Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Üç Tarz-ı Bakış
Selimiye Camii yapılırken, taş kıran ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini merak eden Mimar Sinan, tebdil-i kıyafet inşaat alanına yönelir. İlk işçiye yaklaşır ve sorar: “Ne yapıyorsun evladım?” “Nesin sen, kör mü?” diye öfkeyle bağırır işçi. “Bu parçalanması imkansız kayaları bu kör keserle kırıyor ve ustabaşının emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş, ölümden beter.”
Koca Sinan, hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye yaklaşır. Aynı soruyu ona da sorar: “Ne yapıyorsun?” İşçi cevap verir: “Kayaları mimari plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli. Manevi bir görevin sorumluğunu da taşıyorum. Sonuçta bir işim var. Daha kötüsü de olabilirdi.”
Biraz cesaretlenen Sinan üçüncü işçiye doğru ilerler.“Ya sen ne yapıyorsun?”diye sorar. “Görmüyor musun?” der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak: “Kocaman bir cami yapılıyor ve ben de bu camide çalışıyorum. Bu camide benim de bir emeğim var. Öldükten sonra hatırlanacağım ve çocuklarıma diyeceğim ki işte bu camiiyi biz yaptık.”
Allah razi olsun kardeşim
Allah senden de razı olsun nar-ı beyza kardeşim.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İNSANI TÜKETEN YOLLAR DEĞİL; ERİŞEMEĞİ MUTLULUKLARDIR:( sevgi ve muhabbetle güvercin