söyle buyurur:
"Meryem oglu Mesih Allah'tir, diyenler kafir olmuslardir" (Mâide Süresi,l7),"Allah üçün üçüncüsüdür,diyenler kafir olmuslardir" (Mâide Süresi, 73)

Bu insanlar onlarin uydurma bayramini kutlarken, Mesih Aleyhisselâm'a ve O'nun dogum anisina iftira etmektedirler. Isâ Aleyhisselâm onlarin yaptiklarindan uzaktir ve bunlarin hepsini inkar eder.Iste onlar, bu uydurma yalanlar ve bozuk inançla, Allah celle celaluhu 'nün hakkinda hiçbir delil indirmedigi ve selim fitratin nefret ettigi amelleri slemektedirler.

Gariptir ki,Müslüman toplumun çogu yahudi ve hiristiyanlari taklit edip onlarin küfrî bayramlarina uyduktan sonra da Müslümanliktan söz ediyorlar.Pesinden bununla da yetinmeyip ilericilik ve uygarligin yahudi ve hiristiyanlara uymaktan geçtigini zannederler.Bu,onlarin dinlerinden uzaklasmalarinin ve kafirlerin usagi haline gelmelerinin bir baska adidir.

Oysa Islâm,insanoglunun yegâne serefi; yüzyillar ötesinden insanoglunun bilim ve istikâmet menbâidir.Bunu bir bilseler!

Allah celle celaluhu'nün dini,seriatibdüzeni disinda kalan, diger bütün seriatlara düzenlere muhalefet etmek,onlarin din, gelenek ve bayramlarinin tamamina,yeme içme ve giyim kusamlarinda da onlara aykiri olmak,dinimizin temel kurallarindandir.

Bu konudaki delillerin tümünü ortaya koymaya gerek yoktur. Aksine, söz konusu delillerden birkaçi bile yapilan hareketlerin tehlikesini açiklamaya yeterlidir.Hayra nasihat edenlerin çok az oldugu günümüzde, dinimizin aslindan olan nasihatlesme prensibini de böylelikle ihya etmis olalim:

1."Sonra seni din konusunda bir seriat sahibi kildik. Sen ona uy; bilmeyenlerin hevalarina (arzularina) uyma" (Câsiye Süresi,18).

Seyhülislâm Ebu Abbâs Harrâni söyle der,"Burada bilmeyenler'sözüne,Allah'in Seriat'ina aykiri davranan herkes girer.'Hevâlari' kavrami içerisine de,müsriklerin isledikleri amellerin hepsi girer,ki bu davranislari onlarin dinlerinin geregidir".

2."Sana gelen ilimden sonra eger, onlarin arzularina uyacak olursan, Iste o zaman zâlimlerden olursun"(Bakara Süresi 145).

Ehli Sünnet müfessirlerinin icmâi vardir ki;"Bu ayeti kerimede onlarin tüm yasantilarina muhâlefet etmenin zorunluluguna açik bir isaret vardir" demislerdir.

3. "Ey iman edenler! "Râinâ" demeyin "Unzurnâ" deyin. Söylenenleri dinleyin.Kâfirler için aci veren bir azap vardir" (Bakara Süresi 104).

Ibni Kesir Rahmetullahi Aleyh, tefsirinde bu ayet hakkinda söyle der: "Allah celle celaluhu, bu ayetle, mü'minlerin, söz ve davranislarinda kafirlere benzemelerini yasaklamistir. Cünkü yahudiler «..Râinâ..» kelimesini Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' e alay niyetiyle kullanirdilar.Allahu Teâla da mü\'minleri bundan men etti".

Ibni Kesir sunlari söyler;"Ayette söz,davranis,bayram, gelenek ve ibadetlerinde ve diger tüm islerinde kafirlere uyanlara aci bir azapla cezalandirilmalari gibi agir bir tehdit vardir".

4. Allah Resûlü(S.A.V.); "Kim bir kavme benzerse o da onlardandir" (Sahihtir.Ebu Davud) buyuruyor.Hadis-i serifte,Müslüman olmayanlara benzeyenleri siddetle kinama vardir.Kim takvâ ehli ve salih insanlara benzerse,o onlardandir,kim de yahudi ve hiristiyanlara benzerse,o da onlardandir.

