Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
"Enteresan" sorular ve "bilimsel" cevapları
"Enteresan" sorular ve "bilimsel" cevapları
Uçaklar yüksek irtifada arkalarında neden beyaz iz bırakır? Toprak solucanı ikiye bölündüğünde yaşamaya nasıl devam ediyor? Sıfır, tek sayı mıdır yoksa çift sayı mıdır? Ve diğerleri...
Yaşadığımız evren sırlarla dolu ve her geçen gün bunlardan birine şahit oluyoruz. Ya da zaten varlığından haberdar olduğumuz bir olayın ‘nasıl ve neden’ini sorgulamaya başlıyoruz. Mesela;
Rüyada gördüklerimiz yatmadan önce düşündüklerimiz ile bağlantılı mıdır?
Rüyalara dair bugüne dek psikoloji literatüründe pek çok kuram süregelmiş.
A) Psikodinamik görüşün babası Freud rüyaların, bilinçaltımızdaki düşünce, his ve isteklerin su yüzüne çıkabildiği bir pencere olduklarını düşünüyor. Çocukluğumuza kadar uzanan ve bilinçaltımıza ittiğimiz, bastırdığımız ve kökeninde cinsel arzularla öfke barındıran bu his ve isteklerle rüyalarımız yoluyla yüzleşebiliyoruz. Freud rüyaları ikiye ayırıyor:
1.) Gizil anlamlı rüyalar: Bu rüyalar sembolik anlamlar taşıyor ki Freud'a göre psikolojik yorumların bu rüyalar üzerinden yapılması gerekiyor.
2.) Görünür içerikli rüyalar: Bu rüyalarsa günlük hayatımızda duyduğumuz, yaşadığımız olaylarla bağlantılı olarak gördüğümüz rüyaları oluşturuyor.
B) Bilişsel görüşse, rüyaların uyanıkken aklımızı kurcalayan kaygı ve düşünceleri içeren zihinsel işleyişlerin bir sonucu olduğunu düşünüyor. Diğer bir deyişle, rüyaların yalnızca bir düşünce biçimi olduğunu savunuyor. Öyle ki, rüyaların bazen gün içinde çözümünü bulamadığımız kimi soru ve sorunlara çözümler üretebileceğimiz dönemler olduğunu öne sürüyor.
Kuramlar elbette ki bu ikisiyle sınırlı değil. Ancak sorunuzun yanıtına eğilen iki ana kuram psikodinamik ve bilişsel kuramlar. Haliyle, Psikodinamik yaklaşıma göre yatmadan önce düşündüklerimiz, günlük hayat sırasında aklımızı kurcalayan sorun ya da olaylar gördüğümüz rüyaların yalnızca bir kısmını açıklıyor. Kimi rüyalarımızsa daha kapalı ve sembolik anlamlar içeriyor. Bilişsel görüşe göreyse bu düşünceler rüyaların hemen hemen tümünü açıklamakta yeterli.
İnci Ayhan
***
Uçaklar yüksek irtifada arkalarında neden beyaz iz bırakır?
Uçakların egzosundan çıkan yakıt artığı gazların yanısıra bir miktar su buharı da bulunur. Su buharı yüksek irtifalardaki soğukta yoğuşarak buz kristallerine dönüşür. Yüksekten uçan uçakların arkalarında bıraktıkları beyaz izler, bu kristallerden oluşur.
Raşit Gürdilek
***
Toprak solucanı ikiye bölündüğünde yaşamaya nasıl devam ediyor?
Bu olayın adı rejenerasyon, yani dokuların kendi kendini yeniden oluşturarak tamamlaması. Sanıldığının aksine, bir toprak solucanı ortadan ikiye bölündüğünde iki solucan halinde yaşamaya devam etmiyor. Örneğin bir kuş tarafından kuyruk bölgesi kopartılan toprak solucanı, kuyruk bölümünü yeniden geliştiriyor. Ancak, kopan kuyruk bölümü yeni bir solucan olarak gelişmiyor.
Deniz Candaş
***
Pİ sayısı adını nereden alır?
Pi sayısı, adını çevre uzunluğu demek olan “perifer” sözcüğünün başharfi olan p harfinin, Yunan alfabesindeki sembolüdür.
Nermin Arık
***
Elektrikte neden bakır tel kullanıyoruz, altın tel kullansak ne olur?
