Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
ALi CENAB TÜRKLER
. Rusen Esref ( Ünaydin), Karagah-i Umumi Muhafiz Piyade BölüGü Kumandani Mülazim-i Evvel Ruhi ile gerçeklestirdiGi mülakatinda MehmetçiGin aGzindan su hatirayi kaydeder:
--------------------------------------------------------------------------------
Bizim mintika kumandani Süvari Kaymakami Mahmut Bey tayyarelere pek kizar efendim. Daima ates ettirir onlara ; katiyyen üzerimize sokmaz onun zaten tabiati böyledir. Bir tayyare geldi miydi,haydi ütün bataryaya ates ettirir.
--------------------------------------------------------------------------------
Evet efendim; tayyare düstü. Hava hafif sisli olduGu için tabii gemiler bu sükutu( düsüsü) görmüyorlardi. Tayyareciler kendilerini denize attilar. Kendi gemilerini istikametine yüzmeye basladi. Bunu gören bataryamiz düsmanin kendi gemilerine iltihak etmemesi için efendim ,ates etti ki tayyareciler geriye dönsünler. O vakit gemilerde tayyarenin burada düstüGünü anladilar. Onlar da ates açtilar. Tayyare tahrip edildi. O vakit de bizim hiç olmazsa bir esire fevkalade ihtiyacimiz vardi. Çünkü düsmanin o dakikadaki vaziyetini anlamak istiyorduk. Zira düsman Anafartalar'dan çektiGi askeri Seddülbahir'e ihraç yapmak istiyor gibi göstertiyordu. Yani açikçasi bunu blöf olarak yapiyordu. Ve gemiler de ( eliyle isaret ederek) bakin iste böyle daima Seddülbahir etrafinda bir kavis seklinde duruyordu.
Mintika kumandamiz Kaymakam Mahmut Bey bu tayyarecinin neye mal olursa olsun mutlaka kurtarilmasini istiyordu. Tayyareciler en nihayet bir buçuk kilometre kadar sahile yakin geldiler. Tabii sahil mayin döseli olduGundan kimse giremiyordu.
Düsmanin vaziyetini öGrenmeye siddetle ihtiyaç vardi. Bu sirada bir düsman tayyaresi düsürülmüs ancak bizimkiler baska taraftan o tarafa hala ates etmekte idiler. Düsman tayyarecileri hem mayinli hem de ates altinda ölüm kalim mücadelesi vermekte idiler.
Bu noktada teessüratimi söylüyorum: o iki adam baGiriyordu. Yani ölüyorlardi artik. Ve sahilden hala imdat umuyorlardi. Tabii bir kumandan emir verdiGi vakit süngü üzerine top üzerine gidip ölmek vazifemizdir. iste o vakit mintika kumandani Kaymakam Mahmut Bey " Kim girer?" diye bir sual sordu. Bu ingilizlere sirf acidiGim için düsman olsalar da onlari kurtarmak bana bir vazife-i vicdaniye oldu. Yüzmek de bilirim.
- Nerelisiniz efendim?
- Çanakkale'liyim. Bir an evvel girmek için telasimdan fanilayi da çikarmamisim. bir fanila bir iç donu kalmisti. Daldim. O zaman arkadasim Mülazim Kasif'de : "Ben de girerim " diye bendenize refakat etti. O çocuk ayni zamanda sinif arkadasimdir. simdi Rusya'da esir zavalli. Beraber girdik. Muttasil düsman toplari ates ediyor. Monitörler,karsimizdan eksilmiyor. Tayyareler tepemizde dönüyordu.
Fakat biz tabii pek alçaGa düsüyorduk. Sular da biraz dalgaliydi. Ne bizimkilerin nede onlarin makas atislari bizi kistiramiyordu. Gülleler hep ötemize berimize düsüyordu. Bize hiç ziyan vermiyordu.
Maateessüf o tayyarecilerden birisi boGuldu. Çünkü bizde takat kalmamisti. Ötekini kurtardik beyim. Mintika kumandani Mahmut Bey kendisini aldi. Mintikasina götürdü. Orada ingilizce mesaj yapildi. Güzel baktilar sonra Besinci Orduya teslim edildi.
Giderken ingiliz mintika kumandani Mahmut Bey 'e demis ki:
"Türkleri söyle cesurdurlar, böyle alicenaptirlar diye kitaplarda okurdum. Bu defada cephede gördüm. Fakat böyle siddetli bir atese karsi bu derece fedakarliklarini bilemezdim. Bu derecesini bir ingiliz bile yapamaz."