5. AllahResûlü sallallahu aleyhi ve sellem "Bizden baskasinin sünnetiyle amel eden bizden degildir"
(Sahihtir.Sahihul câmi)bir baska hadiste,"Baskalarina benzeyen bizden degildir.Yahudilere de hiristiyanlara da benzemeyin.Yahudilerin selâmi parmaklariyla, hiristiyanlarin ki ise,elleriyle isarettir" (Sahihtir. Sahihül câmi)buyurmustur.

Bunlarin tümü onlara benzeme hakkinda ise,ya kâfirlere uyan,onlarin örf ve adetlerini benimseyen,Müslümanlari küçümseyip onlardan uzak duran,kisaca küfrü ve tüm küfrî degerleri hayatinin ayrilmaz bir parçasi kilan kimsenin hükmü nedir acaba?!..

Kim AllahResûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetini terk eder ve bunu baska bir sünnet,aliskanlik adet veya gelenekle degistirirse,Islâm'a bagli oldugunu söyleyip Müslümanlarin isimleriyle anilsa bileIslâm üzere degildir.

6- Allahu Teâla kafirlerin geleneklerine uymayan mü'minleri söyle över,"Onlar ki,yalan sahitlik etmezler, bos bir seye rastladiklarinda vakar ile geçip giderler" (Furkan Süresi 72).

7- Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye geldiginde, onlarin oynayip eglendikleri iki günlerinin oldugunu ögrendiginde "Bu günler nedir?" diye sorar.Onlar da,"Cahiliyede bu iki günde eglenirdik" dediler.Bunun üzerine Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem "Allah bundan daha hayirli olani,kurban bayrami ve fitr (Ramazan) bayramini size verdi"(Sahihtir.Ebu Dâvud) buyurdu.

8- Adamin birisi "Bavâne" adli bir yerde deve kesmek üzere adakta bulunmustu.Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem 'Orada daha önce câhiliye insaninin taptigi putlardan biri bulunuyor muydu?' diye sordu,'Hayir, bulundurmuyordu' dediler.Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bu defa, 'Peki, kafirlerin bayramlarindan biri orada kutlaniyor muydu?'diye sordu,yine 'Hayir' dediler.O zaman Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem adama,'Nezrini (adagini) yerine getir.Allah'a isyanda da,insanin sahip olmadigi seylerde de nezre sadâkat yoktur'dedi"(Sahihtir.Ebu Dâvud).

Bu hadiste gösterir ki,kâfirlerin bayram yerlerinde islenen bir amel,hayir olsa bile basli basina Allah'a isyan sayilmaktadir.Cünkü bu, Allah'a isyan edilen yerleri mesru görmektir. Allah'a isyanin söz konusu oldugu yerlerde serî bir maslahat olmaksizin bulunmak da böyledir.

Allahu Teâla, Cehennem ashabi olan kafirlere benzemeyip onlarin yaptiklarini yapmamayi büyük bir hikmet geregi olarak bize emretmistir ki, onlarin sevgisi Müslümanlarin kalplerine girmesin.Onlar Allah'tan ve de Müslümanlardan uzaktirlar.Is ve yasantida onlara benzemek, onlarla bir olmak kalpler arasinda ülfet ve yakinligi dgurur.Bu da onlari sevip saymayi beraberinde getirir.Konu hakkinda zikre sayân bir çok delil vardir.Daha genis bilgi edinmek isteyenler Seyhülislâm Ibni Teymiye'nin,"Sirâti Müstakîm" adli eserine basvurabilir.

Müslüman oldugunu söyleyen bir çoklarinin "yilbasi kutlamasi" adi altinda edâ edilen bu çirkin hiristiyan adetine katildigini üzüntüyle görüyoruz.Yasayan bir tek Müslüman birakmamak üzere eskiden haçli seferleri, günümüzde ise daha kapsamli silahlariyla maddî ve mânevî savas ilan etmis bulunan batililarin gelenegini taklit etmek gerçekten akil almaz bir davranistir. Özellikle bu gelenegin içinde Allah'a isyan ve Islâm'la eglenme de varsa bunun tehlikesi çok daha büyüktür.

Yapilanlar bir kutlamadan çok din, irz, namus,ahlâk ve aile kavramlarini yikmak için özenle tasarlanmis bir programi andirmaktadir.Kisi, hem kendisi hem de çoluk çocugu için nerede durdugunun farkina varmak zorundadir...Allah, bu çirkeflige alet olana akil ve izan versin!.