Bir kere üretilen gücün birim maliyeti ve dolayısıyla aylık elektrik faturanız çok daha yüksek olur. Bakırın kullanılması icin bir baska pratik neden: Altın yerkabuğunda çok daha ender bulunan bir metal. Bir yerde, tüm dünyada çıkartılmış ve rafine edilmiş altın stokunun 400-500 ton civarında olduğunu okumuştum. Elektrik santrallerinde üretilen gücü evlerimize, işyerlerimize ulaştıran şebekede kullanılan bakır tellerin uzunlugunun yalnızca ulkemizde on binlerce kilometre oldugunu dusunursek, bu stokun ne kadar yetersiz kalacağı açık.
Raşit Gürdilek
***
Kaynak suların yeryüzüne çıktığında neden berrak olduğunu merak ediyorum?
Bildiğiniz gibi, kaynak suları yerüstü sularının (yağmur kar vb) yeraltına sızmasıyla oluşur. Bu sular yeraltındaki kayaçlar içinde akarken özellikle kil mineralleri tarafından temizlenir (doğal yoldan filtre edilir. Bilirsiniz eskiden kimyasal temizleyiciler yokken lekeler kille çıkarılırdı (lekeci kili).
Doç.Dr.F. Sancar Ozaner
***
Sıfır, tek sayı mıdır yoksa çift sayı mıdır?
Bu soruya cevap vermeden önce tek ve çift sayı kavramı üzerinde durmamız gerekiyor. Matematikte kavramlar söz konusu olduğunda tahmin edebileceğinizden daha fazla farklı fikirle karşılaşırsınız. Ancak bu tek ve çift sayı konusunda matematikçilerin büyük bir kesiminin ortak bir kararı olduğunu görebiliriz. Tanım şu şekilde yapılmıştır: İki ile bölündüğünde sıfır kalanını veren sayılara çift sayılar, bir kalanını veren sayılara da tek sayılar denir. Bu tanıma göre iki ile bölündüğünde sıfır kalanını veren sıfır sayısı bir çift sayıdır.
Raşit Gürdilek
----------------
Kaynak TÜBİTAK
Hazırlayan: Faik Almendi
Sevgili Halis Bey;
Paylaşımınız için teşekkür ediyorum..
Diğerlerini biliyordum ancak "Sıfır, tek sayı mıdır yoksa çift sayı mıdır?" bu soruyu çok tartıştık, sonuca varamadık..
Raşit Gürdilek beyin açıklaması tatmin etmedi açıkçası.. :))
Mesela; Su için sıfır derece "0'c" bir sıcaklık mıdır? Hem donma noktası hem de erime noktasıdır.
Negatif veya pozitif değildir.
Matematikte; toplamada toplandığı sayıyı değiştirmeyen etkisiz, çarpmada sonucu sıfır yapan yutan, bölmede ise böldüğü sayıyı sonsuza yaklaştıran sonuçsuz elemandır.
Çift sayı olarak tanımlanamaz, yani bir diğer tanım üzerinden değerlendirilip bu işin içinden çıkılamaz bence!
Saygılar...
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler...
Allah razı olsun. Güzel bir paylaşımdı.Rabiacım bende çok merak ettim bak ,bende tatmin olmadım:D
selametle
"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)
Güvercinim sana bişiy anlatayım :))
Ben Halis beyin yazısını okuyordum, yine herzamanki gibi çok güzel tabii.. Yazının bir yerinde şöyle diyor;
"Bu iş; bir nevi yüksek matematik uzmanı bir prof.’u, matematikten sadece a’mal-i erbaayı/dört işlemi bilen birisinin tartması/değerlendirmesi gibi garip bir manzara arz eder!"
Bu tespit bulunduğu yere çok yakışmış, isabet etmiş. Ama ben de bu paylaşım için üzerime alındım doğrusu :D :D :D
:D:D:D sağol kardeşim. Güzel bir yazıymış hangi yazısı daah yeni yeni gerilere gidiyorum biriktirdimde yazıları bende okuyum.:D (ama sen yinede üzerine alınma)
selametle
"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir."(H.Ş)
Değerli kardeşlerim Râbia, Şer-i ve Güvercin24;
Öncelikle ilgi ve iltifatlarınıza teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun. Gadabından bizleri korusun.
Râbia kardeşimizin sorduklarına sadra şifa bir cevap veremeyeceğim için de özür diliyorum.
İnşaallah bu çengeli (?) bir düzelten, problemi çözen birileri çıkar...
Bu ümitle selamlarımı arz ediyorum hepinize...