Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
ALLAH İSMİ KALPLERİMİZE NASIL MİSAFİR EDİLİR?
Musa Aleyhisselâmın ümmeti:
- Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün
misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde
Musa Aleyhisselâm, onları azarladı.
«Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir»
diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi.
Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp,
bazı münasaatta bulunmak istediğinde,
Allah tarafından şöyle nida olundu:
- «Ya Musa neden kullarımın davetini bana getirip
söylemiyorsun?»
Musa Aleyhisselâm: «Ya Rabbi, böyle daveti size gelip söylemekten
haya ederim. Nasıl olur, Zatı Ulûhiyetiniz onların söylediklerinden
beridir» dedi.
Allah (c.c.): «Söyle kullarıma, onların davetine Cuma akşamı
geleceğim» buyurdu.
Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti,
hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi.
Mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlandı.
Çünkü misafir gelecek olan ne bir vali, ne bir padişah,
ne bir başka yaratıktı. Kâinatın yaratıcısı misafir olarak gelecekti.
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşam üstü uzak yollardan geldiği belli;
yorgun argın, üstü-başı birbirine karışmış bir ihtiyar gelip:
«Ya Musa! Uzak yollardan geldim, acım,
bana bir miktar yemek verin de karnımı doyurayım» dedi.
Hz. Musa:
- Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım.
Senin de bir katkın bulunsun. Biraz sonra Allah (c.c.) gelecek, dedi.
Tabii adam daha fazla diretmeden çekip gitti.
Yatsı vakti oldu, beklenen misafir halâ gelmedi.
Sabah oluncaya kadar beklediler, halâ gelen giden yoktu.
Neyse ümidi kestiler.
Hz. Musa taaccüp içinde idi.
İkinci gün Hz. Musa Tur'a gidip:
- Ya Rabbi, mahcup oldum, ümmetim: «Ya Sen bizi kandırdın,
ya Allah sözünde durmadı» diyorlar
dediğinde, şöyle hitap olundu:
- Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin,
bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.»
Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah:
- Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah değildi.
Bu nasıl olur? dediğinde
Cenabı Allah:
- «İşte ben o kulum ile beraberdim. Onu doyursa idiniz,
beni doyurmuş olacaktınız. Çünkü ben ne semalara, ne yerlere sığarım,
ben ancak aciz bir kulumun kalbine sığarım.
Ben o kulumla beraber gelmiştim.
Onu aç olarak geri göndermekle,
beni geri göndermiş oldunuz»
buyurdu.
allah razı olsun kardeşim kalbimizde müsafirimizi çok iyi ağırlamayı nasıp et mevlam bize
اجياد
Su guzel yaziniz icin cok tesekkur ediyorum Rabbim sizlerden razi olsun belki gaflet icersinde olan iyi bir kulun uyanip Allah'a yakinlasmasina ve gelen misafire iteat etmesine vesile olursaniz ne buyuk nimet bir insanin hidayetine vesile olup dogru istikametde ilerlemesine yardimci olmak.. Rabbim sizlden razi olsun insanlarimizin buna benzer nasihat ve sohbetlere ihtiyaci var Rabbim bedeninize saglik parmaklariniza kuvvet versin..
ALLAH'A EMANET OLUN..
RESUL SARICA / ABD
amin ecyad kardeşim, Mevlam senden de razı olsun inşaAllah..
resul sarıca kardeşim Allah (c.c.) sevdiklerine sevdirsin bizleri inşaAllah, samimi dualarınız için teşekkür ediyorum. bende duayla karşılık veriyorum. Allah'a emanet olun.
Teşekkürler
Rabbim, O'nun (S.A.V) istediklerine ulaştırsın, O'nun(S.A.V) sakındıklarından sakındırsın inşaallah.
rica ederim hemre kardeşim, Allah'a emanet olun.
Çok güzel bir yazı gerçekten de inanana büyük ibretler var Allah razı olsun..
Amin kardeşim Mevlam hepimizden razı olsun.