"Mecmau'n-nevâzil"de: "Nevruz kutlamalarini gören bir Müslüman,'ne güzel bir gelenek' dese, kafir olur" ifadesi yer alir. Böyle davranan kimse bu hareketiyle küfrün çikmasini hos görmüs,Islâma noksanlik zâfet etmis olur!

"Fetâva Sugra"da ise söyle denmistir: "Kim Nevruz günü, daha önce hiç satin almadigi bir seyi Nevruz'u kutlamak için satin alirsa, kafir olur" (Fikhi Ekber Serhi).Ayni sekilde, daha önce hindi satin alip yemeyen kimse, yilbasini kutlamak için satin alirsa küfre düser.

Müslüman oldugunu söyleyen çoklari kafirlere belirgin olarak su hususlarda benzemistir: Bunlarin basinda onlarin en belirgin özelligi olan ve dini yasanmayan vicdâni bir duygu sayarak onu sembollestirmeyi esas alan beserî sistem ve ideolojileri benimsemek gelir.

Bunu da sekil semalde onlara benzemek izler.Sakal kesilir, giyim kusam onlarinkine benzer, evlere resim asilir, esyalar ve mobilyalar bir hiristiyanin evini andirir. Onlarin dinlerinde önemli ve kutsal sayilan noel agacindan alip evlerine koyup bu vesileyle süs yapip birbirlerini tebrik eden ve Müslüman olduklarini söyleyenlere rastlamak isten bile degildir.

Artik görünüse sirâyet eden bu taklitler,bir süre sonra kalbe de nüfuz eder ve kisinin düsünceleri de ayni dogrultuda, paralel degisimler gösterir.

Durum gayet açiktir: Inanildigi gibi yasamamanin faturasi, yasanildigi gibi inanilarak ödenir!..

Tüm bunlar sonuçta,uzun bir zaman cihana hüküm sürmüs bir ümmetin,domuz etiyle beslenen din,ahlak ve namus düsmanlarina hayranlik duymayi beraberinde getirir.Toplum, bu sûrette kendi deger yargilarini unutur ve henüz dün sayilabilecek kadar yakin olan bir zamanda ülkesini yutmak isteyen bir milletin, kokusmus degerleriyle yasamayi kendine onur kabul edebilecek kadar alçalir!..

Kafirlerin bir takim inançlari dogrultusunda edindikleri tüm isaret,gelenek,adet ve düsünceden kaçinarak; selâmlasmak, akraba ziyaretinde bulunmak, hayirda yardimlasmak,namaz,hac,zekat,oruç,iyiligi emretmek kötülükten sakindirmak ve güleryüzlülük gibi büyük dinimiz Islâmin tamami insanlik için hayir olan siârlariyla izzetlenmek hem imânî,hem de toplumsal bir vecibedir.

Müminlere karsi merhametli,kafirlere karsi izzetli durmak, Allah için sevip Allah için bugzetmenin en önemli dinamigidir.Ki bu da Imanli olabilmenin temel kaidelerindendir.

O halde,Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i ve O'nu dost edinenleri birakip seytan ve de Allah düsmanlarini dost edinmenin ahirette getirecegi sorumlulugu düsünerek bu ve benzeri çirkin taklitleri birakmalidir:

"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun: babalari, ogullari,kardesleri, ya da akrabalari da olsa Allah'a ve Resûlüne düsman olanlarla dostluk ettigini göremezsin..." (Mücâdele Süresi, 22)

Allahu Teâla, bizlere sevdiklerini sevmeyi,düsman olduklarina da düsman olmayi nasip etsin.O ne güzel dost ve ne güzel yardimcidir.

YILBASINDA YAPILAN TICARETLERIMIZ


Soru: Yilbasi münasebetiyle Hindi alip satma,tebriklesme, tebrik satma,yilbasi programlari için siparis edilen davetiye,kart,poset vb.imal etme caiz midir?

Cevab: Bu meseleyi iyi kavrayabilmek için önce su ayet ve hadisleri gözönüne getirmek gerekir

"Iyilik ve takva konusunda yardimlasin,günah ve haddi asmada yardimlasmayin ve Allah'tan korkup sakinin..."(Mâide Süresi 2. )

"Zulüm yapanlara en ufak meyil göstermeyin,yoksa size ates dokunur.Sizin Allah'tan baska velileriniz de yoktur sonra yardim da göremezsiniz."(Hûd Süresi 113.)

"O (Allah) size Kitapta : " Allah'in ayetlerine küfredildigini ve onlarla alay, edildigini isittiginizde, onlar bir baska söze geçip dalincaya dek onlarla oturmayin, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Dogrusu Allah münafiklarin da,kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktir".(Nisâ Süresi 140. )

Buraya kadar olanlar ayet mealleridir. Konuyu baskalarina benzeme noktasindan ele alan sayilamayacak kadar hadis-i serifler vardir. Bunlardan birinin mealini vermekle yetinebiliriz :

"Kim herhangi bir gruba benzesirse o da onlardandir ".(Ebu Davûd,Libas 4;Müsned N/50.)

Özellikle bu hadis-i serif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere isaret eder.Sekli benzesmenin sonuçta itikadi benzesmeye götürecegini anlator: Ibn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak basar. "Magluplarin galipleri taklid etme psikolojisi yasadiklarini anlatir."(Ibn Haldun, Mukaddime (trc.) I/374-75.)

Sonuç sudur: Insan ancak sevdigini,takdir ettigini ve büyük gördügünü taklit eder. Sekli taklit itikadi taklide götürür.Bu ilmi gerçege de dikkat çektikten sonra genel bir fikhî kaideyi hatirlatip, mesele hakkinda alimlerimizin istinbatlarini(bir kismini verdigimiz naslardan çikardiklari hükümleri)nakledecegiz. Ittifakla kabul edilen bu fikhi kaide sudur: "Müslümanin,bir baska dinin siari (alameti farikasi)olan bir fiili kendi ihtiyari ile yapmasi küfürdür", Nevruz ve yilbasi kutlamalari alimlerimizce baska dinlerin ve inanç sistemlerinin siarlari olarak görülmüs ve bu konudaki hüküm ona göre verilmistir.

Görebildigimiz kadariyla,Buhara bölgesi alimlerimizden Baytekin et-Türkmeni bu tür konularda en genis bilgiler veren alimlerimizden biridir.Buna benzer meseleleri müstakil bir kitapla anlatmis ve sözünü ettigimiz konu üzerinde özellikle ve sayfalarca durmustur."Bazi Hanefi alimleri demislerdir ki,adi geçen bütün bu (baska inançlarin geregi olan bayram ve kutlamalara)katilan ve bundan tevbe etmeyen onlar gibi kâfirdir.

Imam Malik'in arkadaslarindan biri de demistir ki,Nevrûz Günü(o günü ta'zim için) bir karpuz kesen sanki domuz kesmis gibidir.Dolayisi ile müslüman, böyleleriyle oturmasi,kesmede ve pisirmede onlara yardimci olmasi ile günahkâr olmus olur". (Türkmanî, Kitabu'l-üma fil-havâdisi vel-bida'I/293-94.)

Meselenin hem hukuki hem de itikadi yönü bulundugu için fikih kitaplarimizin "mürtedle ilgili hükümler",ya da "Küfür sözler" yer alir ve özet olarak sunlar söylenir : "Mecusilerin(atese tapanlar) Nevruz(yeni gün, yeni yil, yilbasi) kutlamalarina katilmakla da kâfir olur.Cünkü bunda onlarin o gün yaptiklari seylere muvafakat anlami vardir. Daha önce satin almamakta oldugu bir seyi Nevruz'da,o günü tâzim için -yeme içme için degil- satin almasi,keza yine o günü kutlayan sirk ehline Nevrûz Günü,velev bir yumurta olsun,bir sey hediye etmesi de aynidir" (Fetva-i Hindiyye N/276-77.)

"Nevruz'da (yilbasi gününde) bir müslüman digerine bir sey hediye etse,ama bununla da o günü tazimi (kutlamayi) düsünmüs olmasa, fakat bir takim insanlarin o güne mahsus böyle bir uygulamasi bulunmus olsa bunu yapan kâfir olmaz, ancak o günlerde yapmamasi,daha önce veya daha sonra yapmasi gerekir.Ta ki onlara benzemis olmasin.Ibadette muvafakat,yani,onlara has ibadet saatleri olan üç vakitte namaz kilmak haram olursa,ibadet olmayanlari bir düsünün!?

Imam Ebu Hafs demistir ki,"Bir adam Rabbine elli yil ibadet etse,sonra nevrûz (yilbasi)geldiginde o günü kutlamak için sirk yapanlardan birine bir hediye gönderse kâfir olur". (Bezzâziye VI/333; Abdullah b. Muhammed es-Sîbî., el-Abdevî,ed-Delilül-kavim,ales-siratil-müstakîm 143.)Imam Rabbanî de benzer seyleri kendi zamanindaki Hindistanli müslüman kadinlarin yaptiklarini,baska inançlarda olanlar gibi belli günlerde,o günlere has hediyelerle hediyelestiklerini anlatir ve bütün bunlarin sirk ve Islam dinini inkâr demek oldugunu söyledikten sonra su mealdeki ayeti zikr eder (Imam Rabbanî,Mektûbat NI/55 (Mek.4l))

"Onlarin çogu sirk kosmaksizin Allah'a iman etmezler ". (Yusuf Süresi 106.)Bu Allah'a inandigini söyleyenlerin de sirk kosuyor olabileceklerini, ya da sirk kosanlarin da Allah'a inandiklarini söyleyebileceklerini anlatir.

Hülâsa :

1. Yibasi gibi baska inançlarin siari olan günlere, o güne tazîm ve kutlama maksadiyla katilmak,ayni maksatla o günlerde tebriklesmek ve hediyelesmek,yine ayni maksatla hindi vb.almak,yemek,ziyafet çekmek,ayni maksatla bu tür kutlamalara katilmak küfürdür.Bunu yapmis ve tevbe etmemis bir insanin imanindan,nikahindan,ibadetlerinin bosa gitmesinden korkulur.

2. Böyle zamanlarda,böyle zamanlara has hindi vb. seyleri sirf gidalanmak için almak,PTT'nin ucuz hizmetinden yararlanmak için tebriklesmek küfûr degilse de,onlara (isteyerek sirk yapanlara) benzeme ve onlarin uygulamalarini yayginlastirma ve mesru gösterme anlami tasidigindan tehlikeli ve mahzurludur. müslümanlarin, hangi maksatla olursa olsun,o günlere mahsus birsey yapmamalari gerekir.

3. Hindi gibi sirf o günlere mahsus seyleri, o günlerde satmak, fasiklara "günahta yardim" anlami tasidigindan, haram ya da tahrimen mekruhtur.Bu hindilerin besmele ile kesilmis olmasi halinde böyledir.Besmele ile kesilmemisse "meyte" olacaklarindan satilmalari hiç bir surette caiz olmaz.

4. Yilbasi kutlamalari için matbaa sahiplerinin davetiye, afis, kart vb.seyleri basmalari da aynidir.Yani bunlar sirf yilbasina özel olarak kullanilacaklarsa yapilip satilmalari ayni derecede mahzurludur: Esantiyon esya için de ayni sey söylenir.

Bir hayat tarzi olarak nasil yasarsaniz yasayin; ötekinizle kurdugunuz iliski biçiminde benimsediginiz seyin nereye ait oldugunu ve bunu niçin yaptiginizin bilincinde olmadiginiz vakit toplumsal sizofreni ortaya çikar.Türk modernlesmesinin bu topluma tanistirdigi en büyük kazanim tarihinde tanik olmadigi maraziliktir,toplumsal sizofreni. Dünya görüsü ne olursa olsun bir Türk vatandasi yilbasina nasil bir anlam yükleyerek kutlamaktadir? Dini,geleneksel anlamini dikkate almasa bile bu pagan gelenegine nasil bir anlam yüklemeli ki,içsellestirebilmesinin imkani olsun.

YILBASI PIYANGOSU

Gerekse yilbasi amaciyla piyango bileti almak ve satmak haramdir.Piyango,kumarin bir türü oldugundan bunlardan kazanilan para da haramdir.Özellikle yilbasi gecelerinde oynanan tombala ve firdöndü benzeri oyunlar,neyine olursa olsun, tüm iskambil ve tas oyunlari ile kumar makinalari ile oynanan oyunlar Islâm'a göre haramdir(Yusuf Kerimoglu, Emanet ve Ehliyet, II, s. 494; Halil Gönenç, a.g.e., II, 116, 208).

Selam Sevgi ve Dua Ile


Hikayeler ve Kissalar

MollaCami.Com